Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hayanlar Dünyası Dişi dingonun kökeni bulundu Mitokondriyal DNA'nın incelenmesi sonucu Avustralya'daki dingoların (Avustralya'ya mahsus bir çeşit yabani köpek) tek bir hamile dişiden geldiğini gösteriyor. Bu bulgu, güneydoğu Asya'daki adalarda yaşayanların köpeğin atalarını anakaraya 5000 yıl önce getirdiği fikrini destekliyor. S tockholm'daki Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nden Peter Savolainen ve meslektaşları, Avustralya'nın dört bir köşesinden topladıkları 211 dingonun mtDNA'sını incelediler. Bilim adamları bu verileri, tüm kıtalardan topladıkları 676 evcil köpeğin, 38 Avrasyalı kurdun ve Polinezya'da 1000 yıl önce yaşamış 19 köpeğin arkeolojik artıklarının mtDNA'ları ile karşılaştırdılar. Dingoların dizilimleri, ya birbirlerinin aynısı, ya da A29 adı verilen mtDNA tipinden farklıydı. Bu da şu anlama geliyordu: Tüm dingolar çok küçük bir po pülasyondan, hâttâ tek bir hamile dişiden geliyordu. Ayrıca A29 mtDNA, yalnızca doğu Asya ve Arktik Amerika'daki evcil köpeklerde bulunuyordu; Hint köpeklerinde yoktu. Sonuç olarak bu vahşi köpekler, yaygın inanışa göre Avustralya'ya Hint denizcileri tarafından getirilmemiş; büyük bir olasılıkla güney Çin'den güneydoğu Asya adalarına uzanan bir coğrafyadan getirtilmiş. Sydney'deki New So uth Wales Üniversitesi'nden Alan Wîlton, "Dingoların buraya evcil köpek olarak getirilmiş olması çok büyük olasılık" diyor. Arılar yalancıları affetmiyor Bazı hayvanların taşıdığı işaretler statü belirlerkentavus kuşlannın tüyleri gibi, bazılannda sahtekârlığı ortaya çıkartıyor. ilim adamları hayvanlar aleminde yalancılara yöneltilen sosyal cezaların, bazı böceklerin üzerindeki işaretleri anlamlı kıldığını açıkhyor. Şimdi entomologlar ilk kez bu fıkri destekleyen bulgular elde ettiler. Dişi eşek arıları üzerinde yapılan bir araştırma, ağızlarının üzerinde daha belirgin, daha koyu renkli ve daha geniş işaretlerin olduğu arıların üstünlük mücadelesinde daha başarılı olduğunu ortaya koydu. Bilim adamları bu deneyde üstünlük derecelerini belirlemek için eşek arılarının üzerini boyadılar. Sonuçta hile yapan boyalı eşek arılarının boyanmamış eşek arılarına göre daha fazla taciz edildikleri ortaya çıktı. Çalışmalarını 11 Kasım 2004 Nature isimli bılım dergisinde yayımlayan araştırmacılar, bazı davranışsal ve kimyasal ipuçlarının hilekârları ele verdiğinden kuşku duyuyor. B sinek kapanı kurbanlarını nasıl yakalıyor? Venüş. Bir Veniis sinek kapanı göz açıp kapaymcaya kadar sineği yakalar ve kapanır. Artık bu mekanizmanın nasıl çalıştığı biliniyor. lektaşları bitkinin yapraklarmın nasıl kapandığını çok hızlı bir kamera ile görüntülediler. Bu süreç içinde, kapan kapanırken bitkinin yapraklarmın dışbukey şekilden içbükeye dönüştüğü izlendi. Bu dönüşüm yalnızca saniyenin onda biri kadar kısa bir sürede gerçekleşiyordu. Bilim adamları, bitkinin yaprakları H arvard Üniversitesi'nden Lakshminarayanan Mahadevan ve mes nın bir sabit konumdan diğerine, bir kasın kasılmasından daha kısa bir sürede geçtığini bildiriyor. Hücresel düzeyde neler olduğu bilinmemekle birlikte, mekanik hareketin nasıl olduğuna ilişkin bir denklem geliştirildi. Danvin de bitkiden etkilenmışti. Mahadevan bu konuda şöyle konuşuyor: "Bu çalışmanın sonunda bu mekanizmanın nasıl evrimleştiği konusunda hâlâ fıkrimiz yok." 934/212 Şubat 2005