Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
bilim dünyasından Kısa Haberler ser türlerînin başını çekiyor sadece. Diğer birçok organ kanserinde de sigara önemli bir rol oynamakla. Yüz binlerce insan her yıl sigaraya bağlı olarak gelişen akciğer kanseri yüzünden yaşamını yitirmekte Fakat sigara içimi, ağız, burun, gırtlak, yemek borusu,.mide, pankreas, karaciğer, böbrek, sidik torbası, meme ve rahimdeki kötü huyların gelişmesine de neden olmakta diyor Alman Kanser Araştırma Merkezi'nden Martina PötschkeLanger. Ayrıca, kalpdolaşım hastalıkları, felç, kronik solunum yolları enfeksiyonu, iktıdarsızlık ve kısırlık da sigara içiminin sonuçlarıdır. Sigara tüketimi buna rağmen özellikle de gençler arasında günden güne artmakta. uydusu Enceladus üzerindeki bir buz püskürmesı bile söz konusu. Satürn halkalan kütle çekimi zayıllaması yüzünden kopan veya bir meteorit çarpışması sonucunda kırılan parçalardan oluşmuştur. Bilim adamları çok önceleri de halkaların Satürn'den daha yeni oldukları ve varlıklarını sonsuza kadar korumayacaklarını ve sadece birkaç milyar yıl yaşayabileceklerini tahmin etmis Shemansky artık halkaların kısa süre içinde tamamlanan süreçler taralından biçimlendirılip değiştirildiklerini gösteren kanıtlara sahip olduklarını söylüyor. Bilim adamının izlemiş olduğu bulut iki ay sonra dağılmış. Anlaşıldığı üzere bu çok da olağanüstü bir olay değil. "Dış halkadaki ince tanecikleri yok eden bir vaka olmalı" diyen Shemansky, bununla birlikte kaybolan maddelerin yenileme süreçleriyle yeniden yerine geleceğini de düşünüyor Halkaların yakınındaki uydular madde kaynakları oldukları gibi halkalan interaktif plazma süreçleriyle yeniden doldurabilirler. Satürn'ün kuvvetli manyetik alanı gezegenin ve halkaların etrafında elektrik yüklü gazın birikmesine yol açmakta. Bu plazma da halkalar tarafından soğurulup, E halkasındaki madde kaybını tamamlayacak nitelikte olabilir. Shemansky bu tür bir jölemsi bir madde içinde daha tazla su depolamaya başlıyor ve gereklı basınca ulaşıldığında tohum 20m kadar uzağa fırlatılıyor. Amerikan cüce ökseotu, çam ağaçlarının sıvılarını emen asalak bir bıtki. Dünyada yaklaşık olarak 2100 ökseotu türü var ve hepsi de asalak bitkilerdir. Depremler ve yerçekimi Depremler, yer kabuğundaki maddeyi sıkıştırarak iter ve o bölgedeki yerçekimini değiştirir. Ancak, kesin ve kararlı olmayan ekipmanlar nedeniyle bilim adamları bu değişiklikleri ancak depremlerden önce ve sonra, ellerindeki uzun kayıtlara bakarak hesaplayabiliyordu. Japon mühendisler çok daha hızlı bir yöntem geüştirdi. Süper iletken toplann, yine süper iletken bobinlerce üretilen "aşırı kararlı" manyetik alanlarda asılı kaldıklarında yerçekimine verdikleri tepkiyi izlediler. Güneş, ay, hava, okyanus ve dünyanın dönüşünün çekimlerini ayrı ayrı açıklayan uzmanlar, 2003 yılında 8 şiddetinde depremin merkez üssü olan Hokkaido kıyılarının güneydoğu açıklarında, dünyanın çekiminin 500 milyonda biri kadar sürekli bir artış saptadılar. Daha önce ortaya atılmış teorilere göre, süper iletken yerçekimölçerler, kutuplardaki buz kalınlığı, deniz seviyesi, atmosferik yoğunluk ve gezegenlerin jeolojilerindeki değişikliklerini belirlemek için dünyanın yerçekiminin hesaplanmasını sağlayan uydulara yardım ederler. 15 Ekim'de Japon bilim adamlarının Science dergisinde •. . yayımlanan sonuçları da, bu teorilerNilgün Yapışkan patiler neden kir tutmuyor? Yapışkan ayaklarıyla en parlak cam yüzeylerde veya tavanda bile kolayca yürüyebilen Gecko kertenkelelerinin ayakları kir tutmuyor ve bu nedenle de çok iyi yapışıp yürüyebiliyor. Bu kertenkelelerinin ayak tabanlarında Setae denilen bir tabaka var ve milimetrenin binde biri kalınlığındaki kıllar en parlak yüzeylere bile tutunabilir. Ayak ve zemin arasındaki tutunmada başrolü Vander Waals kuvvetleri oynar. Bu kuvvetlerin oluşumu şöyle: kılların molekülleri ve yüzeyin arasında karşılıklı elektrostatik etkiler meydana gelir. Geckonun ayaklarındaki kıllar çok temizdir ve toz tutmaz.. Wendy Hansen ve Kellar Autumn isimli araştırmacılar, neden kir tutmadıklarını buldular. Satae tabakasında çok az sayıda kıl kir parçacıkları tutabiliyor bu nedenle de kılların tutabileceğinden daha büyük bir yüzey tutunma kuvveti oluşuyor. Araştırmacıiar, buradaki kimyasal değil geomelrik bir çözümün varlığını gördüklerini belirtiyorlar. Gecko ayağı için geliştirdikleri hesap modelini teknolojide kullanmak, örneğin kendi kendini temizlemeyen yapay Gecko kılları üretmek ve robotları gelecekte usta tırmanıcılara dönüştürmek istiyorlar. Satürn'ün halkalan dağılacak mı? Cüce ökseotu, tohumunu 20 metre uzağa fırlatıyor Amerikan cüce ökseotu Arceuthobium americanum, büyük ökseotları kuşların yardımıyla ürerken, tohumlarını sahip olduğu basınçlı su gücüyle 20 metreye fırlatarak kendi üreme koşullarını kendi gerçekleştiriyor. Araştırmacılar Cynthia Ross ve Michael Sumner, Canadian Journal ol Biology dergisinde yayımladıkları araştırmalarında, cüce ökseotunun mini bir top sistemine sahip olduğunu ve bu sayede depoladıkları suyu da barut gibi kullandığını saptadılar Fırlatma zamanı geldiğinde bitki Satürn belki de güneş sistemimizin en ilginç gezegenidir. En başta halkalan yüzünden. Fakat Cassini'den alman bazı görüntülere göre Satürn'ün halkalarından en azından biri dağılabılecek. Cassini Temmuz 2004 yılından bu yana Satürn'ün etralında dönerek kızılötesi ışık alanında görüntüler alıyor Bu görüntülerin değerlendırilmesinden sorumlu olan Güney Kalilorniya Üniversıtesı'nden Donald Shemansky, incelemeleri sırasında dıştaki halkalardan birinde sürpriz bir gelişme izledi Fotoğraflarda E halkasından çıkan oksijen atomlarından oluşan dev bir bulut görülmekte. Halka bir seferde 125 milyon kilo oksijen yitirmîş. "Kayıp, bu hızda devam ederse, halka yaklaşık olarak 100 milyon yıl içinde kaybolabilir ki bu kozmik ölçülere göre çok kısa bir zamandır" diye açıklıyor Shemansky, "Science" dergisinde. Bilim adamları şu sıralar dağılım nedeni için bir çok olasılık üzerinde duruyorlar. E halkasındaki buz pariikülleri A, B veya C halkasındaki malzemeyle çarpışmış olabilir Hatta halkaya çarpan bir meteorit veya Satürn dengenın bulunduğuna ınansa da bunun E halkasının uzun ömürlü olduğunu söylemek için yeterli olup olmadığını bilmiyor. Sigara sadece akciğere zarar vcrmiyor Akciğer kanseri yüzde 85 oranında sigara içimine bağlı olarak gelişmekte. Fakat akciğer kanseri sigara yüzünden meydana gelen kan Nature News'de yayımlanan habere göre, Amerikalı bilim adamları ahtapot gözünden esinlenerek net ve keskin gören yeni bir mercek geüştirdi. Mercek, cam merceğe göre çok daha hafif ve ucuz malzemeden kolay üretilebiliyor.. Işığı tek bir noktada odaklayabilmeleri için cam veya plastikten üretilen normal merceklerin bir dezavantajı var: Mercek gücü büyüklüğünde bükülmek zorunda kalıyor ve bu nedenle de ağırlaşıyor. Doğada biyolojik merceklerin birçoğu binlerce ince tabakadan oluşur ve bunların her birinin farklı kırılma endeksi var. Mesela insan gözünde 22 bin kadar tabaka var. Su, ışığı daha kuvvetli bir şekilde kırdığı için, suda yaşayan hayvanlar çok daha keskin gözlere ihtiyaç duyar. Amerikalı bilim adamı Eric Baer ve arkadaşları nanoteknolojiden yararlanarak bir ahtapot gözünü taklit etti ve iki farklı polimerden oluşan yaklaşık 6 bin tabakadan oluşmasma rağmen sadece 50 mikrometre kalınlığında plastik tilmler üretti. Her birinin kırılma indeksi yüzde 1 oranında farklı olan 100 nano filmi üst üste koyup küre şeklinde biçimlendirdiler ve ahtapotun gözü kadar keskin yapay göz elde etliler. 933/4 5 Şubat 2005 Mukemmel gören plastik mercek üretildi