24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2005 tibiyotik tedavileriyle'"yok edilen Helikobakter, mide ülseri ve karsinom vakalarını düşürmekle kalmayıp, yemek borusu kanseri ve mide yanması vakalannı arttınyor. Bu gelişmenin rastlantı mı yoksa bakterinin yok edilmesiyle mi ilgili olduğu şu sıralar bilim adamları arasında tartışılmakta. Helikobakter pilori spiral biçimli gramnegatif bir bakteridir ve insanların neredeyse %50'sinde barınmakta. Gelişmiş ülkelerde yaygınlığı son on yıllarda azalmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde çok daha yaygındır. Bakteri genelde erken çocukluk döneminde anneden bulaştıktan sonra yeni konakçı bedende varlığını ömür boyu sürdürmekte. Kronik enfeksiyon midenin alt kısmında (antrum) gelişmekte. Robin VVarren'ın da keşfettiği gibi Helikobakter pilori daha çok mide mukozasındaki iltihapların yakınında bannıyor. Bu bulgu, Helikobakter pilori'ye bağlı olarak gelişen hastalıkların tedavisi için çok değerlidir. Çünkü Helikobakter pilori enfeksiyonları birçok kişide belirti göstermemesine rağmen hastaların %1015'inde zamanla sindirim sorunları ve ülser gelişmekte ve bu gelişmeden mide kadar on iki parmak bağırsağı da etkilenmekte. Ciddi komplikasyonlar kanamalara neden olabiliyor. Geçerli olan kanıya göre midenin orta kısmındaki kronik enfeksiyon, bakterinin bulaşmadığı korpus (midenin üst kısmı) bölgesinde daha fazla asit iiretilmesine yol açmakta. Bu da hassas on iki parmak bağırsağında ülsere yol açıyor. Bazı insanlarda Helikobakter pilori midenin korpus bölgesine de bulaşarak çok daha fazla yayılan bir iltihaplanmayı doğuruyor ki bu iltihaplanma korpus bölgesinde ülser dışında mide kanserine de zemin hazırlıyor. Bu kanser türü dünya genelindeki kanser ölümlerinde ikinci sırada yer almakta. Helikobakter pilori bakterisi sadece insanlarda barınır ve midenin asitli ortamına bağışıklık kazanmıştır. Bakteriyi taşıyan insanların çok azında mide hastalıkları ortaya çıkıyor. Marshall ve VVarren'in bulgusundan sonra araştırmalar iyice yoğunlaştı. Helikobakter pilori oldukça değişkendir ve birçok durumda farklı etkiler gösterir. Hatta bir insanda bulunan bakteriler arasında bile farklılıklar söz konusu ve kronik bir enfeksiyon sırasında midedeki değişimlere uyum sağlamakta. Helikobakter pilori enfeksiyonları, antikor veya soluk testleriyle kolayca saptanabiliyor. Crohns hastalığı (genelde gençlerde görülen, kronik granulamatöz bir hastalık) ülseratif kolit (kalın bağırsakta nedeni bilinmeyen ülseratif kronik bir durum), eklem romatizması ve arteroskleroz (damar sertliği) gibi hastalıklarda da kronik iltihaplanmalar söz konusu olduğu için, bilim adamları şimdi bu hastalıkların da mikrobik olup olmadığını araştırıyorlar. Gelişkin lazer teknikleriyle inanılmaz ölçüler 2005 Fizik Nobel ödülünün temelleri 19.yy'a kadar uzanmaktaJ Roy Glauber, ışığın elektromanyetik alanını kuantum mekaniğiyle yakalarkç John Hall ve Theodor Haensch gelişkin lazer teknikleriyle tahmin meyecek kadar kesin ölçümlerin temellerini attılar. zunluk ve zaman modern fiziğin temelidir. 1889 yılına dek birimleri belirlemek için ilk metre gibi standart tipler bulunurken yeni problemler için daha hassas değerlere ihtiyaç duyulmakta. Zaman için sezyum atomlarının titreşimleri ölçü alınıyor: bir saniye9 192 631 770 titreşimle belirlenmekte. Ve bir metre artık, ışığın 1/299 792 458 saniyede ulaştığı mesafeyle ölçülmekte. Fakat dokuz veya on basamaklı sayılar yeni araştırmalar için yeterli olmadı. Bu nedenle daha yüksek çözünürlüklü yeni ölçüm enstrümanları geliştirilmeliydi. : U İşte Hall ve Haensch bu hedefin peşinden gittiler. Yeni fikirlerle ışığa uygun bir ölçü olarak görülen la Ustte John Hall, Yanda iistte: Roy J. zerin tekniğini hep biraz da Glauber ve Thedor Haensch ha geliştirdiler. Böylece iki grubun ortak çalışmasıyla desindeki frekanslar, yansıtıbizim renk olarak algıladığınız lazerin elektcı sınırlar tarafından yukarı aşağı fırlatılan, romanyetik alan titreşimlerinden hep daha birkaç femtosaniyelik kısa bir ışık tepisi olusağlam frekanslar elde edildi. Titreşimler şana dek üst üste biniyorlar. Ancak çıkış hesaplandığında zaman ve mesafeler ortanoktasından ışık tepisinin bir kısmı dışarı çıya çıkıyor. Bilim adamlarının bu gelişmelekar ve ölçülebilir. Bunun kaç yansımadan ri atomik boyutta çok daha hassas ölçümsonra meydana geldiğini araştırmacılar belerde bile okunabilmekte mesela hidrojen lirleyebiliyorlar bu da aranan yavaşlatıcıspektrumunda. dır. Ama büyük atılım, frekans tarayıcısıyBilinmeyen bir ışık frekansının kesin la geldi. Nitekim çabalar, dünyadaki hiçbir olarak belirlenebilmesi için, frekans tarayıelektronik devrenin, lazerin hızlı frekanslacısına modüle edilmekte. Bu ışık frekansı, rını çözecek durumda olmaması nedeniyle rezonans gövdesinde komşu tarama fretıkanmıştı. Bir yandan üzerine ışığın frekanslarıyla üst üste binıyor ve çok yavaş pekanslarını görüntüleyecek bir ölçü, diğer riyotlu karakteristik bir titreşim meydana yandan da elektroniğin ölçümlere ulaşmagelmekte. Bu da aranan frekansın değerini sını sağlayacak bir yavaşlatıcı eksikti. Fregöstermekte. Frekans tarayıcısının yardıkans tarayıcısı bu iki zorluğu şık bir şekilmıyla, atomların yerine elektronlardan sarde çözdü. kaç olarak yararlanan saatler tasarlanabilFrekans tarayıcısı, kırmızı ışığı özel mekte. Elektronlar, frekansları çok kesin bir kuvars lifinden iletilen titansafir lazerinolarak belirlenebilen lazer ışınıyla uyarılden oluşmakta. Doğrusal olmayan optik makta. Yeni saat nesli, halihazırdaki sezözellikler, tayf alanını, ışığın insan gözüne yum standardından bin kat daha hassas olabeyaz görünmesine dek genişletiyorlar. Gübilir. Ve bununla GPS'ile konumla da daha neş ışığından farklı olarak sürekli tayftan dekesin yapılabilır, çünkü bu iş için de kesin ğil, bir tarağın dişleri gibi görünen, araların bir zamanın verilmesi gerekiyor. Santimetda daracık sınırlar bulunan sayısız tayf çizre hatta milimetre doğruluğunda bilgiler elgilerinden oluşmakta. Komşu frekanslar de edilebilir. Ve temel bilimler böylece haarasındaki mesafe sabit ve bilinir olduğu rika bir araç kazanmış olur. Bilim adamları için ölçü için çok uyğundur. Rezonans göv969/1315 Ekim 2005 birkaç yıldan bu yana, "doğa sabitesi evrenin gelişimi sırasında gerçekten de sabit mi kalıyor yoksa yavaş yavaş değişiyor mu?" sorusunu tartışıyorlar. Bu soru insanın kısacık ömründe, ancak daha önce bilinmeyen çözünürlükte uygun ölçümlerin yapılabilmesi halinde deneysel olarak yanıtlanabilir. Bu da frekans tarayıcısıyla mümkün. Hall ve Hânsch'ın çalışmaları, üçüncü ödül sahibi Roy Glauber'in 196()'lı yıllarda elde etmiş olduğu temel bilgiler olmaksızın düşünülemezdi bile. Glauber, daha iyi bilgilere rağmen hala klasik anlamda ele alınan, kuantum mekaniğinin konseptini ışığın doğasına aktardı. Bu sorun dalgaparçacıkdualizmi olarak bilinmekte. İskoç fizikçi James Clerk Maxwell, 19.yy'ın sonunda ışığı elektromanyetik dalga olarak açıklayıp formülleriyle hesaplanabilir hale getirdikten sonra, bilim adamları ışığı artık titreşim olarak görmeye başladılar. Fakat ne var ki tüm deneysel gözlemler, örneğin ışığın belli bir frekans limitinden sonra elektronlan metalden gönderdiği fotoelektrik etkisi gibi açıklanamaz. Einstein, ışıktaki enerjinin, kuantum paketlerinde çerçevelendiğini ve bunun fotonlardan oluşan bir parçacık akımı olduğunu Yazının devamı arka sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle