Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GönüldenBilime ÜremeTıp Ahmet ınam Ders Verirken, DersAlan Otuz yılı geçmiş. Hâlâ ders veriyorum Neden? Ders alabiliyorum da ondan. Belki de almıyorumdur. Almıyorsam neden? Bundan ders almalıyım. Ne dersleri vermedim ki! 0 zamanlann ilkokul çocuklanna yurttaşlık bilgisi, hayat bilgisi1 Tarih! Ortaokul öğrencilerine beden eğitimi, resim gibi derslerin dışında hemen hemen okudukları tüm dersler. üsclcre, kimya, tizik, matematik, yabancı dil, mantık. Elimde çanta kapı kapı dolaştım, Şişli sokaklarında, şımarık zengin çocuklanna dersler pazarladım. Felsefede doklora yapan bir mühendistim Bir çocuğum vardı, evliydim. Yaşamam gerekiyordu. Şırketlerin, fabrikaların beni yeyip yok edeceğinden korkuyordum. Ders vererek yaşamak daha özgür kılabilirdi beni. öyle düşünüyordum. insanlar tanıdım. Sıkıntılarla yoğrulmuş gençliğime dönüp baktığımda en çok buna sevinıyorum. Bir "problem"sorduğunuz öğrencinin, "problem" karşısındakı lavrı ne denli öğreticiydi! Ona, kitabındaki bir konuyu öğretirken, ondan dünyası içinde yaşamaya çabalayan insanın anlamını öğretirken, ondan dünyası içinde yaşamaya çabalayan insanın anlamını öğren'h yoruz. Giltiğiniz cvlerdeki kırık hayatlar, sevinçler, yalanlar, acılar, sizi sarsıyordu. Kapıdan çıkarken cebinize konuvermiş zarftaki parayı saymaya utanıyordunuz Evinize gidıp, zarfı açtığınızda, kimbilir hangi hesaplarla, kesilmiş, budanmış alınterinizi gö'rüp üzülüyor, yine de ertesi gün aynı insanlara ne adına, neyi nasıl öğretiyordunuz? Hangi eğitim düzeninin nasıl hizmetçisiydiniz? Şu sınavdan sonra bütün öğrettiklerinizi unutarak, yatıyla Yunan adalarına giderek şımarık delikanlıyla sizin, bin bir zorlukla yurtdı" şından getirtmek için biriktirdiğiniz kitap paraları dışında ne ilginiz olabilirdi? Okuttuğunuz kitaplardan rahatsızdınız. Eskiydiler Soğuklular. Kobaydılar. Fransızca fizik okuyan öğrencilerinizle yaptığınız derslerde ayrıntılar üzerindeki duyarlılıklara şaşıyordunuz. Amerikalılar "trickli, kumazca soruları seviyorlardı. Almanca fizik kitaplarını biraz beğeniyor ama yine de "düz" buluyordunuz Şenlikli bir fizik kitabı yazmayı düşlüyordunuz. içinde şaşırtıcı sorular da olan, merak uyandırıcı, gülümsefen, ayrıntıları es geçmeyen ama onlarda boğulmayan bir kitap. Gerçekleştiremediniz. Gerçekleşlirmiş olsaydınız bile okutulma şansı hiç olmayacaktı. İçine şiirler koyacaktınız, inanılmaz fotoğraflar mitolojilerle, masallarla, öykülerle donatılacaklı kitap. Newtonün, Einstein'ın ruh dünyaları, saplantıları anlatılacaktı. Aristoteles Fıziği'nden dem vurulacaktı Deneyler yapılacak, öğrencilerden deney düzenekleri kurmaları istenecekti. Fizik, hep yanıtların, formüllerin olduğu, her konunun sonuna konan problemlerin her nasılsa çözüldüğü bir ders olmayacaktı Öyle sorular sorulacaktı ki kitapta, o soruların yanıtlarını ne ben yazar olarak ne de, bir olasılıkla, diğer fizik öğretmenleri bilecekti Tartışılacak, araştınlacak. Keyif alınacaktı. Fizik keyfi. Okuduğu soruyu anlamaya çalışan, sorunu kavrayıp, onu nasıl araştırabileceğini bilen öğrencilerin kitabı. "Bunu çözemeyiz çünkü 'Hilbert Uzayı 'nı bılmiyoruz". "Bunu şu integralle ifade edebiliyorum ama 'çözemiyorum". "Bu soruyu ise hiç mi hiç anlamadım."Bir şölen olacaktı kitap, o kitapta yananlar. Donmuş yumurtalık e hamilelik Donmuş yumurtalık dokusuyla doğal yoldan hamile kalan kadın, doğurganlıklarını tedavi yüzünden yitirme riski bulunan kanser hastalan için umut oldu. rüksel'deki Louvain Katolik Üniversile.si'nde tedavi gören kadın ıvileştikten sonra cinsel birleşmeyle doğal yoldan hamile kaldı. Diğer araştırma ekipleri de kanserli hastaların yumurta dokularıyla In Vitro Fertilizasyon (IVF) yöntemini denemelerine rağmen girişimleri hamilelikle sonuçlanmadı. Yeni gelişmeyle ilgili bilgiler Avrupa Birliği Üreme Teknikleri ve Embriyoloji (ESHRE) konferansı çerçevesinde Berlin'de sunuldu. B lığına kavuşan kadın doğal yoldan hamile kaldı. Bugüne kadar yapılan muayeneler bebeğin sağlıklı bir şekilde geliştiğini gö'steriyor. TIP BİLİMİNDE ATILIM Gelişme, Kopenhag Üniversitesi Hastanesi doktorlarından Claus Yding tarafından tüm dünyadaki kadınları ilgilendirmesi açısından tıpta büyük bir atılım olarak değerlendirildi. Yding, yumurtalık dokusundan elde edilen yumurtalarla yetiştirilen embriyonun IVF yöntemiyle aktarma girişiminde bulunan doktorlardan biri. Bu yöntemle kanserli dokudan sağlıklı şeritleri ayırmak daha kolay ama Yding'ın hastasında hamilelik gerçekleşmemiş. ŞENLİKLİBİR FİZİK KİTABIYAZMAK DÖRT AY SONRA İLK REGL Donmuş yumurtalık dokusuyla hamile kalan kadın 30 yaşlarında ve şu sıralar 24. gebelik haftasına girdi. Louvain Üniversitesi'nden bir yetkili New Scientist dergisine gebeliğin gayet iyi geliştiğini ve yeni yöntemin, tedavinin bir yan etkisi yüzünden genç yaşta menopoza giren kanser hastalarının yeniden doğurgan kılınması ve hormon seviyesinin normal düzeye çıkarılmasında umut verici olduğunu söyledi. Kanser hastası kadının yumurtalık dokusundan 1997 yılında bir şerit alınmıştı. Hodgkın Lenfoma hastaDünyada ilk kez kansı kadın kemoteraserli hastanın dokupi ve ışın tedavisiysundan embriyo elde le iyileştikten soneden Türk doktor Kulra Louvain Katolik luk Oktay. Üniversitesi doktoru Jaques Donnez ve arkadaşları bir doku şeridini geriye kalan yumurtalık kısmına aktardılar. Kadının dö'rt ay sonra regl gormeye başlamasıyla transplantasyonun başarılı olduğu anlaşıldı ve sağ904/217 Temmuz 2004 SAĞLIKLI KADINLARDA UYGULANMAMALI Cornell Üniversitesi'ne bağlı Weill Tıp Koleji'nde görevli Türk doktor Kutluk Oktay ise Belçikalı kadının yumurtalıklarının kendi kendine iyileşip gelişmiş olacağı ve hamileliğin transplantasyonla yerleştirilen doku şeritleriyle gerçekleşmemiş olabileceğini anımsatarak (bu tür olaylar daha önceleri kanser hastalarında görülmüş) sonuca temkinli yaklaşılması konusunda uyardı. Ama eğer gebelik gerçekten de transplantasyon sayesinde meydana gelmiş ise gelişmenin önemli bir atılım olduğunu Oktay da kabul ediyor. Oktay öte yandan teknolojinin doğurganlık sürelerini uzatmak ya da menopoz dönemlerini geciktirmek isteyen sağlıklı kadınlarda uygulanması için henüz erken olduğunun da altını çizdi. Dünyada ilk kez meme kanseri hastasımn sağlıklı dokusundan bir embriyo elde etme başarısın gösteren Türk doktor, yeni yöntemi şimdilik sadece doğurganlıklarını tedavi yüzünden yitirme riski bulunan kanser hastalarında uygulanacak bir teknik olarak görüyor. www.newscientist.com Nilgün özba$aran Dede HÂLÂ DERS VERMEKL. Matematik kıtapları, bcn öğretmenken, yeni değişmişti. "Modern Matematik" çok hoşuma gidiyordu. öğrencilerimle matematik serüvenlerine çıkabileceğım zamanım olsun istiyordum. Olmadı. Yarın sınavları vardı. Kalıplar öğrenilecek, ödevler yapılacaktı. Hele "üniversiteye hazırlık" denen büyük bir belâ vardı ki, nice anasınıngözü, uyanık, işbilir, biraz argo deyimle "fırlama" öğretmeni, darsaneciyi zengin ediyordu. Beni yıllarca kullandılar, elime de üç kuruş sıkıştırıp yolladılar. Doğrusu ben, üniversiteye hazırlık dersleri vere vere üniversite hocası oldum! Üniversite bu düzende ağıryaralar aldıi Test sınavlarının budalası olmuş öğrencilerin bu tehlikeli "düşünme", "akıl yürütme" alışkanlığı, kiiltürümüze çok zarar verdi, vermekte. Bu gün durumun "vahametini" yeterince anlayabilmiş değiliz. "Fikri malul insanlar, düzen ınsanları, sığıntılar, iş bitirici, korkuluklar yetiştiriyoruz Flbette bu sözlerim ağır genellemeler taşıyor, imalat hataları sayesinde ayakta durabileceğiz. Otuz yılı geçmiş, çoktanl Ilk derslerimi anlattım. Sekiz on yıllık bir bölümünü verdiğim derslerden ders almamış olmalıyım ki hâlâ üniversitede ders veriyorum. Yanlış! Hâlâ ders veriyorum, çünkü alıyorum Ûğrencilerim de öyle Hâlâ derslerine vermeyi sürdürüyorlar