26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

engelin çok ciddi bir engel oldugu, 1999 yüında Kocaeli depreminde yenilmiş faylann o tarihte var olan basılı haritalarda ve yerlı, yabancı bilimsel yayınlarda doğrn olarak gösterllememif olması, buna karşüık ilgisiz, gerçek dışı faylann bu bolgelerin depremselligini tanımlamak için kullanümış bulunması ile çarpıcı bir şekilde gorulmektedir. Bazı anahtar veriler ve temel yaklaşımlar Ote yandan, SHOD taraundan üretilmiş olan Marmara denizinin derinlikler haritası, her ne kadar ufak yuzey şekillerini gormek için yeterli degilse de, kanımca, bu denizdeki olası diri fayların yerleri hakkında anahtar veriler saglamaktadır. Ancak, soz konusu bu verilere anahtar veri gözüyle bakabilmek için bazı temel yaklaşımları benimsemiş olmak gerekmektedir. Bu temel yaklaşımlar, en azından, şunlardır: (1) Marmara denizi çekayır kökenli değildir; dolayısıyla, bu denizde gunumuzdeki diri faylan bir çekayır modeünin dışında aramak gerekir. (2) Marmara denizine dogusundan, 17 Agustos 1999 da yenilmiş olan doğrultuatmlı bir fay girmektedir. Bansında ise, karada Gazıkoy'den Saros korfezine kadar uzanan, Tekirdag onlerinde, ekteki şekilde de gosterilmiş oldugu gibi, bir sure de deniz dibinde devam ettigi anlaşılan, en son 9 Agustos 1912 de buyuk bir depreme yol açmış bulunan, başka bir dogrultu atımlı fay yer almaktadır. Anadolu levhasının Avrasya levhasına gore, Marmara denizi bolgesinde yaklaşık olarak, yılda ikı santimetrelik hareketi bu üa fay parçası arasında da devam ettigıne gore, Marmara denizi içinde de büyuk boyutta dogrultuaumlı faylar yer almalıdır. (3) Bu faylar Marmara çukurluklarının oluşmasından sorumlu olamazlar O çukurluklann, üst kabukta oluşturdugu zayıflık kuşaklannı izleyerek Marmara'yı kesmekte olma olasdıklan, en yüksek olasılıktır. (4) Soz konusu bu faylar Marmara çukurluklanna son birkaç yuzbin yılda yerleşmiş olup, deniz tabanında, genelde, buyuk boyutta yerşekilleri oluşturabilecek sureyi bulamamışlardır. varken, yakındaki daha saglam bir kesimi kullanma şansı olmadıgı için fay, çukurluklann ortasına, çukurlugun kenar faylannın derinlerde birbırlerıne en yaklaştıkları, daha derin kökenli bir etmenin de büyük olasılıkla kaynaklandıgı bir kuşaga, yerleşmiş olmalıdır. Baü Marmara Fayı'nın konumu bu koşulu saglamaktadır. Dogu Marmara Fayı'nın da, ekteki fekttde gosterilmiş oldugu uzere, bu kesimdeki çukurlugun eksenine yakın bir bölgede yer alma olasıhgı yuksektir. Bu fayın yerinin kesinleşnrilmesi için en degerli veriler, Dogu Marmara'da, genel olarak adalann açıklan1 şeklinde tanımlanan bolgede, suregelmekte olan depremlerin hareket mekanizmalannın çozulmesi ile saglanabilecektir. Bu bölgede meydana gelmekte olan çok sayıdaki kuçuk ve orta boy depremler arasında, hemen hemen salt dogrultuaüm gosteren çozumlere sahip depremlerin yerlerinin, söz konusu Dogu Marmara Fayı'nın yerini, guvenilir olarak ortaya çıkartması beklenir. Bu bolgedeki çukurlugun kenar faylannda meydana gelen ve 17 Agustos 1999 depreminin artçılan niteliginde olup, baskm olarak egimaüm gosteren depremlerin bu bolgenin beklenen buyuk depremlerınin ozelliklerini taşımadıklan gerçegi dikkate alınmalıdır. Dogu Marmara çukurunun, gerekirse deniztabanı sismometreleri kullanılarak yogun gozlem altına alınması, oncelik taşıyan bir çahşma olarak gözükmektedir. Baü Marmara Fayı ile yuzeyde ve buyuk bir olasılık ile de, deprem üretebilen kabuk kesimi içinde, dogrudan baglantılı değildir. Dogrudan yalın bir şekilde baglantüı olmayışlannın yani sıra, bu iki fayın dogrultulannın da birbirlerinden onemli olçude farklı olması, bu iki fay segmanının her depremde birlikte yenilmek durumunda olmadıklan anlamına gelmektedir. Bu iki fay bazı depremlerde birlikte, bazı depremlerde ise tek başlanna davranmalanna izin verecek ilişkilere sahıptir. * 5 Agustos 1766 ve 9 Agustos 1912 depremlerinin aynı yerde ve benzer hasara yol açacak şekilde meydana gelmiş olduklan anlaşılmaktadır. Tarihsel veriler, aynı yıl, GazikoyGelibolu depreminden yaklaşık iki ay once, 22 Mayıs 1766'da meydana gelmiş olup Istanbul'da buyuk hasara yol açmış olan, diğer bir buyuk depremin ise, Batı Marmara Fayı tarafmdan üretilmış oldugu yonundeki bir yoruma elverişlidir. Yaklaşık 80 km uzunluga sahip olan ve kabaca Buyukçekmece dolayından başlayarak, Trakya'nın daha batıdaki kıyısına yer yer 1213 km kadar yaklaşan bu fayın, 1766 dan bu yana yenilmiş oldugu şeklinde yorumlanabılecek bir tarihsel veri bulunmamaktadır. Bu durum, Marmara'nın diri faylan konusunda bu yazıda izlenmiş olan yaklaşım eger geçerli ise, Batı Marmara Fayı'nı, yakın gelecekte, Istanbul için en önemli deprem tehdidi konumuna getirmektedir. Bu fayda meydana gelebilecek olan 7 buyuklugunun uzerindeki bir depremin, bölgenin zemin özellikleri de göz onune alındıgında, yeralü suyunun yuksek oldugu bir doneme rastlaması durumunda, söz konusu kıyı kuşagında çok buyuk hasara yol açabilecegini soylemek, hiç bir iyimserlik sınmnın ıçine sıgdınlamayacak bir gerçegın dile getirümesi olarak kabul edilmelidır. * Hakkında yeterli aynntıda bilgi bulunmayan ve bu nedenle çok çelişkili yorumlara yol açmış olan unlu 1509 Istanbul depreminin Ambraseys ve Jackson (2000) tarafmdan yeni yapılan tanımlamalanna bakarak, bu depremin Batı ve Dogu Marmara faylannın birlikte yenümelerinden kaynaklanmış oldugu yorumu yapılabılır. Büyük deprem tehlikesi Onerilmış olan, Marmara'da buyuk deprem uretebile Sadece dogrultu atımlı bir fay yapabilir Marmara denizi tabanının SHOD'un verilerine yansımış olan buyuk boyuüu yerşekillerine yukandaki gozle baküdıgında Marmara denizi tabanında, batı Marmara da, ana çukurluklann oluşturdugu yerşekillerini kesen, dogubaü gidışli dar hendeklenn ve sırtlann var oldugu gonılmektedir. Dogrultu atımlı buyuk bir fay dışında bu şekilleri oluşturabilecek diğer seçenekler kolaylıkla elenebilmektedır. Batı Marmara'da bu verilere gore belirlenen fay B.Ü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Ensn'rusu'nun uretmiş oldugu Marmara deprem merkezusleri haritasında gorulen dogubatı çizgisel yıgılma ile de dogrulanmaktadır 'Batı Marmara Fayı' olarak adlandınlabilecek olan bu fayın çok dallı bir çiçek yapısı'nı veya benzer karmaşık bir modeh yansıtacak ozellikler taşıması için herhangı bir neden yoktur. Bu fay ekteki şekilde de gosterilmiş oldugu gibı bırbınne çok yakın gelen ve hemen, hemen ayru dogrultuyu taşıyan birden fazla parçadan oluşmuş olabilir. Bu ozellik, Büyükçekmece açıklanndan Marmara'nın batı ucuna kadar uzanan Batı Marmara Fayı'nın oldukca yalın, tek bir segman oluşturma, yani her büyük ve buyücek depremde tek bir parça gıbı davranma niteligıni, hıçbir şekilde degiştirmez. Doğu Marmara'da yer alması kaçınılmaz olan Dogn Marmara Fayı'ran yerini belırleyebılmek için, batıdakının tersine, yeterli yerşekli verisi elde yoktur. Fransız araşürma gemisi Le Suroit'nın araştırmalannın bu konuda bazı venler sağlaması beklenir, cek niteliklerdeki bu diri fay modelinin ışıgında, bölgenin deprem tehlikesi kısaca değerlendirüecek olursa aşagıdakı gibi bir tablo ile karşılaşılmaktadır: * larihsel doneme ait deprem bügüerine (Ambraseys ve Finkel, 1995) gore, 17 Agustos 1999 depreminin çok benzerinın, aynı yerde, 25 Mayıs 1719 da meydana gelmış oldugu anlaşılmaktadır. Akyazı'nın baüguneybatısındaki yerel genişleme bolgeleri dışında, 17 Agustos'da yenümiş olan Golcuk Fayı'nın yakın gelecek için buyuk bir rısk taşımadıgı soylenebilir. » * 17 Agustos 1999 depreminde yenilmiş olan fayın Çınarcık'ın batısında Esenkoy'e kadar ulaşmış oldugu anlaşılmaktadır. Bu fayın daha batıya uzanımı, kanımca, dogrultuatımlı fay sistemi Marmara'nın çukurluklanna atlamadan oncekı donemde, Marmara'nın en etkin fayı niteliginde olmalıydı. Bu fayın, yani, kabaca Çınarcık'tan Marmara adasının kuzey kıyısına uzanan fay parçasının gunumuzdeki etkınligının çok buyuk olçude azalmış olması beklenir Bu goruş, bu fayın orta boyda yerel depremler uretemeyecegi anlamına gelmemektedır. * Oldukça aynnnlı olarak kayıtlara geçmiş olan 10 Temmuz, 1894 depreminin (Oztin, F, 1994; Ambraseys ve Jackson, 2000) etküedigi alan ve depremin Istanbul'da yol açtıgı hasann dagüımı goz onune alındıgında, bu depremin Dogu Marmara Fayı'nın yenilmesi ile oluşmuş olma olasılıgının yuksek oldugu gorulmektedir. 60 km dolayında bir uzunluğa sahıp olan bu fayın, varlıgının kesinleşmesi durumunda, Istanbul ve Yalova için önemli bir tehlıke oluşruracagı kuşkusuzdur. 1894 depremı ile kısmen serbestlemış olan bu faydaki yeni gerilim birikiminin miktanran, bu fayın Batı Marmara Fayı'nın tetıkleyecegı bir depremde, o fay ile bırlikte yenilip yenilmeyecegi konusunda belirleyici olacagı soylenebilir. Ekteki şekilde gorulecegi uzere Dogu Marmara Fayı, * Bu yazıda Marmara denizinde var olan başlıca dogrulruatımlı faylar olarak tanımlanmış olan Dogu Marmara Fayı ve Batı Marmara Fayı dışında bu denizdeka, ozellikle egimanmlı faylann kuçuk ve orta boy depremlere yol açmalanna engel bir veri yoktur Ancak, eldeki venler bu niteliklerdeki faylann, ozellikle Istanbul'da buyuk hasara yol açabilmeleri olasılıgının zayıf oldugu yonundedir. * Bu yazıdakı yaklaşıma gore Marmara denizındeki onemli faylar dogrultuatımlı ozellik taşımaktadu. Bu tur faylann tsunami oluşturma potansiyellermin duşuk oldugu bilinmektedir. Ancak, Marmara denizinde, çukurlukları sınırlayan yuksek egimli yamaçlarda, kalın genç çokellerin bulundugu ve buyuk depremlerde ortaya çıkan guçlu yer hareketlerinin heyelanlan tetikleme olasüıklarının yuksek oldugu goz onune ahnırsa, buyuk depremlerle birlikte meydana gelebilecek buyuk heyelanlann, yerel olarak, onemsenebilecek boyutlarda tsunamılere yol açmaları da olasılık ıçindedir. Bir kez daha vurgulamak gerekir ki, bu yazıda one surulen fay modeli, eldeki kısıtlı verilere dayanan, ancak yazarm kanısına gore eldeki verilere en çok uyan bir modeldir. Her ne kadar, fay modeh tartışmalanndan usanmış olanlar tarafmdan yapılan, 'deprem tehlıkesinın yuksek oldugu bellı; faylann yerleri o kadar da onemli degil gıbi' açıklamalar kulaga çalınmakta ise de, faylann konumlannı ve ozelliklerini yeterince iyibilir bir konuma gelınmeden, gunumuzdeki belırgın bılgı eksıklıgının, bızlere neler kaybettırdıgını gerçekci olarak belırlemek olanagının bulunmadıgı da akıldan çıkarhlmamahdır. (*) Jeolog Degınüen belgeleı Ambraseys, N N ve Finkel, C F. 1995, The seısnvaty ol Turkey and adjacenl areas, a hıstorıcal revıevv, 1S00 1800 Eren yayınevı, Istanbul 240 s Ambraseys, N N ve Jackson, J A , 2000, Seısmıcıty oflhf Spa nlMarmara (Turkey) smce 1500 Geophys J Int 141, F1F6 Oztın F, 1994, 10 Temmuz 1894 Istanbul depremı raporu. Bayındırlık ve Iskan Bakan. Afet Işleri Genel Md, Ankara 292 s. Doğu Marmara fayı sorunu Bu verı yetersizlıgine karşın konuya kuramsal olarak yaklaşıp, bazı olasüıgı yuksek sonuçlara varmak olanağı vardır, Yukanda da deginüdigi üzere, dogrultu aomlı büyuk fay sistemi Marmara'nın çukurluklarının içine yakm geçmişte girmiştir Çok doğaldır ki fay bu geçişini yerkürenin ust kabugunun bu kesimdekı zayıflıgı sayesinde gerçekleştirmiştir. Daha doğrusu, uygun geometrik ilişkide zayıf bir bölge 722/19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle