23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 Cumhuriyet PAZAR 1 27 HAZİRAN 2010/ SAYI1266 Yaşamın anlamı üzerine (Il) Zor konu üzerinde olduğumu biliyorum.Belkien doğrusu genellemeleri biryana bırakarak geçen hafta sözünü ettiğim kitabadönmek. PsikiyatrVictorE.Frankl lnsanın AnlamArayışı”adlı kitabında, Nazi toplama kamplarındakideneyimlerindenyolaçıkarak yaşamın anlamınınsevgide odaklandığısonucuna varıyor. Insan kimliğimiziyitirmeküzere olduğumuz en güç zamanlarda da, sevdiklerimizinimgesinde yoğunlaşmak bize dayanma gücü verecektir. Dr.E. Franklyaşadığı acı deneyimlerigenelleştirerek,insan yaşamınınanlamınınsevgi olduğu sonucuna vanyor. Bukonu üzerinde düşünmekteyken birkaçgün önce Taksim’in arka sokaklarındakibirayak üstü sahafta birhaziııeylekarşılaştım: KaramazovKardeşlerin dilimizeLeylaSoykuttarafından yapılmış ve dört ciltte(3.ve 4. ciltlerbirarada) yayımlanmıştam çevirisi... Dostoyevski’ninbüyükyapıtınıçok zamanlar önce, daha öğrencilikyıllarımdaRusçasından okumuş, sonralarda da Türkçesini okumak gereksiniminiduymamıştım... Fakat karşıma çıkan hazineninyanından kayıtsızcageçemezdim. Kitaplanaldımve eve dönerken de ilkciltteOscar Millerimzalı uzunca önsözü birçırpıdaokudum. Dostoyevski’ninçağdaşı, AlmanasıllıRus edebiyat profesörü Miller,KaramazovKardeşler’deyazarınanafikrininsevgi kavramında odaklandığıbelirtiyor. Kendibenimizindışınataşarak başka insanlaraduydugumuz sevgide yoğunlaşmak, içimizdeyepyeni birvarlık,bambaşka bir insan”uyandıracaktır. Insan kendisinde ancak böylece “yenibirruh”ve her türlüsıkıntıya katlanmagücü bulabilir... VictorE. Frankl’ınkitabınıokurken onun Dostoyevski,Volstoygibi büyükRus hümanist yazarlarıylayakınlığınıduyumsamış, kimi yerlerdeonlara göndermelerde bulunduğunu da görmüştüm. Geçen haftakiPazar yazımınson paragrafında,daha sonra söz konusu edeceğimi söylediğim“itirazlar”ımınkaynağıda buradan başka biryerde değil.. Yakınlarımızdanbaşlayarak başka insanlara duyduğurnuz sevgininsağaltıcıönemine sanırımsağlıklıhiç kimsenin itirazı olamaz... Benimitirazım,sevginin,sadece sevmenin, edilgen birdeğer olarakyüceltilmesinedir... VictorE. Frankl’ınkitabındaanlatılancehennem ortamında, yapılacakbaşka birşey olmadığıkabul edilebilir. Fakat bütün biryaşam alanında, sadece sevmek, sevdiklerimizin imgeslnde yoğunlaşmak içimizdeyepyenibirvarlıkuyandırmaya, bambaşka bir ruh bulmayayeterliolabilirmi? Tam bu noktada KarlMarx’ın‘Filozoflardünyayıyorumlamakla yetindiler,aslolan onu değiştirmektir”diyeözetlenebilecek özdeyişi akla geliyor... Buözdeyiş,yaşamın anlamı kavramınada uygulanarak,şöyle denemez mi; Sadece sevmek yaşamı anlamlıkılmayayeterliolamaz. Kendimizlebirlikteyaşama da yeni birruh,yeni birvarlık,yepyeni biranlam kazandırmak;daha adil,daha insanca, sevgininçok daha büyükölçülerde egemen olacağı birdünya kurnıak için çaba ve emek harcamakla sağlanabilirancak...• ESRAAçıkaöz Metris Cezaevi’ndenözgürlüğe açılan bir tünelin içinden ilerliyorlar.Işıkgözüktü... Burukbir mutluluklaadım atıyorlar. Dışarıdalarama ya kalanlar? Bu bir kaçış hikayesi,ama aynızamanda kalanları da anlatıyor.içinde hüzün de var,neşe de, acı da var,mutlulukda. Çoğunluklagülerek izlettiriyor kendini.Zaman zaman düşüncelere daldırıyor.Metin Yeğin’inilkuzun metrajlıkurmaca filminden bahsediyoruz: ‘D”.0 da ne mi? Dürüstlük,doğruluk, dayanışma, direniş...Kısacası“Devrimci”. “D”yanlışlıklahapse atılanlarınya da “masum”ların filmideğil,aksine suçun en büyüğünü işleyenleri anlatıyor.Tıpkıateşi çalıp insanlığagötüren Prometheus kadar suçlu onlar’Dünyayıdeğiştirmek istedikleriiçinyargılanıyor,hapse atılıyorlar.Uzun lafınkısası,ne DenizGezmiş ‘masum”birçocuk, ne de MahirÇayan “yaramazçocuk”. FilminBrecht’in “Bankasoymak mı? Banka kurmanınyanında hiçbir şey”sözüyle başlaması bundan. Amanaklınıza bionalgelmesin, Yeğinbu filmibitirdiğindeBrecht daha bankaları,ıprestijprojelerinineline düşmemişti. Politiknedenlerle hapiste yatan birgrup tutuklunun 1988’doMotrisCezaevi’ndenfirarını anlatma fikriYeğin’inaklına 2000’de düşüyor. Ancak Ftipicezaevloriningündemde olması,imkanlarının yetersizolması nedeniyle beklemeyiseçiyor.Ta ki bugüne kadar... Gerçek bir yolaçıkıyor Yeğin,ancak filminkurmaca olduğunun altınıda her fırsattaçiziyor.Filmdeabartı yok, hatta Hemingway’in dediği gibi “Gerçekolamayacak kadar gerçek” aslında. Filmikurmaca yapansa, karakterleri.Hepsi, hem herkes olabilirçünkü, hem de hiç kimse. Hiçbirinikahraman yapmıyorYoğin,filmbittikten sonra isimlerininaklınızdabile kalmaması bundan. Adlarınıhatıtlamayagorek yok kizaten. Onlarbu dünyayıdeğiştirme suçunu işleyenbirgrup insan. Kim bilirbelkide sizsiniz...Bu birgrup insanınyolu hapisten çok daha öncesinde kesişiyor.Biri gözaltınaalınırkendiğerinieylem planı hazırlarken izlettiriyorbize Yeğin.Sonra da hepsini hapiste buluşturuyor.Neden mi? BırakalımYeğinanlatsın: “Çünkübana kalırsabizimnesli birşekilde birbirinehağlıydı.Bizimyenilgimizde aslında bu birbirimizehağlılığımızınkopukluğundan kaynaklı”. Kimileribelgeseli uzun metraja birgeçiş olarak görür ama Yeğinonlardan değil. Öyleysebile dünyanınsokaklarını,direnişlerini,yeryüzünün lanetlileninianlattığıbelgesollerden sonra neden mi bir u/un nıotrajfilmyapmış? Kendinitekrar etmekten korktuğuiçin.Onun asılderdi “anlatmak”,insanlara dünyayıdoğiştirmeninmümkün olduğunu göstermek; yöntem ikincisırada geliyor.“Herbir dakikada üç kişiaçlıktanölüyorsa,bu alçak dünyanın değişmesi gerekiyor”diyorkızgınsesiyle. O da bu yüzden zaman zaman belgesel yapıyorya da dünyanın farklıüniversitelerindeders veriyor, kitap yazıyor.Bunlarınhepsi dünyayıdeğiştirmenin aracı onun için.Yinede görüntünün yeriayrı,gücü de. Görüntünün gerçekliğiaştığınıdüşünüyor.Nasıl düşünmesin? İnsanlaragördüklerini,seçenekleri olduğunu anlatıyorbıkıpusanmadan, yinede onu televizyondagördükten sonra “Yameğer sen neler yaşamışsın”diyorlar,sanki yüzyüzehiç anlatmamış gibi.Mademki,varolmanınyolubeyazcamın arkasından, görüntüdon geçiyor,mademki21. yüzyılıntannısıtelevizyon.o da bu silahısisteme karşı kullanıyor.0. birtaraf. Tarafsızlıkgüzollomulorino inat.öylede kalacak.Aksininolabileceğinede inanmıyor, çünkü bit gerçek var ki,kamerayınereye koyarsanıı o taraftaııanlatırsınız 0, filmiiçin kamerayı (it mcilorodöııdürüyor. MetinYeğln’lnIlkuzun metrajlı kurmaca filmi“D”,1988’de MetrisCezaevi’ndenkaçan devrimcilerianlatıyor.Bu birzafer hikayesi.Yeğinbiliyorkisol hep kaybetmiyorIca7andığıda oluyor ve bu mücadele olmasa dünya çok daha kötü olabilirdi. tutukluların kaçışını anlatıyor.Blraz hüzünlendlrip çokça güldürerek... Fotoğraf: VEDATARIK 12 Eylül’üya da solu anlatan filmlerinhep yenilgiylebitmesinden bıkmış.Evet,çok işkence gördüler,dayak yediler,canlarıyandı,yanıyor,ama bütün bunlarıniçerisindebüyükdironişlerde örgütlediler.Devrimcileringerçeküstü insanlarolarak gösterilmesinden,ciddi“abi”ınodellerinin sunulmasından da şikayetçi.Çünkü biliyorki,onca vahşetin,işkencenin içindegülmeyi,dayanışmayıda bildiler.“Başkatürlü dayanamazsınız,direnemezsiniz de zaten” diyor,o günlerihatırlamasınıngetirdiğibir gülüş yüzünde, “Bu,devrimcileringol attığıbirfilm”. İstiyorki,insanlarfilmdençıkınca “bizde kazanıyoruz”diyobilsin.Çünkü sol da kazanıyor. Geçen yüzyıldakölelerAntiller’dealtısaat çalışıyorlardı,bugün insanlıksekiz saat iş hakkını elde ettiama kimkullanahiliyorki? DIRENMESEKDÜNYACEHENNEMDI Bugün dünyaya bakıp kimolduğu gibi kalsııı diyebilir?Yeğin’egöre, şimdiyekadar ki mücadelenin birişe yaramadığınısöyleyenler nankörlükyapıyor,kimbiliro direnişlerolmasaydı, direnilrneseydinasılbirdünya tablosu çıkacaktı karşımıza?Kazanmakmutlakaiktidarınele anlarnııınqolrniyor ancak da nıümkünl “D”okimde vizyonagirecek. GalasınınİşçiFilmleri Festivali’ndeyapılmasıtosadüf değil. Gösterim sonrası ikigenç kızınkonuşmalarına kulak kabartıyoruz. “ 12 Eylülfilmidiye geldik,ağlayacağız zannediyorduk,ancak çok güldük”diyorbiri diğerine.Gülüşüyorlar.Yeğin’inyapmak istediğitam da bu zaten. 19yılcezaevinde yatan, ölüm orucuna katılanve onun izlerini taşıyan birkadın arkadaşı filmiizlediktensonra Yeğiıı’iarıyor.“Ben beş yılMetris’teyattım,Ulucanlar’datünel kaıdım” diyor,“Onlarınaynısıverilmişti...Ben sıkıldımsürekli kasaplarıııfilmleriningösterilmesinden. Biz devrimcilerkurbanlıkkoyunlardeğildik,direniyorduk. 0 direnişiçerisindeyerlibiryaşam örgütlüyorduk. Filmdençıktıktansonra ‘oh be’dedim, ‘oh be’. Film çok hoşuma gitti”. FilmdeanlattıklarıYoğiniçinde uzak değil, devrimcıolduğunda 12 yaşında Yeğin,ilkgözaltına alındığında 14,tutuklandığında15’inde. 16’sında hüküm yiyor,12 Eylül’ühapiste karşılıyor. Televizyondancuntanın geldiğiniöğrenene kadar, 0 gün sıkılaştırılangüvenlikönemlerininüst koğııştakılerinkaçma planıyüzünden olduğunu düşünüyorlar. Kulaktan kulağa, Endonozya’da cunta geldtğıııdu ilkönce nıahkümların öldürüldüğü anlatılıyor. Ölümü bekliyorlar, öldürülmüyorlar... 12 Eylül 1ürkiye’dn önemli bir travma, bunu yadsırrııyor Yeğin. Aııcak pasifliğirıgünah keçisi olarak Iınp oııtin öne sürülnıesindenı de hıkmış. Bu fılm bunlara da bir eleştiri aslında. Filin, bitiııco jenerikto akan 120 ismi görüp şaşırmayın, bu hen şeyiyle koloktif bır çalışnıaııııı ürünü. Herkes gönüllü. Ekipmanlar dışında kiııısüyu para öderırnemiş. Bu sıcaklığın tilnıe de düşünüyor Yoğin. “Bizim kuşaktan kırıısr’,yapı kooporatifirıe girip 20 yıl sonra devredilecek yerlere taksitler ödnrrıoyi düşürımezdı, Bu bana şaşırtıcı quliyor, Her şeyı paylaşmayı unuttuk, en büyük kaybımız da bu, Filmdeki koloktit ürotiıııu de vurgu yapmamızın nedeni bu” diyor. Işte “D”fil,ni nı ıtıilıııuş bütüıı bu paylaşımı hatırlatıyor. 1layatımıza sınnıiş karamsarlık arasında, yüzünüzde bir tJüIüiiiSe oluşturuyor, güç: veriyor, çünku zanıan zanınu dovrimciler de kazandı, kazanıyor... • esraacikgoz®gmail.com RSÖYLEŞİLERİ ATAOLBEHRAMOĞLU Biz de kazandı k, kazan ıyoruz. 47 1 1,, 4 “D”,Metris Cezaevl’ndekl / 7 PAZAR 1 Imtlyaz Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel YayInYönetmeni: İbrahim Yıldız YayınYönetmeni: Ayşe Yıldırım GörselYönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ idare Merkezi: Prof. Nurettin Maı.har Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / Istanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordlnatörlert:Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/ 75/ 343 72 74 (554-555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. (cumdergl®cumhurlyet.COm.tr) .• . . •. . . . k ş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle