24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SinemaTeknoloji 2 ' ' Duyduklanmız, izledikierimizi daha etkili kılıyor Din ve Bilim Zümrüt'ten Akİsler 45 Gelişime ayak uydurmak 17 • • ** "Despot tanrı kavrammı bırakalım" Büyük kanyon Bilim Dünyasından Sıcak Haberler O Z Haberler 89 Akıl sağlığımızın geleceği üzerine terimler Sessizliğin sesi Cüzel ve çirkin Politik Bilim Bize yabancı gelen terimler (II) Cönülden Bilime J; Eren TıpSağlık , Kalp hastalarına yeni bir umut Teknoloji Gündemi TT 1213 ~ ~" T^T Yeni ürünler Arkeoloji Yüzyılın Osmanlı definesi Yüzme Yüzücünün sırrı Tartışma Editöre mektup 1 5 1 6 1 / Önce bilimsel araştırma sonra teknoloji üretimi Ulusal kanser enstitüsü: Yarım yüzyıllık özlem Kanıta dayalı tıp Reçeteyi uygulamayan hastalar CoğrafyaJeofizik Aktaş Şelalesi'ne yolculuk Iklim Beklenen felaket gelmeyebilir Havadan Sudan 10 20" Ekonomik düşün yerel hareket etme! Yayın Televizyonlarda Afganlı köktendincilerin manzaralannı izliyor musunuz? Bizim köktendincilerle aralanndaki kjyafet benzerliklerine dikkatinizi çekerim. Tabii, Türkiye'dekilerin bir kısmmın da mecburiyetten tedbili hyafet içinde olduklannı da unutmayalım. Köktendinciler, yani bir din iktidan peşinde koşan ve herkesin hayaünı dini inançlan doğrultusunda düzenlemek isteyen ilkel düşünce ve davranış, ancak ilkel üretim ilişkileh ve ilkel eğitim düzeni içinde mümkün olabiliyor. Türkiye, Mustafa Kemal'in devrimiyle, kapitalist üretim ilişküerini geliştirerek ve yaygın ve çağdaş eğitimi seçerek, bu ilkelliğe büyük bir darbe vurmuştu (Köktendincilerin Mustafa Kemal düşmanlıklannm temelü). Ancak, 1950'lerden itibaren, dağılmakta olan ilkel üretim ilişkileh bir arada tutuldu, hatta geliştirilmeye çakşıldı (toprak ağalığı, dini kurumlarıyla birlikte bütün feodalite), en azından yokolması önlendi; üstüne üstlük, öğretim birliği parçalandı, dini eğitim yaygmlaştınldı... Ama buna rağmen, Cumhuriyetie Türkiye'ye çalınan mayanın gücü, ülkenin yeniden ilkelliğin yönetime geçmesini epey önledi. Kimsenin kuşkusu olmasın, ülkeler, milletler geri gidebilir, ilkellik bataklığına sürüklenebilir... Afganistan, eskiden, bu rezillikte biryönetim altında mı yaşıyordu? *** Din, sosyal bir olgudur. Toplumun bileşenlerinden biridir. Belki de, insanlar, tannya inanma gereksinimi duyduklan sürece hep öyle kalacaktır. Bu açıdan, zorla, yasaca, yönetimce, totaliter bütünlüğüyîe bireyelere ve topluma dayaülmadıklan sürece, her türlü inancuı toplumda özgürce yaşama hakla vardır. Öteyandan din, toplumun ve ülkenin ekonomik kalkmma, bilimsel ve teknolojik gelişme aracı değildir, olmamıştır ve olamaz da. Uygarhğı ilerleten, uygarhğın itici gücü din mi olmuştur ki, dini inançlar iktidan istemektedirler? Toplum, özgür ve eleştirel düşüncenin temelinde yükselir, din de sosyal ve toplumsal bir olgu olarak, toplumun bir gereksinimini karşılar. Din, toplumla birlikte yaşamak zorundadır, onun gelişme çizgisinin gerisinde ve dışında değil. Bu hafta yayımîadığımız yazı, Hristiyanlığın toplumsal gelişmeye nasıl ayak uydurmaya çalışüğınm çarpıcı bir örneğidir. Vatikan'ın rasathaneler müdürü, bir Cizvit bilim adamıyazısında, bilimin evreni kavrayışmdaki gelişmeleri ve bilimin ortaya çıkarttığı olgulan, dini kavrayışlann dikkate alması gerektiğini belirtiyor. Din, çağının gelişmelerine, insamn ve toplumun giderek genişleyen düşüncesine ayak uyduramazsa, ilkel haliyle kalırsa, Afganistan ve köktendincilerdeki yansımasıyla ortada kalır. , . Cizvit bilim adamı, tann kavranunın içeriğinin değiştiğini, değişmesi gerektiğini belirtiyor. Ortaçağdaki tann ve din kavramıyla bugünkü bilgi ve kavrayıştaki insamn ve toplumun benimseyebileceği tann ve din kavramı birbirinden çok farklıdır. Hristiyanlık, bilimin aydınlatüğı çerçevede, inançlannı yeniliyor. Yenilenmek, ve bu anlamda da hatta "büimselleşmek" zorunda olduğunu görüyor! Dinde gelişme, giderek daha çok tann ile birey arasmda bir ilişkiye yönelmektedir. Dini kurumlar da, sadece, bu "iküi" ilişkiye hizmet edecek kurumlar olarak varlıkîannı sürdüreceklerdir. Sürdürebildikleri zaman da varolabileceklerdir. Bilimsel ve teknolojik gelişmenin, toplumsal yönelişin kaçınumaz sonucu olacaktır bu. Türkiye, îslâm dünyasmın en aydınlık ülkesi olarak, bu gelişmenin öncüsü olabilir, olmalıdır. îslâm dini bu gelişmeyi görmez ve kendini köktendinciliğin bataklığına gömerse, sanınm, ancak o zaman bir "din kökenli uygarhklar çaUşmasının koşullan" ortaya çıkabilir. Ama, yannın dünyasmda köktendinciliğin varohna şansı olabilir mi? *** Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyla... obursali@cumhuriyet.com.tr CBT Internet adıesı: www.cumhuriyet.com.tr 21 22 23 24 Çocuk kitapları Bulmaca Dörtköşe llginç SorularDüşün Bul,Duyurular Mitoloji Cumhuriyel BİLİMTEKNİK • No:757 22 Eylul 2001* tmtiyaz gahibi: Yftdi Mayı» Haber Ajansı Dasın vc Yayıncılık A.Ş. adına Berin Nadl. Yayın Daıuşmaru: Orhan Bnnalı • SoTumlu Müdür: Fiktet tlkix. Görsel Yönetmen: Tttles Haıdemir • Baskı: Çağdaş Matbaacüık Ltd. Şti. Idare Merkezi ve Tazışma •drasl: Türk Ocagı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (212) 812 OS 08 • Faks: 0212513 85 95. Reklam: Publi Madi*. 75375
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle