28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kitap Seyhan yer alır. Yirminci yüzyılda, Cumhuriyet’in ikinci ve üçüncü kuşak bilim adamlarının, üniversitelerde bilimsel yayın sayılarını, özellikle son on yılda hızla arttırarak 15bine çıkardıkları biliniyor. Profesör İnönü temel bilim dallarında yukarda sözü edilen bibliyografyaları güncelleştirmek için veri topluyor. etik sorunlar var. Bunların düzeltilmesi için somut, pratik öneriler getirecek yerde, kendi çalıştığınız öğrencileri toptan kötülemekle bir yere ulaşamazsınız. İNSAN VÜCUDU Orijinal adı "The Human Body Atlas" olan ve Arkadaş Yayınevi’nde çıkan İnsan Vücudu kitabı, dünyaca ünlü tıp ressamlarının (ki aralarında Türk doktor Levent Efe de var!) fotoğraf niteliğindeki çizimleri ancak fotoğrafta asla göremeyeceğiniz ayrıntıları ve bir atlas için yeterli açıklayıcı bilgileriyle, hemen herkesi vücudumuzda heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Ressamlar, çok güzel çizimleriyle, bedenimizde duyduğumuz veya duymadığımız bütün ayrıntıları, kasları, sinirleri ve yapılarını, hücreleri, damarları vb. gözler önüne seriyorlar. Ayrıca, açıklayıcı bilgilerin hemen hepsi herkesin anlayabileceği bir Türkçe ile sunuluyor. Kemikler ve yapıları, eklemler, kıkırdak yapıları ve bütün kemiklerin biçimleri ve fonksiyonları, kitapta yer alıyor. Ayrıca bazı bölümlerde de okura kısa açıklayıcı bilgiler sunuluyor. Mesela Kalça, bacaklar ve Ayaklar tanıtılırken "yürüme eylemi sırasında 200’den fazla kas birlikte çalıştığını, günde ortalama 810 bin adım attığımız, normal bir yaşam süresi içinde bu adımlarla dünyanın çevresini dört kez dolaşmanın mümkün olduğunu öğreniyoruz Aynı şekilde bedenimizde yaklaşık 700 kasın bulunduğunu da.. İ n s a n Vücudu, insan vücudunu tanıtan, vücudun her bir parçasının nasıl işlediğini ayrıntılarıyla zengin görsel malzemelerle anlatan bir başvuru kitabı. Bilimsel içeriğiyle, renkli ve ayrıntılı çizimleriyle tepeden tırnağa vücudumuzun her ayrıntısını gözler önüne seriyor. Kitap, beden sistemleri ve beden bölgeleri olarak iki bölüme ayrılmış. İlk bölümde, vücuttaki başlıca sistemler ve bunların sağlık açısından rolleri anlatılmış. İkinci bölümde vücuttaki bölgelerin her biri ayrı ayrı ele alınmış, bölgeleri oluşturan organlar, kemikler, kaslar, sinirler ve damarlar bilgilendirici çizimlerle açıklanmış. İnsan Vücudu, her yaştan öğrenci için yararlı bir kaynak olduğu gibi, aileniz için de bir başvuru kılavuzu niteliğindedir. Açık ve anlaşılır dili ve dikkat çeken çizimleri sayesinde insan vücudunu ve nasıl işlediğini öğrenme ve anlama yolunda doyurucu bir deneyim yaşayacaksınız. Büyük boy, renkli, 224 Sayfa ve 2006 Şubatında yayımlanmış. ISBN: 9755094636. İletişim: 0312434 46 24 (dört hat). www.arkadas.com KAOSA SÜRÜKLEYEN YAKLAŞIMLAR Prof. Şengör’ün CBT’deki son yazıları, eğitimöğretimaraştırma konularında değişik yaklaşımların açıklanmasına yol açtı. Epostama, Çukurova Üniversitesi Tarım Fakültesi’nden Prof. Dr. İbrahim Ortaş tarafından gönderilen "Türkiye’de Bilim Yapılmıyor" yargısına varan bir mesaj gönderildi. Sayın Ortaş’ın internet dosyasına baktım. Toprağa atılan çeşitli gübreler üzerinde çalışıyor. Bu konularda 19922006 yıllarında (14) yayın yapmış. Çalışmalarına verilen atıf sayısı oldukça düşük (A/Y = 3). Sınıfta verdiği derslerden memnun değil! "Bizler" diyerek bütün öğretim üyelerini aynı gruba sokuyor. Verdiği derslerin kalitesini yeterli bulmuyor. Arkadaş, sizin bilim yapmamanız için elinizi kolunuzu bağlayan mı var? Böyle dağınık, afaki hükümler vererek Türkiye’de bilime katkıda bulunmak olanağı yoktur. Yaratılan kaos ortamı çeşitli töre dışı davranışlara da yol açabiliyor. Bir kimya hocasının 19741996 döneminde kromatografi konusunda (7) yayını var. 1980 yılında Hollanda’ya giderek kromatografi öğrenmiş. Son makalesi TÜBİTAK Dergisinde yayınlanmak üzere kabul edilmeyince, editörlerin kimya bilmediklerini yazabiliyor! Töresiz bir yaklaşım. Töre her yerde geçerlidir. Türkiye’de, şimdilerde, genç kızları öldürmek için kullanılıyor. YANLIŞ TANI YANLIŞ YARGI Öğretimin bütün ağırlığı ile sürdüğü haftalarda, üniversite lisans öğrencilerini, bir yabancı bilim adamının konferansına katılmadıkları için Bilim adamlarının, kınamak yanlıştır. Türkiye’de üniversitelerde bir yanlış tanı da bilimsel yayın YÖK konusunda sürüyor. Günüsayılarını, özellikmüzde Yüksek le son on yılda Öğretim Kurulu’nu 1980’li yılhızla arttırarak lardaki Profesör 15bine çıkardıkİhsan Doğramacı’nın Kurulu ile ları biliniyor. karşılaştırmak doğru değil. Birçok değerli bilim adamının, Kurul’un yüksek öğretime gerekli hizmeti sağlaması yolunda çaba harcadıklarını ve dengeli bir düzenin kurulduğunu biliyorum. Yüksek öğretimin, üniversitelerin birçok eksikleri ve yanlışları var. Öğretim üyelerinin birçoğu hemen hiç bilimsel çalışma yapmıyor. Yapılan bilimsel yayınların nitelikleri yetersiz. Yaygın için ön koşullar 2023 Strateji Belgesi"nde bu konuda stratejik bu temel yanlış yapılmış, "AVRUPA ARAŞTIRMA ALANI İLE BÜTÜNLEŞECEK TÜRKİYE ARAŞTIRMA ALANININ YARATILMASI" yaklaşımına yer verilmiştir. Bu yaklaşımın sonucu olarak, Türkiye’yi yöneten hükümetler ve üniversite yöneticileri, yıllardır araştırma etkinlikleri için kaynak yokluğundan yakınan bilimcileri AB (Avrupa Birliği) fonlarına yönlendirmişlerdir. Türkiye, AB 6. Çerçeve Programı’na 2003 yılında ortak olmuştur ve bu programa TÜBİTAK aracılığı ile 250 milyon Avro ödemiştir. Buna karşılık, Türkiye proje katılımının parasal getirisinin 10 milyon Avro olduğu belirtilmektedir. Bugünlerde de, 7. Çerçeve Programı’na da verilmek üzere proje hazırlıkları yapılıyor. Ancak sonucun 6. Çerçeve Programı’nda olduğu şekilde ortaya çıkacağı açıktır. Türkiye, Avrupa Araştırma Alanı’na mali kaynak aktarmaya devam edecektir. Bununla birlikte temel sorunun bu olmadığı da açıktır. Türkiye 7. Çerçeve Programı’na yatıracağı paranın tümünü geri alsa bile, ülkenin bilimsel üretimi doğrudan Avrupa sermayesinin çıkarları doğrultusunda yönlendirilmiş ve şekillendirilmiş olacaktır. Bu şekilde Türkiye bilimcileri, Avrupa Şirketlerinin ARGE etkinlikleri için, ucuz emek gücü cennetine dönüştürülecektir. Türkiye büyük sermaye çevreleri bile "Türkiye Çerçeve Programlarına çok para ödüyor ve karşılığında da çok düşük bir geri kazanım alıyor. Çerçeve programlarına karşı çıkmadan başka bir formül bulunabilir; örneğin daha az para koyarak bu süreç idare edilebilir" diyorlar(4). Türkiye bilimcileri, Türkiye Araştırma Alanı ile Avrupa Araştırma Alanı arasında çok önemli ayrımların varlığını bilmek zorundadırlar. AB fonları ilk aşamada kaynak sıkıntısı çeken bilimcilere bir olanak olarak gözükebilir. Ancak bilimciler, uzun süreçte, ülkenin ARGE etkinliklerinin Avrupa’ya bağımlı kılacağı zararları ve yıkımları düşünmek, irdelemek ve sorgulamak zorundadırlar. Bunun sonucu olarak, uygulanan sisteme karşı çıkmak, bilimcilerin yurtlarına ve toplumlarına karşı birincil sorumluluklarıdır. Bunun aksi ise, bilim ve teknolojide taşeronluğa (alt yüklenici) soyunmaktır. KAYNAKÇA 1. Kaymakçı, M. , 2005. Türkiye’nin Ulusal Bilim ve Teknoloji Vizyonu, 2023 Üzerine Temel Bir Yanlış, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Aylık Atatürkçü Dergi, Sayı 83. 2. Bursalı, O., 2004. Ulusal Parti Programı, Cumhuriyet BilimTeknik, Sayı: 910. 3. Göker, A., 2005. Küreselleşme, Teknoloji Ve Ulusal Strateji Paneli, Ankara. 4.İlbaş, A., 2006. Avrupa Çerçeve Programlarına Başka Türlü Katılım, (İç.) Arçelik: Türkiye’nin Patent Öncüsü, Cum huriyet BilimTeknik, Sayı: 1000. CBT1005/21 23 Haziran 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle