25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ToplumAntropoloji tabutiarı aramaya başlamıştı. Ama neyse ki ekip naaşları bulana dek bir Amerikan muhafız birliği ertesi gün kente girerek planı bozmayı başardı ve böylece Goethe ve Schiller'in naaşları da kurtanlmış oldu. Tam tersi. Beş tanesi alt, altı tanesi de üst çenede olmak üzere sadece on bir tane aşınmış ve önemli ölçüde diş etine gömülmüş on bir dişi vardı. Mezarı açıldığında bazı diş kalıntıları yastığın üzerine düşmüştü. Bu manzara günlükteki bilgileriyle de örtüşmekte. Ozan diş etlerinin 1767 yılından itibaren iltihaplanmaya başlamasından sonra kistlerden, ağrılardan, şiş yanaklardan ve yirmi yaş dişinin komplikasyonlara neden olduğundan yakınmakta. Bunlar genç Goethe'nin gerçek rahatsızlıklan mıydı? Daha sonra protez taşımamış mı? 1831 yılında gunlüğüne düştüğü notlarda "dişlerin bağlanmasından" söz ediyor. O zamanki tekniklere göre yerinden oynamış dişlerin telle birbirine bağlandıklarını tahmin ediyorum. Ozanda ağır bir parodontoz vardı ve kesici dişleri sallanıyordu. Belki zaman zaman porselen bir protez taşımış olabilir. Ozanla ilgili çok karamsar bir tablo çizdiniz. Biyografi yazarlan yaşamının son günlerine kadar şişelerce şarap içtiğini garanti ediyorlar Evet, bunun için dişlere ihtiyacı yoktu. tktidar gücü sonuna kadar kalmış görunüyor. Bu çok şaşırtıcıdır. Goethe gerçekte 83 yılında kalp krizinden ölmüştü. Naaşı ölümünden sonraki dört gün ziyaretçilerin görebilmeleri için buzla korundu. 26 Martta VVeimar mezarlığına gömüldii. Ve bu anıt mezar 1970 yılındaki "Mazeration" girişimiyle radikal bir şekilde bozuldu. Bu çok abartılı bir ifade. Sonuçta tabut ilk kez açılmamıştı. Daha 1945 yılında beş parmak ve ayak kemiği çalınmıştı. O tarihten sonra kurşun tabut ne kadar süre kapalı kaldı? Tabutun 1961 yılında VVeimar mezarlığında açılması sırasında ben de ordaydım. O sıralarda yan mezardaki Schiller iskeleti üzerinde çalışıyorduk. Defne tacıyla tabutun içinde yatan ozanın bedeni gayet iyi korunagelmişti. Sadece tabutun kapağı açıldı ve el sürülmeden cesedin durumuna bakıldı. Hepsi topu topu birkaç dakika sürdü. 1970 yılında ceset arük iyice çürümüştü. O dönemin şef patoloğu Pranz Bolck şöyle demişti: "Eğer kapağı kapabp cesedi öylece bıraksaydık, yakın bir gelecekte iskelet de mikroorganizmalar tarafından kemirilip yok olacakü." Bu doğru değil. Kemikler çok daha uzun süre dayanıyor. O tarihte neden etlerin temizlenmesine karar verildiğini bilmiyorum. Protokolde işlemin, ölünün "asaletini" koruyacak şekilde "estetik ölçülerde" yapıldığından söz edilmekte. İskeletin Ocak 1983 yılında son kez kontrol edilmesinden sonra hazırlanan raporda, kemikler üzerinde sadece çok küçük küf izlerinin bulunduğu yazıyor. Bunun dışında iskelet "görünüş olarak iyi korunmuş" deniyor. GOETHE'YE HUZUR YOK Ne var ki Goethe'nın cansız bedeni bundan sonra da huzur bulmayacaktı. Amerikan birlikleri naaşları 12 Mayısta Weimar'a getirerek anıt mezara yerleştirdiyseler de Coethe'nin tabutunu önceden açmış ve birkaç tane kemik çalmışlardı. "Kurşun tabutun üst kenarında belirgin kesme izleri görülmekte" deniyor DDR protokolünde. Şairin tabutu, konserve kutusu gibi açılmıştı. Amerikalılar kısa bir süre sonra bölgeyi, Türingen'i işgal eden Ruslara bıraktılar. 5 Ağustos 1945 günü mezarda belki de "Enternasyonal" yankılanıyordu, kırmızı bayrak göndere çekilmişti. Ve ozanın naaşına duyulan ilgi bundan sonra iyice arttı. Nitekim Goethe'nin tabutu DDR yönetiminde büyük bir merakla defalarca açılıp kapandı. Kurşun tabut 1961, 1963 ve 1970 yıllarında DDR uzmanlarınca tekrar tekrar açılınca tenıiz havayla temas eden ceset kokmaya başladı. Ozanın derisi "çamurumsu bir madde" şeklinde ayrıldı. Bu sürecin yavaşlatılması için Kasım 1970 tarihinde "Mazeration Goethe" adı altında gizli bir operasyon başlatıldı. Goethe'nin naaşı aralarında bir patolog ve adli tıp doktorunun da bulunduğu yedi kişi tarafından kontrol edildikten sonra mezardan çıkarıldı, geriye kalan etler yakıldı ve kemikler temizlendi. Ulusal ozanın ölü gömleği Berlin'de restore edildikten sonra temizlenmiş iskeletin üzerinde giydirildi. Iskelet uzmanı Ulrich: Ozanın göğüs derisi ve saçları yakıldı. yor. çok uzun olduğundan söz edilmekte. Yaşlılık nedeniyle diskleri erimiş. Gençliğinde l,76m olmâlıydı, bu da bir el kadar ortalamanın üzerinde demek. Ozan uzun boylu ama leptozom yapılıymış. Hastalık belirtilerine rastladınız mı? Bel omuriliğinde belirgin hasarlar var. T5 ve T12 arasındaki göğüs omurları da birbirine kaynadığı gibi yanda da kemik köprüsüyle bağlanmış. Bu "Morbus Forestier" olarak adlandırılan ağır bir patolojik deformasyondur. Buna göre Goethe'nin bedeni önemli ölçüde tutuk olmâlıydı. Çağdaşlan onun gururlu duruşundan söz ederler: VVeimar sokaklannda, bpkı bir delikanlı gibi dimdik yürürdü... Elbette, çünkü neredeyse hiç eğilemiyordu. Aynca omurlarla kaynayan beş kaburgası da bir kemik köprüsüyle birbi "Goethe'nin bedeni eğilemeyecek kadar tutuktu" Goethe'nin neden delikanlı gibi dik yürüdüğü anlaşıldı: Bel omuriliğinde belirgin hasarlar var. T5 ve T12 arasındaki göğüs omurları ve kemik köprüsüyle bağlanmış. Bu "Morbus Forestier" olarak adlandmlan ağır bir patolojik deformasyondur. Buna göre Goethe'nin bedeni önemli ölçüde tutuk olmâlıydı. Bu nedenle neredeyse hiç eğilemiyordu. Antropolog Herbert Ullrich, "SchâdelSchicksale historischer Persönlichkeiten" adlı son kitabmda altmışı aşkın kişinin iskeletini araştırdı. Spiegel dergisindeki son söyleşisinde Goethe'nin mezarı ve sağlık durumu hakkında bilgiler veri Ünlü erkeklerin iskeletleri hakkındaki son kitabınızda Goethe'nin iskeleti ve durumu hakkında da bilgiler veriyorsunuz. Bu ayrıntıları nereden buldunuz? 1970 yılında gizli bir inceleme yapıldıktan sonra çürümiiş bedenin geçici olarak mezardan alınmasına ve etlerin iskeletten ayrılmasına karar verildi. Ve tüm bu işlemleri gerçekleştiren kişilerden sessiz kalmaları istenmişti. Fakat 1999 yılında Frankfurter Allgemeine gazetesi yazarı konunun izine ulaşınca olay manşetlere taşındı. Ceset çok kötü bir durumdaydı. Hatta belgelerden birinde "Yanaklar kırılmış, alın ve yüzün bazı bölümleri neredeyse tümden içe çökmüş, cesedin üzeri gübre böceğinin larvalarıyla örtülmüş" deniyor. Geriye kalan yumuşak kısımların işlenmesinde farklı görüşler olabilir. Goethe'nin toraks (göğüs) derisi ve saçları yakıldı. Örnek olarak sadece bazı doku örnekleri ve tırnakları saklandı. "Mazeration Goethe" gizli girişimini ilk kez bilimsel olarak değerlendirdiniz. Bu gizli belgelere nasıl ulaşünız? Bu zor oldu. YVeimar Klasik Vakfı ilk önce buna izin vermedi. Belgeleri ancak 2001 yılında başkanın değişmesinden sonra görebildim ve daha sonra da bana bir kopyasını verdiler. Söz konusu belgeler mor bir dosya içinde 14 sayfalık metin ve 30'u iskelete, 26'sı iskeletin temizlenmesine ait olmak üzere 56 fotoğraftan ibaret. Malzeme Goethe'nin anatomisi ve sağlık durumu hakkında çok iyi bilgiler veriyor. Neler var içinde? Mesela kafatasının ince kumla doldurulmasıyla beyin hacminin 1550 ml olduğu anlaşılmış ki bu ortalamanın yaklaşık 100 ml üzerindedır. İskeletin boyu 166,5cm'di. Pek uzun değilmiş. Oysa ozanın Goethe'nin kafatası (1970): Dişleri körelmiş. rine bağlanmıştı. Bu nedenle soluk alması da güçleşmiştir. Bu süreç 40 yaşlarında başlamış olmalı. Usta "Faust"ön sözünde "Bana gençliğimi geri verin" diye sesleniyor. Ozanın yüzüne ne olmuştu? Sol göz boşluğu daha büyük, iki kafatası yarısı, asimetrikti. Ölü maskesini inceleyenler, son burun kanadı ve ağız kenarının daha aşağıda olduğunu fark eder. Ayrıca alt çenesinde de hafif bir kayma söz konusuydu. Bu "progeni" olarak bilinen kalıtımsal bir bozukluktur. Resimler, oğlunda ve kız kardeşinde de aynı fenomenleri gösteriyor. Dişleri nasıldı? Doktoru dişlerinin sağlıklı olduğunu söylüyor. Spiegel 40/2004 Nilgün Özbaşaran Dede 930/17 15 Ocak 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle