Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SağlıkAraştırma Bilim alerji yapmayan kediyi de yarattı Kedi alerjenlerinin bir özelliği de yapışkanlıklarının çok fazla olmasıdır. Evin duvarlarına, halı ve mobilyalara, giysilere yapışırlar. Hiç kedi girmemiş evlerde, hastanelerde ve hatta alerji kliniklerinde biie kedilere ait alerjenler bulunabilir. Ahmet Rasım Küçukusta edi alerjisi olanlara müjde. ALLERCA isimli bir araştırraa şirketi dünyanın ilk alerji yapmayan kedilerini üretmek için gerekli izinleri aldı. Bu kediler, hayvanın salyasında bulunan ve insanlarda alerjiye neden olan proteinlerin üretimini sağlayan genler bloke edilmesiyle yaratılacak. Birkaç yıl içinde, alerjisi, astımı olanlar artık hiçbir sorunla karşılaşmadan evlerinde kedi besleyebilecekler, onları doyasıya sevebilecekler, kedilerini yatak odalarına, kucaklarına alabilecekler. Gen teknolojisi ile alerji yaratan genlerin ortadan kaldınlmasının kedi için zararı olmayacağı ileri sürülüyor. Ancak, uzun dönemde bunun hiçbir olumsuzluğa neden olmayacağını iddia etmek de mümkün değil elbette. Alerjiye neden olan genlerin ortadan kaldırılmasıyla üretilecek olan kedilerin fiyatının 3.000 dolar civarında olacağı ve satışlardan sadece Amerika' da 1.3 milyar dolar elde edileceği tahmin ediliyor. Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, alerjiye neden olmayan ilk kedi 2006 yılında yaratılmış olacak, ama bunun piyasaya sürülebilmesi için 2008 yıhnı beklemek gerekecek. Tahminlere göre, 200 K bini Amerika' da ve bir o kadarı da diğer ülkelerde olmak üzere yılda 400 bin kedi satılması bekleniyor. KEDÎ ALERJİSİ Kedi, köpek, tavşan, at, kobay, sincap, maymun... gibi pek çok hayvan alerjiye neden olabilirlerse de, bunlar içinde en önemlisi kedilerdir. Kedilere ait alerjenler, derideki kaşıntı ve kabartılardan saman nezlesine, astım krizlerinden anaflaksiye, yani alerji komasına kadar pek çok hastalığa neden olurlar. Kedi alerjileri hayvan ile karşılaştıktan sonra dakikalar içinde gürültülü bir şekilde ortaya çıkabileceği gibi, saatler sonra ortaya çıkan geç reaksiyonlar da görülebilir. Hatta, kedi ile uzun yıllardır aynı evi paylaşan kişilerde olduğu gibi yavaş, sinsi ve daha hafıf belirtiler de görülebilir. Kedi alerjisi özellikle gelişmiş ülkelerde ciddi bir sağlık problemi yaratmaktadır. Amerika'da genel nüfusun yüzde 15' inde, astımı olanların ise yüzde 40' ında kedi alerjisi olduğu saptanmıştır. İsveç' de astımlıların yüzde 63' ünde, Danimarka' da ise yüzde 50' sinde kedi alerjisi olduğu belirlenmiştir. Bu konuda ülkemizde yapılmış kapsamlı bir araştırma olmamakla beraber, evde hayvan besleme alışkanhğının bizde de giderek artması ve kedilere ait alerjenlerin çok etkili olması kedi alerjilerinin önemini arürmaktadır. bulunur. Evde en çok beslenen hayvan kedidir, çünkü kedinin hem bakımı daha kolaydır ve hem de ev yaşantısına daha kolay uyum sağlar. Kedilere ait alerjenler, hayvanın derisindeki salgı bezlerinden ve tükürüğünden kaynaklanır. Kedi yalanırken tükürüğü kıllarına yapışır, burada kurur ve daha sonra da küçük toz tanecikleri şeklinde havaya karışır. Bu alerjenlerin çapı birkaç mikron kadar olduğu için hem havada uzun süre kalabilirler ve hem de solunum yoluyla akciğerlere kolayca ulaşabilirler. Bunların üretimi testestoron hormonunun kontrolü altındadır. Araştırmalar, hadım edilmiş erkek kedilerin derisindeki alerjen miktarının 35 misli azaldığını göstermiştir. Kedi ve köpek yavrulannın derileri yumuşak olduğu için, az dökülürler ve bundan dolayı da etrafa saçtıkları alerjen miktan da daha azdır. Hayvan yaşlandıkça deri yumuşaklığı azalır ve döktüğü alerjenler de artar. NEDEN KILVETÜYLER DEĞİL? Kedi alerjilerin nedeni, salya, derideki yağ ve ter bezi salgıları, idrar gibi salgılarıdır. Kıllar üzerinde kuruyan bu salgılar daha sonra küçük zerrecikler şeklinde solunum havasına karışırlar. Buna göre, uzun kıllı hayvanların daha çok alerjiye neden oldukları görüşü de doğru değildir, ama hayvanın kılları ne kadar fazla ise üzerinde o kadar fazla alerjen KEDİ ALERJİSİNE ÖNLEMLER Kedi alerjenlerinin bir özelliği de yapışkanlıklarının çok fazla olmasıdır. Evin duvarlarına, halı ve mobilyalara, giysilere yapışırlar. Hiç kedi girmemiş evlerde, hastanelerde ve hatta alerji kliniklerinde bile kedilere ait alerjenler bulunabilir; bu durum, alerjenlerin kedisi olan kişilerin elbiseleri ile taşınması ile açıklanmaktadır. Demek ki, kediniz olmasa da, kediye alerjiniz olabilmektedir. Kediye alerjisi olanların yapabilece DörtKöşe Osman Efendi WH. Okkeş eski berberiAli çağrılır. Berber Ali yataktan kalkamayan Osman Efendi'yi traş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber bir an düşünür, "Beyim" der, "Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?" Bir bakar, "Hah işfe" der, "Kıl dönmüş!" Osman Efendi'nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı, Osman Efendi'nin yaylayı ayağa kaldıran çığlığıyla odaya doluşur. Berber Ali, Osman Efendi'nin elinden alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir. Osman Efendi'nin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatınlır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa deliksiz bir uykudan uyanmış, gözlerinin yaşarması geçmiş, başağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ızdıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman anlarlar. Çözümün bu kadar basit olabileceği nedense kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Ali'yi çağırtır ve ona bir servet bağışlar. Şimdi bu (Internet'ten taşıdığım) hikâyeyi size niye aktardım aziz hocam? Şıklarım aşağıda: a) Berber Ali efendilerin fikirleh var, dinlemek gerek... b) Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olur... c) Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağnyabilir... Imza: Piref. £ Mine, Ankara Osman Efendi bir sabah müthiş bir başağrısıyla uyanır. ilaç alır, geçmez. Birkaç gün bekler, ağn devam eder. Hekim çağrılır. Muayene eden hekim, ağn kesici verir. Lakin Osman Efendi'nin başağrısı artarak sürerken gözlerinden de sular seller gibiyaşlar akmaya başlamıştır. Uşak ilinin ileri gelenlerinden olan Osman Efendi, ağrıyı kesecek hekime servet vaadeder. Başka hekimler bulunur. Hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz. Ev halkı ayaklanır, başağrısından geceleri uyuyamayan ve kimseyi de uyutmayan Osman Efendi'yi Istanbul'a götürmeye karar verirler. Istanbul'da röntgenler, tomografiler çekilir; testleryapılır. Görünüşe göre, Osman Efendi turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlaşan başağrısı ve gözyaşlan Osman Efendi'nin hayatını çekilmez kılmaktadır. Ağn kesici iğnelerle zar zor zaptedilen Osman Efendi, bu kezapar topar yurtdışına götürülür. 0 devirde Amerika değil isviçre moda, Zürih'e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır. Onlarca hekim konsültasyon yapar, testler tekrarlanır. Sonuç; Efendi'ye teşhis konulamaz. ArOsman Efendi bitkin, aile perişan, kadere boyun eğilir, Uşak'a tık yerinden kalkamayan Osman Efendi'ye ağn kesici iğneler dönülür. Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatınlır ve ağverilir, altmışlarını süren adamın ülkesine dönüp dinlenmesi, n kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar. daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendi'nin SM/1»'12Çubat2M6