Katalog

yenilikçi çözümler geliyor SAGE). Selçuk Köprü: Ses Tanıma ve Kural-Tabanlı Otomatik Çeviri Sistemlerinin Entegre Edilmesi (teknolo- ji Yazılımevi). EmreOğuz: Hermetik Soğutucu Akışkan Kompresörlerinde Zamana Bağlı Isı Transferinin Kompresör Performansına Etkisinin tncelenmesi (Arçelik). Sinem öktem: Gözlemlenebilir Gerçek Zamanlı Elektroforez (Tantsal Inovatif Biyoteknoloji Organizasyonu). NecipŞahan; Yüksek Güçlü, Geniş Bant, Doğnısal RFGüç YükselteçTasanmı (Aselsan). Mchmet Bilgehan Tosun: Akıllı Kartlar ve Parraakizi Kullanan Gelişmiş Güvenlik Sistemi Tasarımı (Renku Fotoğraf Tanıtım Güvenlik Sistemleri). Onur Türkyılmaz: Hücresel Ağlarda Ortam-Bilinçli Konunı Belirleme (Vodafone Teknoloji). FDA akreditasyonu alan ilk Türk ortopedi nrması Ortopro; FDA (AmerikanGıda ve ilaçDdiresi -FIKKI and Drug Administration) web sitesinde onaylı ürünlere sahip firmalar listesindc yerini aldı. Ortopro Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tolga Yalçınkaya "Bu kaydın anlamı, Ortopro'nun FDA standartlarının gcreksinimleri karşıtay- acalc şekilde üretim yaptığmın tescilidir. Dünyaca çok tanınan ve kaliteli üretimi belgeleyen Amerikan Gıda ve tlav I>airesi FDA weh sitesine bir Türk-Firması olarak girmeyi başardığımız için çok mutluyuz" dedi. Ortopedik implant ve protezler tasarlayan Ortopro, FDA tarafından onaylı tek yerli üretim diz protezinin üreticisi. Alcı kişilik bir tngiliz ortopedist ekip tarafın- dan tasarlanan ve Ortopro'nun Izmir'deki fabrikasında üretilen St Leger Neo diz protezleri tüm dünyada yaygın olarak kullanılıyor. Bugüne dek yaklaşık 20 hin adet kul- lanılan St Leger Neo, 7 yıllık klinik verilere sahip. İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortakhğı ile büyüyen Ortopro, dünyada markalaşan ilk Türk Ortopedik Cerrahi Ürünler Imalatçısı olmayı hedefliyor. Ortopro, bu çerçcvede şimdiye kadar tzmir'de bulunan fab- rikasında ürettiği ürünleri haşta Amerika kıtası ve Avrupa'da olmak üzere 40'a yaktn ülkeye önemli mik- tarda mal satmayı başardı. Türkiye'deki 260 milyon dolar- lık pazarın lideri olan Ortopro, ortopedik protez ve im- plantlarıyla 26.5 milyar dolarhk dünya pazardan pay al- abilnıek için çalışmalarını ciddi bir şekilde sürdürüyor. Kadıköy'te naylon torba yasağı: "Nonwowen" torbalar kullanılacak Kadıköy Belediyesi 1 Mart 2010'dan itibaren Kadıköy'de nay- lon poşet kullanma yasağı haşlatı- yor. Kadıköy Belediye Meclisi, ilçede naylon poşet kullanılma- ması ve bütün mağaza ve dükkân- ların naylon poşet ycrine kâğıt, bez torba ya da doğada çözünebilen doğa dostu bio-bozunur poşet kul- lanılması kararı çikarttı. Bunların içinde nonwowen olarak tanınan dokuma ve örme olmayan, özel kullanımlar için imal edilen ve kullanım süresine göre maliyeti çok düşük olan tcknik tekstil ürünlerine öncelik verilecek. Bu malzeme sıvı çe- kici, sıvı itici, esnek, sağlam, yumuşak, gergin, yanmayı geciktirici, fıltre edici, antibakteriyel özelliklerine sahip olahilir. Ana hammaddesi elyaf. Çevre kirliliğinin en büyük kaynaklanndan biri, plas- tik poşetler. Kontrolsüz olarak kullanılan naylon torba- ların nesli tükcnınekre olan canlıların besin zincirlcri- ni yok ederek çevreye büyük zarar verdiğine dikkat çe- ken Kadıköy Belediyesi, çevre konınması için örne.k bir kampanyayı hayata geçiriyor. "Naylon torba kullanma yasağı" belediye ekipleri ta- rafından ilçedeki tüm mağaza, dükkan, alış-veriş mer- kezleri ve semt pazarlanna yapılan resmi tebligatlarla hil- diriliyor. YASAĞA UYULMAZSA Kadıköy Belediyesi Çevre Konıma ve Kontrol Müdürlüğü'nden bir yetkiliye göre, bu karar bir yasaktan çok, gerekli bir adım olarak değerlendirilmeli. REC Türkiye'nin (Regional Environmental Center-Bölgesel Çevre Merkezi-Türkiye) bir üyesi olarak, karhon salımını azaltmayı hedefleyen bu kampanya, ev kadınları ve ma- halle gönüllülerinin desteğinden güçalıyor. Bu arada üc- retsiz çevre dostu poşet dağıtımına da ağırlık veren be- lediye, bu girişimin zaman içinde tüm belediye sınırları içinde uygulanacagına inanıyor. Bu kampanyaya destek veren Cumhuriyet Gazetesi de gazete ile birlikte non- wowen torba dağıtacağını duyurdu. Kadıköy Belediye Başkanı Selami öztürk bu kam- panya ile ilgili şunları söyledi: "Alışverişe çıkarken va- tandaşların yanlarında bcz torba, file taşımalannı ya da çözünür poşet kullanmalarını istiyoruz. Kampanya nayide kullanılır. başlangıcında biz de büyük firmalarla anlaşarak çevre dostu bez torbalar dağıtacağız." Nonwoven (dokusuz yüzeyler) ürünler, dokunmayan ya da öriil- ıneyen elyaf esaslı düz ağlardır. Pek <l x>k farklı şekilde karşımıza çıkan bu ürünler, elektrik kablo yalıtımı ve ço- cuk bezleri gibi pck çok çeşitli uy- gulama alanına yönelik olarak sa- 1000 ton plastik çöp • Istanbul'da her gün 10 bin ton çop toplanıyor. Bunun 1000 tonu plastik. • Kadıköy'de her gün 600 ton çöp toplanıyor. 60 tonu plastik poşet.. •Türkiye'de bir kişi ortalama bir yılda 312 adet poşet kul- lanıyor. • Poşetlerin dogada çözülmeleri 400 ile 1000 yıl arasında değişiyor *Kocaeli'nde atık plastiklerden üretilen ve kanserojen madde içeren siyah naylon poşetlerin kullanılması yasak. Kocaeli'nin yanı sıra Akçay, Bartın, Kilis, Karasu, Samsun, Edime belediyeleri de bu poşetleri yasakladı. Dünya'daki tüm plastik torbaların sadece %1'i geri dö- nüştürülüyor. ABD: San Francisco, Oakland ve Kaliforniya'da alışve- riş merkezleri ve eczanelerde kullanılmıyor. Fransa: Paris'te naylon torba kullammı geçen sene ya- saklandı. 2010 itibarıyla tüm ülkede yasaklanacak. Hindistan: Yeni Delhi ve Bombay başta olmak üzere, dört bölgede naylon torba kullammı yasak. Tayvan: Naylon torbanın yanı sıra plastik çatal-bıçak kullanıını da yasak. lrlanda: Naylon torba kullanmak isteyen, 20 cent ver- gi ödüyor. Kenya: 2008 itibarıyla tüm ülkede naylon torba yasak- laryJı. Güney Afrika: İnce torba yasak, geri dönüşümlü olan- lar serbest. Uganda: İnce torba kullammı yasak, kalınlarda vergi var. Ruanda: tki yıldır naylon torba kullammı yasak. Çin: 1 Haziran 2008 itibariyle ince plastik torba üretil- ıniyor ve bunların süpermarketlerde kullanılması yasak. GÖNCEL TIP Mustafa Çetiner [email protected] Geçen bir yazımdaki görüşlerim nedeniyle kimi meslek- taşlarım tam gün felsefesinekarşı olduğum sonucunu çı- kartmışlar. Önce bu konuda birdüzeltme yapmalıyım. Tam gön felsefesine karşı değilim, tersine destekleyicisiyim. Karşı olduğum, "şu haliyle tam gün yasası'dır. Tam Gün Yasası Tartışmasına Devam... Nedenlerinibelkidaha anlaşılırbirbiçimde ve maddelerhalinde özet- lemekte fayda var. 1-Hükümetin ve SağlıkBakanlığı'nınkamuoyunda yaratmaya çalıştığı "bu hekimleritatmin etmek imkânsız" imajını fırsatçı ve fazla tribüne yö- nelik buluyorum. 2- Bu yasa hanrlanırken hekimlerin, sağlık çalışanlannm ve onların siviltoplum örgütlerinin, Türk TabipleriBirliği'nin fikrinin yeterince alm- madığını düşünüyorum. 3- Kamuoyunda birhekimin katkıpayı olarakhasta başına alacağıpa- ralar çok abaraldı ve çarpıtıldı. Bir kere temel anlaşmazlık noktasını iyi belirtemekgerekir. Hekimlerdiyorki;insanişartlarda ve 8saatmesaiya- palım ve insani şartlarda yaşayacak bir maaş alalım. Buna karşılık hü- kümetdiyorki; hayırben sana 8saatin üzerinde çalışırsan ekpara öde- rim. Ben, birhekim günde kaç hasta görmeliki kabul edilebilirbir yaşam standardına ulaşabilsin, 15yilıbulan eğitimsürecinin sonunda günde kaç saat çalışmalı ki ailesini insanca yaşatabilsin, bu sorularm yanıtım bil- mekisöyorum. Çünküistediğinkadarhasta bak, para kazanönermesihem hasta hem de hekim için akıllıca değildir. Kalitesiz ve sadece bakhğı has- ta sayısını arttırmaya yönelik çabalann hastaya da bir yararı yoktur. 4- Eğer hekim emeğini kamuda çok ciddi anlamda ucuzlatacaklar- sa, ki öyle görünüyor, bu ülkede kanserhastalarını tedaviedecek, organ nakliyapacak, laboratuvarlarda araşürma için vakitharcayacak, eğitim- le ilgilenecek hekimleri nasıl bulacaklar, hiç tartışılmadı. Tüm hekimle- rin boğaz tokluğuna poliklinik yapmaktan nebilimselüretim, ne eğitimhiç birişle uğraşamayacakları söylenmedi. Korkarım ki, ülkemizde üretilen tıbbın hem hizmethem de akademik anlamda kalitesidüşecektir. 5- Bugün çok iyi bildiğimiz performans ödemelerinde yaşanan etik sorunlann giderekartacağı, bunlara karşıhangi önlemleıin alınacağı hiç konuşulmadı. Içlerinde bölüm şeflerinin de olduğu kıdemlihekimlerin - küçük birazınlıkbile olsa- araştırma görevlisihekimleri çalıştırarak, ge- reksiz ve abarulı tetkik isteyerek, gereksiz yere yatan hasta ziyaret sa- yılannı arttırarak,performanspuanlannı ve dolayısıyla aldıkları ücretleri yükseltn'kleribiliniyor. Tam gün yasa tasansı, bu türkötüye kullanmala- ra nasılbir önlem getirecek, hiç tartışılmadı. 8- Günde 18 saat çalışan ve 100 hasta bakan birhekimin 100. has- tası olarakmuayene olan birkişinin ne kadar büyük ve yaşamsalbirrisk alacağı hanrlanmadı. 7- Kimsenin meslekikariyerde ileriemekistemeyeceği, hekimiçin en büyük isteklendirme aracı olan "hasta tarafından tercih edilmek" duy- gusunun yok olacağı ve sağlık hizmetkalitesinin tamamen ortadan kal- kacağı anlatılmadı. 8- Türkiye'de çalışan 110.000 hekimin daha kaliteli bir hekimlik hiz- meti vermesi sağlanmaya çalışılacakken, bütün hekimleri tekdüze, standartsağlıkhizmetleri veren birmemurlar topluluğuna çevirmeye ça- lışıldığı anlatılmadı. Bütün bunlan yazarken bir yandan da derin bir rahatsızlık duyuyo- rum. Halen kolayyoldan para kazananların, halen TEKELişçilerigibisa- dece yaşayabilmek uğruna sokaklan dolduranlann olduğubirülkede, in- sanların hastane kapılannda hekime değil ama tedaviye ulaşamadığın- dan, yatak yokluğundan ölenlerin olduğubirülkedehekimlerin özlükso- runlarını yazmaktan rahatsızım. Ancak yazdıklanmız, söylediklerimiz tarihe birer not olarak düşmeli. Düşmeliki, sonrakikuşaklarileride bu yasanın yürürlüğegirme aşaması- na kadarhiçbirnoktada sağlıkçalışanlannmgörüşlerininalınmadığını, sağbk emekçilerinin muhalefetine rağmen yasalaştığını, kalitesizleşensağlıkhiz- metinden sağlık çalışanlannm sorumlu olmadığını bilebilsinler. 0 nedenle açıkça ilan etmeliyiz ki; bu yasa aslında açık birbiçimde sağlık çalışanlannm emeğinin ucuzlatılması projesidir. Bedeliniise sa- dece hekimler değil tüm TC vatandaşlan ödeyecektir. Ifij