Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ik Yarın çok geç olabilir Geçenlerde Britanya'nın Exeter kentinde yapılan konferansta iklim araştırmacıları insanlara yarın çok geç olabilir çağnsında bulunuyorlardı: Süremiz hızla tiikeniyor. Giderek artan karbondioksit düzeyleri ve sıcaklıklar çok yakında geriye dönüşii milyonlarca yıl alabilecek felaketlerin yaşanmasına neden olacak. Iklimbilimciler üç farklı tehlike türünde birleşti... 1 Ortalama iklim koşullarında giderek yoğunlaşarak meydana gelecek ve insanların bir uyarıyla ayak uydurabilecekleri, ya da göç ederek sonuçlanndan kaçınabilecekleri değişiklikler; 2 Değişmekte olan bu ortalama koşullann, söz gelimi 2002 yılında Avrupa'da yaklaşık 30,000 kişinin ölümiine neden olan sıcak dalgası gibi, aşırı uçlarda tehlikeli olgular üzerinde yaratabileceği olası etkiydi. 3 Uyumakta olan devlerin uyanması doğal sistemlerde, kutuplardaki buzullarm erimesi gibi, geriye dönüşii olanaksız değişimleri tetiklemesiydi. eçtiğimiz günlerde Exeter'de yapılan konferansta iklimbilimciler böylesi bir uyarıda bulunuyorlardı. Kuşkucular dışarıdan ahkâm kesip politikacılara kaçamak yanıtlar verirlerken, araştırmacırın oluşturduğu G8'in başkanlığını üstlenen Britanya hükümeti tarafindan gerçekleştirildi. 1992 yılında Birleşmiş Milletler'in bir sözleşmesine imza atan ve A.B.D'nin de aralarında olduğu ülkelerin tümü böylesi bir değişimin önüne geçilmesi konusunda söz verdiklerinden, tartışmanın "tehlikeli" iklim değişimine odaklanması uygun görüldü. Bilim insanları "tehlikeli" kavramının tanımlanmasının politikacılarla daha geniş bir topluluğun görevi olduğu göruşünde birleşiyorlardı. Ne var ki, sonunda üç farklı tehlike türü olduğu sonucuna vardılar. SON ÇAĞRIGİB ÜÇ TEHLİKE TÜRÜ Bunlardan ilki ortalama iklim koşullarında giderek yoğunlaşarak meydana gelecek ve insanlann bir uyarıyla ayak uydurabilecekleri, ya da göç ederek sonuçlanndan kaçınabilecekleri türde değişikliklerdi. İkincisi, değişmekte olan bu ortalama koşulların, söz gelimi 2002 yılında Avrupa'da yaklaşık 30,000 kişinin ölümiine neden olan sıcak dalgası gibi, aşırı uçlarda tehlikeli olgular üzerinde yaratabileceği olası etkiydi. Stanford Üniversitesi'nden Stephen Schneider,"Sıcak dalgasına yenik düşen kurbanlann yakınları tehlikeli boyutun çoktan aşıldığını düşüneceklerdir," diyordu. Üçüncüsü ise, uyumakta olan devlerin uyanması doğal sistemlerde, kutuplar daki buzulların erimesi gibi, geriy> olanaksız değişimleri tetiklemes tehlike eşikleri aşılır aşılmaz, ger şü olanaksız bir süreç de başlam ü. Konferansta bu eşiklere öncel ğımızdan çok daha yakın olduğur mak basıldı. Resmi bir hedef belirlenn makla birlikte, araştırmacıların b çoğunluğu dünya sıcaklığını san, a düzeylerin üzerine 2 C'tan daha masına izin verilmemesi görüşün yorlardı. Cambridge'deki Tyndall İkl mi Araştırma Merkezi'nin başk Schnellnhuber, "İki derecenin ü kılması durumunda yaygarayı 1 diyordu. 2 İLE 4 C Ancak iklimin artan miktar ra gazlarına ne denli duyarlı oldı kesin olarak bilinmediğinden, t ulaşılacağı da bilinmiyor. Çoğu k atmosferdeki karbon dioksit mik nayiöncesi düzeylerinin iki ka ppm'den 550 ppm'ye) çıkması d sıcaklıkların 2 ile 4 C derece ara cağı yönünde. Gelgelelim, son araştırmal; ceye varan bir artış olasılığının nusu olabileceğini ortaya koyuy Toplantıya katılan araştı birçoğu hedefin dünya çapında oksit düzeylerinin 400 ppm'nin tulmaya çalışılması olduğu son dı. Atmosferdeki karbondioksit şimdilerde 380 ppm'nin biraz al ğu ve bunun on yıl içinde 400 r. şabileceği belirtiliyor. Bir de gaz salınımlarını beraberinde getireceği parasa var. Sera gazları konusuna kuşl< şanlar maliyetin trilyonlarca dc cağı konusunda haklı olsalar ider bu miktarın giderek gelişe1 nin ve hiçbir şey yapılmaması c sonunda ödenecek bedelin yar sıfır kaldığına dikkat çekiyor. G lar tehlikenin sanıldığından çok daha ciddi boyutlarda olduğuna dikkat çekiyor ve kimileri, "Uyumakta olan devler uyandırılıyor," diyordu. Konferans halihazırda zengin ulusla Ortalama dünya vatanc yüzyılın sonuna dek beş kat d; leşeceğine de parmak basan Sc lim değişiminin önüne geçilme şimdi harekete geçmenin bunı erteleyeceğini belirterek, "21 2102 yılında beş kat daha zeng Sanırım, bu da ödenmeye değ< olsa gerek," diyor. 938/1212 Mart 2005