Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K I S A HABERLER Satışlar 50 milyar dolara doğru Açlık, hastalıklar ve çevre kirliliği gibi yaşamı tehdit eden her alanda biyoteknoloji ABD ekonomisinde artan bir önem kazanırken, 1991'de biyoteknoloji ürünlerinin satışı 4 milyar dolara yaklaşıyor. önümüzdeki 10 yılda biyoteknoloji ürünlerinin toplam satışının 50 milyar dolan aşacağı hesaplanıyor. Tarımdan enerjiye hemen her alanda çalışan biyoteknoloji firmaları, dikkatli bir planlama yanında destek gördükleri ABD kongresi ve federal kurumlarıyla sıkı işbirliği içindeler. Biyoteknolojinin sağlık bilimlerine ağırlık verdiği çahşmalarda başlıca amaçları, insülin gibi önemli ilaçların ucuz ve bol miktarda üretiminin sağlanması, yeni ilaç moleküllerinin bulunması, kanserli hücreler karşı etkili doğal moleküllerin geliştirilmesi. Biyoteknoloji, tarım alanında da üretimin artırılması için büyük projeler gerçekleştiriyor. Çiftçilerin tarım ilaçları ve gübreye bağımlılığını azaltarak yüksek nitelikli ve bol lifli ürün elde edilmesini sağlayan teknikler bunlar arasında sayılabilir. öte yandan biyolojik çöp ve atıklardan enerji sağlayan projeler de biyoteknolojinin ilgi alanları arasında. Biyoteknoloji Mamutlar nicin öldü? Milyonda Bu toru, paleontologları uzun süredir uğraştıran doğa sırlarından biri. On bin yıl önce buzul çağında kuzey yarıkürenin hemen tamanında yaşayan bu iri cüsseli, koca dişli memelilerin soyu niçin tükendi? Dört metreyi aşan boyu, kalın tüylü postu ve küçük kulaklarıyla mamutlar soğuk iklime tam uyum sağlamış buzul çağı hayvanlarıydı. Uzun dişleriyle kazdıkları buz ve kar tabakaları altındaki bitki örtüsüne ulaşarak besleniyorlardı. Dünya ısındıkça, buzul devrinin sonuna doğru kuzey yarıkürede yaşayan tüm büyük tüylü memeliler (tüylü geVgedan, magara aslanı, dev geyik ve mamut) ortadan kalktı Kuzey Amerika'da buzul hayvanları anıden yok olurken Avrasya'da mamutlar varlıklarını 30 bin yıl daha sürdürdü. Mamutların Avrasya'da yok oluşu bazı paleontologlara göre Hcllme bağlanırken bazıları mamut soyunun insan avcılar tarafından tüketildiğini savunuyor. Her iki varsayımın da çürütülen yönleri var. Sözgelimi niçin buzul çağının bitimiyle birllk bir DNA uyuşması te diğer kürklü nayvanlar yok olmazken ya da insan avcılar diğer hayvanları da mamutlar gibi avladıkları halde, sadece mamutların soyu tükendi? Cambridgeli arkeolog Dr.Steven Mithen, mamutların çofc yavaş üredlglnl bu yüzden bir yıllık aşırı avlanmanın bile mamut soyunu tüketmiş olabileceğini söylüyor. Buna karşın Ingiliz paleontolog Dr. Anttiony Stuart, iklim değişikliği ve avcılığır mamutların sonunu birlikte hazırladığını savunuyor. Şimdi dileğimiz, mamutların uzak akrabası olan fillerin de onlarla aynı sonu paylaşmaması. Ikl klşl arasında DNA sırasının uyuşma olasılığının milyonda bir olduğu belirlendi. Yale Üniversitesi araştırmacıları adli vakalarda genetik bir "parmak izi" olarak kullanmayı düşündükleri DNA sırası üzerinde yaptıkları çahşmalarda 7 bin kişinin DNA dizilimıni analiz ederek uyuşmaları incelediler. Sclenca bilim dergisinde yayınlanan araştırmaya göre 7.6 milyon dizilimin mukayese edilmesinde tek bir uyuşma bulundu. Yale genetikçilerinden Dr. Nell Riach, raslantısal uyuşma ihtimalinin çok düşük olması nedeniyle DNA'nın adli vakalarda parmak izi' olarak kullanılabileceğini söyledi. Canlıların genetik yapıtaşı olan DNA kan, doku veya sperm örneklerinden alınarak tipleniyor ve adli vakalarda mahk^me delili olarak sunuluyor. DNA tiplemesi babalık tayinlerinde de yaygın olarak kullanılıyor. Silikon meme ABD'nln en büyük silikon meme üreticisl Dow Corning, firma tarafından üretilen bazı protezlerin içindeki silikonun sızıntı yaptığının 20 yıl önce anlaşıldığını açıklayan belgelerin ortaya çıkması üzerine üst düzey yöneticilerlnin işine son verdi. Cerrahlar silikon jeliyle aolu protezlerin sızıntı yaptığını firmaya daha önce bildirmiş ancak Dow Corning ve öteki firmalar bunun bir sağlık sorunu yaratmadığını öne sürerek üretimi sürdürmüştü. Yapılan çalışmalar göre silikon ile kanser veya bağışıklık hastalıkları arasında ilişki bulunamamıştı. Ancak silikon protezlerin yasaklanmasıodan sonra konu tekrar gündeme gelmiş ve 1970 'lerin ortasından beri protezlerdeki sızıntıların cerrahların başlıca şikâyeti olduğu açıklanmıştı. Pslkolojl Dil yeteneği doğuştan Doğuştan sağır dilsiz olan bebeklerin de kulağı işiten bebekler gibi, konuşmanın başladığı dönemde bir işaret dili geliştirdikleri anlaşıldı. Montreal (Kanada) McGıll Üniversitesi'nden psikolog Laura Petitto'nun yaptığı çalışmada her çocuğun, konuşma dili veya işaret dili şeklinde, doğuştan dil kalıplartnı anlama kapasitesine sahip olduğu sonucuna varıldı. Eski teori ise bebeklerin, sesleri konuşmaya çevirmesini öğronirken dil yeteneği kazandıklarını varsaymaktaydı. Prof. Petitto ise yeni sonuçlara göre, her çocuğun işitme özürlü olsun ya da olmasın doğuştan dil yapılarını tanıma ve ayırt etme yeteneğine sahip olduğuna inanıyor. Prof. Petitto, çocukların konuşarak veya işaretle dil kullanmaya başlarken bu yeteneğe ihtiyaçlan olduğunu söylüyor. Kardelende, öldürücü madde Genette mühendisleri bitiulerin bitki özlerini emerek onlara zarar veren yaprak biti, bitki pireleri, beyaz sinekler ve diğer böcekleri öldürme potansiyeline sahip olan doğal bir protein keşfettiler. Araştırmacılar bu genin kardelende varlığını da !;anıtladılar. Şimdi bu geni ticari ürünlere naklederek ürünlerde bitki özü emicilerine karşı içten korunma sağlamayı planlıyorlar. Bitki özü emlci böcekler pirinç ve mısırdan sebze ve arpaya kadar çeşitli ürünlerde her yıl milyarlarca lira zarara yol açıyor. Bunlar ayrıca hastalık bulaşmış bitki özü ile virüs hastalıklarını bitkiden bitkiye geçiriyorlar. Cambridge'deki Agricultural Genetik şirketinden Vaugh Hilder ve Ourhan Üniversitesi Biyolojik Bilimler Bölümünden Angharad Gatehouse proteini tanımlamak için birlikte çalıştılar. Kardelenden çikarılan proteinin (sarımsakta bulunan bircok blleşlğe benzeyen bir özsu) kahverengi bitki pireleri denilen bitki özü emicilerini öldürdüğünü buldular. Bu böcekler Japonya ve Güneydoğu Asyada pirinç fidanlıklarına zarar veriyor. AGC'den John Wall Ourham'daki bilim adamlarının çoktan tırtıllar gibi yaprak çiğneyen böcekleri zehirleyen bir protein dizisi bulduklarını söylüyor. Bununla beraber, kardelenden alınan özsu bitki özü emlcilerine zarar verdiği bilinen ilk proteindir. Jöhn Wall, şirketin geni "Agrobactenum tumentaces " adlı bir bulaşıcı bakteri kullanarak, başarılı bir şekilde tütün ve marula naklettiğini söylüyor. Bu bakteri yabancı geni yeni sahibine taşıyan bir Truva Atı gibi davranıyor. Şimdi bilim adamlarının amaçları, proteinin sadece bitki özü çıkaran damar dokularının kalburlu borıılar kısmında üretilmesini temin ederek, geni daha özel şekilde transfor eden benzer bir bakteri bulmak. (nb/Nawa./14Ar) Blyoteknolojl Işınlanan askerler Berlln gazetelerinde yer alan bir haberde Doğu Almanya'da niikleer savaşta kullanılacak radyasyon ölçen aygıtların güvenilirliğini deneyen askerlerin kuvvetli radyasyona maruz kadıkları öne sürüldü. Alman Savunma Bakanlığı'nın bir raporu kaynak gösterilerek verilen haberde, Doğu Alman Ulusal Halk Ordusu askerlerinin yıllarca deney için radyasyona maruz bırakıldığı bildirildi. Storkovv kentindeki Kimyasal Serviste yapılan deneylerde askerlerin 300 kadar radyoaktif malzeme üzerinde ölçüm aygıtlarını denerken radyasyon aldıkları ve deneylerin 1990'daki birleşmeye kadar sürdüğü sanılıyor. 258/6