13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada düşündüm. Barış, çözüm, AB her şey hemen sandığın ucundaydı. Talat koltuğa oturdu mu her şey tamamdı. Barışa karşılık gelen tek denk taş, Talat’tı. Denktaş’ın ve onun düşüncesine yakın olan herkesin siyasal, tarihsel ömrü dolmuştu. Talat, koltuğa bu heyecan, güç ve destekle oturdu. Özellikle 2007’den bu yana her yeni yıla Talat ve ekibince şu ad takıldı: “Çözüm yılı.” Her yıl çözüm yılı. Gelinen noktada çözülen tek şey, Talat barışa samimiyetle inananların dizlerinin bağı oldu! Derviş Eroğlu, KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı olarak koltuğuna oturdu. Eroğlu’nun ilk, 1987’de KKTC’nin kuruluşunun 5. yılı törenleri nedeniyle gittiğim Lefkoşa’da elini sıkmıştım. O yıllarda saçları beyazdı, şimdi bembeyaz olmuş. Yıllar Eroğlu’na Kıbrıs sorununun çözüm hızı kadar işlemiş! Kıbrıs’la çok yakından ilgili köşe yazarları, Denktaş’ın hakkını teslim etmekten asıl kaybedenin Hristofyas olduğunu söylemeye kadar geniş bir yelpaze çiziyorlar. Kimi yayın organları, seçim sonuçlarının kesinleşmesinden hemen sonra ilk şu haberi verdiler: “Rum kesimi sonuçlardan kaygı duyuyor!” Görünen o ki Kıbrıs’ta yeniden yeni bir döneme girildi. Yıllar Kıbrıs sorununa çok işlemiyor. Her aşama “yeni bir dönem”. Nadir Nadi’nin 30 Haziran 1979’da Cumhuriyet’te yayımlanan “Uyan Şu Uykudan” başlıklı yazısından birkaç tümce aktaralım: “Nedir Yunanistan’ın bize karşı uyguladığı politika? İçeride Türk düşmanlığını körükleyerek her türlü olasılıklara hazırlamak, dışarıda ise bizi saldırgan göstermek suretiyle dünya kamuoyunu aleyhimize çevirmek... Biz istediğimiz kadar barıştan, uluslararası anlaşmalardan söz edelim, sesimizi hiçbir yere ulaştıramazsak ne elde ederiz? Komşumuz iktidarı ve muhalefeti ile uyumlu bir davranış içindedir. Aşırı sağdan aşırı sola değin tüm Yunan basını, Türkiye’ye karşı tek cephe halinde birleşmiştir... 1974 Kıbrıs Harekâtı’nın ne maksatla yapıldığı ustalıkla dünya kamuoyuna unutturulmuştur... Yunanistan’la baş başa kalırsak aramızdaki bütün sorunları çözebiliriz, iyi komşuluk ilişkileri içinde kardeşçe geçinebiliriz. Ama Yunanistan sırtını bir büyük devlete dayar da karşımıza çıkarsa...” Nadir Nadi’nin saptamalarının bugüne izdüşümünün yorumunu okura bırakalım... Kıbrıs’ta geçen yıl yapılan genel seçimlerle bu yılki Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye’ye de çok şey söylüyor. Talat ve partisi olağanüstü dış destekle iktidara geldi. Anlaşılıyor ki, dışarıdan ne kadar destek alırsan al, kendi yurttaşının desteğini alamıyorsan kıymeti yok... Aynı ekip varlığını sadece “statükoyu yok etmeye” adadı. Anlaşılıyor ki, yerine daha inandırıcı bir şey koyamıyorsan toplum bu tür değişimlere, “kes be annem” yanıtını veriyor. Daha da önemlisi şu: Kıbrıs Türklerinin düşüncelerini, düşünme biçimlerini, siyasal-toplumsal bakışlarını değiştirmek için orta-uzun vadeli planlar yapıldı. Deyim yerindeyse yeni bir ulus inşası hedeflendi. Bu uğurda çok yol alındığı düşünülmüştü. Ama olmadı... Kıbrıs seçmeni her şeye karşın kendi iradesini ortaya koydu. Varlığını koruma bilincini yitirmediğini gösterdi. Hep büyükler küçüklere ders verecek değil ya... Bazen de tersi olur! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yazıldı. Dün yazdık, bugün de yazarız. Sen şimdi şu sorunun yanıtını ver: Eleştirdiğin İnönü, Cumhurbaşkanlığı döneminde din dersleri, imam hatip okullarının açılması, ilahiyat fakültesi gibi konularda açılımlar yaptı. Uygulamalara girişti. Bu yaptırımlar çok eleştirildi, eleştirdik. Karşıdevrim hareketleri diye anılan dinsel yaptırımları; imam hatip liseli, dinciliğe adanmış Bay RTE, din eğitimi söz konusu olunca acaba İnönü’yü neden eleştiremiyor? Paralar pullar ve benzeri olayları ele alarak İnönü’yü, o günlerin tek parti iktidarı CHP’yi yeren RTE, din konusuna geldi mi yan çiziyor. Nalıncı keseri mübarek! 1950’den sonra İnönü korkusu Demokrat Parti’ye de öylesine sinmişti ki; Menderes’ler eski defterleri karıştırmayı marifet sandılar. Geçmiş olayları -bugün RTE’nin yaptığı gibi- gündeme getirerek İnönü’yü halk indinde küçülteceklerini umut ettiler. Başaramadılar. Eleştirilerine katacağın, sana yakışır bir örnek vereyim: DP Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, “İnönü’nün Türkiye’yi erkekliğinden ettiğini” söylemiş ve nedenini de açıklamıştı: “Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’na sokmayarak!” Şimdi söylediklerinin nereye gideceğine bakmadan havadaki kargaları bile güldürecek, büyütülmeyecek şeyler söylüyor. Devlet adamı İnönü bir kez daha büyüyor. Ha gayret! İnönü’yü neden İkinci Dünya Savaşı’na sokmadın diye suçlasana. Neden 1946’da çok partili yaşama, demokrasiye geçtin diye sorgulasana. İnönü bu yönleriyle tarihte hak ettiği yeri çoktan aldı. Ya sen? Nasıl anılacaksın acaba? “Bir zamanlar ülkenin başına İslam Cumhuriyetine dönüştürmeyi hayal eden biri geçmişti” diye başlayabilir hikâyen! Gerçekleri nasıl da saptırıyor. Babasının nüfus cüzdanı ekmek karnesi damgalarıyla doluymuş. 1940’lar. İnönü halktan ekmeği bile esirgedi demek istiyor... Doğru. Ama açıklamaktan kaçındığı bir nedenle: Savaş içindeydik! Bay RTE son grup toplantısında, “Hiçbir siyasetçi eleştirilemez, sorgulanamaz değil. Hiçbir parti geçmişini tabulaştıramaz” dedi. Bu açıklama RTE’den hesap sormak hakkını tanıyor. Dünden başlayalım: Afganistan’da El Kaide örgütüyle işbirliği içinde teröre dayalı mücadele yapan Gülbeddin Hikmetyar’ın önünde diz çökerek çektirdiğin fotoğraf.... ... o günlerde, bugün yazar çizeri Ergenekon terör örgütü üyesi diye tutuklayan savcıların benzeri savcıların eline geçseydi, zatı âlinizi El Kaide’ye üye diye içeri atmazlar mıydı? “Biz (yani sen) reformu İslam olan bir düşünceyi temsil ediyoruz. Yüzde 99’u Müslüman olan bir Türkiye’de ‘başka bir şey’ olur mu?... 1.5 milyarlık İslam, Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor, kalkacağız. Işık göründü, Allah’ın izniyle kıyam başlayacak... Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yani millet istedikten sonra tabii elden gidecek yahu” demedin mi? Dedin! Kıyam başlayacak, ayağa kalkacağız demek... laikliğin elden gideceğini savunmak... laik devlete karşı İslam ayaklanmasının, isyanın hazırlığını açığa vurmuyor mu? Halkı devlete karşı isyana teşvik anlamına gelmiyor mu? Türk Ceza Yasası’na göre bu söylemler ağır cezalık değil mi? Geçmişiyle ilgili hesapların da, sekiz yıllık iktidarının faturası da kapanmadı. Hiç kuşkusu olmasın; şöyle veya böyle kapanacak! Eş dostu kayırmalar... rejimi kendi kafasına uygun bir sisteme dönüştürme girişimleri... Deniz Feneri ve benzeri olaylar... yandaşları yargıdan kaçırmak... bir yığın dosya hazır, yargı huzuruna çıkacağı günü bekliyor... Cumhuriyeti yozlaştırmaktan... türlü çeşit yolsuzluklara kadar hesap mutlaka sorulacak! Bugün fırsat yakalamış, esiyor gürlüyor ama sindiremediği temel bir kural var: Haddini bilmek! [email protected] SAYFA 6 MAYIS 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Mayıs Oslo PB 11 Helsinki PB 9 Stockholm B 13 Londra PB 14 AmsterdamPB 13 Brüksel Y 14 Paris PB 15 Bonn Y 18 Münih Y 15 Berlin B 11 Budapeşte B 22 Madrid PB 19 Viyana Y 22 Belgrad Y 24 Sofya Y 24 Roma Y 18 Atina PB 22 Zürih Y 12 Moskova PB 17 Aşkabat Y 22 Taşkent PB 32 Bakû Y 16 Bişkek PB 25 Tiflis Y 21 Kahire A 31 Şam A 32 İstanbul B 23 Edirne B 27 Kocaeli B 27 Çanakkale B 25 İzmir B 29 Manisa B 32 Denizli B 31 Zonguldak B 29 Sinop B 16 Samsun PB 20 Trabzon PB 17 Giresun PB 19 Ankara B 27 Eskişehir B 26 Konya B 27 Sıvas B 23 Antalya B 27 Adana B 26 Mersin B 25 Diyarbakır Y 24 Şanlıurfa PB 29 Mardin Y 21 Siirt Y 19 Hakkâri Y 14 Van Y 13 Kars Y 12 Ülkemizin doğusu parçalı ve çok bulut- lu, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Güney- doğu Anadolu’nun doğusu sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı, diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Do- ğu Anadolu’nun do- ğusunda kuvvetli ola- cak. Hava sıcaklığı, mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. MURAT KIŞLALI ANKARA - Et Balõk Kuru- mu’nun (EBK) bugün gerçek- leştireceği “Kasaplık Canlı Sı- ğır” ihalesinde; ABD, Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Şili’den it- hal edilecek toplam 5 bin ton can- lõ sõğõrdan 1700 tonunun Adana, Sakarya ve Ankara kombinalarõ- na 30 gün içinde teslim edilmesi şartõ getirildi. Şartnamede yer alan, “Bu ülkelerden ‘şimdiden’ yola çıkarılmış canlı kasaplık sı- ğırların da teklif edilebileceği, en düşük teklif verenin ihaleyi kazanmayabileceği ve yerli fir- maların ihale dışı bırakılması” hükümleri şüphe uyandõrdõ. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, “Bu şartlar, ihalenin ad- rese teslim olabileceğini göste- riyor” diye konuştu. EBK tarafõndan bugün yapõla- cak ihalenin şartnamesinde yer alan şüpheli hükümler şöyle: Amerika’dan geliyor: Ka- saplõk canlõ sağõrlar ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyalet- leri hariç), Brezilya (Parana böl- gesi hariç), Uruguay, Arjantin (Corrientes ve Missiones bölge- leri hariç), Şili ülkelerinden ithal edilecektir. 30 günde nasıl gelecek: Adana, Sakarya ve Ankara kom- binalarõna 1700 ton 30 gün için- de; Erzurum, Bingöl ve Ağrõ kombinalarõna 1650 ton 40 gün içinde; Adana, Sakarya ve Ankara kombinalarõna 1650 ton 50 gün içinde teslim edilecektir. Sığırlar yolda mı?: Ayrõca bu ülkelerden nakil vasõtalarõ ile ticari amaçlõ olarak yola çõkarõl- mõş olan canlõ kasaplõk sõğõrlar da teklif edilebilir. ‘Yerlilere açık, ancak de- ğil!: İhale, yeterlik kriterlerini ta- şõyan yerli ve yabancõ tüm is- teklilere açõktõr. Ancak 30/4/ 2010 tarihli Bakanlar Kurulu kararõ ile açõlan tarife konten- janlarõ Et ve Balõk Kurumu Ge- nel Müdürlüğü’ne tahsis edildi- ğinden ithali düşünülen kasaplõk canlõ sõğõr için yerli isteklilerin verdiği teklifler değerlendiril- meyecektir. İhalede 30 günde getirilecek 1700 tonluk bölümle ilgili olarak “Fiyat dışı unsurlar” başlõğõ al- tõnda, “Bir katılımcının en dü- şük fiyatı vermese bile ihaleyi kazanabilmesine dönük” dü- zenleme yapõldõ. Buna göre katõ- lõmcõnõn, “gerçekleştirmesine gerek olmadan, sadece sığırla- rı erken teslim etme taahhü- dünde bulunması” durumunda; “erken teslim edilecek her gün için 0.25 puan” verilmesi ve bu- nu içeren bir formül sayesinde, kendisinden daha düşük fiyat ve- ren bir başka katõlõmcõyõ eleme- sine olanak tanõndõ. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, 4 şehidin verildiği Tun- celi’deki Sarõyayla Karakolu bas- kõnõyla ilgili, “Karakol hazır değildi” iddiasõ üzerine Genel- kurmay Başkanlõğõ’ndan bilgi istedi. Bunun üzerine Köşk’e gi- den askerler, Cumhurbaşkanõ’na brifing verdi. Gül, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Uganda Cumhur- başkanõ Yoweri Kaguta Muse- veni ile düzenlediği ortak basõn toplantõsõnda, Tunceli’nin Nazi- miye ilçesi Sarõyayla Karako- lu’na yönelik terör saldõrõsõyla il- gili soruyu yanõtladõ. Gül, Sarõ- yayla Karakolu’na yapõlan sal- dõrõyla ilgili bazõ basõn yayõn or- ganlarõnda yer alan iddialarõn anõmsatõlmasõ ve “Bu iddialar- la ilgili Genelkurmay Başkan- lığı’ndan bilgi aldınız, aldığınız bilgiler ışığında bir ihmal söz konusu muydu” sorusuna, “Bu olay biraz farklı, herhangi bir mayın ya da operasyonlarda verdiğimiz şehitler değil, te- rör örgütünün cüreti söz ko- nusu burada. Dolayısıyla bu- nunla ilgili detaylı, geniş bilgi alma ihtiyacı hissettim ve bu- nunla ilgili geniş bilgiler al- dım. Her şeyden çıkartılacak dersler, alınacak tedbirler var- dır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu mücadeleyi kahramanlıkla yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir” dedi. Karakol baskõnõyla ilgili id- dialar konusunda Gül’ün talebi üzerine önceki gün Köşk’e giden Jandarma Komutanlõğõ Kurmay Başkanõ Korgeneral Mustafa Bıyık, Gül’e ayrõntõlõ bilgi sundu. 3 Ekim 2008 tarihinde 16 as- kerin şehit olduğu Aktütün Ka- rakolu’na düzenlenen saldõrõ- nõn ardõndan sõnõr karakollarõnõ güçlendirme kararõ alõnmõş, Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, TOKİ ile anlaşmõştõ. CNNTürk’ün inter- net sitesinde yer alan habere gö- re çalõşmalar başladõ ancak bu- güne kadar 169 karakolun bir ta- nesinin bile yenilenemedi. 35 karakolun inşaatõ sürüyor, 22’si ise hâlâ ihale aşamasõnda. Jan- darma Genel Komutanlõğõ’na ait karakol sayõsõ ise 112. Bu ka- rakollarõn da 88’inin inşaatõ sü- rüyor, 24’ü ihale aşamasõnda. Yani toplamda ihalesi henüz yapõlamayan 46 karakol bulu- nuyor. İhalesi yapõlan 123 ka- rakolun ise inşaatõ tamamlana- mamõş durumda. Güney Amerika ve ABD’den yapõlacak et ithalatõnda 30 günlük süre şüphesi Sõğõrlar ‘uçarak’ gelecek JANDARMADAN, KARAKOL BASKINI İLE İLGİLİ BİLGİ İSTEDİ Gül’e baskın sunumu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 4 şehidin verildiği Tunceli’de- ki Sarıyayla Karakolu baskınıyla ilgili jandarmadan bilgi aldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım, bölücü terör örgütüne ilişkin “Bu akılsızlar, bu ahmaklar bıraksın- lar enerjilerini boşa tüketmeyi, eğer bu ülke- nin geleceği için söyleyecekleri bir söz varsa, bir katkı varsa gelsin bunu yapsınlar” diye konuştu. Yõldõrõm, Uluslararasõ Nakliyeciler Derneği (UND) tarafõndan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde düzenlenen toplantõ- da konuştu. Yõldõrõm, Türkiye’de Ankara’nõn batõsõnõn zenginlik merkezi olduğunu, doğu bölgelerinde ise insan kalmadõğõnõ, bu durumun da altyapõ, istihdam ve ekonomik yatõrõmlarda sorunlara neden olduğunu dile getirdi. Geçen yõl Hakkâri’ye gerçekleştirdiği bir ziyarette kendisiyle fotoğraf çektiren çocuklarla yaşadõk- larõnõ aktarõrken gözleri dolan Yõldõrõm, “O tabloyu, o manzarayı görünce ülkemin gele- ceğine olan güvenim öylesine arttı ki şu an bile o heyecanı yaşıyorum. Onun için bu akılsızlar, bu ahmaklar bıraksınlar enerjile- rini boşa tüketmeyi, eğer bu ülkenin geleceği için söyleyecekleri bir söz varsa, bir katkı varsa gelsin bunu yapsınlar” dedi. BAKAN YILDIRIM’DAN PKK’YE TEPKİ ‘Bu akõlsõzlar, bu ahmaklar’OPERASYONLARIN DURMASI İSTENDİ ‘Gerekirse canlõ kalkan oluruz’ İstanbul Haber Servisi - Barõş ve Demokrasi Partisi (BDP) Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, sanatçõ Ferhat Tunç, Aynur Doğan, Mikail Aslan’õn da aralarõnda bulunduğu 68 sanatçõ, siyasetçi, yazar, işadamõ ve hukukçu, Tunceli’de süren çatõşmalarõn durmasõnõ iste- yerek, “Gerekirse canlı kalkan oluruz. Yeter ki bu çatışma ortamı son bulsun” dedi. Ken- dilerini “Dersimli aydın ve sanatçılar” olarak tanõmlayan grubun dün Taksim’deki İnsan Haklarõ Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenle- diği basõn toplantõsõnda konuşan Tunç, Tunce- li’deki operasyonlarõn sürdüğünü belirtti. Tunç, “Munzur Vadisi’nde yapılmak iste- nen barajlarla Dersim Doğası ve insanı yeni acılara sürüklenmek istenmektedir. Bizler, ölüme karşı yaşam için operasyon bölgele- rinde canlı kalkan olmak da dahil her türlü demokratik hakkımızı kullanacağız” dedi. Irak’ta düzenlenen bombalı saldırıda yaralanan 24 kişi Türkiye’de tedavi altına alındı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Iraklı yetkililerin 1 Mayıs günü Musul Üniver- sitesi’nin öğrencilerini taşıyan servis aracına düzenlenen saldırıda yarala- nanların tedavisini talep ettiklerini belirterek, “Bu çerçevede Başkanlığı- mızca; Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile yapılan koordinasyon sonucu, yaralılardan 24’ü Ge- nelkurmay Başkanlığı’nın tahsis ettiği bir uçakla Ankara’ya getirildi. Ya- ralılar, planlanan hastanelerde tedavi altına alınmıştır” denildi. (AA) IRAKLI YARALILAR ANKARA’DA MİLLİ EĞİTİM ŞÛRASI ‘Dışlama’ kararına tepki yağdı MAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Ba- kanlõğõ’nõn (MEB) 18. Milli Eğitim Şûrasõ’nõn toplanmasõna yaklaşõk 7 ay kala yaptõğõ dü- zenlemeyle eğitim sendikalarõ başkanlarõnõn şûraya katõlõmõnõ sõnõrlandõrmasõ, eğitimcilerin tepkisini çekti. Türkiye’de faaliyet gösteren yaklaşõk 20 eğitim sendikasõ başkanõndan yalnõzca konfede- rasyona bağlõ veya üye sayõsõ fazla olan 5 kişinin katõlacak olmasõ, şûrada eğitim alanõnda örgütlü sendikalarõn temsilinin en alt düzeye indirildiğini ka- nõtlõyor. Eğitim-Sen Genel Baş- kanõ Zübeyde Kılıç, eski yö- netmeliğe göre şûranõn üye tam sayõsõnõn üçte iki çoğunluğu ile toplanõrken yeni yönetmelikte bu durumun salt çoğunluk ola- rak değiştirildiğini belirterek “Bakanlığın ilgili genel mü- dürlüklerinden şûraya katıla- cak yönetici ve öğretmen üye- lerin sayısı arttırılırken üni- versiteleri temsilen katılacak rektör üye sayısının 20’den 15’e indirilmesi göstermekte- dir ki, bürokratik temsiliyet arttırılırken şûranın asıl katı- lımcıları dışlanmıştır.” Kõlõç, Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan iki üyenin de şûrada yer almasõ- nõn AKP’nin bugüne kadar be- nimsemiş olduğu ve bütün ku- rumlarõ kendi dünya görüşü doğrultusunda şekillendirme uygulamalarõnõn bir yansõmasõ olduğunu ifade etti. Yüksel Adıbelli: Uygulama düşündürücü Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli de “Düzenle- meyle Din İşleri Yüksek Ku- rulu’ndan 2 kişi gelirken üni- versitelerden gelen rektörle- rin sayısının düşürülmesi, sendika başkanlarına sınırla- ma getirilmesi düşündürücü” diye konuştu. Türk Eğitim-Sen Genel Baş- kanõ İsmail Koncuk ise 20 ki- şinin bir araya gelerek sendika kurduğunu, şûraya katõlacak sendikalara ilişkin bir baraj konulabileceğini ifade etti. Eğitim alanõnda 10’larca tabe- la sendikasõ olduğunu belirten Koncuk, eğitim konusunda önemli kuruluşlarõn başõnda gelen üniversitelerin katõlõmcõ sayõsõnõn düşürülmesinin ise doğru olmadõğõnõ belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle