02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YE R B İ L İ M Ege'yi sarsan kıyamet Birkaç yüz hidrojen bombasının birlikte patlamasına eş şiddetteki volkanik patlama ve arkasından gelen depremler, denizde 35 metrelik dev dalgalar yaratmış, Mısır'ı bile sular altında bırakmıştı. Dr. Tuncay Ercan MTA Genel Müdüriüğü J«olojl Etüdleri Dairesl G ünümüzden yaklaşık 3500 yıl kadar önce MÖ 15'incl asırda Doğu Akdenız'de yer alan Girit Adası dünyanın en büyük uygarlıklarından birisine sahipti. Zamanın en güçlü devletlerinden biri olan Minos (Minoan) devleti, bu adada hüküm sürüyordu ve komşuları olan Mısır, Hitit ve Babil devletleri gibi birer kıta imparatorluğu değil, bir deniz devletiydi. Büyük bir donanmaya sahip olan Minos devleti Girit Adası'nın kuzeyinde Ege Denizi'nde yer alan Rodos, Milos, Kos, Santorini v.b. adalarını da zaptetmiş ve birer sömürge haline getirmişti. Bütün Doğu Akdenizde Yunanistan'dan Mısır'a, Suriye'den Sicilya Adası'na kadar uzanan bir deniz trafiği kurmuştu. Nüfusu yaklaşık 1 milyonu bulan Minoslu halkın yaşadığı Girit ve cevresindeki adaların topraklarının öteki büyük devletlere göre daha küçük olmasına karşın, Minos devleti ekonomik açıdan güçlüydü. Yunanistan'da ise bu sırada ilkel Helenik aşiretler hüküm sürüyordu ve bunlar Minoslular kadar gelişen bir uygarlığa sahip değillerdi. Tüm bu bilgileri özellikle asrımızın başından itibaren giderek artan arkeolojik araştırmalar ortaya çıkarmıştır. koylerdeki konutların çoğu dspram sonucunda yıkıldı ve çöktü. Arkeolojik kazılarla saptanan bu toprak katından daha sonra gelen katlarda yapılan araştırmalarla, yıkılan binaların sonradan tamir gormedikleri, özellikle adanın doğu kesiminde yer alan köylerin depremden sonra terk edildikleri ortaya çıkarıldı. Adanın batısında ise yerleşme merkezlerinin daha sonra yeniden inşa edildikleri, bazılarının sonradan daha da geliştikleri, hatta yeni köylerin kuruldukları da anlaşıldı ve yıkılan bölgenin halkının adanın batısına göç ettiği meydana çıktı. Knassos kentindeki görkemli saray işgal edilmişti, dekorlar değişmiş ve burada kurulan sonraki yaşayış, önceki kadar konforlu ve gelişmiş değildi. Daha ziyade buraya savaşçı bir hava hâkim olmuştu. Yıkıntıdan sonra gelen katlarda bulunmuş olan yazılar değişıkti ve Grek yazısıydı. Çanak ve çömlek motifleri de değişmişti. Boylece felaketten bir süre sonra Mikenyalı Greklerin adayı işgal ettikleri ve egemen oldukları anlaşıldı. Aynı durum Girit adasının çevresindeki Karpatos, Rodos, Kos, Milos, v.b. adalarda da gözlemlendi. Yanardağın patlaması Minos uygarlığının yok oluşunun ve felaketlerin sebebinin, Girit'in yaklaşık 110 km. kuzeyinde yer alan Santorini Adası'n daki dev yanardağın şiddetli patlamaları olduğu son yıllarda yapılan jeolojik ve arkeolojık araştırmalarla ortaya çiKarıiaı. Adanın ortasında bulunan ve yüksekliği o devirde 1500 m.'yi bulan yanardağ, birden En gelişmiş uygarlık Minos devletinin başkenti olan Knassos kenti, o devirde dünyanın belki de en büyük kentiydi, nüfusu 100.000'den fazlaydı. Bu eski kentte ve diğer bazı kentlerde yapılan arkeoloik kazı ve araştırmalar sonucunda binaların ve sarayların, diğer uygarlıkların inşa ettikleri emsallerinden çok daha görkemli ve konforlu oldukları belirlendi. örneğin, serin deniz rüzgârlarını binaların odaları içine yöneltmek suretiyle yararlandıkları bir nevi ilkel klima tertibatları, akarsu ile temizlenen tuvaletleri vardı. Daha o zaman oldukça gelişmiş bir alfabeye sahiptiler. Ayrıca yaptıkları vazo ve süs eşyalan, tablolar, takılar, freskler, çeşitli araç ve gereçler günümüzde büyük hayranlıklar uyandırmaktadır. Minos halkı boks, güreş ve boğa güreşi gibi birçok spor türlerini biliyordu. Akdeniz'in bütün limanlarında elçilerini ve ticari filolarını görmek mümkündü. Bu büyük uygarlık, tam zirveye eriştiği MÖ 15'inci asırda birdenbire öldürücü muazzam bir darbe yedi, insanların büyük bir kısmı hayatını kaybetti, binalar ve saraylar yıkıldı. Arkeolojik kazı va araştırmalar, Minos kentlerinin hemen hemen aynı zamanda mahvolduğunu göstermektedir. Örneğin, Glrft'te Knassos kenti ile diğer kent ve Akdeniz'deki yitim zonu ve oluşturduğu Ada Yayı Volkanizması. bire büyük bir güçle püskürmeye başlamış, magmadan yeryüzüne çıkan ve adadaki tüm Minosluların hayatlarını kaybet m i'un ünlü sarayı, arkeolog Artur Evans'ın ginşımleri sonucu 20. yüzyıl başlarında yeniden inşa edilmlştir. melerine sebep olan sıcak lavların yanı sıra volkan bombaları, pıroklastikler, lapilli ve küller havaya saçılmış, gökyüzünü bir toz bulutu kaplamış ve rüzgârlarla çok uzak mesafelere kadar taşınarak Girit Adası'nın doğu kısmını, çevredeki diğer adaları, hatta Batı Anadolu'nun bir kısmını kaplamışlardır. Şiddetli patlamalarla bu volkanik maddelerin 30 km kadar yükseğe çıktıkları ve kısa bir süre sonra rüzgârlarla 300 km. 2 kadar uzaklara taşındıkları ve 200.000 km 'lik bir alana yayıldıkları saptanmıştır Patlamanın kesın tarıhi belli olmamakla birlikte yaklaşık MÖ 14701475 yıllarında vuku bulduğu, volkanik ürünlerde günümüzde yapılan radyometrik yaş ölçüm çalışmalarıyla kanıtlanmaktadır. Patlama ile dev Santorini yanardağı da havaya uçmuş ve büyuk bir kısmı yok olmuştur. Magmadan çok fazla lavların ve piroklastıklerin çıkması sonucu, yeraltında büyük bir boşluk meydana gelmiş ve tüm Santorini Adası çökerek geniş bir kaldera meydana gelmiştir. Günümüzde deniz suyu ile kaplı olan bu kalderanın yüzölçümü yaklaşık 85 km2, derinliği 350 m.'dir. Şiddetli patlamalardan sonra çok büyük
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle