Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 yıl önce Bakırköy de bulunan fildişi fosili Türkiye'nin ilk popüler bilim dergisi olan Fen Âfemi 192526 yıilan arasında yayımlanmış ve bilim eğitim geleneği çok zayıfbir toplumda bilimin anlaşılmosma ve sevilmesine çalışmıştır. >' ^ ' Osman Bahadır V J v . • . . . • . . * , . • C umhuriyet'in ilk yıllannda ülke yönetimi bilime çok büyük bir önem veriyordu. Daha sonraki hiçbir dönemde bilime Cumhuriyet'in ilk beş yılındaki kadar önem, öncelik ve deger verilmemiştir. Kısıth olanaklara karşın bu dönemde bilimin ve bilimsel düşüncenin halk tabakalan içinde yayümasına çaba gösteriliyor, bu yöndeki çeşitli bilimsel etkinlikler ve yayınlar teşvik ediliyordu. Türkiye'nin ilk popüler bilim dergisi olan Fen Âlemi (19251926) de bu yıllarda yayımlanmış (24 sayı) ve bilim ve egitim geleneği çok zayıf bir toplumda bilimin anlaşılmasına ve sevilmesine çalışmıştır. Türkiye'nin bilim ve teknolojideki erken dönem modernleşmesinin en parlak siması olan elektrik mühendisi, Mühendis Mektebi ve Darülfünun müderrisi Mehmed Refik Beyin (18821957) çıkardıgı bu dergi bilimin birçok dalmda çeşitli konularda ilginç yazüar yayımlanmış ve aynca her sayısının ilk sayfalannda Dünya ve Türkiye biliminin gündeminden küçük haberler sunmuştur. Işte "Makriköy (Bakırköy) de bulunan Fildişi" yazısı da, "küçük fen haberleri" başlıgıyla sunulan bu haberler arasında yer almışnr. Fen Âlemi dergisinin Mart 1925 tarihli 3. sayısında yayımlanan bu yazı derginin paleontoloji (eski varlıkbilim) bilimine verdigi onemin bir göstergesidir. Bu yazı aynca ülkemizde popüler anlamda paleontoloji konusunda yayımlanmış ilk yazı olması bakımından da önem taşımaktadır. mahrut (koni) şekünde tevsii (genişlemeye) etmeye başladı. Bu mahrutun etrafında tahminen on santimetro kadar derinlige gidince parça elimde kaldı. Bu parçanın harikulade bir şey olduguna hükmettim. Fakat fildişi oldugu hiç haunma gelmedi. Vakit geç oldugundan hafrıyata devam edemedim. Orasını çıkardıgım kil ile yeniden sıvadım. Istanbul'a avdetimde fakültemız suhur ve müstehâse muallimı Malik Bey efendinin râyinden (fikrinden) istifade için makamlanna gittim. ilk cümlede bir fildişi oldugunu ve bakiyyesini (geri kalanını) aramak için ilk firsatla arazi üzerinde hafriyat yapılması lazım geldigini söyledi, Hafriyat neücesi olarak dışin tamamını çıkardık. Görüyorsunuz ki, dişin zirvesi biraz harap oldugu halde tulu (uzunlugu) bir metro otuz santimetro, kutru (çapı) ise onbeş santimetrodur. Orada daha vasi (geniş) hafriyat yapmak masraflı ise de hayvanın başka kısımlannı aramak lazımdır. Bu arazi pek çok tahavvülâta (degişikliklere) ugradığı için başka parçalann bulunmaması ıhtimalî de vardır. Fakat ilimde fedakârhk lazımdır. Bakınız bu fildişi bize neler ogretiyor: Bu arazi ezminei kadimede (eski zamanlarda) nebatat ve işcari (agacı) mebzul (bol), sıcak ve sulak bir mevkii imiş. Asya'dan Avrupa'ya hicret eden fiillerin bir kısmı da Anadolu tarüdyle (yoluyla) yani bahri siyahın (Karadenız'in) cenub (güney) cıhetınden gelerek Trakya tarikıyle Avrupa'ya gitmişlerdir. Bu mulahazaya gore bugunkü Bogaziçi henüz açılmamışu." \ T t\ ijL Buldu Makri Köyü'nde (Bakırköy'de) bulunan fildişi Makri köyünde su kireci ve çimento fabrikası arazisi dahılinde, Fünun fakültesi müderrislerinden Nazmi Asaf Bey'in suhur (kaya) tabakaunı tetkik ederken zahire çıkardıgı birfildişimüstehasesi (fosili) hakkında yevmi (gunluk) gazeteler münhasıran (kısa) malumat vermişlerdi. "Fen Âlemi" karilerini (okuyuculannı) bu hususta dahi tenvir (aydınlatmak) için muhterem müderrisimiz Nazmi Asaf Bey efendiye müracaat ettik. Aldıgımız not ile birkaç fotografı ber veçhi âti (aşagıdakı gibi) derç ediyoruz; "Malumdur ki, Makri köyü ve havalisi zamanı sâlis (miyosen) devrine ait olup belki yüzbinlerce sene evvel teşekkül etmiştir. O arazınin kalkerleri hakkmdaki fikrimi daha iyi tespit için (gasteropad) dan moreks; (lamelli branş)dan pektin,lusine gibi maruf (bilinen) müstehaseleri anyordum ve bazılanru buldum. Fakat beni kil kısmı daha ziyade alâkadar ediyordu. Kil tabakalan müstehâseden tamamen ari bulundugu fakat bazı taraflan basit bir surette hafr ettigim (kazdıgım) vakit ufak beyaz, müdevver (yuvarlak) bazen tulâni (uzunlamasına) fakat tamamen münferit noktalar nazarı dikkatimı celp etü. Bu beyaz parçalan çakı ile çıkarmaya başladım, elimdeki pertavsızla dikkatlice muayene ediyordum. Koşede tesadüf ettigim daha büyücek, beyaz bir noktayı çakı ile çıkarmak Lstedimse de kil tabakasında derinligedogru gömülmüştü ve kazdıkça kalınlıgı tedricen genişleyip bir 692/4 clsmin bir fildişi müttehi•esi oldn$unı ffiphe edilemez mi? Şüphe edilemez. Bunu size ispat edeb ilm e k için evvel emirdebir müshâse nedir ve nasıl teş ekkü 1 eder onu ı y izah ede, : Jtl yim. Edvarı jeFen Âlemi Dergisinin kapağı. Numero 3 olojiyede Mart 1341 (1925) Nüshası 10 kurustur. (jeolojik Fennln terakklyat ve tatblkatmdan devirlerbahseden mecmuadır. Mitesslsl: Elektrik milhendlsl, mUderrü de) yaşaDemdnU beton köprüler hayvanlann iskeletleri, tamamiyle veyahud bir parçası tabakâti arziye derununda eşkali tamamen, terkib ve nesci (dokusu) kısmen mahfuz (korunmuş) olarak bulunur. Hayvan telef olunca havanın ve rutubetın tahtı tesirinde (tesiri altında) İ3e yumuşak kısmı süratle ve kolaylıkla, azam (buyuk) kısmı ise daha batâetle (yavaşhkla) tahallul eder (aynşır). Azamı 20 senede heman tamamen denebilecek bir halde mahv ve harap olur. Ölen hayvan hava temasında olmayıp da killı bir arazi veyahut mahlul (dagümış) halde bir emlâhı madeniyeyi (maden tuzlannı) ihtiva eden bir su derununa düşerse evvel emirde yumuşak kısmı az çok suratle tahallule başlar. Sert kısmı ise daha fazla mukavemet ettiginden, agır agır istihâle eder (başkalaşıma ugrar) yani tersibâtı madeniye (maden tortulannın çokmesi) bilhassa tersibâtı kalsi veyahut silisi o cismi ecnebinin (yabana cismin) sathı üzerinde muhauz (koruyucu) bir tabaka teşkil eder. Çok defa bu tersibât o cismi ecnebinin en ufak mesâmmâtına (deliklerine) kadar nüfuz eder, eczâsı (parçalan) arasında bir nevi mübadele olur, eşkal ve tabiatını tamamen muhafaza eder. Hatta bazen terkibi kimyevisini dahı kısmen veyahut tamamen muhafaza eder. Nitekim mebhus (bahsi geçen)fildişiüzerinde yapügımız tetkikatta, terkibi kimyevisinin ve bilhassa munzarı hariayesinin tebdil etmedigini (degişmedigini) gördük. Hangi zamuuı ait bir mflsteblse oldu^una pek marakla sonıyonunaz? Bu dişi muhafaza eden kalın kil ve bunu tamamen setr eden (orten) dört beş metro kalınlıgında olan leker tabakalannın teması ve mücavirinde bulunan diger lekerlerin ihtiva ettigi (lamelli branş) ve (gasteropod) müstehâselerine istinaden (dayanarak) herhalde edvarı jeolojiden zamanı sâlise ait oldugu şüphesizdir. Zaten bu zamanda memeli hayvanlann arzın her tarafma azami surette yayılmış olduldarına hiç şüphe yoktur. Bu gibi müstehâselere Pars (lran) civannda hatta Avrupai merkezide ( Orta Avrupa'da) dahi tesâdüf edildiği nadir degüdir." W bdzl