24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM VE TOPLUM BİYOLOJİTEKNOLOJİ den kaynaklanır. Adaptör Deri tabakası Damar tabakası Ağtabaka Pigment epiteli Görme hücreleri Çift kutuplu hücreler Gangliyon hücreleri Beyne giden sinir hücreleri Hasarlı sinir hücrelerinin yerini alan retina altı implant BİLİM, İDEOLOJİK BİR FAALİYET DEĞİLDİR Ulusun egemenliği ilkesi, ulusun bir bütün olarak çıkarlarının geliştirilmesini ve korunmasını içerir. Bu nedenle ulusun herhangi bir bölümü lehine ideolojik değildir. Ulusun egemenliğinin savunulması, sadece yabancı düşmanların ve içerde de ulus egemenliğinden zarar görecek kesimlerin saldırılarına karşı ideolojiktir. Bilim, bilimsel düşünce ve bilimsel çalışma da ideolojik bir faaliyet değildir. Hangi ırk, ulus, din, sınıf, cinsiyet veya zümreye ait olursanız olun, bilimi ve sonuçlarını aynı biçimde kavrarsınız. İnsanlar arasında bilim kadar ortak yapılan başka hiçbir düşünsel etkinlik yoktur. İdeoloji, çeşitli insan topluluklarının çıkar farklılıklarından kaynaklanır ve dolayısıyla her ideoloji ait olduğu topluluğun amaç ve değer hükümlerini içerir. Bütün insanlık için ortak olan bilim bu nedenle ideolojik bir muhteva taşımaz. Ancak ülke yönetiminde ve toplumsal yaşamda dinin egemen olmasına ya da başka metafizik ve dogmatik düşüncelerin egemenliğine karşı bilimin egemenliğini savunmak ideolojik bir tutumdur. Çünkü farklı topluluk çıkarlarına karşı tüm ulusun ve insanlığın çıkarlarını savunma anlamını taşır. Işık Uyarıcı elektrot ETKİN BİR ELEKTRONİK çip olan implant, ağtabakanın altına yerleştirilmekte. Çip, göze düşen ışık sinyallerini foto sensörler ve elektrotlar yardımıyla elektriksel uyarı akımlarına dönüştürmekte. Bunlar ise sinir hücreleri üzerinden ağtabakasında, görme siniri üzerinden ise beyne iletilmekte. Böylece beyinde görüntüler oluşmakta. GERÇEK ULUSAL EGEMENLİK Öte yandan Kemalizmin esasını oluşturan bu iki ilkenin birbirleriyle de ilişkisi vardır. Ulusun egemenliği sağlanmadıkça bilimin toplumda egemenliği kurulamaz ve bilimsel düşünce tüm ulusa egemen olmadıkça da gerçek bir ulusal egemenlikten söz edilemez. Ulusun ve ulusal egemenliğin oluşumunda bilimin rolü konusu henüz yeterince incelenmemiştir. Ulusal oluşum ve gelişimde şimdiye kadar daha çok dil ve toprak birliği, geçmişten gelen kültürel birlik ve pazar ekonomisinin varlığı gibi faktörler göz önünde tutulmuştur. Bunların her birinin ulusun oluşumunda çok önemli paylarının olduğuna hiç kuşku yoktur. Ama bunların hepsinden önemli olan ve ulus olgusunun tarih sahnesine çıkmasına neden olan asıl etken, bilim, bilimsel devrim ve bilimsel düşüncenin yayılması olgusudur. Avrupa’da bilimsel devrim, aydınlanma ve sanayi devrimi, uluslaşma sürecinin şafağını oluşturmuştur. Mustafa Kemal, uluslaşmada bilimin rolünü herkesten önce ve çok daha derinden görmeyi başarmış bir liderdir. Harf devrimi, medrese eğitimi yerine modern eğitim, millet mekteplerinin kuruluşu, bulaşıcı hastalıklara karşı bilimsel metotlarla savaş seferberliği, ülkeyi demiryolu ağlarıyla örme, ülke çapında elektrifikasyon çalışmaları, radyo yayınları vb., bizim erken dönem uluslaşma sürecimizde bilimin rolünü ve etkisini gösteren en önemli öğeler arasındadır. Kemalizm, ulusun ve bilimin egemenliği ideolojisidir. Bu nedenle de ulusal ve bilimsel egemenliğin bulunmadığı ezilen ve geri tüm uluslara yön veren bir ideolojidir. Kemalizmin Tunus’tan Çin’e kadar çeşitli ülkelerde etkili olması da, işte onun bu uluslararası niteliğinden ileri gelmektedir. Görme engellilere, siyahbeyaz görme umudu Topu topu üç milimetre genişliğinde ve milimetrenin onda biri kalınlığındaki çip, binlerce görme engelli insanınn dünyasını aydınlatacak ki Alman bilim adamı kısa bir süre önce Berlin’de düzenlenen Alman Oftalmoloji Birliği’nin konferansında, yeni retina implant teknolojisiyle ilgili ilk sonuçları açıkladı. Eberhart Zrenner ve Helmut Sachs, bir yıl önce, dejeneratif ağtabakası bozukluğu yüzünden görme yetilerini kaybeden iki hastaya implant aktarmıştı. Ameliyattan sonra ışık noktaları görmeye başlayan hastalar, ayrıca bu noktaların hareketlerini takip edebildikleri gibi yatay ve dikey çizgileri birbirinden ayırt edebiliyorlar. Elbette ki hastaların ayrıntıları seçebilmeleri mümkün değil, fakat sonuçlar en azından körlerin dünyasına küçük bir ışık getirmesi açısından umut verici. Bir yıl önce, dejeneratif Etkin bir elektronik çip olarak açıklanan impağtabakası bozukluğu lant, ağtabakanın (retina) altına yerleştirildikten yüzünden görme yetilesonra, minik foto sensörler ve elektrotların yardırini kaybeden iki hastamıyla göze düşen ışık sinyallerini elektrik uyarım ya implant aktarılmıştı. akımlarına dönüştürmekte. Bunlar sinir hücreleriyle ağtabakaya, buradan da görme siniri üzerinden beyAmeliyattan sonra ışık ne aktarılarak görüntüyü oluşturuyorlar. Sinyal dönoktaları görmeye başnüşümünden, normalde ağtabakadaki çubuk ve kolayan hastalar, ayrıca zalak biçimindeki foto reseptörler sorumludur. bu noktaların hareketBu hücreler retinitis pigmentosa veya yaşlılığa bağlı makula dejenerasyonu gibi hastalıklarda bozulerini takip edebildiklelur ve görevlerini yerine getiremezler, bu gelişmeleri gibi yatay ve dikey re bağlı olarak da hastalar yavaş yavaş görme yetileçizgileri birbirinden rini yitirirler. Foto reseptörlerinin görevini üstlenen ayırt edebiliyor. implant aynı zamanda ağtabakası için bir bypass işlevini görüyyor. Fakat bunun için ağtabakasındaki gangliyon hücrelerinin sağlıklı olması gerekiyor, yoksa çip işe yaramıyor. Alman bilim adamlarının, araştırma bakanlığı tarafından desteklenen pilot araştırması çerçevesinde gerçekleştirdikleri çipin geliştirilmesi on yıldan uzun sürdü. İ CBT1029/14 8 Aralık 2006 NASIL ÇALIŞIYOR? Tübingen Üniversitesi Göz Kliniği profesörü Eberhart Zimmer tarafından geliştiri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle