12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
I O K U R L A R A Yunus Nadi2010 Ödülleri sahiplerini buldu. Altı dalda veri- len ödüller bu yıl üç dal dışında paylaşıldı. Ro- manda Adnan Gerger Faı'lı Meçhul Öfke ile; Öyküde Yekta Kopan, Bir de Baktım Yoksun adlı kitabıyla; Aysegül Çelik ise Kâğıt Gemt adlı dosyasıyla; Şürde Metin Demirtas, Tür- külerde Gezer Adları kitabıyla; Karikatürde Ahmet Öztürklevent ve Muammer Olcay;fotoğ- rafta Sezgin Güvel ve Cem Turgay yapıtlany- la ödüle değer görüldü. Sosyal Bilimler Araştır- ma Odülü ise Prof. Dr. Afife Batur, Prof. Dr. Yıldınm Yavuz ve şair ve mimarAli Cengiz- kan'a verildi. Kazanan yazar ve sanatçılarla yaptığımız söyleşilere yer verdik sayfalanmız- da. Sanatçılanmıza ödülleri 7 Mayıs 2010'da düzenlenecek bir törenle verilecek. Cumhuriyel Kitap ola- rak ödül sahiplerini kutluyoruz. Aşk romanlan yazan Fatma Asafile doksa- mncı yaşı için hazırla- nan bir nehir söyleşi dolayısıyla tamştıg'ı Ufuk Işık arasında "dü- ello" gibi gelişen bir ro- man Bu Yalat? Tatigo. Selim îleri'den, yakın tarihin sanalı dönemle- rinden süzülüp günü- müze nice badirelerle varan vakur bir Cum- huriyet kadınının sor- gulamalan çerçevesin- de, dinmeyen ülkülere adanmış içsel ve şiirsel davet niteliğinde bir ye- ni roman. lleri'yle yerıi romam Bu Yalatı Tatı- ğo'yu konuştuk. Bol kitaplı günler... TURHANGÜNAY c-posta: [email protected] [email protected] P ervasız Pertavsız ENİS BATUR Resmin değişimi önünde yazar E debiyat - Re- sim diyaloğu XIX. yüzyılda koyulaşmış, XX. yüzyıla devredi- len bir ilişki düze- ni oluşmuştu. Ki- mi temel metin- leri düşünelim. Balzac'ın Meçhûl Başyapıtı, Ara- gon'un Matisse romanı ya da Robbe-Crillefnin Magritte'i - ör- nekleri çeşitle- mek güç değil. Yakın temaslar- dan kimilerini anımsayalım: MallarmĞ ve De- gas'dan Char ve Stael'e, daha da yakın tarihlere gelebiliriz. Bu di- yalog yoğunlu- ğunun doruk ça- ğı, avant-garde akımların patlak verdiği dönem olmuştur. Selim lleri'nin "Sanatlar Arası Kardeş- lik" (Zaman, 10 Ocak 2009) başlıklı, ba- na da gönderme yaptığı yazısı, Edebi- yat-Resim ilişkisi bağlamında üzerinde kafa yormaya değer açılımlar taşıyordu (eskiden kesip alırdık dosyaya, şimdi çı- kış alıyoruz!). FT'nin yeni sergi (Mart 2010) hazırlıklan çer- çevesinde yürüyen çalışmalarına bir kez daha tanık statüsünde yaklaşırken, o yazıda karşı- laştığım kimi saptamalar aklımı çeldi, iyi ki ya- nımda getirmişim aldığım çıkışı. Selim lleri, resmin öykü(leme)den uzaklaş- masının, edebiyat-resim bağlantısında uzak- laşmaya, soğumaya, giderek kopmaya yolaç- tığı kanısında: "Genel çizgilerinde bir çekin- genlik karşımıza çıkıyor: Ressamlarımız ede- biyatın saf dışı bırakılmasıyla özgürlük kazan- dıklarını düşünüyorlar. Edebiyat için de geçer- li: Edebiyatçılarımız resim sanatı üzerinde yo- ğun biçimde durmuyorlar. Duranlar, Ferit Ed- gü, Enis Batur, Ahmet Oktay. Ama çoğu ya- zarın, ne dünün, ne bugünün resmiyle gönül bağı var". Edebiyat-resim diyaloğu XIX. yüzyılda ko- yulaşmış, XX. yüzyıla devredilen bir ilişki dü- zeni oluşmuştu. Kimi temel metinleri düşüne- lim: Balzac'ın Meçhûl Başyapıt\, Aragon'un Matisse romanı ya da Robbe-Grillet'nin Mag- ritte'\ - ömekleri çeşitlemek güç değil. Yakın temaslardan kimilerini anımsayalım: Mallarme ve Degas'dan Char ve Stael'e, daha da yakın tarihlere gelebiliriz. Bu diyalog yoğunluğunun doruk çağı, avant-garde akımların patlak verdiği dönem olmuştur. Ressam-şair, ressam-yazar işbirli- ğiyle kotarılan kitaplarla dev bir kitaplık kur- mak güç değîldir. Resim üzerine yazmak, ayrı bir damar getirdi edebiyat bağlamında: Say- makla bitmez ya, birkaç ağır top örneği he- men sıralayalım, tek bir ressam seçip: Bra- Saint-John Perse Jean Paulhan Georges Braque Andre Malraux Ren6 Char que'ın yapıtı karşısında Saint-John Perse, Malraux, Paulhan, Char ve başkaları. Selim lleri'nin vurguladığı gibi, Tanpınar'dan başla- yarak, bizim edebiyatçımızın da varlık göster- diği bir alan. Bir kopuş gerçekleştiyse, bunun temel ne- deni, "çağdaş sanat" anlayışının devreye gir- mesinde, metin gereksinmesinin niteliğinde başgösteren değişimde aranmalı: Edebiyat adamının izlenimci, poetik ya da yarı yarıya poetik, sorunsala genellikle dayalı olmayan (dayalı olanları vardır) yazma biçiminin duru- mu karşılamadığı, analitik bakış açısının ve yazma üslûbunun öne çıkmasının beklendiği bir sanat anlayışına geçildi nicedir. Bizim gör- sel sanatlar hattımızda, kabaca Altan Gürman ve Sarkis'le başlatabileceğimiz, bugün ege- men varlığını ortaya koymuş, saçma bir ta- nımla "çağdaş sanat" diye adlandırılması ne yazık ki artık oturmuş Yeni Sanat önünde edebiyatçının, tek tük örnek bir yana, geri çe- kildiğini gözlemliyoruz. Yetersiz ilgisi, ola ki direnişi, donanım kazanmaya hevesli olmayı- şı, ola ki üşenmesi nedeniyle söz sahibi ola- madığı bir alan bu, şimdi. Işin kötüsü, Batıda sıkı ömeklerini gördüğümüz (Didi-Huberman gibi) analitik eksenli yazma becerisinin Türki- ye'de, henüz, karşılığının ortaya koyulamamış olması: Kafası ve dili karmakarışık, 'ağır ol molla sansınlar' şiarıyla okunaksız ve dipsiz metinlerle kirlenme yaratanlarınkini yazmak saymıyorum tabii. "Çağdaş Sanat", ressamları da etkiledi ister istemez, başka türlüsü güç, çağdışı kalmayı göze almadıkça. Uzunca bir süredir, onlarda da "sorunsallığ"ın arttığını, öne çıktığını göz- lemliyoruz. Selim lleri, "öyküden vazgeçen" Balkan Naci'den uzaklaştığını gizlemiyor. Ressamın geçirdiği evrime ayak uydurmak zorunda değil şüphesiz, ama gelişmeyi anla- mak zorunda bence: Anlamlandırmakta zor- lanmak durumunda olsa bile. Ressamlar, bi- zim edebiyatı, şiiri dönüştürmemiz karşısın- da farklı durumdalar mı? Onların da, "nere- de bıldır yağan kar şimdi?" dediklerini biliyo- ruz. Genç (ve iyi) yazar arkadaşlarımdan bi- rinin, "hâlâ Edip Cansever'de bulduğunu sonraki şairlerde bulamadığı için" neredeyse özür dilediğini anımsıyorum. Edip Canse- ver'i, Hâşim'i, Mallarme'yi, Goethe'yi, Dan- te'yi. Milton'ı ben de hâlâ çok beğeniyorum; ama bugünün şairinden onlar gibi yazmasını beklemek aklımdan geçmiyor: Yeni şiir, ne- şir, deneme heyecanlandırıyor beni. Büyük talihim, bir sanatçıyla birlikte yaşı- yor olmam elbette. Içeriden de yaşadım de- ğişimi. Yirmi yıl önce yeni bir sergiye hazırla- nan FT'yle, bugün aynı sürece giren FT aynı yaklaşımda değil kesinkes. Hem işini değer- lendirme biçiminde, hem araç kullanımında ciddi farklılıklar söz konusu. Bir evreden ötekine geçişin sancıları, tasarı/m kaygıları, yoklama eşikleri yılların içinde nasıl değişti, gözümle gördüm. Karşılıklı, yan yana, iç içe gelişim bir baş- ka büyük talih.a Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk 0 Genel Yayın Yönetmeni: Ibrahim Yıldız 0 Yayın Yönetmeni: Turhan Günay 0 So- rumlu Müdür: Miyase llknurOGörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı 0 Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.Oİdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2,34381 Şişli- Istanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ISTANBUL. 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Mü- dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 740Yerel süreli yayın 0 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 5 5 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle