01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ASTRONOMİ kitap nımları/uzaktan algılama ve benzeri sosyal yaşamın vazgeçilmezlerini de dikkate alırsak, gelecekte söz sahibi yine uyduların olacağı/ uydu ve ilgili yan alanların geleceğinin parlayacağı yorumu belki yapılabilir... evrenin yapısının hızla öğrenilmesi de bu yolla olacağa benzer görünüyor... yani gelecek/istikbal göklerde/uzayda gözüküyor... şu basitleştirilmiş ifade olguyu belki anlaşılır kılabilir: yüzmeyi öğrenmenin yolu suya/denize... atlamaktan geçer, evreni/çağdaş enerji kaynaklarını/yaşamı kolaylaştıran ve ekonomik kılan yeni–farklı anlayışları–olguları öğrenmenin yolu da uzaya koşmak olsa gerek... Bu öngörü değerlendirmeleri, gelecek için karar verme/seçme ve benzeri tercihleri olan genç okurlara belki yol gösterici de olabilir... Eldeki arazi dürbünleri bile bizleri heyecanlandırırken onların büyükleri durumundaki teleskoplar herhalde büyük mutluluklar saçmalı!. Gökbilimciler olarak uzayı gözlüyoruz ve bulgularımızı makaleler yoluyla bilim dünyasına duyuruyoruz... Uzaydan olan alışkanlıklarımız gereği–doğal olarak Yer’i/çevreyi/bulunduğumuz yerleşimlerdeki olayları da gözlemliyoruz. sonra da bu sosyal izlenimlerimiz eğer bir an uzay/doğal olaylar ile ilişkilendirebilirsek bu bizlere/çevremize/insanlığa kazanım olmalı. gökyüzü olayları yazılarında yapılageldiği gibi bu kazanımları da bilgi paylaşımı adına yazagelmekteyiz. Temel bilimlerin sonuçları hemen hayata geçemeyebiliyor, süreç istiyor. belki temel bilimlerden edindiklerimizi sosyal olaylar ile ilişkilendirebilirsek yararlılığımız çoklu katlanır herhalde. aslında bu yol çok az deneniyor ve o da bilimcilerin iç sesleri olarak kalıyor veya belki yakın çevreleri ile sınırlı kalmakta. gerçekte bu alan öncelenmeli yani geleceği olan bir alan ve bir şekilde halkımıza/geniş topluluklara/insanlığa kaynakçası yazarı/düşünürü olan bu "alıntısız" alandaki bilgilendirmeler de ulaştırılmalı. Okuyuculara iyi gözlem dileğiyle... OSMANLI BİLİMİ ARAŞTIRMALARI Osmanlı Bilimi Araştırmaları dergisinin, Cilt VII, 2005 no:1 sayısı, Salih Zeki özel sayısı olarak yayınlandı. Derginin bu sayısında yer alan yazılar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feza Günergun’un yönetiminde 20 Aralık 2004 tarihinde İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen Salih Zeki sempozyumu’nda yapılan konuşmalardan oluşmaktadır. Dergide yer alan yazılar şunlardır; 1Erdal İnönü; Salih Zeki ve Asarı Bakiye, 2 Yavuz Unat; Asarı Bakiye ve Yazılış Yöntemi, 3 Hülya Şenkon; Salih Zeki ve Asarı Bakiye’nin 1960’larda Yapılmış Bir çevirisi, 4 Atilla BirMustafa Kaçar; Salih Zeki’nin ‘Teslisi Zaviye’ Konusundaki ‘Bir Hendese Meselesi’, 5 İnanç Akdenizci Demirtaş; Salih Zeki’nin Lobaçevski Geometrisini Tanıtan İki Konferansı, 6 Meltem Akbaş; Salih Zeki ve ‘Zaman’ Başlıklı Konferansı, 7 Feza Günergun; Salih Zeki ve Astronomi: Rasathanei Amire müdürlüğü’nden 1914 Tam Güneş Tutulmasına, 8 Emre Dölen; Salih Zeki ve Darülfünun, 9 Salih zeki: Üç Boyutlu Bir Biyografi İçin, 10 Sevtap Kadıoğlu; Salih Zeki ve Çevresi, 11 Tanju Demir; Salih Zeki ve ‘Ecnebi Postaneleri’nin Kaldırılması Konusundaki Görüşleri, 12 Feza Günergun; Asarı Bakiye ve Salih Zeki Üzerine Ek Bilgiler. ÜNİVERSİTEDE sergilenen göktaşı tam 2 ton ağırlığında http://www.tug.tubitak.gov.tr/goy2006.pdf adresinden ulaşılabilir. Perseidler gök taşı yağmurunu geçtiğimiz ay 12 Ağustos’ta 2500 metre yüksekten iyi gözlem şartlarında izledim; gerçekten önceden belirtildiği gibi olay gerçekleşti… fakat resimlenebilecek bollukta da değildi… bir saatte belki 20 göktaşı sayılabildi… etkileyici parlak olanları azdı ve çoğunluk sönük iz bıraktılar… bu olumsuzlukta gökyüzünde dolunayın olması etken oldu… Yaklaşık mercimek büyüklüğündeki gök taşları doğal havai fişek gösterisi sunuyor görünümündeler… Bu sayfada verilen ve bulunduğum üniversitede sergilenmekte olan gök taşı ise tam 2 ton! Bilimsel raporlardan–makalelerden sonra zamana da vurdurularak doğrulanan uydu verileri artık yeni modern astronomi kitaplarını–tüm konuları süsler oldu... uzun zamandır izleniyor ki eski ile yeniyi ayırt eden bir "milad" olma yolunda da sanki... Bu yüzden gökbilimi günümüzde ileriye sıçratanın uydu verileri olduğu seslendirilebilir görülüyor... Astronominin hemen her alanında uydu verileri etken: Güneş dahil özellikle Güneş Sistemimizi geçmiş ile karşılaştırıldığında şimdilerde çok ileride ve ayrıntısı ile görerek bilmekteyiz... yine uydu teleskopları/alıcıları ile derin uzayı da geçmişe göre daha iyi biliyoruz/görüyoruz... "Bilgi çağı" isimlendirilmesinde de uydu verileri herhalde etken olmuştur... uydu yollu haberleşme–ağ dona ÖĞRENEN ORGANİZASYON YOLCULUĞU Evrim ÇalkavurRemzi Kitapevi “İnsanların öğrenmeyi sevdiği, ama öğretilmekten hoşlanmadığı gerçeği, eğitim felsefesinin temeli olmalı. Yaşam, doğası gereği sürekli öğrenmeyi ve gelişmeyi gerekli kılar. Öğrenmek ve gelişmek bir lüks değil, zorunluluktur. Coşkulu, üretici ve verimli insanları yönetenler, çalışanlarına öğretmek yerine öğrenme olanakları sunanlardır. İşinden sıkılmış insanların çalıştığı pek çok işyerinde “Öğrenen Organizasyon” uygulaması yeni ufuklar açacaktır. “Öğrenen Organizasyon” uygulamalarını, kurumlarını bilimsel düşünceyle yönetmek ve piyasada rekabet üstünlüğü elde etmek isteyen eğitim ve iş liderlerine önerilir. • Öğrenen Organizasyonlar’da yeni ve insanı geliştiren eğitim ve düşünce yöntemleri teşvik edilir. • Öğrenen Organizasyonlar’da insanlar birlikte öğrenme yöntemlerini öğrenmeye çalışırlar. •Öğrenen Organizasyonlar, çalışanların ulaşmak istedikleri sonuçlar için düşünce yapılarını sürekli olarak geliştirdikleri ortamlardır. Bu yazıda kaynakça olarak kısmen "The Astronomical Almanac 2006"dan yararlanıldı. CBT 1015 / 9 1 Eylül 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle