Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
iİN YA Yl LIŞI in anavatanı mı? laları bu tür elitegemen modele örnek olabilir. Dilbilimsel yer değiştirmenin diğer iki biçimini de belirtmeliyiz. Merkezi bir toplum "çökünce" daha önce kontrol altında tutulan halklar erk boşluğundan yararlanarak harekete geçerler. Elbette bu istilacıların dili giderek farklılaşacaktır. Bir diğer biçim ise eşıtlikçı toplumlardan uzun mesafeli ticaretle birlikte gelişen ticaret dili (lingua franca) ile örneklenebilir. Bütün bu dilbilimsel yer değiştirme biçimlerini Avrupa'nın tarihine ve tarih öncesine uygulamak bizi amaca yaklaştırır, ama tarih karşımıza çok güçlü bir etken daha çıkartıyor: Çiftçiliğin gelisil M.Ö. 7000 yıllannda Avrupa'da arpa, buğday ekimi ve küçük baş (koyun, keçi) hayvancılığa dayalı bir tarım ekonomisi yayılmaya başladı. Söz konusu türden hayvan ve bltkller, Avrupa'da doğal koşulları olmadığından, ithal ediliyordu. Bu türlerin atalarının yolu geriye doğru izlenirse varılacak yer, bugün Türklye'nln parçası olan Anadolu'dur. Bu yayılma demografik anlamda nasıl gerçekleşti? Stanford Üniversitesi'nden A.Ammerman ve L.CavalllSfora, "gellşlm dalgası" adını verdikleri bir modelle yanıtladılar bu soruyu. Bu model tarım ekonomisinin çiftçiler ve çocuklarının yerel hareketleriyle yayıldığını varsaymakta. Tarım bir bölgeye ulaşınca, o bölgenin nüfusu hızla artarak iki nesil arası 25 yıl olduğunu varsayan bu iki bilim adamına göre yaşı gelen her çiftçi, baba evinden dağınık istikamette ortalama 18 km. uzaklaşarak kendi çiftliğini kurar. Bu hızla çiftçilik ekonomisi, Avrupa'ya ortalama 1500 yılda ulaşabilir. Arkeolojik bulgular bu süreyi doğrulamaktadır. Elbette çiftçiliğin Avrupa'ya gelişi gibi çok yönlü bir olay, bir tek modelle çıklanamaz. Kamll Zvelebll ve oğlu Marek Zvelebil'in işaret ettikleri gibi avcıtoplayıcı nüfus, tarımı komşularından öğrendilerse, çiftçilik çok daha yavaş ve "dilbilimsel yer değlştlrme" olmaksızın Çatal Höyüğü de içine alan Anadolu odağı buyük olasılıkla HintAvrupa dillerinin beşiğidir. ERİHA şehrinl İçine alan ikinci odak Mısır ve Kuzey Avrupa dillerinin, ALİ KOŞ'u içine alan üçüncü odak, daha sonra yerini HintAvrupa grubuna bırakacak olan, Hint dll lerlnin anavatanı olablllr. Tarım bölgelerı M.Ö 30002000 M.Ö 40003000 M Ö 50004000 M Ö 60005000 M Ö 6000önce Çiftçiliğin etkileri Yakın Doğudan başlayan tanmın Avrupa'ya yayılması 2.000 yıl kadar zaman aldı. Haritada erken çağlardaki tarımı kanıtlayan tahıl artıklannın bulunduğu bölgeler görülmekte. lesidir. Çtftçilik bu bölgeden başlamış, çok IntAvrupa dll ailesinin ilk biçiminin tanmla duğunu ortaya koyduğuna göre salt "ayrılma" dil değişimlerine yeterli bir açıklama olamaz. Belirli bir bölgede bir dilin diğerinin yerini almasının pek çok yolyndan birincisi, demograflk ve ekonomlktlr. Bölgenin mevcut nüfusunun genellikle yeterli bir geçim düzeyi vardır. Ekonomi ister avcılık ve toplayıcıhğa, ister çiftçiliğe dayalı olsun, kendi "taşıma kapasitesi"ne yaklaşmaya başlamıştır. Yeni gelenler barışçıl yollarla yerleşeceklerse, ya farklı bir ekolojik bölgeyi kullanmalan ya da aynı bölgede başarıyla rekabet edebilecek bir teknoloji getirmeleri gerekir. Ancak böylesi koşullarda gelen nüfus genişler ve dilini egemenleştirir. Gelen grup iyi örgütlü ve üstün askeri teknolojiye sahipse, yerel sosyal sistemi devralıp zora dayalı biçimde egemenleşebilir. Bu durumda egemen elit kendi dilini benimsetir. örgütlü toplumsal yaşam ve üstün askeri gücün bulunduğu kanıtlanabilirse, M.Ö.4000 yıllarındaki Kırgan isti V lanmın yayıımasına paralel olarak dilbilimsel dönüşümun seyri... Burada her dönüşüm bir sayıyla göstertlmiştlr. yayılmış olabilir. Belki de gerçek, bir iki modelin karışımında yatıyor. Tarım Anadolu'dan Yunanlstan'a gidenler aracılığıyla Balkanlara, Orta Avrupa ve Kuzey Kalya'ya ulaşmış olabilir. Diğer bölgelerde ise yerli nüfuslar komşularından öğrenerek benimsemiş olabilirler. Bu kuram HintAvrupa ailesinden olmayan dillerin variığını da açıklar. Bu dillerden Bask günümüzde de yaşamaktadır. Orta italya'nın Etrüsk dili ise Roma dönemine kadar yaşamıştır. Tarımın belirli bölgelere girişi, genel niteliğiyle, HintAvrupa dil ailesi kökeninin geleneksel açıklamasına güçlü bir alternatiftir. Bu yeni kurama göre göçmenler steplerden değll Anadolu'dan, tahmin edilenden binlerce yıl önce, M.Ö.6500 yıllannda harekete geçmışlerdir. Bu durumda ilk Hint Avrupalılar istilacı savaşçılar değil, yaşamları boyunca bırkaç km. ilerleyen barışçı çiftçilerdi. Buraya kadar Avrupa'dan söz ettik. Oysa arkeolojik bulgular tek yerleslm bolgesinin Anadolu olmadığım gösteriyor. Tarımın ortaya çıktığı en az iki bölge daha vardır. Bunlardan biri, şimdi Ürdün, Lübnan, Suriye ve israil'in bulunduğu, 50100 km'lik Akdeniz sahil bölgesi (Erlha), diğeri ise Irak ve İran'daki Zağros bölgesi. Erlha Bölgesi, Mısır ve Kuzey Afrfka dll lerlnln, Zağros bölgesl ise, daha sonra yerini HintAvrupa dillerine bırakacak olan Hindistan ve Paklstan dillerinin anavatanı olabilir. 20 yıl kadar önce Sovyet dilbilimci Vladlslav M.ilich Svltyc ile Aron Dolgopolsky, HintAvrupa, AfroAsya ve Dravidyan dahil olmak üzere pek çok Avrasya dil ailesinin, Nostratik adı verilen bir süperalle içinde gruplanabileceğini iddia ettiler. Batı'da yenftanınan bu kuramın en ilginç yanı, protoHintAvrupa dilinin anavatanı olarak Anadolu'yu göstermesidir. Çoğu bilim adamı insanlarda görülen dilbilimsel yeteneğln, anatomik açıdan çağdaş şeklimizi taşıyan Homo spaiens sapiens'la başladığına inanıyorlar. israil ve Kuzey Afrika'daki yeni bulgular, Homo sapiens sapiense geçişin 100 bin yıl kadar önce olduğunu gösteriyor, Çok zaman geçmeden de "modern" insanlar Afrika'dan yayılmaya başlamış olmalılar Dil ve dilbilimsel çeşitlilik (diversity) bu bıyolojik evrim ve dağılımın oluşturduğu çatı içinde açıklanmahdır. Elbette henüz son söz söylenmedi. Ancak son söz söylenebildiğinde, çiftçiliğin Avrupa'ya Anadolu'dan yayılması, öykünün önemli bir parçası olarak kanıtlanacaktır. (Sclentiflc American Eklm 89) 13