16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Embriyo bölünerek maymun klonlandı O regon Health Scıences Unıversıty'den Prof Gerald Schatten'm yonettıgı araştırma ekıbı, erkendonemdekı bır embrıyoyu 4 parçaya bolerek ve oluşan bu yenı embnyolan dışı maymunlann rahmıne yerleştırerek, maymun klonladılar Scıence dergısının son sayısında aynntüanyla anlatüan bu teknık sonucunda 4 yavrudan sadece bır tanesı canlı dogdu Sağhklı bır şeküde dunyaya gelen ve şımdı 4 aybk olan bu dışı rhesus maymununa Tetra ısmı venldı Dartmouth College'dan etıkçı Ronald Gre«n, bu teknıgın çok tartışma yaratacağıru çunku kıtieler halınde bırbırının kopyası canlılar yaratmanın reçetesını verdıgını soyluyor Schatten ise, bırbınnın kopyası maymunlar yaratmaktakı amaçlannın ınsan hastalıklannı ıyüeştoebılmek ıçın yenı terapüer gelıştırebılmek oldugunu soyluyor Tetra, Scotiand Roslın Instıtute'da çekırdegı alınmıs yumurta hucresıne vucut hucresı çekırdegı transfer edılerek yaratılan koyun Dolly'den farklı Bazı bılım ınsanlan, Dolly gıbi yaratılan hayvanlann % 100 klonlar olmadıgını, çunku hem verıcı hucrenın çekırdegınden gelen DNA'yı hem de alıcı yumurta hucresırun sıtoplazmasında bulunan (mıtokondrı DNA'sı) DNA'yı ıçerdıklerını ve klonlandıklan ana hayvana DNA açısmdan baktıgımızda % 100 benzemedıklerını açıklıyorlar Tetra ıse "embnyo bolme" olarak adlandınlan teknıkle yaratıldı Bu teknıkte dogal yolla meydana gelen agot (dollenmış yumurta) 8 hucrelık doneme ulaştığında araşürmacüar bu embnyoyu herbın ıkı hucreden oluşan 4 eşıt embnyoya boluyorlar Bu dort embrıyo, ardından, uygun bır annenın rahmıne Zümrütten akisler A. M. C Şengör Oral Çalışlar'a açık bir soru 23 Ocak 2000 tarihli, 76. yıl ve 27136. sayılı Cumhuriyet gazeteslnin 4. sahifesindeki Sıfır Noktast köşesinde Sayın Oral Çalışlar Mersin'de YÖK Tırpanı başlıklı bir yazı yayımladı. Aynı akşam, bir konferans vermek için gitmiş olduğum Viyana'dan henüz dönmüş bulunduğumdan, yokluğumda memlekette nelerin olup bittiği merakıyla gazeteleri hızla karıştırırken gözüme ilişen bu yazıyı doğrudan üniversite konusunu ilgilendirdiğinden dikkatle okudum. Mersin Üniversitesiyle ilgili hoş gözlemlerle başlıyordu yazı. "Türklye'nin diğer üniversltelerine örnek gösterilecek atılımlar" yapıldığı söyieniyordu. "öğretlm üyeleriyle öğrenciler aydınlık bir geleceğe hazırlanmanın heyecanını yaşıyorlardı. Modern TUrkiye'yi kuracak gençler yetiştiriliyordu. Mersin'de demokratik ve çağdaş bir eğitimin temelleri atılıyordu." Belli ki işler iddia edildiği gibi devam etmedi. YÖK ve Başkanı Kemâl CUrüz'le anlaşmazlığa düşüldü ve iddiaya göre bazı yasa çlğnemeleriyle beraber, yukarıda sözü edilen aydınlık ortamın yaratıcıları gitti, yerine YÖK'ün uygun gördükleri geldi. Mersin'deki olaylan zamanında da duymuştum, ama bir fıkir sahibi olabilmek için gerekli bilgi toplamasına ayıracak vaktim olmadığından hiç bir fikir oluşturamamıştım. Ancak Sayın Çalışlar'ın yazısında "Işte slze çağda; olmaya çalışan bir üniversitede doğru dürüst blrşeyler yapmaya çalışanlar" arasında bir meslektaşımın, hem de kişisel olarak tanıdığım bir meslektaşımın adını gorünce iş değişti: Sayın Prof. Dr. Türfcer özsayar. Tahsilim ve meslekî tecrübem gereği bu kişi hakkında gerekli bilgi önüme konursa ben derhal bir yargıya varabilirim: Bu kişi iddia edildiği gibi "çağdaş eğitimin" temellerini atabilir mi, "doğru dürüst birşeyler yapmaya çalıştığı" hakkında elde somut veri var mıdır, söyleyebilirim. Sayın Çalışlar'ın yazısında bahsedilen diğer öğretim üyelerinin adlarını ilk defa duyduğum için onlar hakkında doğal olarak bir fikir ileri süremem. Ama aralarında benim meslektaşım olan varsa, onun hakkında da önüme gerekli bilgi konduğu takdirde Sayın Özsayar hakkında söyleyebileceğim kadar lâf edebilirim (ancak Türkiye'de, üniversitede, adını hiç duymadığım doktoralı bir meslektaşım varsa, bu bile onun hakkında bir ipucu vermeğe yeter sanırım!). Bu gerekli bilgiler nelerdir? Üniversite, görevi bilim üretmek ve bllim öğretmek olan bir kurum olduğuna göre, büim öğretimi de nakli ilimde yozlaşma iletişim sorunlarından oturu kaçınılmaz olduğundanmutlaka ve mutlaka bilim üretimiyle başa baş gitmek zorunda bulunduğu için, bahis konusu öğretim üyesinin meslekyaşamı boyunca: 1) uluslararası atıf endeksine giren dergilerde yaptığı yayıntarın sayısı, 2) bu dergilerde aldığı atıfların yıllık ortalaması, 3) kendi mesleğinde bu endekslere giren herhangi bir dergide editörlük, yardımcı editörlük, yayın kurulu üyeliği veya lektörlük görevlerinde bulunup bulunmadığı, 4) kendi mesleğinin uluslararası kuruluşlarından herhangi bir ödül alıp almadığı öğrenilerek bahis konusu kişinin bilimsel konumu ve eğitlm ehliyeti hakkında derhal bir fikre varılabilir. Ilk iki madde TÜBlTAK'ın sunduğu bir tarama servisinden US$ 12 karşılığı öğrenilebilir. Uçuncü madde iyi bir kütüphaneci tarafından en çok bır haftada tespit edilebilir. Dördüncü madde ise en kısa yoldan kişinin beyanıyla öğrenilir fakat beyan olunur olunmaz kontrol edilebilir. Mutlu bir tesadüf, jeolojide atıf ortalamaları Sayın Deniz Som tarafından Cumhuriyet te yayımlandı. Sayın Özsayar hakkında elde edilecek veri bu ortalamalarla karşılaştırılabilir. Zaten genellikle ilk iki madde bir bilim insanının ne düzeyde bilim yaptığını, ne duzeyde bilim bildiğini ve ne düzeyde bilim öğretmeye ehliyetli oldugunu ele verir. Bunlardan başka yargı yolu yok mudur? Elbette vardır. Ama onlar artık süzgecin daha ince katlarını ilgilendirir, nasıl ki okuma yazma bilmek, okula gitmenin ilk adımıdır. Başlığının da diie getirdiği gibi bu yazının tek amacı Sayın Çalışlar'dan yazısında andığı (bilimsel konumunu benlm tartablleceğim) bir isim hakkındaki uluslararası somut slyantometrik verilerin, ona atfettlği özellikJere bahis konusu kişinin sahlp olup olmadığının kamuoyu önünde tartışılmasını temin amacıyla, bizzat kendisl tarafından kamuoyuna duyurulmasını istirham etmekten ibarettir (Sayın Çalışlar bilgiyi istediği takdirde gerekli US$ 12'ın tarafımdan ödeneceği TÜBlTAK'ın ilgili servisine yazılı olarak bildiritmiştir). Dikkat edilirse benim sorum yalnızca bilimseldir, bilim eğitimiyle ilgilidir ve Sayın Çalışlar'ın bu konudaki bazı imâlarını hedef almaktadır. Yazısında dile gelen ve Üniversite yönetim tarzını eleştiren diğer konulara ise hiç değinmemektedir. Ülkemizde (ve her yerde) üniversite sorununun çözümü ancak ve ancak sapla samanın birbirine karıştınlmamasıyla mümkün olabilecektir. 672/5 yerleştınlıyor Boylece, bır embnyodan genetık olarak bırbınnın aynısı 4 embnyo yaraülıyor Schatten, deneylennde dıger uç embrıyonun hayatta kalmadıgını ve hayatta kalabılen dorduncunun (Tetra), 157 gun sonra dogdugunu soyluyor Tetra, ılk klonlanan maymun degıl, ancak embnyobolme teknıgıyle yaratılan ılk maymun ve Schatten, daha pek çogunun da yolda oldugunu açıklıyor Bu teknıkle, genetık olarak bırbınnın aynı ıstenılen sayıda maymunun farklı annelerden dogması olası Schatten, embnyobolme teknıgının dogal ıkız oluşumuyla aynı oldugunu, sadece bu sefer yapay staıulasyon kullanıldıgmı soyluyor Bu teknık daha once sıgır hayvanlanna uygulanmıstı ve Dr Jerry Hall, 1993 yılında bu teknıgı ınsan embnyosuna uyguladığıra, ancak klonladıgı ınsan embnyolannı daha sonra euk kaygılarla ımha etügını açıklıyor Gunumuzde, gen terapısı ya da kok hucrelen gıbı üp terapılen buyuk oranda ılk once fareler uzennde test edıjıyor Fakat, maymun ınsan bıyolojısıne daha yakın bır hayvan ve bu yuzden, bu terapılenn ınsanlar uzennde yaratacagı potansıyel etküer maymunlar kullanıldığında daha guvenılır şeküde ortaya çıkabılır Schatten, farelerden elde edılen sonuçlara dayanarak ınsanlara bu terapılen uygulamanın nsklı oldugunu ve aradakı bu boşlugu maymunlann kapatabılecegını duşunuyor Sevıl Duvarcı hltp llwwwam.com Neden maymunlar klonlanmaK isteniyor?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle