Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tl P Kanser ve kalıtımdaki değişimler K anser hücreleri "barıs içlnde blr arada yaşama" kuralına uymuyorlar. istedikleri zaman ve organizmaya danışmaksızın bölünüyorlar, parçalayarak düzenli dokuya sızıyorlar ve ayrıca herhangi bir yerde saldırgan koloniler kurmak amacıyla izin almaksızın vücudun içinde dolaşıyorlar. Genelinde her hücre, tüm organizmanın çıkarlarına boyun eğer. Başına buyruk faaliyetlere girişmek hiç de kolay değil, çünkü kontrol mekanizmalarından oluşan sıkı bir ağ, her hücrenin tüm organizma ile uyum içinde olmasını sağlar. Kuralları düzenleyen mekanizmalar son tahlilde genetik bir doğaya sahip olduklarından, sağlıklı bir hücrenin gaddar bir kanser hücresine dönüşebilmesi için pek çok kalıtımın değişmesi gerek. Normal bir hücrenin kötü huylu bir hücreye dönüşmesı sırasında, katılımda meydana gelen deglslkllgl araştırmacılar, bağırsak kanserinl örneginde ana hatlarıyla açıkladılar. Bağırsak tümörleri, kanserin oluşumu sürecinde adım adım atmaya ortaya çıkan genetik değişikliklerin araştırması açısından özellikle uygun. Bu tümörler çok yavas geliştiğinden, onlara yozlaşmanın çeşitli ara aşamalarında aynı hastada rastlamak mümkün. Önceleri zararsız ama hızlı bir hücre coğalması gözleniyor. Bu gelişmenin çıkış noktası, bağırsak duvarını kaplayan epitel tabakasındaki tek bir hücre. Sonra giderek daha büyük, ancak halen iyi huylu adenome diye adlandırılan tümör ocakları oluşuyor. Bunlar kötü huylu kanser tümörlerine dönüşüyor. Bu karzinom önceleri yalnızca bağırsak duvannda bulunuyor. Hücreler bağırsak duvarını aşıp diğer dokulara sızma yeteneğine kavuştuklarında ve kan yoluyla vücudun başka bölgelerinde metastaslar oluşmaya başladıklarında, kanserln son ve de özellikle tehllkell asamasına ulaşılmış olunuyor. Baltimore'daki JohnsHopkins Üniversitesi'nden Bert Vbgelsteln gelişmenin çeşitli aşamalarında bulunan dokularda sistemli olarak genetik değlşlkllklerl aradı. Küçük, iyi huylu tümörleri, kalıtımında çoğunlukla yalnızca tek bir değişikliğe rastlandı. Kötü huylu tümörlerde ise bu sayı dört ya da beşti. Çoğunlukla kromozom 5'in bir parçası eksikti. Daha büyük hücre tümörlerinde ise kalıtım molekülünün son derece az metil grupları içerdiği dikkat çekti. Kanserden koruyucu genlerin rolü çok büyük. Bir sonraki yozlaşma aşamasında, rasgeninde sjk sık bir mutasyon gözlendi. Daha büyük adenomenlerde araştırmacılar, ayrıca kromozom 18'de gen eksiklikleri keşfetti. Agresif kanser hücrelerinde ise ayrıca kromozom 17'deki kalıtımda bazı eksiklikler mevcuttu. Hastanın kanserden ölme olasılığı, ameliyatla alınan bir tümördeki genetik değişikliklerin fazlalığı oranında büyüyordu. Ancak sağlıklı bir hücrenin, bir kanser hücresine dönüşmesı sırasında kalıtımdaki değışıklikler mutlaka aynı sırayı izlemek zorunda değil. Üstelık çeşitli varyasyonlar da var. Çünkü şu ya da bu gendeki arıza, yozlaşma sırasında öncü bir rol oynayabilir. Ancak hiçbir zaman başlangıçtan itibaren hastalığın kaderini belirleyen tek bir hücre değil. Kalıtımdaki değişikler çevrenin etkilemeleri sonucu ortaya çıkabilir. Gendeki arızalar bazen de kuşaktan kuşağa geçer. Bu tür insanların bağırsak kanserine yakalanma riski daha yüksek. Bağırsak kanserine neden olan genetik değişikliklerin pek çoğu rezessif, yani hem babada hem annede fonksiyonsuz bir hale geldikten sonra tümör geliştirici bir etki yaratan genler. Normal koşullarda bu tür genler hücrelerin bölünmesini frenliyorlar. Kromozom 5,17 ve 18'de bulunan kalıtımlar kanserden koruyucu bu genlere dahil. Kromozom 17"deki ürün, P53proteini. Bu protein hücre çekirdeginde lokalize ediliyor ve muhtemelen genleri "açıpkapatıyor". Tüm bağırsak tümörlerinde kromozom 17'nin, p53 geninin bir parçasının eksik olduğu saptandı. p53proteini normal koşullarda bir dimer, yani çifte molekül olarak çalışıyor ve kalıtım molekülü ile kurduğu köprü nedeniyle muhtemelen hücrelerin bölünmesini engelliyor Seksenli yılların başında, kansere özellikle hücre bölünmesini aktif olarak zorlayan genlerin neden olduğu sanılıyordu. Ancak son zamanlardaki araştırmalar insanda en sık rastlanan kanser çeşitlerinin bağırsak kanser!, göğüs kanseri, küçük hücrall akclğer kanseri ortaya çıkışında, kanserden koruyucu genlerin belirleyici bir rol oynadıklarını gösterdi. Varılan bu sonuç yalnızca bundan sonraki araştırmalara bir temel oluşturmakla kalmıyor, doğanın sınırsız hücre büyümesine karsı ne tür mekanizmalar keşfetmiş olduğunu da ortaya koyuyor. (sn, nuw, 142) 'u sayımızda geri kalan bölümünü de vererek, 1. BilimTeknoloji Şurası kararlarının tamamını yayımlamış oluyoruz. Çeşitli başlıklar altında yayımladığımız önerilerden önce, metinlerde yer alan "durum açıklamaları"na, "gerekçe"lere, yer darlığından ve tekrar niteliğinden dolayı yer vermedik. Şura kararlannı daha geniş çevreye, bilimseverlere sunmakla, dergimize düşen önemli bir görevi yerine getirdiğimize inamyoruz. Üç sayıdır sürdürdüğümüz 1. BilimTeknoloji Şurası üzerine yayını bu sayımızda tamamlarken, kararlarm bütünü göz önüne ahndığmda dikkat çeken bazı noktalara değinmek istiyoruz. öneriler veya kararlar genel niteliktedir. Bilimin neredeyse bütün alanlarında, bütün konularında yapılması gerekenler, sanki alt alîa sıralanmış izlenimi veriyor. öncelikli öneriler, acil önlemler vurgulanmamıştır. Bu durumu, ülkemizde bilimin, teknolojinin, araştırmanın on yıllardır ihmal edilmesinin bir sonucu olarak kabul edebiliriz. Mecliste bile bir kez tartışılmayan "bilimde durumumuz" konusu, ilk kez bir şura düzenlenerek tartışıhnca böyle bir tablo ortaya çıkmış. Iktidarlar, kalkınma, çağdaşlaşma sorununa bilim açısından bakma gereğini duymadılar; diğer ülkelerin nasıl kendi ayaklan üzerinde durabildiğini ve insanlarına refahı sunabildiğini araştırmadılar. Böylece bilim alanında sorunlar yığılmış, şura üyeleri de bütün aksaklıkları aynı b'nemde vurgulamak zorunda kalmışlar. Kararlar, Türkiye'nin bilimde geri kalmışhğının boyutları konusunda da bir fikir vermektedir. Ancak şuranın önerileri içinde öncelikleri belirlemek zor değildir ve Başbakanlığa bağlı Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 'nun bu saptamalan acilen yapacağına ve mekanizmaları harekete geçirmekte gecikmeyeceğine inamyoruz... . ••• Gelecek cumartesiye kadar, sağlıklı bir hafta dileriz... B H AFTANIN GÜNDEMİ O K U R D A N BİZE 6 . Bazı basın kuruluslannın hazırladığı özel sayılarda ya da dizilerde de kullanıldığı gioi bilimkurgu, 7. Konuyu tanıyan, bilen ve izleyen yoyınevlerinin terimi doğru kullandıklan için bilimkurgu. Son olarak 12.5.1990'da Sn. Yalçın izbul, Sn. A.C. Cem Say'a bilimkurguyu derinlemesine anlayan bir kişiyi hafife almayınız derken, ben de kendisine yıllardır yayımlanan bilimkurgu dergilerinin çoğunun yayıncısı ve yazarı olarak acaba Türkıye'de bilimkurgunun ne durumda olduğunu bilip bumediğini iorar, bilimkurguyu seven arkadaşlara da az sayıda olmamıza karşın birbirimizi fonıyıp haberleştiğimizi bu satırlar aracılığıyla belirfir, aramıza davet ederiz. Bülent Akkoç Cumhurlyet BilimTeknik • Sahıbı: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal • Müessese Mudüru: Emine Uşaklıgil • Yazı işleri Müdürü: Okay Gönensin • Yayın Yönetmeni: Orhan Bursalı • Grafik Yönetmen: Tüles Hasdemir • Niçin bilimkurgu? Haffalardır süregelen "bilimkurgukurgubilim" kavram kargasasına bir son vermek amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yalnızca bizim arzu ve isteğimiz olmayıp yıllar içinde yaygınlaşan ve gelişen bir sürecin sonucudur. Niçin Bilimkurgu denildiğine çok kısa örneklene bir göz atalım. 1. Türk Dil Kurumu tarafından kabul edilip, yıllardır yayımlanan imla kılavuzlannda yer aldığı için bilimkurgu, 2 . Doğabilim, Yazınbilim, Göitergebilim... gibi bir bilim dalı olmayıp fers/ne bir sanat türü olduğu için bilimkurgu, 3 . 76 yıldan beri ülkemizde yayımlanan alfı Türkçe bilimkurgu dergisi bu terimi doğru kullandığı için bilimkurgu, 4 . Yurtdışında yayımlanan antoloji ve amiklopedilerae de yar aldığı gibi bilimkurgu, 5. Az sayıda da olsa ülkemiz bilim adamlarınca yayımlanan akademik çalışmalarda söz edildiği gibi bilimkurgu,