Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
26 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Dünkü Üçlü Zirve
Cumhurbaşkanı’nın her hafta Başbakan ile
Genelkurmay Başkanı’nı ayrı ayrı kabul ederek
görüşmesi, doğal olduğu kadar gerekli de bir
gelenek. Başbakan’ın anayasa gereği kendisine
bağlı olan Genelkurmay Başkanı ile yaptığı haftalık
olağan toplantılar da öyle.
Dün bunlara, bir yenisi eklendi. Perşembe
günleri Çankaya ve Başbakanlık’ta gerçekleşen
ikili görüşmeler, Cumhurbaşkanı’ndan gelen istek
üzerine birleştirilerek üç saat süren o uzun, üçlü
zirve yapıldı. Anayasanın “devletin başı” olarak
tanımladığı Cumhurbaşkanı’nın bu sıfatı ile
“Devlet organlarının düzenli çalışmasını
gözetmesi” ve o arada “Türkiye Büyük Millet
Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
başkomutanlığını temsil” görevini de üstlendiği
için dün başkanlığında gerçekleşen toplantıyı, bu
açılardan değerlendirmek gerekiyor...
Ama hemen çok gecikmiş olduğunu da o
değerlendirmenin içine ekleyerek. Sağduyu sahibi,
aklı başında hiç kimse ülkenin çok partili
parlamenter sistemle yönetilme biçimine elbette
karşı çıkmıyor. Seçimle gelen iktidarların da yine
seçimle götürülmesini istiyor. Meşrutiyet
döneminin toplumumuza armağan ettiği
“halaskâran”, yani kurtarıcı görevlerine –hele
günümüzde- soyunanların akıl sağlıklarından
kuşku duyulmasını savunuyor. Aynı kuşkuyu,
medyada, ekranlarda durumdan görev çıkartan
çok bilmişlere de besliyor.
Askerin duyguları
Geçen haftanın başında emekli ya da muvazzaf
49 askerin gözaltına alınışını izleyen sürecin silah
arkadaşları tarafından endişeyle izlendiği
saklanabilir mi? Genelkurmay Başkanı’nın, son
gözaltı ve tutuklamalardan önce Trabzon’da bir
muhribe yaptığı denetleme görevi sırasında
kendilerine karşı psikolojik harekât yapıldığını
söylemesi, duyulan o endişelerin askeri
bürokrasiye uygun anlatımıdır. Psikolojik harekâtın
kışlalardaki tepkileri de, üç gün önce TSK’deki
orgeneral ve oramirallerin karargâhta bir araya
gelişiyle dışavurmuştur.
Başbakan o tarihte İspanya’da bulunduğu için
kendisine vekâlet eden Cemil Çiçek’in dün bir
gazetede yer alan açıklamasından anlıyoruz ki
Genelkurmay Başkanlığı, dört yıldızlı komutanların
karargâhta toplanacaklarını, önceden hükümete
bildirmiştir. Adı Balyoz Harekâtı olarak tanıtılan,
askerlere göre 1. Ordu’nun doğal brifinglerinden
2003 yılında gerçekleştirilen bir düzenleme,
hazırlanan senaryonun ve Selimiye’de
konuşulanların tümünü içeren CD’ler ve beş bin
sayfalık dosyasıyla 7 yıl sonra mutlaka o psikolojik
harekâtı yöneten karargâh eliyle ve Taraf gazetesi
aracılığıyla kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
İçeriğinde, İstanbul’daki iki büyük caminin
bombalanması, bir savaş uçağımızın yine bir
başka savaş uçağımız tarafından düşürülmesi,
Koç Müzesi’nde sergilenen eski bir denizaltıya
yerleştirilmiş patlayıcıların ateşlenerek özellikle o
müzeye gelen küçük öğrencilerin yaşamlarına son
verilmesi, gayrimüslim vatandaşlara karşı soykırım
düzenlenmesi gibi iddiaların birbirini izlediği
yayınların, kurum olarak silahlı kuvvetlerin halk
karşısındaki itibarını sarsmasının kime ve nasıl
yararı olacağını ne yazık ki hükümete anlatmak
mümkün olamamıştır.
Gül’ün uzun süren sessizliği
Cumhurbaşkanı’nın da bu söylenti salgını
karşısında uzun süre tepkisiz kalışından kârlı
çıkan, sadece ülkede doğacak karmaşadan
yararlanabilecek çevreler olduğunu fark etmek için
onca zaman beklemek mi gerekiyordu?
Sorun, şubat ayı başında toplanan Milli
Güvenlik Kurulu’na, o kurulun da başkanı olan
Cumhurbaşkanı’nca getirilmeli, getirilmişse
yayımlanan bildiride yer almalıydı.
Aklın gösterdiği yöntemler yerine, kurumlar
arasında çatışmayı körükleyen tutumların
süregelmesi, silahlı kuvvetlerin itibarının
korunmasını isteyenleri “demokrasi düşmanı
askerciler” olarak suçlayanlar, Erdoğan
hükümetinin Adalet Bakanlığı’nca 2006 yılında
yayımlanan bir genelgeyle kuvvet komutanlarının
adli olaylarda ifadelerini sadece başsavcıların
alabileceğini bildirerek, askere ayrıcalık tanımış
olduklarını unutmuş görünmüşlerdir.
O genelgeyi en yakından bilmesi gereken
savcılar, iki eski kuvvet komutanını apar topar
gözaltına aldırmak yerine doğrudan davet
edemezler miydi?
Burası Türkiye
Ama hayır. Burası Türkiye’dir. Sevgili ülkemizde
insanların haysiyetleri, sağlık durumları, yaşları,
konumları, tabii iktidarda olan kudret sahipleri
dışında, dikkate alınmaz.
O nedenledir ki bir cumhuriyet savcısı kendisine
verilmiş olan yetkileri sonsuza kadar
taşıyabileceğini sanarak Erzurum’dan kalkar,
Erzincan’a gelir ve İlhan Cihaner olayını, hukuk
tarihimize bence bir kara leke olarak yazdırır.
Erzurum Başsavcılığı’nın, Ceza Usul Yasamızın
250. maddesinde birinci sınıf yargıç ve savcılarla
ilgili soruşturmaların, ancak Yargıtay’ın ilgili
dairesi tarafından yapılacağını göz ardı etmesini,
bir an için unuttuğunu varsayalım.
Cihaner’e gönderilecek bir adli çağrı ve
ifadesine başvurmak amacı ile Erzurum’a
gelmesini istemek yerine, arkasına polis timlerini
alarak bir başsavcının makamına girmek, arama
yapmak çok mu şıktır?
Başsavcı günlerdir içeride. İstanbul’dan
kendisinin terör suçlusu olmadığı görüşüyle
yetkisizlik kararı Erzurum’a gönderilmiş. Ona
karşın Erzurum’daki hâkim, verilmiş olan
tutukluluk kararında, aman allahım neler
söyleyerek ısrar ediyor?
Asker ya da sade vatandaş, hepimiz insan
olarak bu ülkenin vatandaşları olarak
sorunlarımızın anayasa ve kanunlar çerçevesinde
çözüleceğinden emin olmak istiyoruz.
Dünkü zirvenin bildirisinde yer alan
“yıpratılmaması istenilen kurumlar” sadece Türk
Silahlı Kuvvetleri ile sınırlı değildir.
Cumhurbaşkanlığı, hükümet, o hükümeti
çıkartan parlamento, siyasal partiler, medyadır.
Tek kelimeyle özetleyeceksek De-mok-rasi-
mizdir.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Örnek, Fõrtõna ve Saygun gün boyu ifade verdikten sonra mahkemeye çõkarõlmadan serbest bõrakõldõ
Komutanlar serbestİstanbul Haber Servisi - Balyoz
Güvenlik Harekât Planõ’na ilişkin so-
ruşturma kapsamõnda gözaltõna alõnan
eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ Or-
amiral Özden Örnek, eski Hava
Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Ha-
lil İbrahim Fırtına eski 1. Ordu Or-
general Ergin Saygun savcõlõktaki sor-
gularõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ.
Fõrtõna “Hukuki bir sürecin aydın-
latılması için buradayım” dedi. Say-
gun için denetimli serbestlik hükmü
uygulanmasõna karar verildi.
Balyoz operasyonu kapsamõnda
Eski Kuzey Deniz Saha Komutanõ
emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün
de aralarõnda bulunduğu yedisi mu-
vazzaf 13 asker önceki gece tutukla-
narak cezaevine gönderildi. Böylece
tutuklanan asker sayõsõ 20’ye yüksel-
di. Operasyon kapsamõnda üç gündür
emniyette gözaltõnda tutulan emekli or-
generaller Örnek, Fõrtõna ve Saygun
ile 9’u muvazzaf 12 asker ayrõ ayrõ
gruplar halinde yoğun güvenlik önle-
mi altõnda Beşiktaş’taki İstanbul Ad-
liyesi’ne getirildi. Ulusal Yargõ Ağõ
Projesi’nde yaşanan sorun nedeniyle
komutanlarõn ve diğer askerlerin ifa-
delerinin alõnmasõna saat 13.30 sõra-
larõnda başlanabildi.
‘Sorgudan sonra maç’
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Ve-
kili Turan Çolakkadı, kuvvet ko-
mutanlarõnõn ifade vermeleri sõrasõn-
da kendisinin de bulunacağõnõ ve tu-
tanakta imzasõnõn yer alacağõnõ söyledi.
Örnek ile Fõrtõna’nõn ifadesi soruş-
turma savcõlarõndan Mehmet Berk ile
Çolakkadõ, Saygun’un ifadesi ise sav-
cõ Ali Haydar tarafõndan alõndõ. Fõr-
tõna ve Örnek, adliyede geçirdikleri 10
saatin ardõndan serbest bõrakõldõ. Fõr-
tõna ve Örnek’in TCK’nin 312. mad-
desi olan “Cebir ve şiddet kullana-
rak Türkiye Cumhuriyeti hükü-
metini ortadan kaldırmaya veya
görevlerini yapmasını kısmen veya
tamamen engellemeye teşebbüs”
suçundan sorgulandõklarõ ifade edildi.
Fõrtõna ve Örnek 2’şer saat sorgulan-
dõ. Fõrtõna’nõn sorgusunun ardõndan
savcõlarla maç muhabbeti yaptõklarõ id-
dia edildi. Örnek ve Fõrtõna’nõn ar-
dõndan Saygun da serbest bõrakõldõ.
9 kişiye tutuklama istemi
Dün adliyeye sevk edilen Poyrazköy
davasõnõn tutuksuz sanõğõ Albay Ali
Türkşen, Albay Hasan Basri Aslan,
Albay Abdullah Zafer Arısoy, Al-
bay Mehmet Yoleri’nin de aralarõn-
da bulunduğu 8 muvazzaf ile emekli
Kurmay Albay Bülent Tunçay tu-
tuklanma istemiyle mahkemeye sevk
edildi. Emekli Tuğgeneral Süha Tan-
yeli ile muvazzaf tümamiraller Semih
Çetin ile Turgay Erdağ da akşam sa-
atlerinde adliyeye sevk edildi.
Ses karşılaştırması
Dün Özel Yetkili Cumhuriyet Sav-
cõlõğõ’na sevk edilenlere savcõlõk sor-
gularõ sõrasõnda kitap okutularak ad-
liyedeki teknik ekip tarafõndan ses ör-
nekleri alõndõ. Askerlerin ses örnek-
leri, Balyoz Güvenlik Harekât Planõ
seminerlerine ait 150 saatlik üst dü-
zey komutanlarõn dijital ses kayõtla-
rõ ile karşõlaştõrõlacak. Albay Ab-
dullah Zafer Arısoy’un avukatõ
Eda Salman, müvekkiline sorgula-
ma sõrasõnda ortaya konulan delillerle
direk bağlantõlõ olmayan sorularõn da
sorulduğunu söyleyerek, “Aslında
ses kayıtları karşılaştırıldıktan
sonra ifadeleri alınsa çok daha
sağlıklı olurdu” dedi. İddialara iliş-
kin Albay Arõsoy’un kõzgõn olup ol-
madõğõnõn sorulmasõ üzerine ise
“Kızgın değil ama üzgün. Çünkü
askeriyenin tavrı bu şekilde olamaz
diyor. Özellikle cami bombalan-
masıyla ilgili olarak askeriyenin hiç
bu yönde tutumunun olmasının
mümkün olmadığı yönünde söy-
lemleri var” yanõtõnõ verdi.
Önceki gün tutuklanan Tümamiral
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Deniz Yarbay Ali Tatar inti-
har ettikten 19 gün sonra emni-
yet kriminalince tarafõndan
“amirallere suikast notundaki
yazının eli ürünü olmadığı-
na” dair rapor verildiğinin orta-
ya çõkmasõ üzerine gazetemize
konuşan Tatar’õn ağabeyi Ahmet
Tatar ortaya çõkan manzarayõ
“hukuk cinayeti” olarak yo-
rumladõ. Soruşturmayõ yürüten
Savcõ Süleyman Pehlivan’a da-
va açmak için ek klasörlerin
çõkmasõnõ bekleyen Tatar ailesi
önümüzdeki süreçte hukuki sü-
reci hõzlandõracaklarõnõ söyle-
di. Yarbay Tatar’õn eşi Nilüfer
Tatar, iddianame eklerinin avu-
katlara teslim edilmesinin ar-
dõndan dava açõlmasõ için son
aşamaya gelindiğini belirtti.
Eski Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanõ emekli Oramiral Metin
Ataç ile şimdiki Deniz Kuvvet-
leri Komutanõ Oramiral Eşref
Uğur Yiğit’e suikast girişimi id-
dialarõna ilişkin yürütülen so-
ruşturma kapsamõnda hazõrla-
nan iddianamenin ek klasörle-
rinde, İstanbul Cumhuriyet Sav-
cõsõ Süleyman Pehlivan’õn, inti-
har eden Deniz Yarbay Tatar
hakkõndaki tespitleri yer almõş-
tõ. “Silahlı terör örgütüne üye
olmak fiiliyle ilgili olarak şüp-
helinin soruşturma sırasında
19 Aralık 2009 vefatı nedeniyle
atılı suçtan hakkında kamu
adına takibat yapılmasına yer
olmadığına karar verilmiştir”
diyen Pehlivan’õn Tatar’la ilgi-
li iki tespiti şöyle:
ELİ ÜRÜNÜ DEĞİL Dosya-
da mevcut Emniyet Genel Mü-
dürlüğü İstanbul Kriminal Polis
Laboratuvarõ Müdürlüğü’nün
07/01/2010 tarihli (Ali Tatar
bu tarihten 19 gün önce intihar
etmişti) raporunda şüpheliler
Faruk Akın ve Sinan Efe No-
yan’õn kullandõklarõ ikamet-
gâhta ele geçirilen üzerinde
‘Alb. Tayfun Duman’dan ge-
lecek fizibiliteye göre Uğur ve
Metin Paşa’ya yapılacak ope-
rasyonun detay ve tarihlerini
Levent Bektaş, Orhan Yücel
Albay üzerinden iletecek. Si-
ze teslim edilen malzemeleri
korunaklı bir yerde tutunuz’
şeklinde yazõ bulunan notun
şüpheli Ali Tatar’õn eli ürünü ol-
madõğõ belirtilmiştir.
DELİL BULUNAMADI So-
ruşturma başlatõlmasõna esas alõ-
nan ihbar mektubuna konu edi-
len, şüpheli Tatar’õn muvazzaf
teğmenler ve askeri öğrencilerin
uyuşturucu satõşõna göz yumdu-
ğu, bu suretle uyuşturucu satõşõ-
nõ kolaylaştõrdõğõ iddiasõnõ teyit
eden delil ve emare bulunmadõ-
ğõ, bu suçla ilgili olarak hakkõn-
da kovuşturma yapõlmasõna yer
olmadõğõna dair karar verilmesi
gerektiği kanaatine varõlmõştõr.
Tatar ne demişti?
Deniz Kuvvetleri Komutanõ
Oramiral Yiğit ile eski Deniz
Kuvvetleri Komutanõ emekli
Oramiral Metin Ataç’a yönelik
suikast girişiminde bulunduğu
iddiasõyla ikinci kez gözaltõna alõ-
nõrken 19 Ocak 2009 günü inti-
har eden Deniz Yarbay Ali Ta-
tar’õn cenaze törenine kendisine
suikast düzenleneceği iddia edi-
len Oramiral Yiğit de katõlmõş-
tõ. Tatar’õn eşi Nilüfer Tatar’õn,
soruşturmayõ yürüten savcõya
yönelik, “Süleyman Pehlivan
sen kimin adamısın? Ameri-
ka’nın mı, Fethullah’ın mı?
Kocamı harcadın... Alevi su-
bayların üzerine oynuyorlar.
TSK’ye komplo kuruyorlar.
Bu komplo 10 yılda hazırlan-
dı. Ellerinde hiçbir belge yok-
ken ikinci kez tutuklamaya
geldiler” tepkisi kamuoyunun
dikkatini çekmişti.
Ağabey Tatar: Hukuk cinayeti
2 kıl Adli Tıp’ta
kayboldu mu?
Deniz Yarbay Ali Tatar intihar ettikten 19 gün sonra emniyet kriminalince tarafõndan “amirallere suikast
notundaki yazõnõn eli ürünü olmadõğõna” dair rapor verildiğinin ortaya çõkmasõ üzerine aile isyan etti
Haber Merkezi - 7
Mayõs’ta görülmeye baş-
lanacak olan amirallere
suikast iddianamesinin ek
klasörlerinde yeni bir Ad-
li Tõp skandalõ yer aldõ.
NTV’nin haberine göre
Gölcük’te teğmenlere ait
evde yapõlan aramada bir
miktar TNT kalõbõnõn ya-
nõ sõra bir miktar da uyuş-
turucu ele geçirildi. Polis
ekipleri, uyuşturucunun
sarõlõ olduğu bantõn üze-
rinde 2 adet kõl buldu.
Soruşturmayõ yürüten
Savcõ Süleyman Pehli-
van, teğmenler Tarık
Ayabakan, Alperen Er-
doğan, Burak Düzalan,
Yakut Aksoy ve Ülkü Öz-
türk’ten alõnan örneklerin
bu kõllar ile karşõlaştõrõl-
masõnõ istedi. Alõnan ör-
nekler ve bulunan 2 kõl,
mühürlü torba ile Adli
Tõp Kurumu’na gönderil-
di. Adli Tõp Kurumu, bir
süre sonra savcõlõğa ver-
diği bilgide, örnekleri alõ-
nan 5 teğmenin de uyuş-
turucu kullanmadõklarõnõ
bildirdi. Adli Tõp, savcõlõ-
ğa gönderdiği yazõda,
“Tetkik konusu 2 adet
kıl örneğinin mühürlü
torbadan çıkmaması ne-
deniyle mukayese yapı-
lamamıştır” denildi. Bu-
nun üzerine soruşturmayõ
yürüten savcõ, Adli Tõp
Kurumu Başkanlõğõ’na ye-
ni bir yazõ gönderdi. Sav-
cõ bu kez de, söz konusu 2
adet kõlõn, Adli Tõp Kuru-
mu’nun başka bir birimi-
ne gönderilme ihtimalinin
de göz önüne alõnmasõnõ
istedi. Savcõlõk, 2 kõlõn bu-
lunmasõ durumunda kar-
şõlaştõrmanõn yapõlmasõnõ,
sonucun da kendilerine
bildirilmesini istedi.
Öte yandan CHP Mil-
letvekili Ali İhsan Kök-
türk, Başbakan Erdo-
ğan’a kõllar Adli Tõp’ta
kaybolduğu haberleri-
nin doğru olup olmadõ-
ğõnõ sordu.
Eski 1. Ordu Komutanõ emekli Or-
general Çetin Doğan, bugün adliye-
ye sevk edilecek. Çetin Doğan’õn avu-
katõ Celal Ülgen dün adliyeye gele-
rek soruşturmayõ yürüten cumhuriyet
savcõlarõ ile gö-rüştü. Ülgen, Do-
ğan’õn ifadesinin alõnmasõna bugün sa-
at 09.00 ya da 09.30 sõralarõnda baş-
lanacağõnõ kaydetti. Adalet Bakanlõğõ
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün
Cemil Çiçek imzasõyla 2006’da bir
genelge yayõmladõğõnõ belirten Ül-
gen, bu genelgeyle, bazõ üst düzey gö-
revlilerin başsavcõ ya da başsavcõ ve-
kilince ifadesinin alõnmasõnõn isten-
diğini kaydetti. Genelgeyi gazetecilere
gösteren Ülgen, genelgenin 15. mad-
desi kapsamõnda ifadesi alõnmasõ ge-
reken kişiler arasõna birinci ordu ko-
mutanõ olmasõ nedeniyle Doğan’õn da
girdiğini düşündüklerini belirtti. Do-
ğan’õn emniyette susma hakkõnõ kul-
landõğõnõ anõmsatan Ülgen, “Sadece
kimlik bilgilerini verdikten sonra bi-
ze herhangi bir soru yöneltilmedi.
Soruları inceleme olanağı da veril-
medi” dedi. İfadeyi alacak savcõlarõn
meşgul olmasõ nedeniyle en sona bõ-
rakõldõğõnõ ifade eden Ülgen, Do-
ğan’a genelge uygulanmazsa da ifa-
delerini vereceklerini, ancak uygula-
maya itiraz edip neden uygulanmadõ-
ğõnõn gerekçesini isteyeceklerini vur-
guladõ. Ülgen savcõyla görüşmeye
çõktõğõnda Fõrtõna, Örnek ve Say-
gun’u da gördüğünü, morallerinin iyi
olduğunu söyledi. Doğan’õn avukat-
larõndan İsmail Tepecik de “Bu se-
naryolar uydurmacadır, Balyoz ha-
rekâtı uydurmacadır. Müvekkilim
görevinin gereğini yapmıştır. Ya-
salara aykırı işlem yapmamıştır” de-
di. Tepecik, Doğan’õn sağlõğõnõn iyi,
moralinin tam olduğunu ifade etti.
20 KİŞİ TUTUKLANDI
13 KİŞİ SERBEST
Soruşturmada serbest bõrakõlan-
lar: emekli Albay Mustafa Ça-
lış, emekli Tuğgeneral Ahmet
Baki Erdoğan, emekli Tuğgene-
ral Gaffur Aksu, emekli Albay
Yusuf Ziya Toker, emekli Albay
Musa İstek, emekli Tuğamiral
Engin Baykal, emekli Korgene-
ral Ayhan Taş, emekli Korami-
ral Lütfi Sancar, emekli Kurmay
Albay Ahmet Metin Dikici,
emekli Astsubay Arif Erşan, Al-
bay Cengiz Köylü, Albay Tayfun
Duman, bir muvazzaf subay.
Balyoz soruşturmasõ kapsamõnda
dün saat 15.30 itibarõyla 9’u mu-
vazzaf 11 üst düzey asker olmak
üzere toplam 20 kişi tutuklu bulu-
nuyordu. Askerlerin “yasadışı si-
lahlı örgüt üyesi olmak”, “Türki-
ye Cumhuriyeti hükümetini silah
zoruyla ortadan kaldırmaya te-
şebbüs” suçlarõndan tutuklandõk-
larõ belirtildi. Tutuklanan isimlerin
listesi şöyle: Emekli Korgeneral
Metin Yavuz Yalçın, emekli Tuğ-
general İzzet Ocak, emekli Albay
Kubilay Aktaş, Tümgeneral Bekir
Memiş, Albay Recep Yıldız, Albay
Mustafa Öncel, Albay Murat Öz-
çelik, emekli Koramiral Ali Feyyaz
Öğütçü, emekli Albay Emin Kü-
çükkılıç, emekli Albay Suat Aytõn,
emekli Kurmay Albay Ümit Öz-
can, emekli Tümamiral Ali Deniz
Kutluk, emekli Tuğgeneral Meh-
met Kaya Varol, emekli Albay Ali
İhsan Çavdaroğlu, Tümamiral
Cem Ramazan Gürdeniz, emekli
Tümamiral Özür Karabulut, Tuğ-
amiral Aziz Çakmak, Yarbay Ha-
nifi Yõldõrõm, Albay Yüksel Gürcan.
Tümgeneral İhsan Balabanlõ.
Çetin Doğan bugün ifade verecek
AİLE DAVA AÇACAK
Soruşturmayı yürüten
Savcı Süleyman
Pehlivan’a dava açmak
için ek klasörlerin
çıkmasını bekleyen
Tatar ailesi
önümüzdeki günlerde
hukuki süreci
hızlandıracaklarını
söyledi.
Ramazan Cem Gürdeniz’in kendi-
sini tutuklayan Özel Yetkili İstanbul
10. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti üye-
si hâkim ile koridorda karşõlaştõğõ be-
lirtildi. Gürdenizi’in tutuklama mü-
zekkeresinin yazõlmasõnõ beklediği
sõrada yaşanan karşõlaşma sõrasõnda ha-
kime “Tebrikler hâkim bey. Tarihe
geçtiniz” dediği öğrenildi.
Avukatların kararsızlığı
Avukatlar Bilal Bayraktar’õn ifa-
deleri aldõktan sonra 25 dakika için-
de 8 kişi için tutuklama istemiyle
mahkemeye sevk kararõ aldõğõnõ ile-
ri sürdü. Savcõnõn dosyayõ okumadan
ve belgeleri incelemeden böyle bir ka-
rar aldõğõnõ iddia eden avukatlar, as-
kerlerin sorgu hâkimliğindeki ifade al-
ma işlemine katõlõp katõlmama ko-
nusunda kararsõzlõk yaşadõ. Avukat-
lar kõsõtlama kararõnõn hukuksuz bir
şekilde uygulandõğõnõ da ifade etti.
Tutuklanmasõ istenen Mehmet Yo-
leri’nin avukatõ Bülent Hattat, sav-
cõlarõn Taraf gazetesinden gelen bel-
gelere ciddiyet atfederek sorgulama
yaptõklarõnõ savundu. Belgelerin ger-
çek olduğu yönündeki raporlarõn ta-
lep etmelerine karşõn kendilerine ve-
rilmediğini söyleyerek, “Böyle bir ra-
por alınması da bana göre müm-
kün değil. Bu belgelerin karşılaş-
tırmasını neyle yapmışlar” dedi.
‘YANLIŞLARI AÇIKLAMAK İÇİN...’
Adliyeden ayrılırken kısa bir açıklama yapan Fır-
tına “Gerek şahsıma gerek Hava Kuvvetleri’ne ge-
rekse kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönük
doğruymuş gibi gösterilen hususlardaki eksiklikle-
ri yanlışlıkları açıklamak üzere yapılmakta olan
hukuki sürecin aydınlatılması için buradaydım.
Bunu yeterince yaptığıma inanıyorum ve aranız-
dayım şu an” dedi. Fırtına “Neyle suçlanıyorsu-
nuz?” şeklindeki soruya ise “Yanlış anlamaları dü-
zeltmeye çalıştığımı söyledim” yanıtını verdi.
‘KAÇMA ŞÜPHELERİ YOK’
Komutanların ardından adliyeden ayrılan Başsav-
cı Vekili Çolakkadı, komutanların kaçma şüphele-
ri olmadığı için serbest bırakıldıklarını belirtti.
Çolakkadı şunları söyledi: “Aralık ayında yine ifa-
delerini alıp serbest bırakmıştık. Kaçmadılar. Yeni
bir soruşturma ve suçlama ile ilgili aradığımızda
adreslerinde bulduk. Delilleri karartma teşebbüsü-
ne rastlamadık. Dolayısıyla serbest bıraktığımız
halde iki ayda adreslerini terk etmedikleri için
kaçmayacakları gerekçesiyle serbest bıraktık.”