Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TAR IM konular anlatılmalıdır. Son zamanlarda astma tedavlsinde önemll gellşmeler sağlanmıştır. Hastalığın esası, solunum yollarında inflamasyon olduğuna göre bu amaca yönelik ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların en önemlileri steroidler, cromolin ve nedocromil sodium'dur. Halk arasında "Aşı tedavisi" olarak da bilinen bu tedavide önce hastaya alerjik astma yapabilen polen, ev tozları, hayvansal tüy ve kıllar gibi kuşkulanılan antijenler zerk edilerek bireyin bu uyarılara karşı yanıtı değerlendirilir. Daha sonra kişinin duyarlı olduğu antijenler seyretilerek düşük dozlarda başlanmak ve gittikçe dozu arttırılmak üzere deriye enjekte edilir. Böylece kişi bu antijene karşı toleranslı kılınmaya çalışılır. Bugün immünoterapi güncelliğini yitirmiştir. Bu durum başlıca şu nedenlere baglıdır: 1. Elimizde astmayı yeterli bir şekilde kontrol ve tedavi eden, etkili ve güvenli ilaçlar vardır. 2. immünoterapi pahalı, eziyetli ve 5 yıla varan uzun süreler gerektiren bir tedavi şeklidir. Birinci yıl her hafta, ikinci yıl ayda üç hafta, üçüncü yıl ayda iki hafta, dördüncü ve beşinci yıl ayda bir hafta aşı zerkleri gerekmektedir. 3. Ender olmakla birlikte aşının uygulanması sırasında ölüme kadar varan komplikasyonlar görülebilmektedir. Hastaların bir bölümü aşıdan sonra astma krizine girebilirler. 4. Hastaların çoğu alerjik astma yapan polen, ev tozu gibi özel uyaranların yanında diğer tetiği çeken uyaranlardan da etkilenmektedirler. 5. Alerjik astmanın tedavisinde ilk amaç bireyi duyarlı olduğu alerjenlerden uzaklaştırmaktır. Ev hayvanlarının kıl veya tüyüne duyarlı bir hastanın yapacağı ilk şey bunlardan uzak durmaktır. Kuş, kedi veya köpek gibi hayvanlarla yakın ilişkisi olmayan kişilerde bu hayvanların tüy ve kıllarına karşı olumlu deri testine bakılarak İmmünoterapi uygulanmasının bir anlamı yoktur. Deri testinin olumlu olması ile birlikte hastanın bu uyaranlara yanıtı arasında bir uyumluluk olması önemlidir. Eğer kişide ev tozuna karşı duyarlılık varsa toz temizliğine önem verilmelidir. Bahar aylarında polenlerden kaçınılmalı, bu yapılamıyorsa koruyucu ilaçlar kullanılmalıdır. 6. immünoterapide kullanılan antijenlerin çoğu standart hale getirilmemiştir. Aslında bu tedavinin hangi mekanizma ile yararlı olacağı da bilinmemektedir. immünoterapi hastaların çoğunda zaman kaybına neden olmaktâ, onların erken devredeki tedavi şanslarını yitirmelerine yol açmaktadır. Astma hastalığı tedavisinde başarı, hasta ve yakınlarının eğitilmeslyle başlar. Eğitim, hastane koşullarında güç olacağı için gönüllü kuruluşlara gereksinim vardır. Bu kuruluşlar hekimhasta ilişkisini düzenler, seminer ve broşürlerle hastaların aydınlatılmasını sağlarlar. Ankarada Türklye Akclğer Hastalıkları Vakfı böyle bir girişlmi üstlenmış durumdadır. Konu ile ilgilenenler yazı ile Meşrutiyet Caddesi, No: 31/14 Kızılay/Ankara adresine başvurabilirler veya 125 94 17 ya da 324 37 16 nolu telefonları arayabifirler. D ABD'den rapor Astmada İmmünoterapl Biyoçiftçilerin yükselişi rımın henüz söz konusu olmadığını belirtirken daha az kimyasal madde kullanma eğiliminin de kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekliyor. Nitekim kimyasal tarım ilaçlarının kullanımında 1982'den bu yana sürekli bir düşme görülüyor. Büyük kimya firmaları bile artık alternatif tarıma yatırım yapmaya başladılar. Bilimadamları alternatif tarım yöntemlerini etkin ve ekonomik bulunuyorlar. Ancak 40 yıllık kimyasal tarım döneminden sonra ökolojik üreticiliğe geçiş kuşkusuz kolay değil. Üstelik biyolojik tarım yerel iklim ve ökolojik koşullara, iklime bağlı, sanıldığından karmaşık bir olgu. Biyolojik tarımda gen teknolojisl de yardımcı oluyor. Ürünlerde hastalıklara karşı genetik direnç oluşturma veya bitki zararlılarına karşı mücadele eden mikroplar üretme çabaları, gen teknolojisinin bu alanda sunduğu olanaklar arasında. Tarım bakanlığının raporlarına göre alternatif ürün belki biraz daha pahalı olacak. Ancak talep arttığında ürünlerde ucuzlama görülecek. Öte yandan çevre kirliliği ve kimyasal maddelerin sübvansiyon giderleri gibi giderler azaldığından, uzun vadede alternatif ürünlerin ucuzlayacağı tahmin edilebilir. D Tarıma vurulan "kimyasal darbe'ye karşı biyolojik tarım seçenekleri ön planda... Çeviri: tsmail Murat T arım ilaçlarının kullanımı nedeniyle ilk "felaket çığlıklan" altmışlı yıllarda duyulmaya başlanmıştı. Yetmişll yıllarda yeni bir çevre bilinci olgunlaşırken, tarım ilaçlarının yeraltı suları ve toprakta yol açtığı kirlilik ve tahribat dikkat çekiyordu. Seksenli yıllarda ise bu tahribat bir felaket durumunu aldığında güçlü çevre bilincine sahip çiftçi, tüketici ve bilimadamları ciddi bir biçimde önlemler alınması gerektiğini düşünüyorlardı. Ancak biraz "iş işten geçmiş" görünüyordu. Tarımcılar uzun süredir yeni böcek öldürücü, yapay gübre, büyüme hormonu ve antibiyotikleri olmaksızın, artık tarım yapılamayacağı görüşünü savunmuşlardı. Toprak cinsine göre geleneksel tarım türünü seçme, özenli toprak baKimı, yararlı böcekleri koruma yoluyla biyolojik mücadele ve karma tarım ciddiye alınmayan seçeneklerdi. •» Seksenli yılların başında Kaliforniya Üniversitesi, tarımsal, biyolojik ve ancak gerektiğinde kimyasal önlemlere başvurularak yapılan 'entegre bitki koruma yöntemleri' üzerinde çalışmalara başladı. Ancak o zamanlar henüz kimse tam anlamıyla biyolojik tarıma başvurulmasını, yani tarım ilacı ve yapay gübre kullanımından tümüyle vazgeçilmesini dile getirmeye cesaret edemiyordu. Ancak son yıllarda ortaya çıkan bir olay ibreyi biyolojik tarımdan yana çevirdi. Daha ekonomik <#• Tenm alanı gözlemi entegre urun koruma sisteminin önemli bir unsurdu. Böcekler bir elekrikli süpurge yardımıyla emiliyor. ödenek vermiş. Kaliforniyalı tarım uzmanlarından James Lyons, kimyasal madde kullanımından tümüyle arınmış "saf" bir biyolojik ta Çocuklarda kanser Bitkilerde büyümeyi hızlandıran Daminozid (Alar) adlı maddenin özellikle çocuklarda kanser yapıcı etkisl olduğunun anlaşılması sonucunda, bu maddeyle yetişmiş tarım ürünleri pıyasadan toplatıldı. Biyolojik tarım ürünleri birden süpermarketlerde büyük rağbet görmeye başladı. Tüketiciler biyolojik tarım ürünleri satan yerlere hücum ettiler, alternatif tarım üreticileri iyi para kazanmaya başladılar. Kaliforniya/Delano'da biyolojik tarımla yetiştirilen alternatif tarım ürünleri satan 'Sunvievv Marketing' şirketi yöneticilerinden Tim McCorkle geçen yıl biyolojik tarımla 10 hektar üzüm yetiştirdiklerini, bu yıl ise biyolojik üzüm tarımı alamnın 224 hektara yükseldiğini vurgularken alternatif tarımdaki hızlı gelişmeyi dile getiriyordu. ABD Tarım Bakanlğı 1990 bütçesinde alternatif tarım projeleri için 4,45 milyon dolar ayırmış. Kaliforniya Üniversitesi de üretime yönelik, ekonomik, çevre sorunları yaratmayan uzun vadeli tarım stratejileri anlamına gelen "sustainable agriculture" programı için 250 bin dolar Metal ve seramik kaynaştırıldı TEKN İK Makine yapımında yeni bir malzeme •dlliyor. Parçalardan biri döndurülürken sabit kalan diğer parça, dönmekte olanın uzerine doğru bastırılıyor. iki parça arasındaki sürtünmeyle "yapışacak" olan iki yüzey ısınıyor. Ardından, döndürülen parça frenlenirken aynı zamanda bastırma kuvveti arttırılıyor. Her iki parça birbiriyle kaynaşıyor. Yüzeyler ne denll temizse aradaki birleşme o kadar içten, böylece o denli sağlam olmakta. Sürtünme kaynağında metal ve seramik en azından bir "ortak nokta"ya sahip olmalı. Bu ortak eleman dikiş yerinde geçişerek karşıt malzemeleri ve bağiantıyı stabilize ediyor. Seramik ve çelik arasında alüminyum ortak eleman işlevi görüyor. Çünkü alüminyum metallerle sürtünme yoluyla rahatlıkla kaynaşan bir malzeme. Metal ve seramik, sözgelimi yalnızca seramik bölüm yüksek sıcaklıklara maruz kalacak şekilde kombine edilebilir. Pahalı ve halen zor işlenen bir malzeme olan seramik böylece ekonomik, ama etkin bir biçimde kullanılabilir. (i.m.bdw) O n saniye süren kaynak işlemi sonunda metal çubuk ile seramik çubuğun sıkı bir şekilde kaynaştığını görüyoruz. "Sürtünme kaynağı" adıyla bilinen yöntem, makine yapımında yeni bir malzeme kombinasyonunun kapılarını açıyor. Şimdiye kadar ısıya dayanıklı seramik malzemenin kullanımı yaygın değildi, çünkü mevcut kaynak yöntemleri metal ve seramikleri kaynaştırmayı beceremiyordu. Metal ve seramiklerin birbırınden çok farklı erime noktaları ve kaynaşma katsayıları olduğundan, bu iki değerli malzemenin kaynaştırılarak yine değerli bir kombinasyon elde edilmesine 'olanaksız' gözüyle bakılıyordu. Bremen Fraunhofer Enstitüsü'nde malzeme araştırması alanında görevli araştırmacılar, iki yıldır uygulamalı sürtünme kaynağı yöntemi üzerinde çalışıyorlar. Sürtünme kaynağında, birleştirilmek isteıwn iki malzeme bir tezgâh üzerine tespit