24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TeknolojiSergi HukukPolitikası Hayrettin Okçesiz Çirkin Olan Nedir ya da Kimdir? Yalansöyler, suçlar, çarpıtır, tehditeder, müfteridir, aşağılar, sahte birsuratla hep sırıtır, uzmanlık bilgisinden yoksundur, aklınca hep bir "iimi siyaset'ten söz eder. iktidar sapkınıdır. Ona tapar. Bu yüzden hep bir aşağılık duygusuyla kıvranır. Korkar. Cüret ettiği yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden dolayı yakalanma korkusuyla birtakım ağlar örer. Eskilerini onarır. Yenilerini tasarlar. Kendini sonsuzca kullandırmaya hazırdır. insanları da, en yakınları dahil hep öyle görmüştür. iyi şeyler onda iğreti durur. Gündelik yaşamını yüksek düzeyde bir "iktidar rasyonalitesi"yle kurgular. Ona iktidar yolunda her şey mubahtır. Bu yüzden hiç kimsenin bir değeri, bir özdeğeri yoktur. Yalnızca önemli şeyler vardır. Kendisinin de bir değeri olduğunu hiç düşünmemiştir. Önemli olmayı, mümkünse çok önemli, en önemli birşey olmayı hep arzulamıştır. Acıları bu arzudan doğar. Bu satırları okuyunca gözlerimizin önüne kimi yüzler hemen geliverecektir. Tanıdıklarımızdan kimileri kendisini nasıl bilebildiğimizi merak edecektir. Mızrak çuvala sığmazki... Bu insan'dır. La Bruyöre'in "Karakterler"ine benzeyen bu nitelemeler, O'nun kendi kitabına aldığı gerçek insanların azı ya da çoğu bir arada olan özellikleridir. Homo sum, humani nihil a me alienum puto (insanım ve insani olan hiç bir şey banayabancı değil (Terenz, MÖ. 159). Bu insanların her birinin elbette birer ismi vardır ve bunları diğerleri bilir. Bu pek önemli değil. Önemli olan, kamu gücünün, kendilerine bakışlarıyla söylendiğinde, bu "Şey'lerin elinde ne denli korkunç bir tehdıt oluşturduğudur. Bu gücün onların eline geçmesini engellemek zordur. Ele geçirmenin en ince hesabını bilirler, başarırılar. Güçlerini gasp edilmiş kamu gücü olarak nitelememiz kendilerini kızdınr. "Kamu'yu sevmezler. Kamu birgün bu gücün başına geçip, gerçek bir Kamu Gücü oluverirse çanlanna ot tıkanacağını titreyerek görürler, söyleyenlere karşı hırçınlaşır, saldırırlar Kamu kendi gücünün başına nasıl geçer? Geçenlerde birgazetede rahmetli Hocam Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun torununa bir öğüdünü okumuştum: "Önemli değil, değerli insanları ara bul. Dostların onlar olsuni" Kamu gücü bugünkü hukuk düşüncemizde kendisi için ancak insanın değerli olduğu, nıhai değer olduğu ve nihayet değerli insanların kullandığı güç demektir Bu gücün örgütlenmesi tüm yapısını ve ölçütlerini bu değerin boyutlanndan, derinlığinden edinır. Tüm işlevleri bu değere göre tanımlanır. Bu değereAnayasa ve İnsan Hakları Hukuku bağlamında "İnsan Onuru" demekteyiz. Kamu bu çirkin şeylerin gasp ettiği gücünün birgün başına geçecekse, tüm hukuk düşüncesinin Amentüsü diyebileceğim şu sözün kirletilmesine izin vermemeliyiz: "bütün insanlarhür, haysiyet ve haklar bakımından eşitdoğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler" (1948 Birleşmiş Milletler Evrensel insan Hakları Bildirgesi'nin Bırinci Maddesi. RG., 27Mayıs 1949tarih, 7217 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) Bu Credo'yu onaylar görünmeleri, hatta alkışlamaları, kendilerine bir yarar sağlayacaksa, bu çirkin şeyler bunu büyük bir başarı ile sahnelerler, onun en iyi çığırtkanı olurlar. Çünkü her şeyi kirleterek, saptırarak, yabancılaştırarak şaşırtmanın, insani eyıemsiz kılmada etkili bir araç olduğunu iyi bilirler. insanların temiz bir kalple inandıkları birçok kavram onların bu taktik ve stratejileriyle sürekli kirleniyor, kavranamaz oluyor. Demokrasi'nin, insan Hakları'nın başına gelen de budur. Bu şeyleşmiş güçlüler, doğaları gereği, yukarıdaki sözün içerdiği hiçbir değeri üstün değerler olarak içselleştiremezler. Onlar için Özgürlük, Onur, Eşitlik, Akıl, Vicdan, Kardeşlik, uğruna taviz verilecek şeyler değildir. Bu üstün değerlere aslında özveri gerektiğini söylerseniz alaysama ile karşılarlar. Bu kavramlara bağlanmış kişileri gizil bir tehdıt gibi görürler. Kamu kendi gücüne bu gasıplann düzeneğini işlevsiz kılarak kavuşabilir Benim gözümde hala birer "Kişi", ama kendi gözlerinde birer "Şey" olanlar için bu nitelemeleri kullanmakta kendimi haklı gördüğüm yöntem, kamu gücünü kullananlann eylem ve işlemlerinin İnsana içten biryönelişle ellerinden gelenı yaptıklannın bir kanıtı olup olmadığını araştırmaktır. Üzücüdürki, Bireybugün, eğitımle büyük şeyler olmaya, cehaletle küçük şeyler olarak kalmaya daha çok mahkum ediliyor. Ama bu girdaba karşı koyan bilginin ve bilgeliklerin direnci kırılamıyor. Eperji kullanımında teknoloji üssü Isınma teknolojilerinde dünyaca tanınmış birşirket olan Vaillant, Istanbul'da Çengelköy'deki yeni açılan genel merkezinde 1890lardan bu yana icat edip ürettiği şofbenden kombiye ısıtma sistemlerini sergiliyor. 'DEĞERLİ İNSANLARI ARA' V aillant'ın Teknoloji üssü olarak adlandırılan yeni binasındaki Shovvroom'da, sadece geçmişte kullanılan teknolojiler değil, gelecekte kullanılacak olan ısınma teknolojilerinin örnekleri de yer alıyor. Geleceğin teknolojilerinin büyük kısmı çevre dostu. Almanya Vaillant'ın ARGE departmanlarında geliştirilen teknolojinin "çevreci" yüzü de yakıt ği, doğalgazdan sadece sıcak su değil, elektrik de üretmesi. Gelecekte kullanılacak yakıt hücreli ısınma sistemleri, hem çevre koruma (sıfıra yakın zararlı gaz salınımı), hem tasarruf (yakıt hücresi sayesinde daha verimli) açısından öncü niteliğinde. İNTERNETTEN İZLENEBİLİR Vaillant bu sistemi, İnternet üzerinden "gözlenecek" bir teknolojiyle de donattı. GPRS bağlantılı bir kumanda birimiyle kombi cihazı, Vaillant merkezinden denetleniyor. Cihazda her hangi bir aksama belirtisi üzerine teknik ekip hemen müdahale ediyor. Sistem, Avrupa'da 7 ülkedeki 31 ısı merkezi arasında sağladığı iletişimle "sanal enerji santrali" olarak işletiliyor. Bu özgün proje için gereken 8,6 milyon Euro'luk finansmanın 3,1 milyon Euro'sunu Avrupa Birliği'nin araştırmageliştirme fonlarını yöneten Çerçeve Programı karşıladı. Sanal enerji santralleri Almanya, Hollanda, İspanya, Portekiz, Fransa, Avusturya ve Lüksemburg'da kuruldu. Denetimi, şirketin merkezinin bulunduğu Almanya'daki Remscheid'dan yapıldı. 40 ay süren projenin verileri halen değerlendiriliyor. Yakıt hücresinin yanı sıra Vaillant, aynı sistemi, güneş enerjisini ısı ve elektriğe çevirmek üzere de geliştirdi. Çengelköy'deki binanın cepheleri de güneş panelleriyle kaplatıldı, bina jçin gerekli enerjiyi doğadan sağlanıyor. VaÜlant'ın bir diğer "çevre dostu" enerji projesi, Türkiye'de "kaynayan taş" olarak bilinen Zeolit'i de ısı üretiminde kullanmak. Çevreye zararlı gaz ve karbondioksit miktarını 962030 oranında azaltan, ısı üretimini verimli biçimde sağlayan Zeolit Isı Pompası, Vaillant'ın yenilikçibuluşçu arge çahşmalarının bir örneği olarak halen deneniyor. 'hücresi, zeolith, güneş panelleri ve yoğuşmalı kazanlarla tanıtılıyor. Sergilenen alternatif enerji kaynaklarını kullanan ısıtma teknolojileri aslında, Avrupa'nın bazı ülkelerinde şu anda kullanılan sistemler. Hücre Teknolojisi (Fuel Cell), Zeolith, güneş enerjisi ile çalışan paneller, yoğuşmalı kazanlar şimdiden bazı evlerde yerlerini almışlar bile. • ' Vaillant'ın yakıt hücreli kombisinin özelli BİLGİVEBİLGELİĞİNDİRENCİ 969/17 15 Ekim 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle