02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre Mektup IV. Anksiyete Kongresi Ankara Numune Eğitim ve Araşbrma Hastanesi 2. Psikiyatri Kliniği ve Anksiyete Bozukluklan Araştırma ve Eğitim Derneği'nin katkılarıyla düzenlenen "IV. Anksiyete Kongresi" 913 Mart 2005 tarihlerinde Tunus'ta yapılacak. http://www.4anksiyetekongresi2005.com/Kongrenin Onursal Başkanları Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ve Ankara Numune Eğitim ve Araşbrma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Koç. Kongre Başkanı aynı hastanenin 2. Psikiyatri Klinik Şefi ve Ametem Direktörü Doç. Dr. Nesrin Dilbaz. jj|, Anksiyete Kongresindeki toplantılar Türk Tabipleri Birliği Sürekli Tıp Eğitimi (STE) Kredilendirme Kurulu tarafından kredilendiriliyor. Bilindiği gibi Türk Tabipleri Birliği 9. Pratisyen Hekimlik Kongresi 812 Aralık 2004'te Antalya Aksu'da World of Wonders (W0W) zincirine ait olan Kremlin Palace ve Topkapı Palace'de yapılmışb. Beş yıldızlı olan her iki tatdl köyünde Kongre süresini kapsayan 4 gece tam pansiyon konaklama ücreti tek kişilik odalarda 420 Euro (775 milyon lira) iki Jtişilik odalarda 515 Euro (950 milyon lira) idi. Tam pansiyon paket fiyata 4 gece konaklama, 4 adet açık büfe sabah kahvaltısı, 4 adet açık büfe öğle yemeği ve içecekler, 4 adet açık büfe akşam yemeği ve içecekler, 7 adet kurabiyeli kahve molası dahildi ve fıyatlara ayrıca KDV ilave edilmişti. Antalya W0W tatil köylerindeki TTB Pratisyen Hekimlik Kongresine binin üzerinde pratisyen hekim katılmıştı katıhmcı hekimlerin tamamına yakınının M.5 milyar lira dolaymdaki uçakla transferleri, konaklama ve kayıt giderleri ilaç şirketleri tarafından karşılanmıştı. İlaç şirketleri bu hekimler için yaklaşık 11, 5 milyon $ (1,52 trilyon lira) sponsorluk katkısı yapılmışb. TTB'nin tıbbi kongrelerle ilgili olarak koyıjuğu etik kurallan en başta TTB yöneticileri ihlal ediyordu. Kongreyi düzenleyen TTB'in "Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri" şöyleydi: Bu ilkeler demetinin 4. Maddesine göre; bir bilimsel toplanbda gösterilen konukseverlik ve örnek dağıbmı gibi faaliyetler toplantmın temel hedefi olan bilgilenme amacını gölgeler nitelikte oltnamalıdır. Hekimler toplanb düzenlerken bu konuya özen göstermeüdir. ^6. Maddesinde; toplanb için, eğer yapılacaksa destek; Endüstri tarafından doğrudan katıhmcıitet değil, toplanb düzenleyicilerine verilmelidir. 7. Maddesinde; Tüm etkinliklerin (kongre, toplanb vs.) mali kaynaklan açıklanmalı, şeffaf olnalı ve toplanblardaki uygulamalardan ve endüst^/kablımcı/konuşmacı ilişkilerinin ebk yönlerinten toplanb düzenleyicileri sorumlu olmahdır. Kongre ile ilgili olarak TTB yöneticilerine ju soruları sormuş ve her zaman olduğu gibi derin 3İr sessizlikle geçişbrilmişbk: '' Bu büyüleyici tatil köylerinde kabJımcılara laç şirketlerinin sağladığı konukseverlik kongreyi Jölgelemiyor muydu? fekimlere doğrudan endüstri desteği sağlanmıyor nuydu? TTB yöneticileri 9. Pratisyen Hekimlik fongresi'nin mali kaynaklannı şeffaflık ilkesi {ereği açıklayacak mıydı? Bu kongrede hangi ilaç jrketleri hangi hekimlere ne kadar sponsorluk lesteği sağlamışb? Bu destek nedeniyle hekimerin ilaç şirketlerinin ürünlerini reçetelerken etki lbna alınmayacağının güvencesi neredeydi? Şimdi ynı soruları Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Aklağ'ın Onursal Başkanı olduğu Anksiyete Kongresi Jaşkanı ve Düzenleme Komitesine sorahm. * Dr. Mehmet Alünok / Tıp Kurumu Başkanı v Dr. Ali Rıza Oçer / Tıp Kurumu Genel Sekreteri erleme hiç mi yok? Güney Afrikalı şairin tüm söyledikleri, sonunda ulaşmış olduğu yargıyı haklı çıkarmaya yeter mi? Yani bu kötülükler tablosunun koyu rengi, ilerleme diye bir şey olmadığını kanıtlar mı? umhuriyet Bilim Teknik (CBT) dergisinin 1 Ocak 2005 tarihli 928. sayısında Güney Afrikalı şair Breyten Breytenbach'ın 'İlerleme Diye Bir Şey Var mı?' başlıklı yazısı yayınlandı. Şair ve yazar, bu yazısında dünyamızın bugün içinde bulunduğu karanlık durumu etkileyici bir şekilde betimledikten sonra, ilerleme bunun neresinde sorusunu sormaktadır. Soruya yanıtı da elbette olumsuzdur. Çünkü daha yakın bir geçmişte insanların hayallerini bütünüyle kaplamış olan eşitlik, özgürlük, adalet, refah gibi hedeflere ulaşma mücadelesinde ve ülküsünde gelinen acıklı durumu görmekte ve dile getirmektedir. Breytenbach'ın bir şair duyarlılığıyla dünyadaki kötülükleri ortaya seren gerçekçi açıklamalarına söylenebilecek hiçbir şey yok. Belki eksik bıraktığı bazı şeyler bile bulunabilir ve dünyamızın bugiinkü biiyük kötülükler tablosu böylece daha tam hale getirilebilir. Ama tüm bunlar, yazarın sonunda ulaşmış olduğu yargıyı haklı çıkarmaya yeter mi? Yani bu kötülükler tablosunun koyu rengi, ilerleme diye bir şey olmadığını kanıtlar mı? C EN AĞIR ÖRNEKLER DEĞİL Elbette Breytenbach'ınki ve bizimkiler gibi, görülmek istenen şeyler, mutlu ve özgür insanlık büyük rüyasının bütünü olunca, bütün bu ilerlemeler tatmin edici olmaktan çıkıyor. Ama ne yazık ki toplumsal yaşam bu hızda ve düzgün doğrusallıkta ilerlemiyor. Breytenbach'ın insanlara ümitsiz görünebilecek bu küresel bilançosu gerçekte hep vardı ve muhtemelen bugünkü bazı kötülükler veya vahşilikler de tarihtekilerin en ağır örnekleri değildi. Ancak bugün iletişim teknolojisindeki gelişmelerin de yardımıyla eskisine göre daha çok sayıda kötü şeyler bilebiliyoruz. Yine muhtemeldir ki, bugün bizi mirçelik üretimidir. İşte bu, ilerlemenin karşıtı bir kanıt olarak sunulabilir ve gerçekten de öyledir. Sadece dönüştüğü lüks ciplerin ve artık şehirlerin arka sokaklarını bile doldurmuş olan arabaların yarattığı kirlilikten, tankların, füzelerin yarattıkları yıkıcılıktan değil, fakat daha önemli olarak daha yatağından çıkartıldığı ve üretildiği sırada fıziksel çevreyi ve biyoçeşitliliği yok ediyor olmasından dolayı. Bu gerçeğe rağmen her yıl milyonlarca ton demirçelik, çeşitli yok edicileri üretmek için organik doğa yok edilerek üretilmektedir. Dizginsiz demirçelik üretimi, bugün ilerlemenin kriteri değil, organik doğayı adım adım yok etmenin kriteridir ve öyle de kabul edilmelidir. Oysa daha 20. yüzyılın ilk yarısında gelişmiş kapitalist ülkelerin ve eski Sovyetler Birliği'nin en büyük gelişme kriteri, yıllık demirçelik üretimindeki artış miktarlarıydı ve gerçekleşen her artış bu ülkeler için büyük bir gururlanma vesilesi oluyordu. İlerlemenin kendisi gibi, kriterleri de tarihseldir ve çeşitli dönemlerde farklı nitelikler kazanır. Bugün demirçelik üretimini arttırmak değil, doğanın dengeleri ve toplumsal ihtiyaçlar ölçüsünde sınırlandırmak bir ilerleme kriteridir. Ülkeler arasında ve ülkeler içindeki zenginler ile yoksullar arasındaki giderek derinleşen uçurumu azaltmak bir ilerleme kriteridir. Silah üretimini ve satışını sınırlandırmak bir ilerleme kriteridir. Bilimsel düşünme formasyonunu tüm halk tabakaları içinde oluşturabilme çabalarının düzeyi bir ilerleme kriteridir vb. DİĞER ÖRNEKLER CBT'nin ironisi diyebileceğimiz şekilde, derginin 16. ve 17. sayfalarındaki bu yazıdan önceki yazıda da (121314 ve 15. sayfalarda) ilerlemenin kanıtiarı sunulmaktadır. Bunlar, 2004 yılında sağlanmış olan ve 10 başlık altında sunulan büyük bilimsel, teknolojik keşifler ve ilerlemelerdir. Bilim dergisi Science'm geleneksel yıllık bilimsel gelişme bilançosuna dahil edilmiş olan önemli bilimsel gelişmelerdir. İşte hemen söyleyebileceğimiz ilerleme örnekleridir bunlar. Üstelik bilimde ve bilimsel düşüncedeki ilerleme, bütün ilerlemelerin temel kaynağı olduğu için bu örnekler daha da önem kazanmaktadır. Ama ilerlemenin başka örnekleri de vardır. Örneğin 2O.yüzyılın ikinci yarısında çıkan savaşlarda ölenlerin sayısı, aynı yüzyılın birinci yarısında çıkan savaşlarda ölenlerin sayısından daha azdır. İkinci yarıda bulaşıcı hastalıklardan ölenlerin sayısı da ilk yarıda aynı nedenlerle ölenlerin sayısından daha azdır. Okuma yazma bilen, eğitim gören, meslek sahibi olan ve yönetici mevkilere gelebilen kadınların sayısı, 20. yüzyılın ikinci yarısında, birinci yarısına göre önemli ölçüde artmıştır. Daha başka ilerleme örnekleri de gösterilebilir. ÜMİDİN GÜCÜ BİLİM Güney Afrikalı şair Breyten Breytenbach çok sarsan bazı yıkıcı olayların çokluğu, bunların gerçekten artmış olmasından değil, onların bilgilerine ulaşabilmemizdeki hızdan ve kolaylıklardan da ileri gelebilmektedir. (Böyle bir durum, son zamanlarda bazı bölgelerdeki kanserli hasta sayısında görülen artışın, gerçekte kanser teşhisinde görülen artıştan kaynaklanabilmesi olgusuna benzetilebilir). Bugün dünyanın "unutulmuş bir bölgesi"nde farkedilmeyen bir vahşete rastlamak daha zordur. Ama tarihte bunun örnekleri çoktur. Ancak geçmişte hiçbir zaman bugünkü kadar yıkıcı sonuçlar vermemiş olan yeni bir olgu da vardır. Bu da, küresel ekolojik yıkım olgusudur ve gerçekten insanlığın geleceğini de, refahını da, ilerlemesini de tehdit eden en büyük felaket etkenidir. Breytenbach, dünyamızın içinde bulunduğu büyük çıkmazı çok etkileyici ve uyarıcı bir şekilde insanların bilinçlerine ve vicdanlarına sunarak gerçek bir aydın davranışı göstermiştir. Ancak her ne kadar ümitsiz olmadığını söylese de, geleceği yaratmak için gerekli ümit kaynağının ne olduğunu belirsizlik içinde bırakmıştır. Bu ümit kaynağı ve insanlığı dönüştürmenin büyük gücü, bilimdir. Bilim hem ilerleyen, hem de ilerleten en önemli insan etkinliğidir. Bugünkü çıkmazlarımızdan bizi çıkartacak olan da odur (bugünkü bazı problemlerimizin sorumluluğunu bilimde görenler de vardır. Ancak yıkjcı savaşların ya da ekolojik çöküntülerin nedeni olarak bilimiveya teknolojiyi görmek, bir cinayetten katil yerine silahı sorumlu tutmaya benzer). Ülkeleri ve toplumları yönetmede doğa bilimlerini ve sosyal bilimleri rehber edinerek, ancak ve sadece bu yoldan giderek insanlık, dizginlenmesi zor ihtirasların yıkıcı sonuçlarından sıyrılmasını başarabilecektir. Osman Bahadır [email protected] GERÇEK YIKIM VE GERİLEME Küresel ekolojik yıkımın en önemli nedenlerinden biri, ölçüsüz, dizginsiz de 930/2115 Ocak 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle