01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A YENİ BİR MEME KANSERİ GENİ İngiliz bilim adamları yeni bir meme kanseri geni saptadılar. BRIP 1 geninde bir mutasyona sahip kadınların meme kanseri riskine yakalanması iki misli diyor İngiliz Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nden Nazneen Rahman in Nature Genetics dergisinde. Meme kanseri riskini arttıran genler daha önceleri de bulunmuştu. Mesela BRCA 1 ve BRCA 2. BRCA mutasyonu kadınların %5080’inde meme kanserine yol açmakta. İngiliz bilim adamları BRCA mutasyonu taşımayan 1212 meme kanseri hastasını incelerken, dokuz hastada BRIP 1 geninde bir mutasyona rastlamışlar. Bu değişime bağlı olarak büyük bir olasılıkla ilgili proteinin etkinliği durdurulmakta. 2081 kişilik kontrol grubunda bu mutasyon sadece iki kadında görülmüş. Araştırmacılar, BRIP 1 mutasyonuna bağlı meme kanseri CHEK2 ve ATM mutasyonlarına bağlı meme kanseri türlerine benzediğini ve bu genlere bağlı mutasyonların ancak diğer genetik mutasyonlar veya çevre faktörleriyle birlikte kansere yol açabileceğini söylüyorlar. Diğer riskli genler gibi BRIP 1 geni de DNA bozukluklarının onarımında katkısı bulunmakta. Bu da, onarılmayan DNA bozukluğunun meme kanserinin oluşumunda önemli bir rol oynayabileceğine dayanan tezi desteklemekte. H A B E R L E R Koran ile birlikte çalışan araştırmacılar, katılımcıların alışveriş alışkınlıklarını ve finansal durumlarını öğrendikten sonra verileri, bağımlıları tanıyan özel bir programda değerlendirmişler. Buna göre kadınların %6’sı erkeklerinse %5,5’i alışveriş bağımlısı. Fakat ne var ki bu sonuçlar klinik verilerle örtüşmemekte. Nitekim alışveriş bağımlılığı terapisi için başvuranların %8095’i kadınlardan oluşmakta. Bilim adamları bugüne kadar elde edilen verilerin kanıtlanabilmesi için yeni araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyorlar. Psikologlar, ayrıca kumar gibi diğer bağımlılıkları da araştırarak bunların diğer psişik bozukluklarla birlikte ortaya çıkıp çıkmadığını öğrenmeye çalışacaklar. beklenmekte. Uranüs’ün atmosferindeki yoğun hidrojen ve metan nedeniyle gezegen açık mavi renktedir. Bilim adamları kısa bir süredir daha fazla bulut oluştuğunu gözlemlediler. Bulutlar normalde daha çok açık çizgiler halindedir bu nedenle siyah leke,araştırmacıları şaşırttı. Bunun nedeni Uranüs’ün kendine has dönüşü olabilir. Dönme ekseni yörüngesine dik konumda olan Dünyamızın aksine,Uranüs’ün ekseni yatay durumdadır. Bu nedenle de Güneşin etrafındaki 84 günlük devri sırasında yaşanan mevsimler de farklıdır. Kara leke gezegenin kuzey yarımküresindeki 27. enlem derecesinde bulunuyor ve yaklaşık olarak 1.700 ila 3000 km’lik bir alanı kaplamakta. Bu bölge yıllar süren karanlıktan sonra şimdi güneş ışını aldığı için, bilim adamları bunu kara bulut oluşumuyla ilişkilendiriyorlar. Hubble teleskopuyla daha önce alınan görüntülerde bu leke görülmüyordu. Biçimini hızla değiştiren lekeyi büyük bir merakla izleyen bilim adamları, bulutun, yılın bu bölümünde Uranüs’te kendini gösteren ilkbaharın habercisi olabileceğini de tahmin ediyorlar. Bilim adamları Uranüs'teki kara lekenin, fırtına bulutu olabileceğini düşünüyorlar URANÜS’ÜN ÜZERİNDE DEV BİR KARA BULUT Astronomların Uranüs üzerinde buldukları siyah bir leke Hubble uzay teleskopunun fotoğraflarında gezegenin yaklaşık 3000 kilometre üzerine kadar yayıldığı görülmekte Wisconsin Üniversitesi’nden Lawrence Sromovsky söz konusu lekenin, Güneş ışınlarındaki değişme bağlı olarak gelişen bir fırtınaya ait olduğunu tahmin ediyor. Siyah bulut formasyonunun ayrıca Uranüs atmosferindeki meteorolojik oluşumlar hakkında yeni bilgiler de vermesi TIP ARAŞTIRMALARI SITMA MİKROBU TROYA ATIYLA YOLCULUK EDİYOR Sıtma mikrobu konakçısının bedeninde yer değiştirirken ölü hücreleri Troya atı gibi kullanarak savunma sisteminden korunuyor. Hamburg BernhardNocht Tropikal Tıp Enstitüsü bilim adamları sıtma mikrobunun ölü karaciğer hücreleriyle kanda dolaştığını buldular. Bilim adamları paraİnsan organizmasındaki sıtma mikrozitlerin ölü hücrelerde bile hayatta kalışla bu yaşamının son evresinde kanda rını şaşkınlıkla izlemişler. Sıtma mikrobu serbest olarak hareket edebiliyor.) insana anofel sineğiyle bulaşmakta. Sinek soktuğu zaman sporozoit olarak kana karışan plazmodium, kan akışıyla karaciğere taşınmakta. Sineğin sokuşundan sadece birkaç dakika sonra sıtma parazitleri, konakçının karaciğerindeki damar cidarlarını deliyorlar. Karaciğer hücrelerine giren plazmodiumlar, hücre bölünmesiyle çoğalarak, birkaç gün içinde 40.000’e ulaşıyorlar. Bu safhada hastalık henüz belirti göstermez. Plazmodiumlar konakçı hücrede çoğalmaya devam ettikçe, hücre de hayatta kalıyor. Plazmodiumlar karaciğerden yeniden kan akışına girmek istediklerinde hücreyi öldürüyorlar diye açıklıyor bilim adamları. Science dergisinde yayımlanan araştırma yazısında, hücrenin patlamak yerine karaciğer dokusundan ayrıldığını ve kan akışıyla taşındığı yazıyor. Ve bu Troya atına benzer sistemle parazit karaciğerden yeniden kan akışına geçiyor. Ölü hücreler normalde bağışıklık sisteminin obur hücreleri tarafından saldırıya uğrarlar. Ancak parazitler, ölü karaciğer hücrelerinin "ye beni" sinyalini baskılayarak, obur hücreleri atlatırlar. Parazit daha sonra ölü hücreyi terk ederek alyuvarlara bulaşır ve burada çoğalmaya devam eder. Bunun sonucunda ise kan hücreleri patlar ve ateş ve titreme gibi tipik sıtma belirtileri ortaya çıkar. YOĞURT BAKTERİSİYLE AIDS TERAPİSİ Yoğurtta bulunan Lactobacillus bakterisinin gelecekte AIDS tedavisinde yararlı olabileceği bildirildi. Amerikalı bilim adamları hayvanlarla gerçekleştirdikleri deneyler sayesinde, HI virüsünü engelleyen mikrobisid genini vajina florasında da bulunan bakteriye aşılamaya başardılar. New Scientist dergisindeki haberde, değişimden geçirilen bakterinin, AIDS virüslerinin çoğalmasını engelleyecek kadar mikrobisid üretebildiği söyleniyor. Bilim adamları uzun bir süredir CyanovirinN mikrobisidin genlerine bir bakterinin DNA’sına yerleştirmeye çalışıyorlardı. CBT1022/4 20 Ekim 2006 ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI ERKEKLERİ DE VURUYOR Amerika’da gerçekleştirilen son bir araştırma, alışveriş bağımlılığının erkeklerin %5’inde görüldüğünü ortaya koydu Stanford Üniversitesi’nde Lorrin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle