22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kısalar ZümrüttenAkisler A.M. CelalŞengör 1974 yılının sonbaharında ilk kez ABD topraklarına ayak bastığımda beni şoke eden ilk gözlemim bireylerin başkalarından üstün olabilecekleri düşüncelerini ne denli ısrarla bastırdıklarını görmem olmuştu. Başkalarından "başka" olmak kabuledilebilir bir şeydi, ama "üstün" veya "aşağı" olmaktan bahsetmek kelimenin tam anlamıyla tabuydu. Sonra öğrendim ki, meselâ zenciye zenci demek hakarettir: "Siyah" denmelidir (ama beyazlara "Caucasian=Kafkas ırkından demek hakaretdeğildi). Sonra bu da değişti: "Siyah" dahakaretamizaddediliroldu "AfrikalıAmerikalı" gibi garip bir ifade icat edildi. Kızılderililere kızılderili demek ABD'de başınızı belâya sokabilir. Benim ilk gittiğimyıllarda.onlar için eskiden beri kullanılan "Hintli" (Indian) tabiri henü'z kullanımdaydı. Sonra kızılderililer "yerli Amerikalı" (Nalive American) olduiar (halbuki onlar da nihayet Sibiryalıdır), Indian terimi de tabulara karıştı. Sonra öğrendim ki, zencilere ve (ırkı en olursa olsun) dişilere eşit şartlarda onların tercih edilmesini sağlayan özel haklar verilmiştir (affirmative action). Bunun da gerektiği gibi kullanılmadığı, başarısız zencilerin ve dişilerin başansızlığını örtbas etmek için hükumetin elinden geleni yaptığını gördü'm. Bu da gerçekten başarılı olan zencilere ve dişilere haksızlık oluyor, başarılarını küçültüyordu. Dünyanın Belki de En Önemli Sorunu: Elitizm Düşmanlığı Bitkiler büyümezse sera etkisi aıtıyor Aşnı sıcaklar bitkilerin büyümesini önlemiş Yeni sonuçlanan bir araştırmaya göre 2003 yılında Avrupa'da yaşanan rekor sıcaklık, bitkilerin buyumesini %30yavaşlatınca, sera etkisi de şiddetlenmiş. Bilim adamlan bu dunım kuresel iklim değisimini Bilim adamtan 2003 yılındaki rekor hava sıcaklığının tüm Avrupa'daki bitkiler üzerindeki etkisini araştırmışlar. Ağustos ayının en sıcak geçtiği 2003 yazında hava sıcaklıkları 40 dereceye kadar yükselince ormanlar yanmış ve 35 bin kişi yaşamını yitirmişti. Gıf sur Yvette Laboraloire des Sciences du Climat et de l'Envıronnement/ Gif sur Yvette iklim ve Çevre Laboratuvarı'ndan Philippe Ciais, şimdi sıcak ve kurak geçen 2003 yazı yüzünden Avrupa'daki bıtkilerdeki büyümenin %30 azaldığını saptadı. Bitkiler atmosferden daha az karbondioksit aldıkları ıçin de sera etkisi güçlenmiştir diyor bilim adamı. Oysa daha önceki bilgilere göre yiiksek sıcaklıklar sayesinde bitkilerin daha hızlı büyüdükleri, dolayısıyla da daha fazla karbondioksit soluyarak sera etkisini zayıflattıkları sanılıyordu. Ancak bu frenleyici etkinin 2003 yazında ortaya çıkmaması birçok iklim modeliyle elde edilen sonuçlara ters düşmekte. Aynı araştırmaya Almanya'dan katılan Dresdenli bilim adamlan da, Almanya'da yaptıkları araştırma sonucunda Dresden bölgesindeki ormanların 2003 yılında yarı yarıya daha az karbondioksit soluğunu saptamışlar. AYIAPIARTABULAR Nano teknoloji ile bakteri mücadelesi Alman bilim adamlan nano teknolonizmları uzun vadeli olarak yok eden zehirsiz bir etki maddesi geliştirdiler. Karlsruhe Fraunhofer Kimya Teknolojileri Enstitüsü'nden (ICT) yapılan açıklamaya göre kombinasyon içindeki partiküller birçok mantar sporu ve bakteriden bin misli küçük olduğu için bu mikroplara karşı kullanılan diğer ilaçları gereksiz kılmakta. Yaklaşık olarak 10 nanometre (milimetrenin yüz binde biri) büyüklüğündeki nin içine karıştırılmış. Nano partiküller içindeki metal benzeri madde doğrudan doğruya mikropların hücre duvarına işlemekte diyor Sven Knoll. 969/5 15 Ekim 2005 Giderek, Avrupa uygarlığını methetmek de ayıplararasına katıldı. Avrupa uygarlığını yücellmek, kendilerine uygarlık vehmedilen diğer kültürlerin Avrupa uygarlığından "aşağı" olduklarını ima elmek anlamına alındığından yalnız ayıplanır olmakla kalmadı, giderek tabulaştı. Mesela benim Çinlilerin veya Türklerin tarihleri boyu uygarlık yaratmamış olduklarını söylemem hemen politik motiflere yorulmak isteniyordu (ama kendimin de Türk olduğunu öğrenen eleşlirmenlerim ne diyeceklerini bilemez olup bu seler kabahati ailemin zengin olmasında buluyorlardıü!) Yunan uygarlığının ihlişamından bahsetmek cehalet olarak algılanıyor, Yunan'ın herşeyinin Mısır'dan onun da Kara Alrika'dan geldiği gibi inanılması güç zırvalıklar öne sürülüyordu. Bazıları meselâ ABD Anayasasının lroque Kızılderililerin cemiyet yapısından esinlendiği gibi tarihsel gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan zırvalıkları savunur olduiar. Buna benzer nice saçmalıkları William A. Henry lll'ü'n "Elitizmin Savunulması" (In Defense ol Elitizm, Doubleday, 1994) adlı eserinde okuyabilirsiniz. Ancak beni bugünkü yazımı yazmaya iten şey o kitaptaki şu ilginç saptama oldu: 1986 yılında jeoloji, uzayuçak mühendisliği, astronomi, geometri, astrofizik, teorik kimya, Avrupa tarihi, mimari, Rus, ispanyolAlman filolojileri veya Klasik Filoloji'de doktorayapan tek bir zenci yokmuş ABD'de! Bunlar bizde depuanları düşükbölü'mler değil mi? Yani Anadolu çocuğu da Amerikan zencisininjercihlerine yönelmiş. Peki sırf o mu? Bütön dünyada ve her nüfus grubu içinde durum benzer değil mi? Amerika adı geçen konularda genel bir öğrenci sıkıntısı içinde olduğunu yıllar önce ilan etmedi mi? Peki sorun ne? Etki maddesi mikropların çoğalmasını önlediğı gıbı onları öldürüyor da. Etki maddesi içeren kaplamanın, örneğin duvarlarda ve ön cephelerdekı küf ve yosunları uzun vadeli olarak engellemesi ve hatta antibiyotiğe dirençlı hale halen hastane mıkroplarını bıle temizlemesi bek Bilim adamlan yeni kaplama maddesinin gelecekte diş implantı, yapay kemik, kateter, kalp kapakçığı, gıda ürünlerinin ambalajlarında veya oyuncaklarda da kullanılabileceğini bildirdiler. leniyor. Sorun bütün dünyada insanlığın kendi beka, rahat ve emniyetini doğa ile doğrudan diyalogta aramak yerine, doğadan (çeşitli sosyal etkenler nedeniyle) yüzgeri edip, yaşamını kendi kalası içine, yani tamamen sübjektilbir dünyaya dönerek düzenlemeye kalkışmasıdır. Bu açıdan bakıldığında açıkgözler hızla para kazandıracak insan cemiyetiyle direkt ilgili konulara kaymakta (iş idaresi, iktisat, sistem mühendisliği, vb. Bunların en akıllıfarı ya elektroniğe ya da gen mühendisliğine gitmektedirler), daha aptal olanlar da kendilerini avutacak dinsel tutkulara kapılmaktadır. Bilgili olmak, doğanın sırlarını veya geçmiş kültürlerin eserlerini ve/veya düşünce yapılarını araştırmak gibi eskiden kıymetli addedilen işler artık adeta alay konusu olmuştur. Bu hemen tüm dünyada böyledir. Bu dunım Türkiye'ye de yansımıştır. Heryıl karşıma gelen jeoloji öğrencisi, "adam gibi biryere giremediği" için bedbindir. Derslere başlayınca, büyük ekseriyetinin bırakın üniversiteye girmeyi, liseden, hattâ ortaokuldan bile mezun olmaması gerektiğini görmekteyim. Hiçbir merak ve öğrenme dürtüsü olmayan zavallı genç, kendi dilinde kendini ifadeden acizdir; dünya hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemektedir; düşünme becerisini elde etmemiştir. Fikirlerinin ekseriyeti, yanlış olduğu ESKİNİNDEĞERLERİBUGÜNÜNALAYKONUSU açık saplantılardan ibarettir (meselâ başarısızlığının tek sorumlusu olarak hep bas kalarını görür). Ama tüm bunlara rağmen herşeyi elde etmeğe hakkı olduğu iddiasındadır. Bu tür (çarpık) yetişen nesiller tüm dünyada yavaş yavaş idareci sıralarına yükselmektedirler. Bunun Margaret Mead'in yıllar önce ABD için dediği gibi yeni ve pek dehşetli bir karanlığın habercisi olduğunu görmemek için herhalde kör ve sağır olmak lazımdır. Irak'ı, New Orleans'ı ve fürkiye'nin içinde bulunduğu durumu anlamak isteyenler, onlara bir de bu çerçeveden baksınlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle