13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Değinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN • zmir'den Ankara'ya I göçümüz, 1952 yı- I lında, Askeri Tıbbi- ye'nin istanbul'dan An- kara'ya getirilişine ya- kın düşer. Arada bir Iz- mir'e uğrasak bile ar- tık Ankara, doğduğu- muz yer olmasa bile doyduğumuz yer oldu. Ama bir başka kente alışmak insanın doğ- dugu kenti unuttuğu anlamına gelmez. Ken- dimden kurtulduğum bir çocukluk, düşlerle yüklü bir yeniyetmelik zamanı nasıl unutulur. TÜYAP Kitap Fuarlan bir kültür şenljğidir. Hepsine katılım olana- ğı bulamıyorum. Bu yıl izmir TÜYAP Kitap Fua- rı'na katılmak isteyişi- min pek çok nedeni var. Görünen nedenler; onur yazarı değerli ar- kadaşım Yüksel Pazar- kaya ile yayın kesimi- nin öncüsü Ahmet Tevfik Küflü üzerine konuşmacı olmam; Iz- mir'deki ozan arkadaş- larımla değişen şiiri ye- niden değerlendir- memdir. Cörünmeyen nedenler; doğduğum sokağı, yeniyetmelik yıllarımın izmir'ini bir daha görmek iste- memdir. SAYFA 26 Şu bizim İzmirBİR KÜLTÜR ELÇİSİ Eski İzmir, Anadolu'nun değişik bölgele- rinden gelen göçlerle yeni bir kimlik kazan- mıştır. Ama yeni insanlar Izmir'i değiştirme- miş, içtenlikli bir hoşgörü ortamında Izmir'le bütünleşmiştir. Yüksel Pazarkaya Sivrihisar'dan göçen bir ailenin oğlu. Onun yaşama serüveninde- ki kesitleri okurken pek çok ortak yönümüz olduğunu gördüm. Yeniyetmelik yıllarımın Izmir'inde dolaşır gibi oldum. Ben de Kula'dan Izmir'e göçen bir ailenin çocuğuyum. 0, Yıldınm Kemal'de okudu, ben Misak-ı Milli'de. Ikimiz de aynı liseyi bi- tirdik. Ben bitirdiğim zaman okulun adı Inö- nü Lisesi'ydi. O bitirdiği zaman Namık Ke- mal Lisesi oldu. Gülünesi bir çelişkidir: Li- seye Inönü adını koymak için çaba gösteren beden eğitimi öğretmenimiz Mehmet Öz- bey'di. Aynı öğretmen 1950 seçimlerinde Demokrat Parti'den milletvekili seçilince okulun adını Namık Kemal'e dönüştürdü. Yüksel Pazarkaya ile aramızda 13 yıl uzaklık var. 0,1940 yılında, ben 1927 yılın- da Abdullah Efendi Mahallesi'nde doğmu- şuz. Lisedeki öğretmenlerimiz hep aynı kal- mış. Üstelik Fuat Edip Baksı gibi dostluğu- nu kazandığımız öğretmenlerimiz de vardı. Nefi'nin dizesini değiştirip, "Şuara birbirini bilmemek insaf değil" derken, şiirle uğraşan öğrencilerine duydu- ğu yakınlığı belli ederdi. Yüksel Pazarkaya'nın babası terzi ustası, benim babam halı örücüsü. Annesi Esat Mahmut'u, Kerime Nadir'i okumaya me- raklı. Annem eski yazıdan Reşat Nuri'nin Çalıkuşu'nu Kulalı ağzıyla okumaya alış- mış. Ben tıbbiyeye askeri öğrenci olarak gir- meseydim okuma olanağını bulamazdım. O Sümerbank'ın açtığı sınavı kazanmasaydı Almanya'da öğrenim göremezdi. Izmirli olmak, Ali Reis Mahallesi'nden ye- tişmek anlamına gelir. Yaşamanın içinden geçmek, çeliğe çifte su verilmiş gibi, nice güçlüklerle kendini sınamak demektir bu! Gerçek Izmirli hem güzel, hem akıllı bir ka- dınla evlenmenin yaşamayı kolaylaştırmak anlamına geleceğini iyi bilir. Inci Pazarkaya ile Leziz Onaran da seçilmiş kadınlardı. Yüksel, kimya okudu ama kültür elçisi ola- rak Türkiye'yi dünyaya tanıttı. Onun Alman- ya'dan yakın arkadaşı Deniz Kavukçuoğlu şiirden öyküye, oyun yazarlığından çeviri edebiyatına dek yazarlık serüveninin ayrıntı- lannı anlattı. Bense cerrahinin sıkıdüzeni ile yazarlık sı- kıdüzenini tam olarak bağdaştıramadım. BİR ÖNCÜ YAYINCI TÜYAP 15. İzmir Kitap Fuan'nda "Açık Mikrofon" adı verilen bir etkinlikte, yayıncı- lar kesiminin öncülerinden Ahmet Tevfik Küflü anıldı. Bu etkinliği benim yönetmemi istemişlerdi. Ahmet Tevfik Küflü ile 60 yıla yakın bir arkadaşlığım vardı. Bilgi Yayın- evi'ni dişiyle tırnağıyla kuran, öleceği güne kadar işinin başından ayrılmayan, ilkelerin- den ödün vermeyen bir gönül insanıydı. Bir bakıma ipek gibi yumuşak, bir bakıma onu- runa leke sürdürmeyecek kadar dirençli ama kırılgan bin insan. Bilgi Yayınevi'nin 50 yıla yaklaşan yayın serüveninde, 80yaşında işinin başındaölen Ahmet Tevfik Küflü'nün en büyük mutlulu- ğu, kitabın özgürlüğünde yaşamaktı. "Açık Mikrofon"a konuşan yayıncılarla yazarlar vardı. Onu ömek alan yayıncılar kendi yayın si- yasetlerini geliştirirken Ahmet Tevfik Küf- lü'den çok şey öğrendiklerini anlattılar. Çün- kü Ahmet Tevfik Küflü çağdaş edebiyata önem verirken, toplumu aydınlatan temel ki- tapları çıkarırken, çocuk yayınlanna öncelik tanırken hep çıtayı yüksek tutmaya özen gösteren bir yayıncı olmuştu. "Çınar Yayınlan"nı kuran Aydın llgaz'la "Kırmızı Yayınlan"nı kuran Fahri Özdemir, Küflü'den çok şey öğrendiklerini anlatmak inceliğini gösterdiler. Kitabın yayına hazırlanmasında dil incelik- lerinden bütün özelliğine kadar Bilgi Yayjn- ları'na emek veren Sevgi Özel ile Biray Üs- tüner ustalarına son saygı için aramızdaydı. llk kitapları hep Bilgi Yayınlan'ndan çıkan Füruzan üne ulaşmada Ahmet Tevfik Küf- lü'nün kendine ne kadar destek olduğunu unutmadı. Vural Savaş, yalnız günümüzün anlamını değerlendiren kitaplanyla değil, "birader-i can beraber" olarak hep onun yanındaydı. Muzaffer Izgü, başlı başına bir kütüphane olan kitaplanyla Bilgi Yayınlan'nı yaşatan bir yazar olarak "Açık Mikrofon"a konuştu. Ikiz kızlanndan biri, Sevin Izgü, ba- basının izini sürüyordu. Edebiyatımızın yüz akı Ayla Kutlu "yaratıcı ve öfkeli bir şöval- ye" olarak nitelendirdiği onu anlatırken "Ah- met Tevfik Küflü için yaşamak demek, kitap için soluk almak demekti" sözleriyle uğuıiu- yordu. Kimler yoktu ki "Açık Mikrofon"a konuşan! Turhan Günay, Hidayet Karakuş, Mayisel Yener kültür dünyamıza kazandırdığı kitap- lar için Ahmet Tevfik Küflü'yü saygıyla anı- yordu. "Bilgi Yayınları" bayrağını kim taşıyacak? Kuşkusuz oğlu Bilgi ile kızı Elif. Incelikli, akıl- lı bir kadın olan Elif Küflü Elgin son konuş- mayı yaparken Bilgi Yayınları'nın düzeyini koruyacağına inanıyordu. DEĞİŞEN ŞİİR Gideni uğurlar gibi üzgün değil, geleni karşılar gibi coşkun bir törendi bu! TUYAP Kitap Fuan'na yakışan bir tören. "TÜYAP Kitap Fuarlan bir kültür şenli- ğîdir" deyişim boşuna değil. Sıradan insanlar siyaset dedikodusuna meraklıdır. Sıra dışı insanlar şiire gönül ver- mişlerdir. Onlann bir çıkar umudu, bir bek- lentileri yoktur. Ama kirli bir toplumu şiirin antacağına inanırlar. Yozlaşan bir toplumda şiir değişimi nasıl olacak? Değişen şiiri nasıl yorumlayacağız? Alıştığımız bir şiirden kurtulmak olanağı var mı? HAYAL dergisini yöneten Özgen Kılı- çarslan böyle bir konuyu İzmir TUYAP Ki- tap Fuan'nda tartışma olanağı bulup bula- mayacağımızı sordu. Izmir'de şiiri iyi bilen bir kültür ortamı var- dı. Bu konuda Hüseyin Peker ile Sina Ak- yol'un desteğini istedim. Sine Akyol; "Şiir hisli sözler söyleme-yazma sanatı değildir; dil aracılığı ile bir yapı kurma işidir" demesi- ni bilen bir ozandı. Ama ağnlan vardı. Şiirin ağrıları hafifleten bir gücü olduğuna da ina- nalım. Hep yeni bir şiirin izini süren Hüseyin Pe- ker'in dost ozan oluşuna, Altay Ömer, Asu- man Susam, Muzaffer Kale'nin değişen dili nasıl yorumladıklarına güvenerek yola çıktık. Dağınık gibi görünse de, birbirini tamam- layan söyleşi tadındaki bildiriler gerçek şiiri görmeyi, şiirin aynntılanna inmeyi kolaylaş- tırıyorlardı. Cahit Külebi "Şiir Her Zaman..." der ya, günün yorgunluğunu alan, siyaseti kirini arı- tan bir etkinlik olduğuna inanalım. "Değişen Şiir"in gücünü anlamaya çalışalım. İzmir TÜYAP Kitap Fuan'nda 100'ü aşkın etkinlik vardı. Şiirin başka boyutlarını ele alanlar da oldu. Şiir tükenmez. Yeni bir söy- leşi başka söyleşilere yol açar. Kitaplan dolaşmaktan yorulunca bir etkin- liği dinlemenin; bir ozanın, bir yazann biriki- minde dünyayı yeniden yorumlamanın tadı- nı çıkanrsınız. Kendinizde biraz daha çoğal- manın aynmına vanrsınız. KAMERLER ÇIKMAZI Şu bizim Izmir'e gelişimin görünmeyen nedenlerinden biri doğduğum evi, "Kamer- ler Çıkmazı" dediğimiz bizim sokağı bir kez daha görmekti. O sokağa ağabeyim Âlim Şerif Onaran'ın adı verilmişti. Geçen yıl o tabela sökülmüş. Kimse de ne olduğunu bil- miyor. Nereden söz açıldı da bunu Kültür ve Tu- rizm Bakanı Ertuğrul Günay'a söyledim, anımsamıyorum. Konak Belediye Başka- nı'na durum anlatmış. Başkan Hakan Tar- tan da beni aradı. Işlemdeki birtakım eksik- ler yüzünden tabelanın çıkanldığını, TÜYAP İzmir Fuarı zamanında takılacağını, benim de bulunmamın uygun olacağını söyledi. Konak Belediyesi'nin kültür müdürü ozan arkadaşım Namık Kuyumcu aynntıların in- sanıdır. Altımıza bir araba verip şu bizim Iz- mir'i şöyle bir dolaşmamızı istedi. Kadife Kale'den Izmir'e bakarken içimi bir üzgün- lük kapladı. Leziz'in okuduğu İzmir Kız Li- sesi'nin önünde Mahmut Turgut resimleri- mizi çekti. Namazgâh'ta, Misak-ı Milli llk- okulu'nda öğretmenim Hilmi Dölek'i anım- sarken, torunu Yaşar Aksoy'un Izmir'in bel- leği olduğunu öğrenirken, gerçek kimliğimi tanımaya başladım. Çorakkapı Karako- lu'nun yanındaki kahvede çay içerken, ak- şam yemeğinden sonra bu kahveye tavla oynamaya çıkan babam Şerif Usta'yı anım- sadım. Sonra tabelayı açma zamanı geldi. Soka- ğın başı birdenbire kalabalık. Hakan Tartan alışılmış bir siyasetçi söylevi yerine içtenlik- li, doğal bir konuşma yaptı. Benim de bir şeyler söylemem gerekiyormuş. Ağabeyimi anlattım. Kendisine aldırmaz görünen, çok dil bilen, iyi şeyler yapmaya özenen, sinema sanatını JDilimsel bir yapıya kavuşturmaya çalışan, Âlim Hoca'yı anlatırken sesim titre- di. Mahmut Turgut resimlerimizi çekti. Bu bizim "Kamerler Çıkmazı"nda 20 ka- dar ev vardır. Yirmi dairelik bir apartman da çıkmaz sokak gibidir. Ama şimdiki apart- manlarda iyi komşuluk ilişkileri yoktur. Kom- şuların çoğu birbirini tanımaz bile. Bizim zamanımızdaki insanlardan kimse kalmamış. Çocukluk arkadaşlarımla karşı- laşsaydım da, onları yaşlılıklannda tanısay- dım. Eski zamanları ansaydık. Bizim aileye Kula'da Manavhasanlar de- nirdi. Şimdi doğdumuz evde amcamızın ge- linlerinden Malahat Manav yaşıyor. Şu bizim Izmir'i "Kamerier Çıkmazı"ndan anlatmaya başlardım. O insanlan unutma- dım. Anılar sıcaklığını koruyor. Artık o sokak "Prof. Dr. Âlim Şerif Onaran Sokağı" ol- du. O sokakta yaşayan ağabeyimle yeni bir boyut kazandı anılar. Ne diyordu Necati Cumalı? "Sönmüş yanardağlar, kaleler eteğinde Yüzyıllardır uyuyan şu bizim İzmir O âşık kadınlan, levent erkekleri nerde? Sahiden yaşayıp göçtûler mi kimbilir." İnsan okudukça, gezdikçe kendini yeni- den keşfediyor, gerçek kimliğini tanımaya başlıyor. Yalnız bunun için bile Izmir'e git- meye değmez miymiş? • Su sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kıtaplannızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onanan Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. Tel.: (0312) 2359111-236 23 46 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1055
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle