Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre mektup lerının akddemık aşama yaparken başka bır unı versıtede kendılerıne yer araması gelmektedır Ozellıkle de doktora yaptıgı alanda kesınlıkle kad ro almazlar Ogretım elemanlarının unıversıtede alınan kararlara katılma duzeyı duşuk ancak akademık unvanı yuksek ve ogretım elemanı olmaktan memnun olanlar, vakıf unıversıtelerınde çalışanlar, unıversıtelerınde alınan kararlara daha fazla katıl maktadır Ayrıca Unıversıtede alınan kararlara katılma duzeyı duştukçe, ' Unıversıtelerındekı ıletışı mı açık ve anlaşılır" bulma oranı da azalmaktadır Sonuçlar ogretım uyelerının buyuk çogunlugunun ıletışım sorunu yaşadıgını gosterıyor Og retım uyelerının unıversıtelerde çatışmanın en onemlı kaynagı olarak yuzde 52 ıle kışısel çatışmayı gostermektedır Kışısel nedenlerle çatışma daha çok paylaşımsı/lık ve benmerkezcılıkten kay naklanmaktadır Akademık unvanı yuksek olan lar, kararlara katılanlar, vakıf unıversıtelerınde ça lışanlar ogretım elemanı olmaktan memnun olanlar, unıversıtede ' bız duygusunun hâkım oldugu nu ılerı surmektedır Otenaziye evet mi, hayır mı? I I Modern insanın, önündeki kuşakların sayısı azaldıkça sıranın kendisine geldiğini görmesi, panik yaratıyor. S ıgmund Freud olumu, anorganık durunıa gerı don mek olarak tanımlamıştır Ret edılmesı mumkun olmayan bu gerçeğın, bılımsellıgın kuru lusanıyla dıle getı rılmesı, bılımı on plana çıkaran gunumuz ınsanına yabancı dır Çunku modern ınsan, yaşamı olumle bagdaştırmayı unutan, yaşa mını yaşlılıkla bagdaştırmaktan ka çınan yolda ılerlemektedır Temel duşuncesı yaşhlıgını "guvence altı na almak olan ınsan, olumunun "garantı" oldugunu hayal bıle et mek ıstemez nu zaman zaman • ınanmayarak da olsa dıle getırıyoruz Fakat ınsan yaşlandıkça yaşlılıgı kendıne daha az uygun gormeye başlıyor Bu yuzden onunde yer alan kuşakların 'yaşlı oldugunu duşunuyor Oysa ılkel toplumların bazıla rında bıreyın 'ardındakı" kuşak sayısı, onun yaşhlıgını belırlıvor Olaya tersten bakılarak, yaşlılığa pozıtıf bır anlam kazandırılmış olunuyor Yaşam ve olum, bırbırınden ayrı duşunulemeyeceğı halde, bugun sadece yaşamı konuşan, ama olumu goz ardı eden bır tutuma daha çok onem verıyor ve olum fenomenını, yaşamın dışına ıtmeye çalışıyoruz Sıbırya'da yaşayan Çukşenler'de yaşlıları oldurme gelenegı vardır Aıle meclısının aldıgı bu kararı yaşlı saygıyla karşılar ve kendısı açısından bunu bır şeref sayar Yaşlılıgı, onundekı kuşak sayısıyla olçen modern insanın herhalde en buyuk şansızlığıdır bu Çunku onundekı kuşakların sayısı azaldıkça, sıranın kendisine geldığını gormesı, panık yaratıyor Gençlık kulturunun agırlığını taşıyamayan bedenlere, gençlığı psıkolojık platformda yaşamak yeterh gelmıyor Buna sosyolojık yaşlanma fenomenlerı de eklenınce, yaşlılık çoğu ınsan ıçın mut suzluk kavramıyla eş anlama gelen bır donem olarak algılanıyor GELENEKÇİ DEĞERLER Alt sosyoekonomık duzeye sahıp olanlar daha fazla geleneksel değerlerı onemsemektedır ler Bu durum oğretım uyelerının hayata bakış açı ları uzerınden unıversıtelerın bugunku etkınlıklerıne yansımaktadır Ogretım uyelerının çocuklarında ve arkadaşlarında gormek ıstedıklerı ve gor mek ıstemedıklerı ozellıklere bakıldığında genelde Jurustluk, dedıkodu, yalancılık gıbı deger yargıla a ortaya çıkmaktadır Ogretım uyelerı toplumcu ve ahlakçı değerere çok duşkun Yurtdışında bulunan ogretım ele nanları oğrencılerınde gormek ıstedıklerı temel )zellık açık duşuncelı olmayı bulunmayanlar ıse alışkan olmayı oğrencılerınde gormek ıstedıklerı • olumlu ozellık olarak belırtmışler n Ogretım uyelerının karşılaştıkları sorunu ozmede kullandıklan metotlar da ılgınç Kendıle ını ust sosyoekonomık sınıfta gorenlerın, sorunarını konuşarak, alt ve orta sosyoekonomık sınıfa gorenler dost ve arkadaşlarıyla paylaşarak çozle egılımınde oldukları gorulmektedır Ogretım yelerının yuzde 36'sı ' kendı kışısel duşuncelerıe ters duşse bıle çogunlugun duşuncesıne uya aklarını' bıldırmektedır Aslında belkı de akadeıısyenlıkle bağdaşmayan en cıddı sorun da bura a bulunmaktadır Bılım adamı olarak hepımızın ydşadıgımız >plumdakı sorunları tanımlama, onlara çozum nerme konusunda kendımızı yetkılı gormemız erekır Butun bu gostergeler bu kadro ıle muasır edenıyet sevıyesı uzerıne çıkmamızı ve AB kapırında kendımıze bır yer bulmamızı zorlayacak r Çın Bılımler Akademısı ve TIME dergısının sojçlarına gore Turk unıversıtelen dunyadakı ılk )0 sıralamasında yoklar Ulkemızın bılgı çağında inyadakı yerını doğru olarak alması ıçın oncelık beyın takımını ıyı tanıması, sorunlarını bılmesı doğru seçım yapması artık kaçınılmazdır Bu bakımdan çagdaş bır YOK yasası ıle bır ıte her unıversıtenın oncelıkle kendı unıversıteıın ogretım uyesı profilını genış anket çalışması belırlemesı ğerekır Bununla bırlıkte YOK'un ıyle bır çalışmayı cıddı olarak yaparak gelecegın tışmış bılım ınsanı kaynagını saglıkh oluşturmagerekır Prof. Dr. İbrahım Ortaş Çukurova Unıversıtesı ıortas@cu edu tr Herkesın kendı yaşhlıgını na sıl hayal ettığı bırçok faktore baglı dır Şımdıye kadar nasıl yaşadıgına, yaşam planlarından ne kadarını gerçekleştırdıgıne, yıllarına kazan dırdığı anlamlara, başarısına ve başansızlıklarına, bedensel sağlıgına, psıkolojık ve sosyolojık ozellıklerı ne, ekonomık durumuna vs Insanlar kendı yaşhlıgını çok şeyle bagdaştırıyor, ama olumle bırlıkte duşunmelerı, yaşamın çok geç donemlerınde başlıyor Dığer taraftan soz konusu başkaları olunca, ınsan omru gıderek uzadığı halde, yaşlılık her zamankınden daha fazla olumle bagdaştırılan bır yaşam donemı olarak da algılanıyor Yaşlılık, insanın kendı yaşamını ve başkasının olumunu algıladıgı bır anlam kazan mıştır gunumuzde BİREYİN İSTEĞİ YETERLİ Mİ Dığer taraftan modern toplumda 'Çukşen prensıbıne" sıcak bakmaya başlayanların sayısı hıç de az degıldır Yaşlıları oldurme geleneğını, modern toplumda gormek ısteyenlerın bır teklıfi olarak da kabul edebılecegımız otenazı, ılkel toplumun bır bakıma modern topluma nasıl uyarlanabılecegı sorusuna aranan cevapların toplamıdır Insanlığı gerıye goturen bır zaman tunelıne benzeyen Yazının devamı 22. sayfada "YAŞLI DEĞİLİM" Yaşamımızın ıkıncı safhasında, onun sınırlı oluşunu daha fazla hıssettığımız tam olarak doğru degıldır Tabıı kı hayatın sonlu oldugunu çocuk yaştan ıtıbaren bılıyor ve bu "Zengin sorumluluğu" için kişisel bir manifesto! • "Babalarımız, buyukbabalarımız, buyuk buyukbabalarımız ya da annelenmız keşke daha daha uyanık olabılseler, bugunlerın geleceğını o /amanlardan gorebılseler ve ımkanlarını oylece kullanabılselerdı'" Bu sozlerı şımdıden duyabılıyor musunuz? • Kurumlar ya da kışıler belırlı bır maddı ırılığe, zengınlığe ulaştıktan sonra enerjılerının gıderek daha buyuk bolumunu sadece o zengınlığı surdurmeye harcıyorlar Irılık, tek başına belırlı zorunluklar uretıyor ve kurum sahıplerını çekıp çevırmeye başlıyor Kurum sahıplerı bunun farkına çoğu zaman varamıyor; ırıhğın urettıgı sorunlar farkındalığı onluyor Farkına varabılenler ıse kendılerıne donuk mukemmelıyet oyunlarıyla kendılerını avutmaya kendılennden kaçmaya başlıyorlar Bu yarısarhoşluk, yarıuyanıklık durumuna ığne batıranları ıse duymazlıktan gelıyor, rahatsız oluyorlar • Ote yandan, gonullu kuruluşlar belırlı bır maddı ırılığe erışmış kışı ve kuruluşların kaynaklarını kullanarak çeşıtlı projeler uretıyorlar Kımısı parlak gorunuşlu ama ıçerığı zayıf, kımısı ıse toplumun gerçek ıhtıyaçlarına yonelık ama ancak "farkında" olanların destekleyebıleceğı panltısız projeler Burada krıtık nokta, kışı ve kuruluşların zengınlıklennın hangı tur projelere kanalıze olacağıdır • JFK'nın şu sozu damıtılmış bır bılgelık taşıyor "Iyı başkan, kendisine onerılenler ıçınde ışe yarar olanları farkedebılendır' Bu soylem zengınhklerın nasıl kullanılması gerektığının de yolunu gostermıyor mu ? Eğer muşterı * Tum seçenekler konusunda bılgı sahıbı ıse ve * Tum seçeneklere erişme şansı varsa ve * Seçeneklerden bırısı yonunde koşullandırılmıyor ıse kıraldır * Gonullu kuruluşlar da projelerını serbest pazar ılkelerıne gore pazarlamalı ve bunda başarılı olanlar kaynaklara erışebılmelıdırler Ama şu koşulla Eğer zengınlık sahıplerı * Toplam kaynakların sınırlı olduğunun bılıncınde ıseler, * Bu sınırlı kaynakların, tekrarlanabılırlıği yuksek projelere tahsısının getıreceğı yararları takdır edebılıyor ıseler, * Destek seçeneklerınden bır veya bırkaçına sempatı, çıkar ılışkısı vbg nedenlerle daha yakın durmuyorlar ıse projeler serbest pazar ılkelerıne gore hak ettıklerı desteklerı bulmalıdırlar Bır toplum, çeşıtlı kaynaklarını kontrolda tutanlann akıl ve ahlak duzeylen kadar yaşamaya layıktır TınazTitiz MİLYON DOLAR TOPLAYANLAR Ulkemızde, başarılı pazarlama kurguları ve halkımızın yarı bılgılı halını kullanarak mılyon dolarlar toplayabılen ve bunları pahalı kuşe kağıtlara yazılı raporlar ureterek kullanan gonullu kuruluşların yanısıra, bıtkı ozsuları gıbı "butun organızmayı derınden, yavaş yavaş besleyen projeler uretıp uygulayan kuruluşlar da var • Serbest Pazar sıstemının altm kuralı "muşterı kıraldır" dıyor Bu doğrudur, ama onkoşulları soylenmez ıse tam doğru degıldır 933/21 5 Şubat 2005