27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y A Ş A M VE FİZİ K lara göre daha gelişkin ve doğal ışığınkine daha yakın: • Işığın rengi, güneş ışığının neredeyse mavimsi bir pırıltıya sahip olan soğuk beyaz rengine çok yakın. • Tayfında "gedik" yok. Doğal bir renk elde edilmesi için bunun önemi büyük. • Işınım, tayf üzerinde, diğer floresanlara göre çok daha eşit biçimde dağılmış durumda. • Işığın tayfı, belirgin biçimde morötesi alana uzanmakta. Deneylerde, yapay ışıkta saldırganlaşan ve yamyamlık eğilimleri gösteren fareler, tam tayflı lambayla aydınlatıldıklarında yeniden uysallaşıp barışçıl hale geldiler. Aynı tür lamba, tavuklarda da daha yüksek bir yumurta verimi, hastalıklara karşı daha yüksek bir direnç ve yumurta sarısında daha düşük kolesterol oranı sağlamıştı. Sağaltıcı etki Tam tayflı lamba, diğer floresanlı lambalarla karşılaştırıldığında, ınsanlarda da sağaltıcı bir etkiye sahip. Yakınlarda Sarasota'da, hiperaktif çocukların öğrenım gördüğü bir okulda yapılan deneyde tam tayflı lamba, yine sakinleştirici etkisini ortaya koydu. Beş aylık bir süre boyunca, deney sınıflarında bu tür lambayla aydınlatılan çocuklar, normal düzeyde bir öğrenme düzeyine dönerken, kontrol sınıflarındaki, her zamanki gibi aydınlatılan diğer çocuklar hiçbir davranış değişikliği göstermedikleri gibi, dişlerinde belirgin ölçüde daha fazla çürük ortaya çıktı. Profesör Hollvvich de hormon üretimindeki farkhlığın gerçekten yapay ışığın tayfına bağlanıp bağlanamayacağını sınamak amacıyla, bu tür lambalarla deneyler yaptı. Profesörün belirttiğine göre önceki deneyde görülen, strese bağlı hormon artışı, tam tayflı lamba kullanıldığında ancak çok düşük ölçüde söz konusu olmaktaydı. Hollvvich şöyle diyor: "f\et iki ışığın hemen hemen aynı yoğunlukta kullanılması durumunda ortaya çıkan farklı hormonal tepkiler, ışık kaynaklan arasındaki hatırı sayılır farktan kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle, tayf bileşkeleri, belirleyici öneme sahiptir. Buna göre, yapay ışık kaynağının tayfı güneşin tayfından farklılaştığı ölçüde, hormon sisteminde daha büyük aksamalara yol açtığını çıkar sayabiliriz." Yapay ışık, güneş ışığından şu biçimde ayrılır: • Floresanların yaydığı ışık, yalnızca sınırlı bir dalgaboyu aralığındadır. Içinde kullanılan maddeye (civa buharı ya da çeşitli fosfor türevleri) bağlı olarak, sınırlı bir renk alanında, yer yer yoğunlaşmış bir tayf ortaya çıkar. Buna karşılık günışığının yoğunluk eğrisi, kısa dalgalı morötesınden başlayarak kesintisiz biçimde yeşilsarı renklere doğru yükselir ve uzun dalgalı kızılötesine doğru ağır ağır düşer. • Yapay ışıkta, güneş ışığının kızılötesi ve morötesi genellikle tümüyle eksiktir. Tayftaki bazı renklerse, ya eksik ya da son derece düşük düzeydedir. • Florensan lambaları alternatif akımla çalıştığından, yaydıkları ışık, akımın frekansına uygun olarak titreşir. • Telll ampuller de güneş ışığnın tayfının çok ekslk bir kopyasına sahiptir. Bunların ışığı büyük oranda kırmızı çevresinde yoğunlaşmtştır. • Yapay ışık, koyu gölgelerden yoksun ve yaygın bir aydınlatma sağlar. Bunun sonucunda, doğal ışığın göz için gerekli olan ışıkgölge uyarımları ortadan kalkar. Olabildiğince doğal bir ışığın avantajları reddedilebilecek gibi değıl. Kaldı ki, dükkân, büro ve fabrlkalardaki floresan lambalarının ortalama kalitesi asla ciddi bir denetime tabi tutulmamakta. Kaliteli lambaların karmaşık hesaplamalarla elde edilen "renk veri indeksl" (FWI) 90 ila 100'ün üzeri iken, Federal Almanya'da sanayi standartlarını belirleyen kuruluş DIN, işyerlerinde yalnızca ikinci kalite, yani FvVI'si 70 ila 84 olan florösanları yeterli bulmakta. Örneğin "Beyaz Universal" tipi florösanlar bu gruba giriyor. Aydınlatmanın ticari ölçütlere göre tasarlandığı yerde de, elbette sağlık ve rahat yaya kalıyor. "W«ls» universal" tlpl beyaz florensanlı lamba riattaya ev ve işyerlerlnde aydınlatma Bütün lambalar gün ışığına benzemeye çalışıyor şık, basitçe aydınlık demek değildir. Gökkuşağı, bunu çarpıcı bir renk cümbüşü içinde gözler önüne serer, minik su damlacıkları, güneşin yaydığı beyaz ışığı kırarak öğelerine ayrıştırır Böylece, güneş ışığının spektrumu ortaya çıkar. Bir milimetrenin milyonda birine denk düşen nanometre birimıyle ölçülen dalgaboylarına göre farklı renkler oluşur. insan gözünün görebildiği ışık türleri, dalgaboyları yaklaşık 380'le 780 arasında yer alan bir yelpaze oluştururlar. Bunlar mordan başlayarak, sırasıyla mavi, yeşil, sarı ve kırmızının tonlarıdır. 380 nanometrenin altında morötesi, 780 nanometrenin üzerindeyse, bizım sıcaklık biçiminde algıladığımız kızıl ötesi yer alır. Buna karşılık florensanlı lambaların ışığı, spektrumun sınırlı bazı bölümlerınde belir^gin sıçramalar gösterir. • özellikle kasaplarda kullanılan "Shop Llght" tipi florensanlı lambalarda sarıkırmızı alan ağırlıklıdır. Bu tür ışık et, sosis, sucuk ve pastırmayı çekici gösterir. • "Welss unlversal" tipi beyaz florensanlar en çok fabrika ve bürolarda kullanılır. Sarı alanda bir yoğunluk "tepesine" ve mavimor alanlarda belirgin aşırılıklara sahip olan bu rahatsız ışık kaynağının ışık verimi yüksek olduğundan oldukça ekonomiktir. • "Tageslicht de luxe" tipi, günışığına benzetılmeye çalışılmış florensanlı lamba doğal ışığın spektrumuna oldukça yaklaşır. Yapımcılar bu tür lambaları, renk tonlarını aslına sadık biçimde algılamanın önemli olduğu işkolarında özellikle tavsıye etmekte. Öncelikle basımevi ve diş protez laboratuvarlarında bunun önemi büyük. Mağaza ve dükkânlar içinse bu tür ışık fazla "soğuk" bir etkiye sahip. • Tam apektrumlu lambalar ("Vita Lite" ve "True Lite") gün ışığına yakınlık açısından daha da geliştihlmiş örnekler. Bunlara morötesi ışıma, diğer florensanlı lambalara oranla daha güçlü. Etki derecelerinın daha düşük oluşuysa en önemli dezavantajları. Bu ışığın enerjisi tüm spektruma dağılmış olduğundan, ınsan gözü üzerindeki aydınlık duygusunu esas olarak etkileyen 507555 nanometrelik dalgaboyu alanları fazla güçlü vurgulanmamıştır. D "Tagesllcht de luxe" tlpl, günısıgı benzeri florenaanlı lamba 9 I Uzun dalgalar Orta dalgalar * Kısa dalgalar Ultra kısa dalgalar TV Radar Kizılotesl ışıntar ^(Görünen ısık Röntgen . Gamma ışınları • Kozmik laınlar Görtilabllen ısık, eiektromanyetik ışınım spektrunumunun yalnızca kuçuk bir DOlumunu oluşturur. Eiektromanyetik dalgalar düşük enerjili radyo dalgalarından (uzundalgalar) başlayarak, kısadalgalan, mikrodalgaları ve yüksek enerjili, son derece kısadalgalı Gamma ışınlannı kapsar. Güneş ışığı, bir prizmanın yardımıyla kendl spektrumunu oluşturan renklere aynştınlabilir. Bir ışığın ne kadar aydınlık olarak algılanacağı, 507555 nanometre arasındaki dalgaboyu aralığındakı ışımaya bağlıdır. Oysa, ışığın bileşımindeki spektrum ne kadar eksiksizse, nesnelenn renklerini o kadar belirgin biçimde algılarız. Yukarıdaki grafiklerde, kullanılan ışık kaynağına göre, çeşitli dalgaboyu alanlarındaki ışıma yoğunluğunun ne kadar büyük değişiklikler gösterebıldığı görülüyor. • Doğal günışığının grafiğı, gerek yelpazenin tümünü kaplaması gerek yoğunluğunun düzenli bir seyir izlemesi açısından bir bütünlük gösterir. • Akkorlu ampullerde, kırmızı alan dikkat çekici ölçüde belirgindir. Yoğunluk eğrisi, mavi ve morötesi alana doğru, giderek düzenli biçimde düşer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle