23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Dünkü Üçlü Zirve Cumhurbaşkanı’nın her hafta Başbakan ile Genelkurmay Başkanı’nı ayrı ayrı kabul ederek görüşmesi, doğal olduğu kadar gerekli de bir gelenek. Başbakan’ın anayasa gereği kendisine bağlı olan Genelkurmay Başkanı ile yaptığı haftalık olağan toplantılar da öyle. Dün bunlara, bir yenisi eklendi. Perşembe günleri Çankaya ve Başbakanlık’ta gerçekleşen ikili görüşmeler, Cumhurbaşkanı’ndan gelen istek üzerine birleştirilerek üç saat süren o uzun, üçlü zirve yapıldı. Anayasanın “devletin başı” olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı’nın bu sıfatı ile “Devlet organlarının düzenli çalışmasını gözetmesi” ve o arada “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başkomutanlığını temsil” görevini de üstlendiği için dün başkanlığında gerçekleşen toplantıyı, bu açılardan değerlendirmek gerekiyor... Ama hemen çok gecikmiş olduğunu da o değerlendirmenin içine ekleyerek. Sağduyu sahibi, aklı başında hiç kimse ülkenin çok partili parlamenter sistemle yönetilme biçimine elbette karşı çıkmıyor. Seçimle gelen iktidarların da yine seçimle götürülmesini istiyor. Meşrutiyet döneminin toplumumuza armağan ettiği “halaskâran”, yani kurtarıcı görevlerine –hele günümüzde- soyunanların akıl sağlıklarından kuşku duyulmasını savunuyor. Aynı kuşkuyu, medyada, ekranlarda durumdan görev çıkartan çok bilmişlere de besliyor. Askerin duyguları Geçen haftanın başında emekli ya da muvazzaf 49 askerin gözaltına alınışını izleyen sürecin silah arkadaşları tarafından endişeyle izlendiği saklanabilir mi? Genelkurmay Başkanı’nın, son gözaltı ve tutuklamalardan önce Trabzon’da bir muhribe yaptığı denetleme görevi sırasında kendilerine karşı psikolojik harekât yapıldığını söylemesi, duyulan o endişelerin askeri bürokrasiye uygun anlatımıdır. Psikolojik harekâtın kışlalardaki tepkileri de, üç gün önce TSK’deki orgeneral ve oramirallerin karargâhta bir araya gelişiyle dışavurmuştur. Başbakan o tarihte İspanya’da bulunduğu için kendisine vekâlet eden Cemil Çiçek’in dün bir gazetede yer alan açıklamasından anlıyoruz ki Genelkurmay Başkanlığı, dört yıldızlı komutanların karargâhta toplanacaklarını, önceden hükümete bildirmiştir. Adı Balyoz Harekâtı olarak tanıtılan, askerlere göre 1. Ordu’nun doğal brifinglerinden 2003 yılında gerçekleştirilen bir düzenleme, hazırlanan senaryonun ve Selimiye’de konuşulanların tümünü içeren CD’ler ve beş bin sayfalık dosyasıyla 7 yıl sonra mutlaka o psikolojik harekâtı yöneten karargâh eliyle ve Taraf gazetesi aracılığıyla kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. İçeriğinde, İstanbul’daki iki büyük caminin bombalanması, bir savaş uçağımızın yine bir başka savaş uçağımız tarafından düşürülmesi, Koç Müzesi’nde sergilenen eski bir denizaltıya yerleştirilmiş patlayıcıların ateşlenerek özellikle o müzeye gelen küçük öğrencilerin yaşamlarına son verilmesi, gayrimüslim vatandaşlara karşı soykırım düzenlenmesi gibi iddiaların birbirini izlediği yayınların, kurum olarak silahlı kuvvetlerin halk karşısındaki itibarını sarsmasının kime ve nasıl yararı olacağını ne yazık ki hükümete anlatmak mümkün olamamıştır. Gül’ün uzun süren sessizliği Cumhurbaşkanı’nın da bu söylenti salgını karşısında uzun süre tepkisiz kalışından kârlı çıkan, sadece ülkede doğacak karmaşadan yararlanabilecek çevreler olduğunu fark etmek için onca zaman beklemek mi gerekiyordu? Sorun, şubat ayı başında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’na, o kurulun da başkanı olan Cumhurbaşkanı’nca getirilmeli, getirilmişse yayımlanan bildiride yer almalıydı. Aklın gösterdiği yöntemler yerine, kurumlar arasında çatışmayı körükleyen tutumların süregelmesi, silahlı kuvvetlerin itibarının korunmasını isteyenleri “demokrasi düşmanı askerciler” olarak suçlayanlar, Erdoğan hükümetinin Adalet Bakanlığı’nca 2006 yılında yayımlanan bir genelgeyle kuvvet komutanlarının adli olaylarda ifadelerini sadece başsavcıların alabileceğini bildirerek, askere ayrıcalık tanımış olduklarını unutmuş görünmüşlerdir. O genelgeyi en yakından bilmesi gereken savcılar, iki eski kuvvet komutanını apar topar gözaltına aldırmak yerine doğrudan davet edemezler miydi? Burası Türkiye Ama hayır. Burası Türkiye’dir. Sevgili ülkemizde insanların haysiyetleri, sağlık durumları, yaşları, konumları, tabii iktidarda olan kudret sahipleri dışında, dikkate alınmaz. O nedenledir ki bir cumhuriyet savcısı kendisine verilmiş olan yetkileri sonsuza kadar taşıyabileceğini sanarak Erzurum’dan kalkar, Erzincan’a gelir ve İlhan Cihaner olayını, hukuk tarihimize bence bir kara leke olarak yazdırır. Erzurum Başsavcılığı’nın, Ceza Usul Yasamızın 250. maddesinde birinci sınıf yargıç ve savcılarla ilgili soruşturmaların, ancak Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılacağını göz ardı etmesini, bir an için unuttuğunu varsayalım. Cihaner’e gönderilecek bir adli çağrı ve ifadesine başvurmak amacı ile Erzurum’a gelmesini istemek yerine, arkasına polis timlerini alarak bir başsavcının makamına girmek, arama yapmak çok mu şıktır? Başsavcı günlerdir içeride. İstanbul’dan kendisinin terör suçlusu olmadığı görüşüyle yetkisizlik kararı Erzurum’a gönderilmiş. Ona karşın Erzurum’daki hâkim, verilmiş olan tutukluluk kararında, aman allahım neler söyleyerek ısrar ediyor? Asker ya da sade vatandaş, hepimiz insan olarak bu ülkenin vatandaşları olarak sorunlarımızın anayasa ve kanunlar çerçevesinde çözüleceğinden emin olmak istiyoruz. Dünkü zirvenin bildirisinde yer alan “yıpratılmaması istenilen kurumlar” sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ile sınırlı değildir. Cumhurbaşkanlığı, hükümet, o hükümeti çıkartan parlamento, siyasal partiler, medyadır. Tek kelimeyle özetleyeceksek De-mok-rasi- mizdir. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Örnek, Fõrtõna ve Saygun gün boyu ifade verdikten sonra mahkemeye çõkarõlmadan serbest bõrakõldõ Komutanlar serbestİstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Harekât Planõ’na ilişkin so- ruşturma kapsamõnda gözaltõna alõnan eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ Or- amiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Ha- lil İbrahim Fırtına eski 1. Ordu Or- general Ergin Saygun savcõlõktaki sor- gularõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ. Fõrtõna “Hukuki bir sürecin aydın- latılması için buradayım” dedi. Say- gun için denetimli serbestlik hükmü uygulanmasõna karar verildi. Balyoz operasyonu kapsamõnda Eski Kuzey Deniz Saha Komutanõ emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün de aralarõnda bulunduğu yedisi mu- vazzaf 13 asker önceki gece tutukla- narak cezaevine gönderildi. Böylece tutuklanan asker sayõsõ 20’ye yüksel- di. Operasyon kapsamõnda üç gündür emniyette gözaltõnda tutulan emekli or- generaller Örnek, Fõrtõna ve Saygun ile 9’u muvazzaf 12 asker ayrõ ayrõ gruplar halinde yoğun güvenlik önle- mi altõnda Beşiktaş’taki İstanbul Ad- liyesi’ne getirildi. Ulusal Yargõ Ağõ Projesi’nde yaşanan sorun nedeniyle komutanlarõn ve diğer askerlerin ifa- delerinin alõnmasõna saat 13.30 sõra- larõnda başlanabildi. ‘Sorgudan sonra maç’ İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Ve- kili Turan Çolakkadı, kuvvet ko- mutanlarõnõn ifade vermeleri sõrasõn- da kendisinin de bulunacağõnõ ve tu- tanakta imzasõnõn yer alacağõnõ söyledi. Örnek ile Fõrtõna’nõn ifadesi soruş- turma savcõlarõndan Mehmet Berk ile Çolakkadõ, Saygun’un ifadesi ise sav- cõ Ali Haydar tarafõndan alõndõ. Fõr- tõna ve Örnek, adliyede geçirdikleri 10 saatin ardõndan serbest bõrakõldõ. Fõr- tõna ve Örnek’in TCK’nin 312. mad- desi olan “Cebir ve şiddet kullana- rak Türkiye Cumhuriyeti hükü- metini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan sorgulandõklarõ ifade edildi. Fõrtõna ve Örnek 2’şer saat sorgulan- dõ. Fõrtõna’nõn sorgusunun ardõndan savcõlarla maç muhabbeti yaptõklarõ id- dia edildi. Örnek ve Fõrtõna’nõn ar- dõndan Saygun da serbest bõrakõldõ. 9 kişiye tutuklama istemi Dün adliyeye sevk edilen Poyrazköy davasõnõn tutuksuz sanõğõ Albay Ali Türkşen, Albay Hasan Basri Aslan, Albay Abdullah Zafer Arısoy, Al- bay Mehmet Yoleri’nin de aralarõn- da bulunduğu 8 muvazzaf ile emekli Kurmay Albay Bülent Tunçay tu- tuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Emekli Tuğgeneral Süha Tan- yeli ile muvazzaf tümamiraller Semih Çetin ile Turgay Erdağ da akşam sa- atlerinde adliyeye sevk edildi. Ses karşılaştırması Dün Özel Yetkili Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’na sevk edilenlere savcõlõk sor- gularõ sõrasõnda kitap okutularak ad- liyedeki teknik ekip tarafõndan ses ör- nekleri alõndõ. Askerlerin ses örnek- leri, Balyoz Güvenlik Harekât Planõ seminerlerine ait 150 saatlik üst dü- zey komutanlarõn dijital ses kayõtla- rõ ile karşõlaştõrõlacak. Albay Ab- dullah Zafer Arısoy’un avukatõ Eda Salman, müvekkiline sorgula- ma sõrasõnda ortaya konulan delillerle direk bağlantõlõ olmayan sorularõn da sorulduğunu söyleyerek, “Aslında ses kayıtları karşılaştırıldıktan sonra ifadeleri alınsa çok daha sağlıklı olurdu” dedi. İddialara iliş- kin Albay Arõsoy’un kõzgõn olup ol- madõğõnõn sorulmasõ üzerine ise “Kızgın değil ama üzgün. Çünkü askeriyenin tavrı bu şekilde olamaz diyor. Özellikle cami bombalan- masıyla ilgili olarak askeriyenin hiç bu yönde tutumunun olmasının mümkün olmadığı yönünde söy- lemleri var” yanõtõnõ verdi. Önceki gün tutuklanan Tümamiral AYKUT KÜÇÜKKAYA Deniz Yarbay Ali Tatar inti- har ettikten 19 gün sonra emni- yet kriminalince tarafõndan “amirallere suikast notundaki yazının eli ürünü olmadığı- na” dair rapor verildiğinin orta- ya çõkmasõ üzerine gazetemize konuşan Tatar’õn ağabeyi Ahmet Tatar ortaya çõkan manzarayõ “hukuk cinayeti” olarak yo- rumladõ. Soruşturmayõ yürüten Savcõ Süleyman Pehlivan’a da- va açmak için ek klasörlerin çõkmasõnõ bekleyen Tatar ailesi önümüzdeki süreçte hukuki sü- reci hõzlandõracaklarõnõ söyle- di. Yarbay Tatar’õn eşi Nilüfer Tatar, iddianame eklerinin avu- katlara teslim edilmesinin ar- dõndan dava açõlmasõ için son aşamaya gelindiğini belirtti. Eski Deniz Kuvvetleri Ko- mutanõ emekli Oramiral Metin Ataç ile şimdiki Deniz Kuvvet- leri Komutanõ Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e suikast girişimi id- dialarõna ilişkin yürütülen so- ruşturma kapsamõnda hazõrla- nan iddianamenin ek klasörle- rinde, İstanbul Cumhuriyet Sav- cõsõ Süleyman Pehlivan’õn, inti- har eden Deniz Yarbay Tatar hakkõndaki tespitleri yer almõş- tõ. “Silahlı terör örgütüne üye olmak fiiliyle ilgili olarak şüp- helinin soruşturma sırasında 19 Aralık 2009 vefatı nedeniyle atılı suçtan hakkında kamu adına takibat yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir” diyen Pehlivan’õn Tatar’la ilgi- li iki tespiti şöyle: ELİ ÜRÜNÜ DEĞİL Dosya- da mevcut Emniyet Genel Mü- dürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarõ Müdürlüğü’nün 07/01/2010 tarihli (Ali Tatar bu tarihten 19 gün önce intihar etmişti) raporunda şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe No- yan’õn kullandõklarõ ikamet- gâhta ele geçirilen üzerinde ‘Alb. Tayfun Duman’dan ge- lecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa’ya yapılacak ope- rasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Si- ze teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz’ şeklinde yazõ bulunan notun şüpheli Ali Tatar’õn eli ürünü ol- madõğõ belirtilmiştir. DELİL BULUNAMADI So- ruşturma başlatõlmasõna esas alõ- nan ihbar mektubuna konu edi- len, şüpheli Tatar’õn muvazzaf teğmenler ve askeri öğrencilerin uyuşturucu satõşõna göz yumdu- ğu, bu suretle uyuşturucu satõşõ- nõ kolaylaştõrdõğõ iddiasõnõ teyit eden delil ve emare bulunmadõ- ğõ, bu suçla ilgili olarak hakkõn- da kovuşturma yapõlmasõna yer olmadõğõna dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varõlmõştõr. Tatar ne demişti? Deniz Kuvvetleri Komutanõ Oramiral Yiğit ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ emekli Oramiral Metin Ataç’a yönelik suikast girişiminde bulunduğu iddiasõyla ikinci kez gözaltõna alõ- nõrken 19 Ocak 2009 günü inti- har eden Deniz Yarbay Ali Ta- tar’õn cenaze törenine kendisine suikast düzenleneceği iddia edi- len Oramiral Yiğit de katõlmõş- tõ. Tatar’õn eşi Nilüfer Tatar’õn, soruşturmayõ yürüten savcõya yönelik, “Süleyman Pehlivan sen kimin adamısın? Ameri- ka’nın mı, Fethullah’ın mı? Kocamı harcadın... Alevi su- bayların üzerine oynuyorlar. TSK’ye komplo kuruyorlar. Bu komplo 10 yılda hazırlan- dı. Ellerinde hiçbir belge yok- ken ikinci kez tutuklamaya geldiler” tepkisi kamuoyunun dikkatini çekmişti. Ağabey Tatar: Hukuk cinayeti 2 kıl Adli Tıp’ta kayboldu mu? Deniz Yarbay Ali Tatar intihar ettikten 19 gün sonra emniyet kriminalince tarafõndan “amirallere suikast notundaki yazõnõn eli ürünü olmadõğõna” dair rapor verildiğinin ortaya çõkmasõ üzerine aile isyan etti Haber Merkezi - 7 Mayõs’ta görülmeye baş- lanacak olan amirallere suikast iddianamesinin ek klasörlerinde yeni bir Ad- li Tõp skandalõ yer aldõ. NTV’nin haberine göre Gölcük’te teğmenlere ait evde yapõlan aramada bir miktar TNT kalõbõnõn ya- nõ sõra bir miktar da uyuş- turucu ele geçirildi. Polis ekipleri, uyuşturucunun sarõlõ olduğu bantõn üze- rinde 2 adet kõl buldu. Soruşturmayõ yürüten Savcõ Süleyman Pehli- van, teğmenler Tarık Ayabakan, Alperen Er- doğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Ülkü Öz- türk’ten alõnan örneklerin bu kõllar ile karşõlaştõrõl- masõnõ istedi. Alõnan ör- nekler ve bulunan 2 kõl, mühürlü torba ile Adli Tõp Kurumu’na gönderil- di. Adli Tõp Kurumu, bir süre sonra savcõlõğa ver- diği bilgide, örnekleri alõ- nan 5 teğmenin de uyuş- turucu kullanmadõklarõnõ bildirdi. Adli Tõp, savcõlõ- ğa gönderdiği yazõda, “Tetkik konusu 2 adet kıl örneğinin mühürlü torbadan çıkmaması ne- deniyle mukayese yapı- lamamıştır” denildi. Bu- nun üzerine soruşturmayõ yürüten savcõ, Adli Tõp Kurumu Başkanlõğõ’na ye- ni bir yazõ gönderdi. Sav- cõ bu kez de, söz konusu 2 adet kõlõn, Adli Tõp Kuru- mu’nun başka bir birimi- ne gönderilme ihtimalinin de göz önüne alõnmasõnõ istedi. Savcõlõk, 2 kõlõn bu- lunmasõ durumunda kar- şõlaştõrmanõn yapõlmasõnõ, sonucun da kendilerine bildirilmesini istedi. Öte yandan CHP Mil- letvekili Ali İhsan Kök- türk, Başbakan Erdo- ğan’a kõllar Adli Tõp’ta kaybolduğu haberleri- nin doğru olup olmadõ- ğõnõ sordu. Eski 1. Ordu Komutanõ emekli Or- general Çetin Doğan, bugün adliye- ye sevk edilecek. Çetin Doğan’õn avu- katõ Celal Ülgen dün adliyeye gele- rek soruşturmayõ yürüten cumhuriyet savcõlarõ ile gö-rüştü. Ülgen, Do- ğan’õn ifadesinin alõnmasõna bugün sa- at 09.00 ya da 09.30 sõralarõnda baş- lanacağõnõ kaydetti. Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün Cemil Çiçek imzasõyla 2006’da bir genelge yayõmladõğõnõ belirten Ül- gen, bu genelgeyle, bazõ üst düzey gö- revlilerin başsavcõ ya da başsavcõ ve- kilince ifadesinin alõnmasõnõn isten- diğini kaydetti. Genelgeyi gazetecilere gösteren Ülgen, genelgenin 15. mad- desi kapsamõnda ifadesi alõnmasõ ge- reken kişiler arasõna birinci ordu ko- mutanõ olmasõ nedeniyle Doğan’õn da girdiğini düşündüklerini belirtti. Do- ğan’õn emniyette susma hakkõnõ kul- landõğõnõ anõmsatan Ülgen, “Sadece kimlik bilgilerini verdikten sonra bi- ze herhangi bir soru yöneltilmedi. Soruları inceleme olanağı da veril- medi” dedi. İfadeyi alacak savcõlarõn meşgul olmasõ nedeniyle en sona bõ- rakõldõğõnõ ifade eden Ülgen, Do- ğan’a genelge uygulanmazsa da ifa- delerini vereceklerini, ancak uygula- maya itiraz edip neden uygulanmadõ- ğõnõn gerekçesini isteyeceklerini vur- guladõ. Ülgen savcõyla görüşmeye çõktõğõnda Fõrtõna, Örnek ve Say- gun’u da gördüğünü, morallerinin iyi olduğunu söyledi. Doğan’õn avukat- larõndan İsmail Tepecik de “Bu se- naryolar uydurmacadır, Balyoz ha- rekâtı uydurmacadır. Müvekkilim görevinin gereğini yapmıştır. Ya- salara aykırı işlem yapmamıştır” de- di. Tepecik, Doğan’õn sağlõğõnõn iyi, moralinin tam olduğunu ifade etti. 20 KİŞİ TUTUKLANDI 13 KİŞİ SERBEST Soruşturmada serbest bõrakõlan- lar: emekli Albay Mustafa Ça- lış, emekli Tuğgeneral Ahmet Baki Erdoğan, emekli Tuğgene- ral Gaffur Aksu, emekli Albay Yusuf Ziya Toker, emekli Albay Musa İstek, emekli Tuğamiral Engin Baykal, emekli Korgene- ral Ayhan Taş, emekli Korami- ral Lütfi Sancar, emekli Kurmay Albay Ahmet Metin Dikici, emekli Astsubay Arif Erşan, Al- bay Cengiz Köylü, Albay Tayfun Duman, bir muvazzaf subay. Balyoz soruşturmasõ kapsamõnda dün saat 15.30 itibarõyla 9’u mu- vazzaf 11 üst düzey asker olmak üzere toplam 20 kişi tutuklu bulu- nuyordu. Askerlerin “yasadışı si- lahlı örgüt üyesi olmak”, “Türki- ye Cumhuriyeti hükümetini silah zoruyla ortadan kaldırmaya te- şebbüs” suçlarõndan tutuklandõk- larõ belirtildi. Tutuklanan isimlerin listesi şöyle: Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Tuğ- general İzzet Ocak, emekli Albay Kubilay Aktaş, Tümgeneral Bekir Memiş, Albay Recep Yıldız, Albay Mustafa Öncel, Albay Murat Öz- çelik, emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü, emekli Albay Emin Kü- çükkılıç, emekli Albay Suat Aytõn, emekli Kurmay Albay Ümit Öz- can, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, emekli Tuğgeneral Meh- met Kaya Varol, emekli Albay Ali İhsan Çavdaroğlu, Tümamiral Cem Ramazan Gürdeniz, emekli Tümamiral Özür Karabulut, Tuğ- amiral Aziz Çakmak, Yarbay Ha- nifi Yõldõrõm, Albay Yüksel Gürcan. Tümgeneral İhsan Balabanlõ. Çetin Doğan bugün ifade verecek AİLE DAVA AÇACAK Soruşturmayı yürüten Savcı Süleyman Pehlivan’a dava açmak için ek klasörlerin çıkmasını bekleyen Tatar ailesi önümüzdeki günlerde hukuki süreci hızlandıracaklarını söyledi. Ramazan Cem Gürdeniz’in kendi- sini tutuklayan Özel Yetkili İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti üye- si hâkim ile koridorda karşõlaştõğõ be- lirtildi. Gürdenizi’in tutuklama mü- zekkeresinin yazõlmasõnõ beklediği sõrada yaşanan karşõlaşma sõrasõnda ha- kime “Tebrikler hâkim bey. Tarihe geçtiniz” dediği öğrenildi. Avukatların kararsızlığı Avukatlar Bilal Bayraktar’õn ifa- deleri aldõktan sonra 25 dakika için- de 8 kişi için tutuklama istemiyle mahkemeye sevk kararõ aldõğõnõ ile- ri sürdü. Savcõnõn dosyayõ okumadan ve belgeleri incelemeden böyle bir ka- rar aldõğõnõ iddia eden avukatlar, as- kerlerin sorgu hâkimliğindeki ifade al- ma işlemine katõlõp katõlmama ko- nusunda kararsõzlõk yaşadõ. Avukat- lar kõsõtlama kararõnõn hukuksuz bir şekilde uygulandõğõnõ da ifade etti. Tutuklanmasõ istenen Mehmet Yo- leri’nin avukatõ Bülent Hattat, sav- cõlarõn Taraf gazetesinden gelen bel- gelere ciddiyet atfederek sorgulama yaptõklarõnõ savundu. Belgelerin ger- çek olduğu yönündeki raporlarõn ta- lep etmelerine karşõn kendilerine ve- rilmediğini söyleyerek, “Böyle bir ra- por alınması da bana göre müm- kün değil. Bu belgelerin karşılaş- tırmasını neyle yapmışlar” dedi. ‘YANLIŞLARI AÇIKLAMAK İÇİN...’ Adliyeden ayrılırken kısa bir açıklama yapan Fır- tına “Gerek şahsıma gerek Hava Kuvvetleri’ne ge- rekse kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönük doğruymuş gibi gösterilen hususlardaki eksiklikle- ri yanlışlıkları açıklamak üzere yapılmakta olan hukuki sürecin aydınlatılması için buradaydım. Bunu yeterince yaptığıma inanıyorum ve aranız- dayım şu an” dedi. Fırtına “Neyle suçlanıyorsu- nuz?” şeklindeki soruya ise “Yanlış anlamaları dü- zeltmeye çalıştığımı söyledim” yanıtını verdi. ‘KAÇMA ŞÜPHELERİ YOK’ Komutanların ardından adliyeden ayrılan Başsav- cı Vekili Çolakkadı, komutanların kaçma şüphele- ri olmadığı için serbest bırakıldıklarını belirtti. Çolakkadı şunları söyledi: “Aralık ayında yine ifa- delerini alıp serbest bırakmıştık. Kaçmadılar. Yeni bir soruşturma ve suçlama ile ilgili aradığımızda adreslerinde bulduk. Delilleri karartma teşebbüsü- ne rastlamadık. Dolayısıyla serbest bıraktığımız halde iki ayda adreslerini terk etmedikleri için kaçmayacakları gerekçesiyle serbest bıraktık.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle