27 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM İlaç, Ne Yapmalı? Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1005 23 Haziran 2006 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz (Sorumlu) GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.343 72 74 Faks: 0212. 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Yerel Süreli Yayın Tel: (0212) 251 98 7474/ 343 72 74 BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna İstanbul www.cumhuriyet.com.tr duyuru AZİZ SANCAR KONFERANSI ABD’deki en ünlü bilim insanımız, Amerikan Bilimler Akademisi üyesi, bilimsel yayınlarıyla ve yayınlarına aldığı atıflarla çok yüksek bir bilimsel başarım gösteren Prof. Dr. Aziz Sancar, Türkiye Bilimler Akademisi’nin İstanbul Ofisinde (İTÜ Eski Maden Fakültesi Binası, Maçka) 26 Haziran Pazartesi günü saat 18.30’da "Türk Saati ve Biyolojik Saat" başlıklı bir konferans verecek. Aziz Sancar, Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya ve Biyofizik bölümünde araştırmalarını sürdürüyor. Kim derdi ki, İş Bankası gibi büyük bir bankanın müdürü, sıcak paranın istediği gibi ülkeye girip çıkmasına karşılık "Topin Vergisi" konmasını (giren sıcak paraya vergi!) tartışmaya açacak? Dün belli çevreler için tabu olan konular, Türkiye’nin kırılgan ve göreceli istikrarlı yapısının ikide bir günışığına çıkması karşısında, çeşitli çevreleri daha istikrarlı yapı için çözümler arayışına götürüyor.. Hayat, böyle bir şey demek ki! Sorun, Türkiye ekonomisinin sürekli cari açık vermesi ve özellikle göreceli bir yüksek ekonomik büyüme zamanlarında daha da artan bu açığın, yüksek faizucuz kur politikasıyla ülkeye çekilen sıcak para ile finanse edilmesi.. Fakat bu saadet çemberi, ekonomik dengelerin değişmesi sonucu, durmadan ve her zaman belirli periyodlarda kırılıyor ve sorun çıkıyor.. Haziranda yaşadığımız gibi! Daha önceleri yaşadıklarımız gibi.. Sorun, büyümesi, artan bir cari açığa bağımlı olmayan bir ekonomik yapı kurulmakla çözülebilir ancak.. Bu yıllardır böyle, ancak ekonomi politikalarını bu ülkede ne yazık ki mali sermaye belirliyor; bankacıların ülkenin başına "kalkınma"cı kesilmesi ve ekonomi politikaları dikta etmesi, durumu ne yazık ki ağırlaştıran etken. Çünkü cari açık vermeyen bir ekonomik yapıyı, ciddi olarak gündemde tutmak ve tartışmak mümkün olamıyor! Dünyanın hiç bir ülkesi "finans politikaları" ile kalkınmamıştır; finans, kalkınma politikalarının sadece bir aracıdır, egemeni değil! *** Şimdi dönelim ilaç ve cari açığa! Dergimizin AÇIKKÖŞESİ’nde yayımladığımız makalede ilaç stratejik bir tehdit olarak nitelendiriliyor.. İlacı bugünkü koşullarda bir "güvenlik sorunu" olarak görmek belki abartılı olur, ama ilaca her yıl giderek artan ödemelerimizin, cari açıkta çok önemli bir kalem oluşturduğunu biliyoruz. Ama, bir ekonomik tehdit algılaması doğru olur! Tıp Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok ve Genel Sektereti Dr. Ali Rıza Üçer usanmadan dile getiriyorlar. Gönderdikleri son yazıya bakıyorum: Türkiye dünyanın 13. büyük ilaç pazarı, ilaç harcamalarının ulusal gelire oranında dünya lideri. Esas olarak dışa bağımlı. 2005 yılı ilaç pazarı üretici fiyatlarıyla 6.6 milyar dolar, tüketici fiyatlarıyla 9 milyar dolar. Pazar geçen yıl yüzde 55 büyümüş! Ülkenin bir araştırma geliştirme veya bir kalkınma sanayileşme politikası olmadığı için, ilaç sanayimiz teşvik edilmedi, bugün gelinen noktada eşdeğer ilaç üreten yerli şirketlerimizin de "veri koruması" uluslararası politikasıyla Türkiye tam teslim alınmak isteniyor. Artan ilaç tüketimli dikkate alındığında, Türkiye özellikle ilaçta arabayı devireceği bir dönemece doğru hızla yol alıyor.. Uluslararası ilaç şirketleri, parasal olarak ülkemizde güçlüdür ve ayrıca, devlet ve kurumlarıyla alengirli ilişkiler içinde oldukları görülüyor.. Son olarak, müfettişler, çok sayıda ilaç şirketi hakkında, bu çerçevede suç duyurusunda bulundu.. Bu şirketlerin Sağlık Bakanlığı’nın ilgili daireleriyle ilişkileri de mercek altına alınmalı.. *** Ne yapılmalı? Şüphesiz ulusal yararlar mümkün olan bütün araçlar kullanılarak gözetilmeli ve ilaçta cari açığı her yönüyle azaltacak üretim politikaları izlenmeli.. Jenerik ilaç üretim ve kullanım politikasına büyük önem verilmeli. Türkiye, burada üretilebilecek ilaç ve bütün sarf malzemelerinin üretimini teşviklerle desteklemeli.. Bunlar kalem kalem saptanmalı, böylece ülkemizde ilaç sektöründe yeni üretim ve istihdam kapasitelerinin yaratılmasına yardımcı olunmalı! *** AKP bir tüccar, aracı, alsatçı partidir.. İktidarda bütün icraati bunu gösteriyor. Ülkemizin üretim kapasitesini geliştirmeye değil, ellerindeki olanakları dışarıdan mal alımını teşvikte kullanıyorlar.. İstanbul Belediyesinin 5 milyona burada yapılacak ve hız kazandırılacak vapurlarımızı devre dışı bırakarak ve tersane kapatılarak, Avustralya’dan tanesi 100 milyon dolara hızlı feribotlar alması da bu anlayış ve politikanın tipik yansımasıdır.. AKP’nin alsatçı, aracı politikalarıyla mücadele edilmeli, iktidar mensupları, mümkün olan herşeyi ülkemizde üretme politikalarını uygulaması için her fırsatta sıkıştırılmalıdır.. Gelecek Cumaya kadar hoşçakalın.. CBT 1005/3 23 Haziran 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle