Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sonbahar kızıllığı rekabeti önlüyor Antosiyan maddesinin yeni bir özelliği daha keşfedildi Giindem Kök Hücre Araştırmaları: Destek mi Köstek mi? Kök hücre çalışmaları ülkemizde güncelleşti.. Ve Sağlık Bakanlığı'nın yasağıyla karşılaştı! Bir çok üniversitemizde kök hücre üzerine araştırma kapsamında çalışmalar yapılmakta ve bunlar gazeteler yansımakta.. Bu çalışmalar araştırmacıların kendi merakları ve uzmanlık alanlanna yönelik olarak ve üniversitelerin etik kurullarının bilgisi dahilinde sürdürülüyordu.. En son araştırma kalp hastası bir küçük hastanın kalp kaslarının kök hücre ile canlandırıması oldu. Bu da gazetelerde dünyada ve Türkiye'de bir ilk olarak duyuruldu.. Derken Sağlık Bakanlığı'nın yasaklama haberi geldi! Şüphesiz kök hücre araştırmalarının belirli kurallara uygun olarak yapılması gereklidir. Toplumda etik kaygılar vardır. Kök hücrelerin elde edilmesi biçimi ve kaynakları dünyada da tartışma konusudur. Embriyolardan elde edilmesi özellikle tartışmaların ve kaygıların odak noktasını oluşturmaktadır. Hamileliklerin organ deposu olarak kullanılması endişesi vardır.. Öte yandan "organ depoları "nın özelikle çok sayıda organ hasarları ve eskimelerinde yenilemeler için büyük umutlar yarattığı da açıktır.. Bir çok ülkede tutucu siyasiler kök hücre araştırmalarına büyük sınırlamalar getirirken, örneğin GüneyKore, kabul edilebilir etik kuralların alt limitlerinde serbestçe araştırmalannı sürdürmekte ve büyük başarılar elde etmektedir. Ülkemiz her zamanki gibi dünyada ekonomik değeri büyük bilimsel araştırma konularını uzaktan seyretmeye bayılan bir ülkedir! Ûzellikle siyasiler! Siyaset makamında oturan karar vericilerin, ülkeyi geliştirmek için bilimi yakından izleme, gelişmeleri görme, zamanında kararlar alarak Türkiye'de bilim ve araştırmaların önünü açma ve büyük ekonomik yarariarın oluşmasına zemin hazırlama yeteneği kocaman bir SIFIR'dır! Ancak bilim dünyamızda da bu konudaki becerilerin fazla olduğu söylenemez! Bu alanda genel kabul gören davranış biçimi, siyasilerin, hadi ne duruyorsunuz demelerini beklemektir.. Veya siyasilerin mucize davranış göstererek önlerine paraları saçmalarını ummaktır! Ülkemizdeki kök hücre araştırmalarına soyunan öncü bilim insanlanmızı, bu bilimsel merakları ve içlerindeki bilimsel itici gücün esiri olmaları açısından kutlanmaya değer buluyorum! *** Sağlık Bakanlığı durup dururken, bu yasaklama ile öncü araştırmaların da önünü kesmez mi! Bugüne kadar, kök hücre araştırmalannı teşvik etmek, araştırmalara ortam hazırlamak ve destek vermek için hiç bir şey yapmayan bakanlık, yasaklamaya gelince tıkır tıkır mekanizmasını işletmeyi biliyor.. Duyuyoruz ki Bakanlık, bu yasaklamada Türkiye Bilimler Akademisi'nin bir çalışmasından "feyiz" almış! Akademi, kök hücre araştırmalarıyla ilgili hem bilgilendirici hem de etik konulan gündeme getiren bir rehber kitapçık yayımlamıştı.. Bakanlık, bugüne kadar TÜBA ile bir ilişki kurmazken, birden bu kitapçığını şimdi yasaklama gerekçesi olarak kullanıyor! TÜBA, devlete ve hükümetlere yasal bilimsel danışma organı ile görevlendirilmişken, hiç bir hükümetin bu ihtiyacı hissetmediğini biliyoruz.. Ama yasaklamaya gelince... *** Şimdi ne yapılacak, belli değil.. Aylar ve belki deyıllar geçecek ve siyasi zevatın kök hücre araştırmaları konusunda bir karar alması ve etikyasa hazırlaması mı beklenecek? Bence, Sağlık Bakanlığı buyasağı kaldırsın.. hazırlıklar ilerleyinceye kadar, üniversitelerin etik kurullarının denetiminde, kök hücre konusunda deneysel araştırmalar ve uygulamalar yapan bilim insanlarımızın önü açılsın.. hatta üniversiteler bu çalışmaları teşvik etsinler. Bırakın bilimsel araştırmaların önüne engel çıkarmayı! Destek olmayı istemeyenler, bunu beceremeyenler, bari köstek olmasınlar.. Biz de bu çalışmaları aslında dergimizde geniş bir şekilde duyurmayı amaçlıyoruz. bu konuda araştırma yapanlardan da bilgi bekliyoruz.. Gelecek cumartesiye yeniden buluşmak üzere. I A ğaçların yapraklarına vuran sonbahar kızıllığı, insanlarda romantik duygulan uyandırır. Doğanın bu güzelliği altında şimdi bir tür savunma mekanizmasının gizli olduğu anlaşıldı. Akça ağaçların yapraklarını koyu kırmızıya boyayan pigmentlerin bir tür tarım ilacı gibi etkidikleri saptandı. Colgate Üniversitesi'nden Frank Frey ve Maggie Eldridge'e göre yere düşen kızarmış yaprakJar komşu ağacın ilkbaharda bu bölgeye yayılmasını önlemekte. Sonbaharda yaprağın boyar maddesi olan klorofil indirgenirken, yapraklar diğer pigmentlerle dolmaya başlar. Bu pigment genelde yaprakları sarartan ve kızartan karotinoiddir. Fakat akça ağaç ve diğer bazı türlerde durum farklı. Akça ağacın yaprakları örneğin koyu kırmızıya dönüşür. Bundan, varolan boyar maddeler değil, ağacın kendi ürettiği koyu kırmızı pigment sorumludur diyor araştırmayı yöneten Frey. Antosiyan örneğin kırmızı şarabın rengini de verir. Bilim adamları bununla birlikte ağaçların soğuk kış mevsimi için gereken rezervlerini niçin tam da sonbaharda boyar madde üretmek için harcadıklarını bilmiyorlardı. İşte Frey ve Eldridge bu soruyu yanıtlamak için salata tohumlarını, kırmızı ve yeşil akça ağaç yaprağı özü ve kayın ağacının sarı yaprak özüyle işlemden geçirince ilginç olarak tohumların yeşil ve sarı yaprak özünden etkilenmediklerini ama kırmızı yaprak özü yüzünden çoğalıp büyüyemediklerini görmüşler. Antosiyanlar özellikle de son yıllarda antioksidatif özellikleriyle bilinir oldu. Bu maddenin ayrıca bitkilerin büyümelerini önlemesi bilim adamları için pek sürpriz olmamış. Frey, yapısınm bir tür tanen olan ve çeşitli bitkilerin köklerindeki hücreleri öldüren katekine benzediğini söylüyor. Ayrıca son araştırmalara göre antosiyanlar kanser hücrelerinin büyümelerini de önlemekte. obursali@curnhuriyet.com.tr CBT Internet adresı: Cumhuriyet BtlİM TEKNİK • No: 969 15 Ekim 2005 tmtıyaz sahibi:Yedı Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. adına tlhan Selçuk . Genel Yayın Müdürü: İbrahim Yıldız Yayın Danışmanı: Orhan Bursalı • Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Görsel Yönetmen: Tüles Hasdemir • Baskı: thlas Gazetecüik A.Ş. 29 Ekım Cad. No:23 Yeıubosnalst. tdare Merkezi veYazışma adresi: Türk Ocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks: 0212513 85 95. Cumhuriyet Reklam Tel: 0212 512 47 78 Yerel Süreli Yayın. 969/315 Ekim 2005