Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMA Güdümlü araştırmalar bilim sayılır mı? Proj. Dr. Ömür Akyüz u sorunun cevabını Cahtt Arf'ın ağzından vereceğım "Merak için." Hıç bır bılımsel araştırma da "lüks" değıldır Doğrudan toplumsal ya da merak dışı başka bır amaç gudulerek yapılan araştırmaya "bılımsel" denmez Araştırmanın kasıtlı bır kotuluk gutmeyen her turlusu değerlıdır Tarıhe bakılırsa, matematık dahıl her turlu bılımsel duşunce ve kuramın doğayı anlama ısteğınden kaynaklandığı gorulur Bılımle merak ıçın uğraşan kımı kışıler, bu uğraşlarından edındıklerı bılgı veya becerılerı kendılerı de doğrudan uygulamaya geçırmışlerdır Buna ılk omeklerden bırısı Arşlmet'tır Ama tarıhte uzun bır sure belkı çağımıza kadar teknolojı, teknolojıden, bılım ıse bılımden yararlanarak gelısmıştır Unlu bılım sosyoloğu Derek La Solla Prlce bu ' dısıplınlerın", kendı atılımlarını, bırbırlerıyle çok az sayıda cıddı etkıleşme ıle yaptıklarına ışaret eder Tabııdır kı her ıkı dısıplının de ortaya koydukları, bellı bır sure sonra olağan bılgı olarak dığerının gelışmesını etkılemıştır, ancak ıster öklit'ten ıster Batlamyus tan, ıster Galile ve Bilim ne içîn yapılır? TV'de "Hata Kimde?" üzerine Egitimin söpeç olduğu Dr. Mehmet Cemııl Akhaş unutulmamalı TV nın eğıtım programlarının yararları yadbi namaz Eğıtım ve oğıetımı yalnız oğretmenlerın gorevı olarak yorumlamak eksık bir goruştur Şöyle kı eğıtımın bıreylere normal veya bazı koşullarda normaldışı kışılık ozellıklerı ıle blrllkte bılgı ve becerı kazandıran bır sureç olduğu unutulmamalı Fğıtım ve oğretim doğumla bırlıkte aılede başlamakta okul çağının baş laması ıle bırlıkte artık resmileşmektedır Aıle uyelerının kışılık ozellıklerı ve bılcjılen ruh sağlığı açısından çok onemlı olan 06 yaşlarında bılınçdışına ıtılebılecek duşunce ve bunlara bağlı kotu duyguların oluşmasına neden olabıl mektedir Bu nedenle resmı okul pqıtım ve o<5 retım programları, ogrencıletın bılgı ve becerılerını artırma ışlevı yanında çocuğun ve gencın kışılık ozellıklennde yenı kazanımlar dışın da, oluşmuş sorunların da duzeltılebılmesı ıçın gereklı kurumların (Rohberlık ve Sağltk hızmetlerı vb gıbı) ışlovını de bırlıkte yuruterek önamlı katkılarda bulunabılecek bıçımde duzenlenmelı Gelışmış ulkelerle bır karşılaştırma yapılacak olursa, bu bakımdan ulkemızm durumu ne duzeydedır sorusu akla gelıyor Sayın Ustun DOKMEN ın Hata kımde yerıne hata neıede onerisıne katılmakla bırlıkte aslında'bu sozcukler sadece ' alınganlık bıçımlnde kışılık ozellığı bulunan bıreylerde suçluluk duygusu uyandırabılecek, bu ozellığl olmayan bıreyler ıse hıç etkılenmeyebıleceklerdır Doğaldır kı ög>etmenlerın, normal olmayan kışıllk ozellıklerlnı edınmış ogrencılerln bu eksıklıklerını gıdermelerıne kendılerı tutum ve davranışlarıyla lyı ornekler sergıleyerek yardımcı olabıleceklerını kabul etmekle bırlıkte, başarılamayan durumlarda prolesyonel yardım ıstemelerının gereğını vurgulamalıyım öğretmenlerın bu ışlevlerırıı başarıyla surdurebılmelerı ıse kendi mesleksel eğıtımlerinın programlarının hazırlayıcıları ıçınde bır kesımı oluşturan 'pğıtımbılımcı lerın de çağın bıllmsel gerçeklerı ıle bılgılendırılmış olmaları konusu goz onunde bulundurulmalı Psıkanalız kuramını, yalnız onu benımseyenlerın oğretmenı FRFUD gerçekleştırmemış olsaydı bıle herhalde sonrakı bılge ınsanlar gerçekleştıreceklerdı Ayrıca bu kuramı kullananlar "Insan Psıkolojısı nı normal ve normaldışı bugunku duzeyıne ulaşlırmışiardır Sayın DOKMEN ın konu ıçınde psıkanalıze değınış bıçımı bana çok enteresan gozuktu Hala psıkanalızde değıl, psıkanalızı kullananlarda olsa gerek Ego analıstlerı, temel suçlu (hatalı değil) olarak anababaları gormezler tumcesı bılınen bır gerçeğı vurgulamaktadır Aslında kıyı cı ruhlu bıreyler dışında, ebeveynler soz konusu edılen hataları bılınçsızce yaptıkları ıçın suçlu değıldırler Bır eylemın suç sayılabılmesı ıçın kasıtlı olarak ve zarar vereceğım bılerek yapılmış olması ogesı aranır Aıle Içi ve resmı eğıtımın yanlış ve eksıkliklerının oluştıırduğu psıkolojik sorunların sağaltımında kullanılan psıkoterapıler, boyle koşullarda eğıtım surecının ıçıne gırme gereksınımının nedenıdırler Açıkçası psıkolerapı bır eğıtım aracıdır Bu açıdan 'hata kımde tumcesının kullanılmasında da bir sakınca görmemekteyim B metrolojıye katkıda bulunmuşlar, Euler, denızcıler içın ayın yorunge hesaplarını gelıştırmıştır Bılım ve bilim adamlığının eğıtım oğretım yoluyla yaygınlaştığı son 100150 yılda bılgı ve becerılerln toplum hızmetıne sıvıl veya askerı amaçla sunulması ya da bunun beklenmesı de yaygınlaşmıştır ama bunlardan kaç tane "Görelillk", "Maxwell Oenklemlerl" veya New<on Yasaları' yahut' Fermat llkesl", "KEDl"* "KREDİ"* çıkmıştır'? Bır transıstor veya laser bıle çıkmamıştır Çıkanları kuçumsemıyorum, pek çoğunu da çok takdır edıyorurn, ama kesınlıkle emınım kı gudumlu araştırmadan "bllimsel devrlm" çıkmaz yahut çıkma olasılığı çok azdır Aklıma gelen ıkı zayıf ornek Kont Rumford'un top namlusu oyulurken çıkan aşırı mıktar ısının korunan bır nesne olamayacağına varması (termodınamığın 1 ılkesı) ve ısı makınelerının verımını ınoeleyen Sadıe Carnot'un termodınamığın 2 ılkesı nı ortaya koymasıdır "Birinci sınıf" yaratıcı güdümü sezmez ya Nevvton'dan başlayın, Faraday, Maxvvell, Darvvin, Curle'ler, Einstein ve sonra kılere kadar gelın bunlar benım en yaygın bılınenler olarak hemen aklıma gelenler, bunların hıçbırısı yaratışlarını merak ve bunun bekledığı beyın gucu bır de azımden başka bır şeyle yapmadılar (Ad lıstesını ben de kısa buluyorum, ama yargımı değıştırecek bır adı atladığımı da sanrpıyorum ) Yapılanlann ve bulunanların, yahut beyın guçlerının uygulamaya konmasında hıçbırısının bırıncıl bır kaygısı yoktu, ta kı bu kendılerınden ıstenılene kadar Avrupa'da bılımın ılerleyısı oncelerı ya varlıklı kışılerın doğrudan kendı uğraşları olarak ılgılenmelerı, yahut yeteneklı kısı lerı sırf kulturel ılgılerı dolayısıyla tıpkı muzısyenler gıbı yakından veya uzaktan desteklemelerıyle oldu Bunlardan uygu lamada yararlanmaları çoğu zaman yakınlarında bulundukları ıçındır Zamanla eğıtım oğretım kurumları çoğalıp gelıştıkçe, bılım adamlığı bır "kamu gorevıne donuştu oncelerı gorevln "kamusal" mahıyetı yalnızca oğretım ıken buna sosyo ekonopolıtık gereklerle gudumlu araştırmada eklendı Ancak bır ıkı yalın ıstısna dışında (kı bunlar da kımımızce yanlış olarak nıtelenen samımı on yargılara dayanıyordu) hıçbır' bırıncı sınıf" yaratıcı bılım adamı, beyın gucunu, kendı merakları ve kamu gorevinın çağırdığı kesıntıler dışında hıçbır şeyın gudumune bırakmamaktadır Ayşe Erzan ıle Süleyman Çellk ın arasını bulmak amacıyla yazdığım yukarıdakı satırları, bırkaç yıl once bu sayfanın sağ alt köşesındekı mektubumda da yazmış olduğum, Faraday'ın sozlerıyle bıtırıyorum Elektromanyetık ınduksıyonunun ne ışe yarayacağını soran Başbakan a verdığı cevap "Bllmlyorum efendlm. Ama majestelerinin hükumeti çok yakında bunu vergilendirmenln yolunu bulacaktır." Bilime güvenmek gerek //. Nüzhet Dalfes (Boğaziçi Üniversıtesı öğretlm üyesl) Gazetenızın Kıtap ekının 23 Ocak tarıhlı sayısında yayımlanan bır tanıtma ya/ısı geç kalmış bır tartışmayı başlattı Husamettın Arslan'ın gunumuzun Pek moda" felsefecısı Paul Feyerabend'ın 'özgur Bır toplumda Bılım' adlı kıtabının Turkçe çevırısını okudukça duygusal ve slogancı sunuşu Celâl Şengor'u kaleme sarılmaya zorlamışa benzıyor Şengor, Dergınızın geçen haftakı sayısında yayınlanan "Bılım Felsefesı, Feyerabend ve mağaraya davet" başlıklı yazı sında vaktı gelmış bır tartışmayı sağlam temeller uzerınde başlattı Kanımca bu tartışmanın vaktı gelmıştı çunku şu son gunlerde Feyerabend'ın kafaları bulandırmak konusunda bayağı başarıh olduğuna tanık oluyorum Toplumun uzun bır baskı donemının kalmtılarından kurtulmak çabası olduğu ıçin' özgurluk" "demokrası' gıbı sözcuklerın devamlı havada uçuştuğu gunumuzde, bu kavramlara sığınarak bılımsel yonteme veryansın etmek modası kolayca tutabılır, korkarım Feyerabend ve tayfasının bılımsel yonteme ve dolayısıyla bılıme ve bılımcılere saldırıları, 60 ların sonu ve 70'lenn başlarının bılım/teknolojı fobısının doğal uzanımı olarak açımlanabılır Açıklamasına açıklanabılır ama yuzyılın sonuna yaklaşırken çağdaş bılımın dığer toplumsal sureçlerle ılışkılerının sorgulanması ne kadan gereklıyse, bılımsel yontemı yok saymak o kadar abesle ıştıgal olur Dıleğım, Şengor'un yazısıyla başlayan tartışmanın surmesı Bılım uretımının temel kurumları olması gereken unıversıtelerın yapısının tartışıldığı şu gunlerde, bılımsel yontemın ne olduğunun vurgulanması çok yararlı olur kanısındayım Tabıı bu tartışmalarda bılımın de bır toplumsal sureç olduğu unutulmamalı örneğın Arşımet, Roma gemılerını batıracak çok buyuk mancınıklar yapmış, kralın tacında kuyumcunun yaptığı hıleyı bulmuş, Nevvton, benzerı bir görev ıçın Darphane Mudurlüğu'ne getırılmiş, Lavoısıer kamu sağlıgı ıle şehırcılığe, Lagrange, 2578