22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Deprem Araştırmaları Geçitdere (Hakkari) Deprem I ile ilgili degerlendirme ve USGS tarafından kayıd edilen ana şokun episantırı küçük farklılıklar olmakla birlikte hemen hemen aynıdır. Depremin episantırı Hakkari ili sınırları içinde ve Geçit Dere'de yer aldığı için bu sismik etkinlik Geçitdere (Hakkari) depremi olarak adlandırılmış olup, son günlerde Türkiye'nin değişik yerlerinde (Adana, Doğu AkdenizKaşAntalya ve Gökova depremleri gibi) devam etmekte olan f* w Ocak 2005 tarihinde, Salı günü saat 17.24 de ) *~\ başlayan sismik etkinlik, 26 Ocak 2005 ÇarM / <^/şamba sabahı saat 10.46' ya değin sürmüş ve bu kısa zaman diliminde büyüklükleri üçün üzerinde (M. 3.15.9) toplam 15 adet deprem kayıd edilmiştir. Sismik etkinlik önümüzdeki günlerde de sürecektir. Bu onbeş adet depremden saat 18.44 de gerçekleşen üçüncü sismik etkinlik, değişik istasyonlar (Kandilli, USGS, EMSC, Harvard) tarafından Ana Şok olarak değerlendirilmiştir. Bu istasyonlara göre ana şokun derinliği 10 km ile 30 km arasında, büyiiklüğü ise Md= 5.5 ile Mw = 5.9 arasında değişmektedir. Ana şok bu özellikleriyle sığ odaklı orta büyüklükte bir depremdir. depremlerden tumuyle bagımsızdır. DEPREMIN KAYNAĞI: Deprem kaynağının doğru biçimde değerlendirilebilmesi için sismik (tarihsel depremler, güncel deprem kayıtları ve deprem odak mekanizması çöziimü gibi) ve jeolojik (deprem bölgesinin yerel ve bölgesel ölçekteki neotektonik özellikleri) verilere gereksinim vardır. Bu verilere sahip olunmadan yapılan deprem değerlendirmeleri doğru olmayıp sadece spekülasyon düzeyinde kalır. Gerek öncül, ana ve artçıl şokların episantır dağılımı, gerekse NEIC ile Harvard'ın odak mekanizması çözümleri, depremin doğrultu atımlı bir faylanma sonucu olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan, Bölgedeki aktif fayfay zonları irdelendiğinde, iki önemli yapının olduğu görülür. Bunlar sırayla Başkale ve Yüksekova fay zonlarıdır (Koçyiğit et al. 2001). Başkale fay zonu 730 km genişlikte, yaklaşık 120 km uzunlukta, sol yanal doğrultu atımlı, KDGB gidişli aktif bir fay zonu olup, birbirine parallelyarı parallel çok sayıda fay segmentinden oluşur. Güneybatıda Geçit dereden (Hakkari'ninl520 km KKB'sı) başlayan fay KD yönünde Başkale ilçesinden geçerek Türkiyeİran sınırında yer alan Kotur şehrine kadar devam eder ve bu noktada KBGD gidişli ve İran'ın en büyük deprem kaynaklarından biri olan Salmas fay zonu ile kesişir. Başkale fay zonuna bağlı olarak gelişmiş Başkale çekayır havzası ve aktif sırt türü traverten oluşumları fay zonunun diğer önemli belgeleridir. Ana şokun episantırı da Geçit derede ve Başkale Fay zonunun güneybatı ucunda yer almaktadır. Yüksekova fay zonu yaklaşık 20 km. genişlikte, 125 km uzunlukta, KBGD gidişli sağ yanal doğrultu atımlı aktif bir yapı olup, güneybatı ucunda Başkale fay zonu ile kesişmekte, güneydoğuda ise Türkiye sınırları dışında da devam etmektedir. Fay zonu içinde gelişmiş olan YüksekovaŞemdinli çekayır havzası, yine bu yapının önemli belgelerinden birisidir. Her iki fay zonunun da 7 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli vardır. Özetle, yukarıda sözü edilen 15 adet depremin episantır dağılımı, ana şokun odak mekanizması çözümü ve bölgedeki neotektonik veriler, depremin KDGB gidişli Başkale Fay zonundan kaynaklandığını; ancak depremlerin, Başkale ve Yüksekova fay zonlarının kesişme noktasında yoğunlaşması, deprem sırasındaYüksekova Fay zonunun KB ucunun da aktif hale gelmiş olabileceğini açıkça göstermektedir. Bazı televizyon kanallannda yapılan açıklamalarda, Bitlis kenet kuşağı, Geçitdere (Hakkari) depreminin kaynağı olarak vurgulanmıştır. Yukarıda da ayrıntılı biçimde belirtildiği gibi bu doğru değildir.. Sonuç: Geçitdere (Hakkari) depremi sol yanal atımlı Başkale fay zonundan kaynaklanmıştır. Deprem büyük olmamakla birlikte, pekişmemiş ve suya doygun zemin üzerindeki yerleşke ve yapılarda, oldukça şiddetli algılanmıştır. Hafif hasarların oluşmasında, zemin koşulları yanısıra düşük inşaat kalitesinin de payı yadsınamaz bir gerçektir. Deprem konusunda en doğru bilgi adresinin Türkiye Deprem Konseyi olduğunu tüm halkımıza bir kez daha duyurmak isterim. Prof. Dr. AIi Koçyiğit • DEPREMIN MERKEZÛSTÜ Ana şokun episantırı (merkez üssü) Hakkari ilinin yaklaşık 1520 km KKB'nda, Başkale ilçesinin ise 50 km GB'sında ve Geçit Dere içinde yer alır. Kandilli, Harvard ODTÜ, Müh. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü Deprem Konseyi Üyesi Atıf Indeksine dahi lar sonucu TJES'de yayınlanan makaleler SCI'e giren dergilerde atıflar almaya başladı. TJES, SCI'e daha girmeden belli bir etki katsayısı (impact factor) sahip oldu. GETİRECEĞİ AVANTAJLAR 1. Doçentlik değerlendirilmesinde SCI'e giren dergilerde yapılan makaleler |öz önüne alındığı için, Turkish Journal of îarth Sciences nitelikli makale bulmakta îorlanıyordu. Son yıllarda, doçentiik sına'i kaygıları ile, bazı yerbilimciler çok dü.ük etki katsayısına sahip, ulaşılması pek nümkün olmayan Journal of Indian Ge»logical Society gibi dergilerde yayın yapı•ordu. Artık TJES'de çıkan makaleler de loçentlik değerlendirmesi için geçerli olaağı için dergiye yurtiçinden ve dışından ;elen manuskri sayısı artacak, ve bu ma nuskriler elemeye tabii tutulacağından derginin niteliği daha da yükselecek. Bunu dışında TJES'de makalesi çıkan yazarlar, TÜBİTAK ve üniversitelerin SCI dergilerinde çıkan makalelere verilen ödüllerden de yararlanacak. 2. TJES'de çıkan bir makale, yurtdışında saygın bir dergide yayınlanan bir makale ile aynı sayılacağından, Türkiye kaynaklı bilimcilerin SCI'e giren uluslararası makale sayısı, ve daha da önemlisi atıf sayısı biraz daha artacak. Halen TÜBİTAK'm çıkardığı 12 bilimsel derginin üç tanesi (kimya, veterinerlik ve yerbilimleri) SCI tarafından taranıyor. Bu durum TÜBİTAK'ın 1990'ların başında çeşitli konularda bilimsel dergiler çıkartmaya başlamasının ve bunu muntazam devam ettirmesinin ne kadar yerinde bir karar olduğunu gösteriyor. Diğer konulardaki dergilerin de (tıp, fizik, matema tik, zooloji, botanik, biyoloji, ziraat ve or kendi imkanları ile böyle bir işe girişmek. mancılık, mühendislik) belli bir zaman 1990'h yılların sonunda İTÜ büyük bir içinde bu taramaya dahil olması beklenme yayınevi ile anlaşarak ve bir miktar para li ve istenmeli. yatırarak SCI'e girmesi beklenen ulusTÜBİTAK tarafından çıkarılan dergi lararası bir dergi çıkardı, fakat kısmen derlerin SCI'e girmesinin diğer bir yönü de gi konusunun iyi seçilmemesi nedeni ile yayıncılık dünyasında kar amaçlı yayınev dergi başarılı olamadı. Bu açıdan bakılleri ile bilimsel amaçlı kuruluşlar arasında dığı zaman TÜBİTAK'in 1992'de mütevazi ki ihtilaf ile ilgili. Günümüzde bilimsel ya imkanlarla yaptığı atılımın ve bunu istikyıncılığın büyük bir kesimi Elsevier, Sprin rarlı bir şekilde devam ettirmesinin önemi ger, John Wiley gibi kar amaçlı yayınevle daha da büyük oluyor. ri tarafından yapılıyor. Buna karşın APS Bilimsel bir derginin SCI kapsamına (American Physical Society), AGU (Ameri girmesi için gereken, uluslarası ilişkileri can Geophysical Union), GSL (Geological ve editörlük tecrübesi olan, becerikli, orSociety of London), GSA (Geologial Soci ganize, çalışkan ve en önemlisi bu işe göety of America) ve TÜBİTAK gibi bilimsel nül vermiş bir editör, ve bu editörü arka • kuruluşlar tarafından yapılan süreli yayın dan destekleyen bir yönetim. Bu açıdan lar genelde hem daha kaliteli hem de daha Türk Yerbilimleri Dergisi'nin Bilimsel Atıf ucuz; bilim dünyası bu tür sürekli yayınla İndeksi'ne dahil olmasında en büyük emerı destekleme eğiliminde. Bu bağlamda ği geçen Erdin Bozkurt'u gönülden kutlusüreli yayınları SCI kapsamına sokmanın yorum, darısı diğer TÜBİTAK dergilerinin iki yöntemi olduğu gözleniyor. Birincisi başına. büyük bir yayınevi ile anlaşarak bir süreli Aral Okay yayın çıkarmak, ikincisi ise TÜBİTAK'ın İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü 1992'de yaptığı gibi kurumun ve ülkenin 933/195 Şubat 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle