23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 21kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Unutulan Bir Şair Celal Sılay’ Kültür Servisi - Milli Kütüphane Başkanlõğõ ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafõndan gerçekleştirilen “Şiir Günleri” kapsamõnda bugün saat 16.00’da “Unutulan Bir Şair Celal Sõlay” etkinliği gerçekleştirilecek. Milli Kütüphane Başkanlõğõ Konferans Salonu’nda düzenlenecek dinletide, Rüştü Asyalõ şiirleri yorumlayacak, gazetemiz yazarõ eleştirmen Mustafa Şerif Onaran da Celal Sõlay’õn kişiliği ve şiirleri üzerine konuşacak. (0 312 212 62 00) Behramoğlu’nun gezi izlenimleri Kültür Servisi - Ataol Behramoğlu’nun ülke dõşõ gezilerinin not ve izlenimlerinden oluşan “Başka Gökler Altõnda” Cumhuriyet Kitaplarõ’ndan yayõmlandõ. Kitaptaki yazõlardan bazõlarõ günü gününe tutulmuş güncelerden, bazõlarõ Balkanlar’daki kanlõ savaş ve soykõrõm günlerinde yaşanõlmõş tanõklõklardan oluşuyor, bazõlarõ da öykü tadõnda birer deneme niteliği taşõyor. Behramoğlu, bu kitabõyla okur karşõsõna şair, gazeteci, sorumlu aydõn ve edebiyatçõ kimliklerinin toplamõyla çõkõyor. Şafak’ın ‘Aşk’ı ABD ve İngiltere’de Kültür Servisi - Elif Şafak’õn Türkiye’de rekor satõş rakamlarõna ulaşan ‘Aşk’ (Doğan Kitap, 2009) adlõ romanõ ABD ve İngiltere’de aynõ anda “The Forty Rules of Love” (Aşkõn 40 Kuralõ) adõyla basõldõ. ABD’de Viking ve İngiltere’de Penguin yayõnevlerinin ciltli ve ciltsiz olmak üzere iki ayrõ kapakla bastõğõ kitabõn tanõtõmõ için Elif Şafak, mart ayõnda Amerika’da altõ eyalet dolaşõp bir dizi okuma ve imza turnesi yapacak, söyleşiler verecek. Diyalogsuz bir deney Kültür Servisi - Geçen sezon Kürtçe ‘Reşe Şeve’ adlõ oyunla seyirci karşõsõna çõkan DesAR-Theatre, bu kez de deneysel ve diyalogsuz bir oyun sahneye koyuyor: “Cerb” (Deney). Yaratmaya çalõştõğõ sahne dili ile farklõ bir seyirci profili oluşturmayõ hedefleyen tiyatronun bu oyununu Mirza Metin yönetiyor, sanat yönetmenliğini Genco Demirer yapõyor ve oyunda Mensur Zirek, Selman Akkuş ve Cihan Kuba rol alõyor. Cerb, bugün 20.30’da Aksaray Su Gösteri Sanatlarõ Sahnesi’nde. (www.destartiyatro.com) W estern, savaş, askeri ya da polisiye macera türlerindeki, çoğu suça odak- lanmõş 30’u aşkõn filme ulaşmõş, 40 yõllõk verimli yönetmenlik kariyeriyle 40 yõllõk oyunculuğunu çoktan geride bõrakan Clint East- wood’un, günümüzde yaşayan Amerikalõ sine- macõlarõn en önemlilerinden biri olduğu gerçe- ği, ustanõn her yeni filmiyle doğrulanõyor. “Bird” (1988), “Affedilmeyen” (1992), “Bridges of Ma- dison County” (1995), “Mystic River” (2004), “Atalarımızın Bayrakları” (2005) ve en son “Gran Torino” gibi iz bõrakan kimi filmleriy- le anõmsadõğõmõz bu ‘eski toprak kovboy’, yaşlandõkça daha olgun işler üreten, her eseri me- rakla beklenen, usta bir yönetmene dönüştü 2000’li yõllarda. HAPİSTE 27 YIL Eastwood’un İngiliz gazeteci John Carlin’in “Playing the Enemy: Nelson Mandela and the Game that Made a Nation” adlõ kitabõndan per- deye uyarladõğõ son eseri “Invictus-Yenilmez”, dördü yerli, üçü Anglosakson yapõmõ, toplam ye- di filmin gösterime gireceği yeni haftanõn ilk ba- kõşta hemen öne çõkan, en öncelikli ve görülesi Amerikan filmi bizce. Apartheid rejiminin yõllarca köle muamelesi yaparak siyahlarõ inim inim in- lettiği Güney Afrika’daki baskõcõ ‘beyaz yönetim’ tarafõndan 1962’de tutuklanõp palas pandõras ömür boyu hapse mahkûm edilen, çoğu hücrede, 27 yõl hapis yattõktan sonra ancak uluslararasõ ka- muoyunun bastõrmasõyla 1990’da serbest bõrakõ- lan, zaman içinde bütün dünyada õrk ayrõmõna kar- şõ mücadelenin simgesi haline gelmiş, adõna şar- kõlar yazõlmõş, 1918 doğumlu, efsanevi siyah halk kahramanõ ve önderi Nelson Mandela’nõn yaşa- mõndan bir kesit sunuyor “Yenilmez”. “Affedilmeyen”le “Milyon Dolarlık Be- bek”den sonra bir kez daha Eastwood’la bir ara- ya gelen, yõllarõn oyuncusu Morgan Freeman’õn adõ bütün dünyada insan haklarõ mücadelesiyle öz- deşleşmiş, peygamber sabrõna sahip, karizmatik başkan Mandela’yõ layõkõyla canlandõrdõğõ, (La- tince yenilmez anlamõndaki) “Invictus”, Man- dela’nõn 11 Şubat 1990’da serbest bõrakõlmasõy- la başlõyor. UMUDUNU YİTİRMEDEN Yoksul siyah çocuklarõn futbol, zengin beyaz- larõnsa ragbi oynadõğõ, nerdeyse siyah, beyaz ola- rak birbirinden ölesiye nefret eden iki kesime ay- rõlmõş, karmaşa içindeki Güney Afrika’ya başkan seçilince onu seven siyah kalabalõklar anõnda so- kağa dökülüyor. ‘Seçimi kazandı ama bakalım ülkeyi yönetebilecek mi?’ manşetleriyle çõkõyor beyazlarõn gazeteleri. IRA başkana komando eğitimli korumalar gönderiyor. Kendisini yõllarca terörist diyerek içe- ri tõkmõş beyazlardan intikam almak yerine onla- ra zeytin dalõ uzatarak Apartheid sistemini sonuçta alteden Mandela, hõr gürün hiç eksik olmadõğõ ül- kesinin birliğini, bütünlüğünü (bir ragbi maçõ ara- cõlõğõyla) sağlamak için tüm vatandaşlarõnõ uz- laştõrõp birleştirme çabalarõna girişiyor; umudunu, azmini hiç yitirmeksizin. ÇAĞDAŞ BİR EPİK Gelecek adõna beyaz vatandaşlarõndan da yar- dõm istiyor. Korumalarõna aldõrmaksõzõn kalaba- lõklarõn arasõna giren, maaşõnõ almayan, karõsõn- dan ayrõlmõş ama 42 milyonluk, ‘geniş bir aile- ye’ sahip, baştan ayağa anlayõş ve hoşgörü timsali Mandela’nõn barõşçõ kişiliğiyle, õrkçõ bir beyaz ana- babanõn oğlu olan ulusal takõmõn kaptanõnõ (Matt Damon) etkileyip değiştirdiği film, humanist ve duygusal özü, klasik anlatõmõ ve ustanõn besteci oğlu Kyle Eastwood’un müzikleriyle büyük kit- lelere yönelik, özen ve ciddiyetle çekilmiş, yer yer sürükleyici bir çağdaş epik tadõnda seyrediyor, ek- randan maç naklen yayõnõ gibi ama biraz uzun tu- tulmuş, müthiş bir finale bağlanarak. BAĞIŞLAYICI GÜÇ Akla hemen Gandhi’yi getiren o yüce uzlaşmacõ ve bağõşlayõcõlõğõyla, sporun büyük kitleleri bir- leştirip kaynaştõran gücünün farkõndaki Mande- la’nõn var gücüyle desteklediği Güney Afrika ulu- sal takõmõnõ, ülkesinde düzenlenen 1995 dünya rag- bi şampiyonasõnda, õzbandut gibi Maorilerin fa- vori Yeni Zelandasõ’nõ Ellis Park stadõnda yenerek zafere ulaştõrdõğõ “Yenilmez”, göz põnarlarõnõ da harekete geçirdiği, kimi dokunaklõ sahnelerde tõp- kõ siyahlar gibi sevindirik olan seyircisini salon- dan uğurlarken õrk ayrõmõnõn sona erdiği Güney Afrika’nõn bu zafer sayesinde ‘korkularını yen- miş, geçmişi geçmişte bırakarak karşı tarafı af- fetmiş ve kaynaşmış’, artõk sevinen bir ülke ol- duğu gerçeğini vurguluyor. Halkõnõn gönlünde taht kurmuş ‘Maldiva’ Mandela rolündeki Morgan Freeman’õn sürükle- diği “Yenilmez”, kuşkusuz büyük bir başyapõt de- ğilse de yönetmenin filmografisini zenginleştiren cinsten, alõşõlmõş biyografik filmlerden ayrõlan, ya- lõn ve sağlam bir Eastwood filmi sonuçta. ‘Eski toprak kovboy’ Clint Eastwood’un son filmi ‘Yenilmez’, Mandela’nõn yaşamõndan bir kesit sunuyor ‘AfrikalıGandhi’ninbarışçısavaşımı Mandela rolündeki Morgan Freeman’ın sürüklediği “Yenilmez”, alışılmış biyografilerden ayrılan yalın ve sağlam bir Eastwood filmi. Kültür Servisi - Sinemalarda bu hafta biri yabancõ olmak üzere dört film daha vizyona giriyor: ‘Eyvah Eyvah’, ‘Son İstasyon’, ‘Deli Dum- rul: Kurtlar Kuşlar Âleminde’ ve ‘Cennetimden Bakarken’ (The Lovely Bones). Komedyen Ata De- mirer ile tiyatrocu Demet Akbağ’õ bir araya getiren ‘Eyvah Eyvah’, Demirer’in ilk senaryo denemesi. Hakan Algül’ün yönettiği film; Trakya’nõn bir köyünden İstanbul’a göçmek zorunda kalan Hüseyin’in, orada tanõştõğõ şarkõcõ Firuzan ile olan komik ilişkisini anlatõyor. Oğulcan Kırca’nõn yönetmenli- ğini yaptõğõ ‘Son İstasyon’ ise taş- rada küçük bir istasyonda emeklili- ğine gün sayan bir memurun, ev- latlarõnõn isteği üzerine taşõndõğõ İs- tanbul’da yaşadõğõ sõkõntõlarõ konu alõyor. Filmde, Levent Kırca, Su- na Selen ve Başak Daşman gibi isimler rol alõyor. Oğuz Yalçın’õn yönetmenliğini yaptõğõ dram-komedi türündeki ‘De- li Dumrul: Kurtlar Kuşlar Âle- minde’ ise bir yanlõş anlaşõlma so- nucu yõllarõnõ hapiste geçirmiş, de- likanlõ bir karakter olan Dumrul’un öyküsünü anlatõyor. Filmin başrol oyuncularõ, Mustafa Üstündağ, Nihat Nikerel, Sema Öztürk ve Arzu Yanardağ. Alice Sebold’un 2002 tarihli ay- nõ adlõ romanõndan uyarlanan ‘Cen- netimden Bakarken’ (Efil, 2010) filminin yönetmen koltuğunda ise Peter Jackson’õ görüyoruz. Genç yaşta öldükten sonra cennetteki ya- şama alõşmaya çalõşan ve iki dünya arasõnda kalan Susie’nin hikâyesinin anlatõldõğõ filmde başrolleri Saoir- se Ronan, Mark Wahlberg, Rac- hel Weisz ve Susan Sarandon paylaşõyor. İSTANBUL (AA) - Aydõn Doğan Vakfõ ta-rafõndan bu yõl “Sinema” dalõnda verilen “Ay-dın Doğan Ödülü”ne, yönetmen Nuri BilgeCeylan değer görüldü. 1996 yõlõndan bu yana düzenlenen ödülün, Türk sinemasõnda yaşananolumlu gelişmeler göz önüne alõnarak bu yõl “Si- nema” dalõnda verilmesine karar verildi. Ödü-lün bu yõlki seçici kurulunda Doğan Hızlan, Ta-rık Akan, Mithat Alam, Tevfik Başer, Atil-la Dorsay, Prof. Dr. Oğuz Onaran, Murat Özer, Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ve AzizeTan yer aldõ. Seçici kurul, Türk sinemasõnõn ya-kõn zamandaki büyük atõlõmõnõn önde gelen isim-lerinden biri olmasõ, Türk sinemasõnõn son yõl-lardaki kimlik arayõşõnõn tüm dünyanõn dikka-tini çeken çarpõcõ örneklerini vermesi, aldõğõ ödül-ler ve kazandõğõ başarõyla genç kuşaklara örnekolmasõ nedeniyle Nuri Bilge Ceylan’õ ödüle de-ğer buldu. Ödül, 13 Nisan’da İstanbul Hilton Ote- li’nde düzenlenecek törenle Ceylan’a verilecek. NuriBilgeCeylan’aAydõnDoğanÖdülü Bolfilmlibirhafta... Cennetimden Bakarken
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle