24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

JeolojiHeyelan laşık 850 metre dolayındadır. Vadinin batı yamacında Fındıcak deresi ağzında geçici heyelan gölü oluştu (Şekil 2 ve 3 B). Göl alanından vadiyi dolduran malzeme içerisine doğru sızan su kütleyi suya daha doygun hale getirdi ve riskli bir durum yarattı. Bu göl, heyelanı takip eden ikinci günde vadinin batı kenarında önce yüzeysel akış şeklinde başlayan daha sonra doğal olarak gelişen bir dere yatağı boyunca boşalmaya başladı. Ancak 22 Mart 2005 günü aynı kaynak bölgesinden başlayan küçük çaph ikinci bir heyelan mevcut heyelan kütlesinin üzerine tekrar akmış, yanal yönde 25 metre kadar genişlemiş ve bazı evlerin toprak altında kalmasına neden olmuştur. Bu hareket sonucu topuk bölümü 50 metre kadar güneye ilerlemiş ve bunun sonucunda topuk kısmındaki hasar görmemiş bazı evler de toprak altında kalmıştır. 22 Mart tarihinde meydana gelen bu ikinci küçük çaplı heyelan sonrasında vadinin doğu yamacında ikinci bir heyelan gölü daha oluşmuştur (Şekil 2). Kopmanın ilk gerçekleştiği Kuzulu mahallesi kuzeyindeki Sorkun yaylası ve civarı eski bir heyelan bölgesidir. Yayla civarında birçok küçük boyutta eski heyelan morfolojisini gösteren yüzeyler gözlendi (Şekil 2). Kuzulu heyelanının kaynak bölgesi olan Sorkun yaylası civarında halen 10 milyon metreküpün üzerinde bir malzeme yeni bir heyelan oluşturma riski taşımaktadır (Şekil 4). Bu kütle, bölgenin yoğun yağış alması, mevsimsel ısı değişimlerine bağlı kar erimesi, kaynak sularınm ayrışmış halde bulunan malzemeyi suya doygun hale getirmesi ya da olası küçük bir sismik etkinlik ile de harekete geçebilecek durumdadır. Bu kütlenin de daha önce hareket eden kütle üzerine akması sonucunda daha büyük çaplı ikinci bir heyelanla karşı karşıya kalınabilir. Bu nedenle bölgenin hızlı bir şekilde boşaltılması, Kuzulu köyü güneyinde kalan ve Kelkit çayına ulaşan vadinin kontrol altında tutulması, bölgede uzmanlardan oluşan bir ekibin vereceği bilimsel bilgiler ışığı altında aramatarama çalışmalarının yapılması gerekir. Nitekim bu kütlenin küçük bir bölümü 22 Mart 2005 günü kaymış ve daha önce kayan ana kütleyi bir miktar hareketlendirerek topuk bölümünün güneye ilerlemesini sağlamıştır. kinci Şekil 3: (A) Heyelan öncesi, (B) Heyelan sonrası Kuzulu mahallesinin görünümü ve axan Kutıenm sınırı 22 Mart 2005 günü (iitleye ı düzlemi 17 Mart 2005 Kuzulu heyelanı ana kaynak bölgesi ve 22 Mart 2005 günü kayan kütlenin akma öncesi görüntüsü Halen kayma riski olan dilimlenmlş kütlenin görünümü Halen kayma riski olan kütlenin genel görünümü Şekil 4: Heyelanın ilk başladığı Sorkun yaylası civarında halen heyelan riski yüksek olan kütleye ait görünümler. SADECE KUZULU MU? Fay zonu tarafından ileri derecede deforme edilen ve heyelan riski taşıyan ayrışmış kayalar, topografyanın eğimi, iklim, bitki örtüsü ve doğanın insan eli ile duraylılığının ortadan kaldırılması gibi dengeyi bozucu değişik etmenlere bağlı olarak her an oluşabilecek kütle hareketleri riski altındadır. Kuzey Anadolu Fay Zonu içerisinde gelişen Kelkit Çayı vadisindeki birçok yerleşim yeri yüksek deprem riskinin yanı sıra, aynı zamanda heyelan başta olmak üze Yazının devamı 19. sâyfada Ülkemizde 17 Ağustos 1999 Kocaeli depreminden sonra gelişmeye başlayan doğa olaylarına karşı hazırlıklı olma bilinci daha çok deprem üzerine yoğunlaşmış, toplum hemen her gün yazılı ve görsel iletişim araçlarında çıkan haberlerle adeta şaşkına döndürülmüş, doğru ve bilimsel verilere dayalı haber alma özgürlüğünden bilerek ya da bilmeyerekyoksun bırakılmıştır. Deprem, heyelan, çamur akması, sel, çığ gibi doğa olaylarına karşı korunma konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan toplum ise her zaman olduğu gibi bu tür olaylardan sonra çaresizlik içerisinde kalmaktadır. Doğal kaya, zemin, yapay dolgu veya bunların bir ya da birkaçının bileşiminden oluşan şev maizemesinin, yerçekimi, jeolojikve su içeriği gibi doğal faktörler ile bilinçsizce yapılan yamaçşev kazısı, yapay patlatmalar, yamaçlar üzerindeki bitki ör HEYELAN tüsünün yok edilmesi, çeşitli amaçlar için arazinınyanlışkullanılması gibi doğal olmayan çeşitli faktörlerin etkisi altında yamaç eğimi yönünde çoğunlukla dairesel ya da düzlemsel hareketle sonuçlanan bir doğa olayıdır. Hareketin hızı ve büyüklüğü, yamaç eğimi ve içerdiği su miktarı ile doğru orantılıdır Doğal afetler içerisinde yaratmakta olduğu olumsuz etkilerden dolayı önemli bir yer tutan heyelanlar, etkin oldukları bölgedeki yerleşim yerlerinde neden olduğu can kayıplarının yanı sıra, kara ve demiryolları, enerji nakil hatları, baraj gölJeri, tarımsal alanlar ve konutlara verdiği ekonomik zararlar açısından da önemlidir. ilkbahar aylarında artış gösteren heyelanlar, ülkemizde özeilikle Karadeniz, Marmara ve Doğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere birçok bölgede ciddi sosyal ve ekonomik kayıplara neden oluyor. 941/11 2 Nisan 2005 Dünya ve Türkiye'de yaşanan heyelanlar Türkiye'de 19502004 yılları arasında heyelandan etkılenmiş konut sayısı yaklaşık 65.000, meydana gelen heyelan olayı sayısı yaklaşık 4.000 ve heyelandan etkilenmiş ve/veya etkilenmekte olan yerleşim yeri sayısı yaklaşık 3.500'dür. Afetler nedeni ile nakledilen konut sayısı ise 167.787'dir (Ünsal, 2005). Son 20 yılda hatırda kalabilen 23 Haziran 1988 Çatak (Maçka) heyelanında 65 kişi yaşamını yitirmişti ve büyük maddi kayıplar ortaya çıkmışfı. Aşırı yağıştan kaynaklanan kitle hareketlerine bağlı olarak 13 Temmuz 1995 günü Senirkent'te (Isparta) yaşanan sel ve çamur akıntısı sonucunda ise 74 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce konut akan çamurun altında kalmıştı (Öztürk, 2002). Heyelanlar ülkemizde olduğu gibi dünyanın değişik yerlerinde de birçok can ve mal kaybına neden oluyor. Isviçre'nin Elm kasabasında 1881'de terkedilen bir taş ocağında 10 milyon metreküp moloz ve kayanın hareketi sonucu 115 kişi ölmüştü. Panama kanalı inşaatında planlanan toplam kazı 70 milyon metreküp iken, heyelanlar sonucunda bu değer 175 milyon metreküpe yükselmişti. 1963 yılında İtalya'daki Vaiont barajında Jura kireçtaşlarında eski bir heyelan yeniden harekete geçmiş ve 240 milyon metreküp malzeme baraj göl alanı içerisine akarak oluşturduğu su taşkını sonucunda yaklaşık 2 000 kişinin boğularak ölümüne neden olmuştu. And dağlarında (Peru) Huascaran tepesinde moloz kaymasından 5.000 kişinin ve 1970 Peru depremine bağlı olarak aynı yerde yine moloz kayması sonucu 18 000 kişinin öldüğü biliniyor 1971 yılında Japonya'da deprem ve Muson yağışları etkisıyle oluşan heyelandan 5.000 konutun yıkılmasıyla 180 kişi; And dağlarında Montara vadisinde ise 1974'de kaya kayması sonucunda 450 kişi yaşamını yitirmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle