Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
şam, çoğu zaman uzun bir yaşam anlamına gelebiliyor. 7 HASTALIK KURUNTUSUNU HAFİFE ALMAYIN Sağlıklı ve uzun bir yaşam için verilecek en önemli tavsiye, hastalandıkları zaman, doktora başvurmalarıdır. Yaşamı tehdit eden hastalıkların pek çoğu başlangıçta belirti vermez; ancak hastalığın ileri safhalarında belirtiler ortaya çıkar. Bu aşamada da tedavi açısından yapılacak fazla bir şey yoktur. Kesin olan en kötüsüne hazırlıklı olmanın her zaman fayda sağladığıdır. Bu durumda alınması gereken en etkin koruyucu tedbirleri nelerdir? Ve bunları ne zaman ve ne aralıklarda almak yarar sağlar? Erken uyarı için ne yapılması gerektiğini araştıranlar çok çeşitli seçeneklerle karşılaşır. Tam vücut CT taraması sessiz tümörleri ve kalp hastalığının ilk belirtilerini ortaya çıkartabilir. Çok sayıda kanser türü ve diyabet gibi hastalıklar, diğer basit testlerle erken evrede tespit edilebilir. Bu arada, genetik taramalar ne türlü hastalık riskleriyle mücadele etmeniz gerektiği yönünde bilgi verebilir. İlk bakışta bütün bunlar, mutlaka yapılması gereken işlemlermiş gibi algılanabilir. Yapılan testler ve taramalar ya sizin tamamen sağlıklı olduğunuzu gösterir, ya da farkında olmadığınız bir soruna dikkatinizi çeker. Yani her iki durumda da kazanan siz olursunuz (winwin durumu). Ne var ki gerçek bu kadar basit değildir. Prostat kanserini ele alalım. Dünyanın dört bir yanında orta yaşlı erkekler, rutin olarak kanda prostat kanserinin varlığını gösteren PSA denilen bir antikor testinden geçer. Bu test kuşkusuz binlerce insanın hayatını kurtarmıştır, ancak garantili olduğu söylenemez. Prostat kanseri olan pek çok erkeğin PSA’sı düşük çıkabilir ve PSA’sı yüksek çıkan üç erkekten ikisinde kanser yoktur. Dahası, teste göre kanser varolsa dahi, tedavi yarardan çok zarar verebilir, çünkü pek çok prostat kanseri çok yavaş ilerlediği için, erkek 150 yaşına gelse bile ölümcül bir tehlike yaratmayabilir. Diğer tarama teknikleri de PSA testleri kadar sorunlu olabiliyor. İlk önce pozitif sonuçların her zaman yanlış olma olasılığı vardır. Bu da psikolojik stres ve gereksiz tıbbi müdahalelere yol açabilir. Yanlış pozitif sonuçlar sonuçta size çok fazla zarar vermeyebilir, ancak yanlış negatif sonuçlar ölümcül ihmallere zemin hazırlar. Temiz olduğunuzu gösteren bir sonuç, sizi rahatlatıp, belirtileri göz ardı etmenize yol açabilir. Bazen de taramaların kendisi zarar verebilir. Örneğin tam vücut CT taraması, 500 göğüs röntgenine eşit dozda radyasyona maruz kalmanız anlamına gelir. Tek bir tarama belirgin bir zarar vermez, ancak birkaç yılda bir tarama yaptırırsanız gereksiz risk almış olursunuz. Bu durumda hangi koruyucu tedbir yarar sağlar? Bunu yanıtlamak kolay değildir. İngiltere’de Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS), risk ve yarar dengesini ölçen 19 testten geçtikten sonra eğer gerekiyorsa taramalar için ödeme yapar. Bu politika, sonuçta birkaç çeşit taramaya yeşil ışık yakar. Bunlar 6069 yaşları arasındakiler için kalın bağırsak kanseri, 5070 yaşındakiler için mamogram, 2564 yaşındakiler için rahim boynu kanseridir. 9 YENİ DENEYİMLERE AÇIK OLUN! Yeni deneyimler sizi yalnızca eğlendirmekle kalmayacak, yılların üzerinizde iz bırakmasını sağlayacak. Entelektüel bir yenilik zihninizi güçlendirirken, hastalıkları da uzaklaştırabilir. Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden Marian Diamond, briç oynamanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ortaya çıkarttı. Diamond’ın laboratuvar sıçanları üzerinde yürüttüğü bir diğer araştırma da, entelektüel yeniliklerin uzun yaşama da zemin hazırladığını gösteriyor. Bir labirente bırakılan ve yeni oyuncaklarla oynamalarına izin verilen sıçanların ömürlerinin yüzde 50 oranında arttığı görüldü. Ayrı"Ne kadar ca yeni ülkelere yapılan seyauzağa gittiğini hatlerin, yeni bir dil öğrenmenin, sudoku oynamanın, saanlayabilenler, natla ilgilenmenin, aralarında yalnızca ileri Alzheimer’ın da bulunduğu sinir harabiyetine yol açan hasgitme talıkların ortaya çıkmasını gecesaretini gösciktirdiğini gösteren çok sayıterenlerdir." da çalışma söz konusu. Ne yazık ki kalp atışlarını T.S Eliot hızlandırmanın ömrü uzattığına ilişkin herhangi bir kanıt söz konusu değil. Ancak düzenli heyecanlar, yaşamı daha uzunmuş gibi algılamanıza yol açabilir. Yaşlanmanın insanı en rahatsız eden yönü, günlerin uzun, yılların çok kısa gibi hissedilmesidir. Bu paradoks öznel değildir. Bilim adamları beyinlerimizin gençken zamanı gösteren tiktak’larla birlikte salınırken, bunun yaşlandıkça yavaşladığını keşfetti. Bilim adamları bu saati hızlandıracak bir yolu henüz bulamamakla birlikte, anımsanacak deneyimlerin artması bunun tam tersi bir izlenim uyandırdığı için yıllar daha yavaş geçiyormuş gibi gelebilir. Uzun yaşamak kendi içinde bir son değildir. Dolayısıyla Amerikalı ünlü ozan T.S Eliot’un dediği gibi, hedefi her gün bir adım daha uzağa taşımak en doğrusudur: "Ne kadar uzağa gittiğini anlayabilenler, yalnızca ileri gitme cesaretini gösterenlerdir." Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 3 Haziran 2006 8 GIDANIZA DİKKAT EDİN! Bugüne dek uzun yaşamak için yararları kanıtlanmış tek strateji kalori kısıtlamasıdır. Kalori kısıtlaması idare edecek kadar yemektir. Bu strateji farelerin yaşamlarını yüzde 30 oranında artırabiliyor. Eğer az yemek insanlarda benzer etkiyi yaratıyorsa, insanların 100 yaşını geçmeleri işten bile değildir. Yemek miktarını kısmak gerçekten yararlı mı? İnsanlar böyle olduğuna inanıyor ve bilimsel kanıtlar da bir dilim pastaya hayır demenin uzun yaşama zemin hazırladığını gösteriyor. Geçen nisan ayında bilim adamları, üç ay boyunca eskisine oranla yüzde 25 oranında daha az yiyenlerin kanlarındaki insülin düzeyinin düştüğünü, vücut sıcaklığının azaldığını, DNA hasarlarının seyrekleştiğini bildiriyor. Bütün bunlar uzun yaşama yol açan gelişmelerdir. Ancak şu anda kimse bu etkinin devamlı olup olmayacağını bilmiyor. Diğer taraftan Harvard Üniversitesi’nden Lloyd Demetrius gibi kuşkucular, kalori kısıtlamasının en iyi olasılıkla insan ömrünü bir veya iki yıl uzatacağını söylüyor. Pek çok insan, kalori kısıtlamasının kişinin metabolik hızını ve dolayısıyla zararlı serbest radikallerin üretimini düşürerek yarar sağladığını düşünse de, Demetrius, metabolik istikrarın yaşlılıkta anahtar kavram olduğunu ileri sürüyor. Kaldı ki uzun yaşamasanız bile, sürekli aç gezmek yaşamı daha uzunmuş gibi algılamanıza yol açabilir. Aç kalmak size göre değilse, İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine kulak verip, sebze ve meyveye ağırlık verebilirsiniz. Bakanlığın yürüttüğü bir araştırmaya göre günde 5 porsiyon sebze ve meyve yemek insan ömrünü ortalama 3 yıl uzatıyor. Bu arada taze meyve ve sebzenin –özellikle yeşil olanların yaşlanan beyni daha sağlıklı tuttuğuna ilişkin sonuçlar daha inandırıcı. Yeme içme alışkanlıklarınızı değiştirme konusunda istekli değilseniz, şu iki kesin bilgiyi göz ardı etmemenizde yarar var: Yüz yaşındaki insanlar üzerinde yapılan araştırmalar, sağlıklı bir diyetin uzun ömür konusunda çok önemli bir faktör olduğunu kesin olarak ortaya koyuyor. Ayrıca yüksek kalorili, yağ açısından zengin yiyeceklerin erken ölüme davetiye çıkarttığı da biliniyor. CBT 1005/9 23 Haziran 2006