19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR k - Yarattığınız karakter sizin önünüze geçiyor. W Kıskançlık oluyor mu? - Olmuyor ama onunla da çok eğleniyorum. Geçen hafta biri "Vaay Serkan, naberya" dedi. "Ben de iyidir moruk" dedim ama şaşırdım. Tanışıyor muyuz diye , C,L düşünüyorum. Okurummuş. Bu, hiç alışık -W olmadığımız bir durum... Bazen bir ortama girdiğinizde tuhat oluyor. Herkes durup, size bakıyor. Ne yapabilirim ki? Hop diye cebimden topları çıkarıp, çevireyim mi! Komedyen değilim ben. Bir anda öyle bir beklenti oluşabiliyor. - Herkesin dilinde şöyle bir laf var: "Eskiden ne çok mizah dergisi alırdık, okurduk, iyi de olurdu. Şimdi niye almıyoruz?" Sizce nedir sebebi? - Çünkü yaşınız geçiyor. - Sağ olun, bayağı iyi geldi bu. Bunun yaşı var mı? - Dünle bugün arasında büyükfark olduğu kesin. Gırgır gibi 400-500 bin civarında satış rakamına ulaşan dergiler vardı. Ama şu an gazeteler o kadar satmıyor ki mizah dergileri satsın. Bence satışlara yansıyan bu durum, mizahın kendisiyle ilgili değil. Artık her şeye ulaşmak çok kolaylaştı, internet diye bir şey var. - Karikatürler intemette çok hızlı bir dolaşımda. Bu iyi ml kötü mü? - Bunun hem iyi hem de kötü tarafı var. Biz bir dergiyle haftada 60 bin kişiye ulaşıyoruz. Ama sadece Facebook'ta milyonlarca insan var. Böylece çok daha fazla insan karikatür okuyor. Ama diğeryandan "Ne alcam, burada var" da diyebilir. Burada bir denge olmalı. Diğer yandan ne uzuyoruz, ne kısahyoruz. Arkadan itliren de yok. Baktığınızda arkaya, üç beş kişiyi görebiliyorsunuz. - Peki arkadan yetişen karikatürist olmayışını, yeni neslin ilgilenmemesini neye bağlıyorsunuz? - Gençler çok sabırsız. Yıllar önce Bodrum'dan mektupla gönderiyordum karikatürlerimi. Sonra gidip gelmeye başladık. Köşe alana kadar epey zaman geçirdik, hatta yerleri süpüren adamdık. Usta-çırak ilişkisi budur. Şimdiki tayla çıraklık yapmak istemiyor. Biz 30 karikatürle gidiyorduk, "Bu nasıl, bu nasıl?" diye kafalarını yiyorduk. Şimdi iki taneyle geliyorlar, ki onlar da zaten az. Beklemeye tahammülleri yok. Bu biraz sabır sebat işi. • Serkan Altuniğne'nin Penguen'de çizdiği "Adım adım kılavuzları" yeni çıkan kitabıyla tek bir çatı altında toplandı. Bu kılavuzlar eğlenmelik; "hayatınıza böyle devam edin" önermesi taşımıyor. Hatta yaptığı karikatürlerde yakaladığı ince detaylarla güldürürken, "Kılavuzlara da kanmayın" diyor. ZUHAL AYTOLUN rtay fpvtıı— lcvııcııı nz iş b d?yopıyo bu dayrı VAjlt I Kİ I ttil Y datvabt en p 03 buıfciı dcıyim lAıu Iş+a lllc adimimiz... Röpor4oJ yapacok bir ünlû seclyoruz... fiia alaa nzysz o zarun •?. Adnnımı 2a çjafyoruz- Kotuğjmzla larşı larsı- yo ğOut^tmzaz sonJcjiıi'ilzJ Scnd böytt kzndlskil sorçuya ffll«r gb değl da Moi bir aotvsr nA*ûsırcKi 8oruyoru2_ &nyu A* şlrret bartm dayım <M ön cbi dd loiıjuyoruz kiyb_ Kzsf Mz ckyosunuz oLm ste? serkan Altuniğne'nin Penguen'de çizdiği "Adım adım kılavuzları", şimdi bir kitapla okuyucuyla buluşuyor. Altuniğne'nin dört yıldır çizdiği yaklaşık 94 adım adım'ı Can Gençlik Yayınlaıı'ndan çıkardığı kitapla yol göstermeye hazır. Yol göstermeye hazır dedik ama adı kılavuzdan geldiği için. Yoksa bu kılavuzlarla yola çıkmayın sakın, dayak yersiniz, üstelik o da en iyi ihtimal! Aklımızda bir adım adım röportajı yapma kılavuzu olsa nasıl olurdu sorusu, Alluniğne'yle buluşuyoruz. Altuniğne bu sorumuzu yine çizerek yanıtlıyor. İşte Altuniğne'nin hem adım adımları, hem içinde bulunduğu karikatür dünyası hem de röportaj yapma kılavuzu. Biz kılavuza uymadık, uysa mıydık bilemedik. Okumasını size bıraktık. - "Adım adırtV'lar nasıl çıktı ortaya? Hatırladıgınız ilk adım adımınız neydi? - İlk adım adım kılavuzumu 2006'da yaptım. O sıralar sigarayı bırakmayı düşünüyordum, adım adım sigarayı bırakma kılavuzu çizdim. Gerçi bırakamadım hâlâ, o ayrı. Ama bence şn komik kılavuzum odur. Biraz kıl bir laf olacak ama sorunuma çözüm ararken bulduğum bir tormat oldu, adım adım. - Kaç adım adımınız oldu? - 94... Birkaçını kullanamadık, epey sertti, ama geri kalanları kilaba koyduk. - Derginin ruhu başkatabii. Onlan kitaplastırmaya nasıl karar verdlniz? - Aslında benim fikrim değil. Yayınevinden teklii aldım. O güne kadar da hiç düşünmemişlim. Ama şimdi memnunum, fena da olmadı hani. - Kılavuzu nasıl degeriendiriyorsunuz? Sizce kılavuza nasıl bir ihtlyaç var? - Benim yaptığım şeyin anlamı yok. Ben bu anlamsızlığı seviyorum aslında. Haydi şimdi de hayatımıza böyle devam edelim gibi bir durum yok. Zaten öyle devam edersen ölürsün. Ölmesen de en iyi ihlimalle dayak yiyeceğin kesin. Gerçek anlamda bakarsanız bana göre kılavuzlar çok can sıkıcı. Şehir kılavuzları yapılıyor, alıyorsunuz. Şurada yemek ye, burayı gez, burada dinlen... Bana ne! Ben bir şehrin hep güzelliklerini yaşamak istemiyorum ki. Belki pis ama lezzetli bir şey yiyeceğim. Turisller İstanbul'u geziyor, ne mislik şehir diyorlar. Ümraniye'ye götürsek, yamulacaklar. Benim kılavuzum eğlencelik. - Siyasilere bir kılavuz yapsanız, nasıl bir şey çıkar? - Güzel olur bence. Kendileri yeteri kadar bize kılavuz oluyorlar zaten! Aslında onlara bir "adam olma kılavuzu" lazım. Önce herkes adam olsun. Öyle olsa hayat çok tatlı olur. Gerçi onlar iki kılavuzla bile kendilerine gelebilecek gibi değiller. HAYAL ETTİĞİM İŞİ YAPIYORUM -Sizin karikatüre başlarken bir kılavuzunuzvar mıydı? - Bizde kılavuz, usta çırak ilişkisidir. Benim ustam Erdil Yaşaroğlu'dur. Okulla aram iyi değildi. Çizgi roman ve mizah dergilerini çok iyi takip ederdim. Kendi kendime çiziyordum. Babam da güzel sanatlar mezunu. "Yeteneğin var, karikatür çizsene" dedi. Ağaç yaşken eğilir derlerya. Şimdi baktığımda doğru bir kararmış. Hayal ettiğim işi yapıyorum. - Sadece karikatürle geçim saglamak zor olsa gerek. Başka işler de yapıyor musunuz? - Bir dönem reklam sektöründe çalıstım. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Hırslı değilim, o yüzden uzaklaştım. Geçinmek kısmına gelirsek, herkes için zor. Öyle çulsuz da yaşamıyor, bohemlikten ölmüyoruz yani. - Recep ivedik'te ortak metin yazarlığı yaptınız. - Ha, işte orada para diye bir şey varmış, onu gördüm. - Yeni proje var mı? - Ocak ayı için bir dizi projemiz var. İçerik konusunda sır vermeyim. Her hafta 80 sayfa komedi yazmak gerekecek. - Televizyon içerikleri malum. Zor bir alana giriyorsunuz. Bu bir risk mi? -Televizyon için biraz risk aldığım doğru. Zaten hayatsal kaygılaıdan dolayı bu gerekiyordu. Karikatüristlik futbolculuk gibi. Aynı tempoda, aynı okunurlukta belli bir süre yapabileceğiniz bir iş. Biryerden sonra ister istemez kopuyorsunuz. Yenileri ve daha komikleri geliyor. • [email protected] GÖBEKLİTEPE Dünyanın ilk tapınağı IŞIK KANSU • nsanlık tarihine ilişkin yaygın inanışları sorgulayan öyküsü ! ile izleyicisini 12 bin yıl geri götüren "Göbeklitepe: : Dünyanın İlk Tapınağı" belgeselinin ilk gösterimi, ağustosun sonunda Atlanta Uluslararası Belgesel Film Festivali'nde gerçekleştirildi. Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'den yola çıkan film ekibi, uygarlık üzerine geliştirilen düşünce sistemine farklı bir açıdan baktıklarına inanıyor. Dünyanın dört bir yanından bağımsız belgesel filmlerin katıldığı ve faklı kategorilerde yanştığı Atlanta Uluslararası Belgesel Film Festivali kapsamında gösterilmeye uygun bulunan 40 filmin arasına girmeyi başaran Göbeklitepe belgeselinin yaklaşık iki yıllık bir çekim öyküsü var. Belgesel, Hindistan'da, Mısır'da ve Urfa Göbeklitepe'de yapılan çekimler ile toplam dört yılda tamamlandı. Kazı alanını yeniden canlandırmak için kullanılan görsel efektler, 2D ve 3D aniınasyon çalışmaları ve mitolojik öykülerin izleyiciye resimlerle aktarılabilmesi için 1200 saatlik bir emek harcandı. Belgesel, daha önce reklam ve televizyon tilmleri ile tanınan yönetmen ve yapımcı Ahmet Turgut Yazman'ın ilk uzun metraj projesi. Urta'da bulunan ve arkeoloji bilimi açısından önemli kalıntılan içeren Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyor. Göbeklitepe'deki tapınakların, Mısır Piramitleri'nden bile binlerce yıl daha öncesine ait olduğunu dile getiren belgesel yapımcılarıyla konuştuk. - Belgesel ekibi nasıl kuruldu? - Yönetmen Ahmet Turgut Yazman ve Maker Arts'ın yolları 2009'da kesişti. Maker Arts 2006'dan beri var olan, animasyon ve belgesel filme gönül vermiş bir yapım şirketi. Tam da tarih öncesi uygarlıkların birbirleri ile bağlantılarını anlatan bir proje gerçekleştirmeyi hayal ettikleri bir dönemde Ahmet Yazman, Göbeklitepe filmi ile Maker Arts'ın kapısından içeri giriyor. Birlikte filmin animasyonlarını yapmaya başlıyorlar ve devamı kendiliğinden geliyor. - Neden Göbeklitepe? - Buluntulann olduğu tepede yapıların üzeri bilinçli olarak örtülmüş ve tepenin üzerinde bir göbek oluşturmuş. Göbeklitepe adı buradan geliyor. Urta'ya 15 km uzaklıkta bulunan Göbeklitepe'deki arkeolojik buluntular günümüzden 12 bin yıl öncesine ait. Yani Antik Mısır olarak bildiğimiz kültürden yaklaşık yedi bin yıl öncesine ait bir bilginin izinden bahsediyoruz. Henüz insanlık yerleşik düzene geçmemişken, tarım başlamamışken inşa edilmiş bu tapınak kompleksi bizi uygarlık tarihine dair bilgilerimizin doğruluğunu sorgulamaya zorluyor. Belgesel projesi, insanlık tarihinin belki de yeniden yazılmasına neden olacak bu arkeolojik keşfi dünyanın gündeminetaşımak amacı ile yola çıktı. Göbeklitepe'ye dair bilinmeyen pek çok şey, cevaplanmamış pek çok soru var. Belgesel, bu sorulara kesin cevaplar vermekten çok, olgu ve bulguları yansıtmanın peşinde. Böylelikle yorumu açık fikirli izleyicinin hayal gücüne bırakmayı hedefliyor. - Göbeklitepe'nin yani Urfa'nın, belgeselin diğer çekildiği alanlarolan Mısır ve Hindistan ile baglantısı nedir? Hindistan'da konuştuğumuz Astronom ve Fizikçi B. G. Sidharth Astronomik Kronoloji ve arkeo-astronomi alanlarında uzman. Henüz Göbeklitepe gün ışığına çıkarılmadan önce "Celestial Key to Vedas- Veda'ların Semavi Anahtarı" isimli kitabında bu bölgede MÖ yaklaşık 10 bin yıllarında bir uygarlığın var olduğunu ve bunun bir gün ortaya çıkarılacağını tahmin etmiş. Göbeklitepe'de bugüne kadar altı tapınak ortaya çıkarıldı ve daha en az 14 tapınak olduğu düşünülüyor. Tapınakları oluşturan dikilitaşların üzerinde pek çok soyut sembol, hayvan ve insan tasvirleri bulunuyor. Bu sembollerin tam olarak ne ifade ettiğinin kesin cevaplan henüz yok, çünkü kazılar devam ediyor ve her gün yeni bulgular ortaya çıkabilir. Ancak bu sembollerin, dünya üzerindeki en eski uygarlıklardan olduğu kabul edilen Mısır, Hindistan, Sümer gibi kültürlerde kullanılan sembollere benzerlikleri ve bağlantıları olduğu görülüyor. Mısır'da semboller üzerine Kahire Müzesi Müdürü Wafaa El-Saddik ile yaptığımız görüşmelerimiz de bu fikri destekliyor. - ilk gösterim neden yurtdışında yapıldı? - Tüm festivaller dünya ilk gösterimi, iiika iHk.<3psfe«vwi. <gte,s önceliklere önem veriyorlar. Yurtiçinde önceliğimizi Antalya Film Festivali'ydi. Başvuru tarihi henüz geldi ve başvurduk. Bu sırada yurtdışındaki festival başvurularımız ardından ilk davet Atlanta'dan geldi. Atlanta ABD'de Türk nüfusun en yoğun bulunduğu bölgelerden biri. Oradaki Türk birlikleri ile iletişime geçtik, bizi ve filmimizi şimdiden çok sıcak bir ilgi ile karşıladılar. Seyirci desteğini de eksik etmeyeceklerini düşünüyoruz. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle