Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2010 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Yazarımız Server Tanilli’nin rahatsızlığı nedeniyle
yazısını yayımlayamıyoruz.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Anlaşılıyor ki, PKK ile Hizbullah
arasında bir süredir küllenmeye yüz
tutmuş kavga yeniden alevlenecek!.. Şu
“Ergenekon” karambolünde herkesin
birbirini “militarist”, “darbeci” ve
“ajan” diye suçladığı ortamda PKK’nin
yayın organları belki de arı kovanına
çomak sokuyor!
Lafı uzatmadan PKK’nin ajansının dün
servise koyduğu “Velioğlu Özel Harp
Dairesi’yle birlikte çalıştı” başlıklı
habere göz atalım. Diyarbakır kaynaklı
bu habere göre Emniyet Genel
Müdürlüğü, 17 Ocak 2000’de polisle
girdiği çatışmada öldürülen Hizbullah
lideri Hüseyin Velioğlu ile ilgili olarak
İçişleri Bakanlığı’na bir rapor sunmuş!
Haberde şöyle deniliyordu:
“Geçen yıl hazırlanan raporda,
Mardin’de 14 Mart 1999’da ele
geçirilen bir örgütsel dokümanda
Velioğlu ve örgüt yönetiminde
bulunan ordudan atılma bir albayın,
Özel Harp Dairesi ile ilişkilerinin
bulunduğu belirtiliyor. Albay
düzeyinde iki askeri yetkilinin Velioğlu
ile teması sürdürdüğü; Ergenekon
davasının tutuklu sanığı Levent
Ersöz’ün Şırnak Alay Komutanlığı
yaptığı dönemde ise kentte
Hizbullah’a yönelik tek bir operasyon
olmadığı kaydediliyor. Ayrıca MİT’in
askerlerin kontrolünden sivillere
devredilmesinin ardından, Hizbullah
içindeki ajanların deşifre olmaya
başladığı ve örgütün bunları infaz
ettiği belirtiliyor...”
Bu haber üzerine iki saptama yapmak
doğru olacak; ilki, böyle bir rapor
gerçekten İçişleri Bakanlığı’na sunuldu
mu bilinmiyor! İkincisi, varsa böyle bir
rapor niye “Ergenekon” rüzgârının
Cumhuriyet rejimini sarsmaya çalıştığı
bir dönemde yazıldı ve gündeme
getirildi?..
Aslında Hizbullah’ı devletin kurduğuna
ilişkin kimi çevrelerce ısrarla dillendirilen
iddialara hep karşı çıktım. PKK,
Güneydoğu’da eylemlere başlarken
Hizbullah zaten vardı!.. Onlar 1979’da
İran’da gerçekleştirilen dinci darbenin
ardından Tahran’ın “rejim ihracı”
çabalarında kullanılmışlardı! Örgüt
liderleri orada eğitilmiş ve Türkiye’ye
gönderilmişti!
PKK 1984’te eylemlere başlarken
onlar “Menzil” adı verilen kitabevinde
“fikri çalışmalar” yapıyorlardı... Yani bir
devlet büyüğü henüz, “Hiç tespih
çeken elle tetik çeken el bir olur mu”
şeklindeki o veciz sözü söylememişti!..
Peki, Hizbullah-PKK çatışması “Kürt’ü
Kürt’e kırdırma” stratejisinin bir parçası
mıydı?.. Örgüt kendi iradesiyle mi PKK
milislerine saldırmıştı?.. Yoksa yüzlerce
kişinin ölümüne yol açan kavga bir
hâkimiyet mücadelesi miydi?..
Tüm bu soruların tek karşılığı var;
dönemin devlet yetkilileri, nasıl olsa
teröristler ölüyor diye PKK-Hizbullah
kavgasından mutlu oldular ve
Hizbullahçılara göz yumdular!..
O halde ölümünden 10 yıl sonra
Velioğlu’nun PKK tarafından “özel
harpçi” diye lanse edilmesinin altında
ne var?..
Şu da bir gerçek ki, iki örgüt arasında
büyütülmek istenen gerginlik aslında son
dönemde AKP eliyle yaratılan polis-
asker kavgasının da bir uzantısıdır!..
Bu kavga, eski Emniyet İstihbarat
Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun
Batı Çalışma Grubu’yla ilgili belgeleri
İçişleri Bakanlığı’na verdiği iddiasıyla 28
Şubat sonrası 58 gün tutuklu kaldığı
dönemin de yansımasıdır! Nitekim
Orakoğlu, bu tutukluluğun ardından
Hizbullah’ın askerlerle ilişkisini ısrarla
gündeme getirmeye başlamıştır. Örneğin
Orakoğlu, 6 Nisan 2009 tarihli Sabah
gazetesine verdiği röportajda şöyle
demiştir:
“Ergenekon’un naylon terör
örgütleri kurma gibi bir stratejisi var.
Ben Hatay Emniyet Müdürü’yken, İl
Alay Komutanlığı’na Vicdan Başaran’ın
atanması nedeniyle Adana Bölge
Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz
kente geldi. Üçümüz yemeğe gittik.
Yemek sırasında uzun boylu birisi hep
ayakta duruyordu. Koruma zannettim.
Cingöz, ‘Gel otur Hüseyin’ dedi. Tabii
Hizbullah operasyonundan sonra o
adamın Hüseyin Velioğlu olduğunu
öğrendik.”
Orakoğlu ve onun gibi düşünenler o
zaman şu sorulara da yanıt versinler de
kimin özel harpçi olduğunu biz de
anlayalım:
Askerin denetiminde olduğu ileri
sürülen Hizbullah, eylemlerinin çok
büyük bölümünü neden polis sorumluluk
bölgelerinde gerçekleştiriyordu?.. Ve 16
Şubat 1992’de, “Hizbullah çevik
kuvvet merkezinde eğitiliyor” başlığını
kapak yapan 2000’e Doğru dergisinin
muhabiri Halit Güngen’i kim öldürdü?..
Ergenekon Kumpasında ‘Özel Harp’ Kavgası!.. ‘Kanı Bozuk’a Yanıt!..
Hadi kimileri siyaseti rant ve
çıkar uğruna kullanmayı bir
alışkanlık haline getirmekten
çekinmeyebilir... Herkes devlet
yönetmede becerikli de
olmayabilir!.. Hatta bazıları
hükümet meselesini yüzüne
gözüne bulaştırıp memleketin
tüm evlatlarını polis-asker, Türk-
Kürt ve sağcı-solcu demeden
birbirine düşürebilir de!..
Peki, milletin vekili sıfatını her
nasılsa almış biri, kendi yurttaşına
nasıl “kanı bozuk” diyebilir?..
Belli ki böyleleri 1937 yılındaki
bir konuşmasında, “İleri
hükümetçiliğin temel prensibi,
halkı kudretine olduğu kadar
şefkatine de samimiyetle
inandırabilmesidir. Ben,
kalpleri kırarak değil, kalpleri
kazanarak hükmetmek isterim”
diyen Büyük Önder Atatürk’ten
zerre kadar ahlak ve ders
almamışlar!..
Yani, bir ülkenin başbakanı,
yandım bittik diyen gariban
çiftçiye “Ananı al da git” derse...
Hakaret, aşağılama ve
gerginlikten sorumlu devlet
Bakanı Bülent Arınç zaten bir
avuç kalmış vatansever
gazeteciye önce “tuhh” sonra da
“yuhh” diye hakaret ederse...
AKP Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğan, “Şimdi
biz onları fişliyoruz. 40 sene
onlar bu halka yaptı, inşallah
sıra bizde” diye aslında
“Ergenekon” sürecinin asıl
amacını itiraf ederse...
Çorum Milletvekili Ahmet
Aydoğmuş da çıkar, tıpkı
Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in
Mart 2008’de yaptığı gibi
hükümeti eleştirenlere, “Bu kanı
bozuk insanlar hayatın her
yöresinde olabilirler” diye
terbiyesizce saldırır!..
Anayasa Mahkemesi’nin
“Laiklik karşıtlarının odağı” diye
damgaladığı bir partinin lideri,
bakanı ve milletvekilleri AKP’nin
icraatlarını beğenmeyen
milyonlarca yurtsevere ağzına
geleni söyleme hakkını nereden
alıyor?..
Evet, ben de bir yurttaş olarak,
laiklik karşıtı olduğu için...
işbirlikçi ve ABD güdümlü olduğu
için; ülkeyi yokluğa, yoksulluğa,
yolsuzluğa, kavgaya ve kaosa
sürüklediği için AKP’ye karşıyım!..
Bu yüzden ağzı bozuk AKP
milletvekilinin sözünü de aynen
iade ediyorum!..
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Başbakan Yar-
dõmcõsõ Cemil Çiçek’in cema-
at soruşturmasõnõ yapan Erzin-
can Cumhuriyet Başsavcõsõ İl-
han Cihaner’i 23 Şubat 2009
tarihinde ilk gözaltõ işlemini
yaptõğõ anda aradõğõ ortaya
çõktõ. Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu’na (HSYK)
sunulan olaya ilişkin “tuta-
nağa”göre Çiçek, şüphelile-
rin bõrakõlmasõ için başsav-
cõya õsrarcõ oldu.
İsmailağa ve Fethullah
Gülen cemaatine yönelik
soruşturma başlatmasõnõn
ardõndan, hakkõnda 26 yõla
kadar hapis istemiyle da-
va açõlan ve Ergenekon
üyesi olduğu gerekçesiyle tu-
tuklanan Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in
gördüğü siyasi baskõya ilişkin
HSYK’ye ulaştõrdõğõ tutanakta
ilginç ayrõntõlar yer aldõ. Erzin-
can Cumhuriyet Başsavcõsõ İl-
han Cihaner’in imzasõnõ taşõ-
yan tutanak, 23 Şubat 2009 ta-
rihinde, saat 18.00’de düzen-
lenmiş görünüyor. Tutanakta
İsmailağa soruşturmasõnõn yal-
nõzca numarasõ verilerek, bir
kõsõm şüphelilerin gözaltõna
alõndõğõnda Erzincan Başsavcõ-
lõğõ’nõn kullandõğõ “2235822”
No’lu telefonun 23 Şubat 2009
tarihinde “Bakan Cemil Çiçek
tarafından” arandõğõ belirtildi.
Yapõlan görüşme, tutanakta
şöyle anlatõldõ:
“ ‘Bu durum seçim öncesi
partimizi çok zor durumda bõ-
rakõr. Cezanõn alt sõnõrõ üst sõ-
nõrõ belli. Cezaevleri zaten do-
lu. Gözaltõndakileri serbest bõ-
rakõn’ şeklinde sözler söyle-
miş, kendisine cevaben yasal
gereğinin yapılacağı bildiril-
miş olmasına rağmen benzer
cümlelerle ısrar etmesi üzeri-
ne yasal gereğinin yapılacağı
bildirilerek konuşma sonlan-
dırılmıştır. Başsavcılık sekre-
terine konuşmanın tarih ve
saatini not alması talimatı ve-
rilmiştir.”
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil
Çiçek, başsavcõ Cihaner’in id-
diasõnõn üzerinden 2.5 ay geç-
mesine karşõn suskun kalmõştõ.
TBMM Anayasa Komisyo-
nu’nda Türkiye İnsan Haklarõ
Kurumu Kanun Tasarõsõ’nõn
görüşmeleri sõrasõnda sorular
üzerine Çiçek, “Bir tek cümle
dahi benim bu olayı (başsav-
cıyı aramayı) kabul ettiğime
dair hiçbir yerde görülemez”
derken, birkaç gün sonra da
görüşmeyi doğrulamõştõ.
Cemil Çiçek, Başsavcõ Ciha-
ner’i aramasõnõ “Şimdi bakın
o tarihlerde seçimler var.
Olaylar hassas. Yani seçim
atmosferi... Şimdi küçücük
bir yerde 50-60 çocuk gözal-
tına alınıyor. Bu durumu siz
merak etmez misiniz? Yani
gazeteci olarak merak etmez
misiniz? Seçim atmosferinde
ne oluyor diye bir bakmaz
mısınız? Bir müdahale söz
konusu değil. Ne oluyor onu
öğrenmek istedim... Çünkü
seçimler var” sözleriyle sa-
vunmuştu.
Cihaner’in HSYK’ye gönderdiği belgede Başbakan Yardõmcõsõ Çiçek’in 23 Şubat’ta aradõğõ bilgisi yer alõyor
Çiçek’in ricasõ tutanakta
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
İzmir Barosu, Erzincan Başsavcõsõ İl-
han Cihaner’in gözaltõna alõnmasõ ve
tutuklanmasõ sõrasõnda hukuk ihlali yap-
tõklarõ gerekçesiyle, Erzurum Özel Yet-
kili Cumhuriyet Savcõlarõ ve Erzurum
2. Ağõr Ceza Mahkemesi Hâkimleri
haklarõnda soruşturma başlatõlmasõ iste-
miyle HSYK’ye başvurdu.
Baro ayrõca Erzurum ve Erzincan’da
görevli bazõ personel hakkõnda da, göz-
altõ, arama ve el koyma işlemi sõrasõnda
yasadõşõ davrandõklarõ savõyla Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na da başvu-
ruda bulundu.
İzmir Barosu Başkanõ Özdemir Sök-
men imzasõyla ilgili kurumlara iletil-
mek üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’na verilen dilekçelerde, Hâkimler
ve Savcõlar Yasasõ’na dikkat çekildi.
HSYK’ye gönderilen dilekçede, anaya-
saya göre hiç kimsenin yasa uyarõnca
bağlõ olduğu mahkemeden başka merci
önüne çõkarõlamayacağõna vurgu yapõl-
dõ. 2802 Sayõlõ Hâkimler ve Savcõlar
Yasasõ’nõn, 88. maddesinin, “Ağır ceza
mahkemesinin görevine giren suçüs-
tü halleri dışında suç işlediği ileri sü-
rülen hâkim ve savcılar yakalana-
maz, üzerleri ve konutları arana-
maz” hükmü içerdiği vurgulanan dilek-
çede şu görüşlere yer verildi:
“Hâkimler Savcılar Yasası’nda, bi-
rinci sınıf hâkim ve savcılar, disiplin
cezası, soruşturma ve kovuşturma
bakımından Yargıtay üyeleri hakkın-
daki hükümlere tabidir denmesine ve
birinci sınıf hâkimler ancak Yargı-
tay’da yargılanır hükmüne karşın bu
ilkeler ihlal edilmiştir. Anayasaya gö-
re, yasalara aykırı emir ve talimatlar
yerine getirilemez. Amir emrinde ıs-
rar eder ve bu emrini yazılı olarak
yinelerse, emir yerine getirilir. Bu
halde emri yerine getiren sorumlu ol-
maz. Konusu suç teşkil eden hiçbir
emir yerine getirilmez. Yerine geti-
renler sorumluluktan kurtulamaz.”
‘Tutuklamada hukuki ihlaller var’
Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ Cihaner’in tutuklanmasõyla ilgili olarak İzmir Barosu suç duyurusunda bulundu
Gazeteci Halit Güngen’in katili bulunamadı.
Baba Oktay: Oğlumu öldürdüler
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Emniyet Genel Mü-
dürlüğü Özel Harekât Dairesi eski
Başkanõ Behçet Oktay, ölümünün 1.
yõldönümünde memleketi Malat-
ya’nõn Hekimhan ilçesinde anma tö-
reni düzenlendi. Baba Mehmet Ok-
tay, oğlunun mezarõ başõnda yaptõğõ
açõklamada gözyaşlarõna hâkim ola-
madõ. Oktay, “Oğlum intihar etme-
di. Öldürdüler ve devlet sahip çık-
madı. İntihar süsü verdiler. ‘İntihar
etti’ dediler. Maalesef benim oğlum
öldürüldü. Öldürdüler. Benim di-
yeceğim bu kadardır” diye konuştu.
Sivil
darbe
uyarısı
Gazetemiz okurları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilci ve üyele-
ri, gazetemizin Ankara Temsilcisi, yazarımız Mustafa Balbay ve ay-
dınların serbest bırakılması amacıyla düzenledikleri eylemlerini
dün de sürdürdüler. Cumhuriyet’in Şişli’deki merkez binasının
bahçesindeki “Balbay’ın yanı başındayız” nöbetine katılanlar “Sivil
darbe ülkeyi çökertti”, “AKP ülkeyi uçurumun kenarına getirdi”
yazılı pankartlar taşıdı. (Fotoğraf: CEM GÜLDEMİR)
ERGENEKON SANIĞI SAĞIR
‘Türban için
Danõştay’õ
basmam’
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda Cumhuri-
yet gazetesinin bombalanmasõ ve Danõş-
tay’a silahlõ baskõn eylemlerinin sanõğõ İs-
mail Sağır’õn çapraz sorgusuna devam
edildi. Dini hassasiyeti olmadõğõnõ söyle-
yen Sağõr, “Başörtüsü için Danıştay’ı
basacak halim yok” diye konuştu.
Silivri’de İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan görülen birinci Ergene-
kon davasõnõn 136. duruşmasõnda Başkan
Köksal Şengün, çapraz sorgusuna devam
edilmek üzere İsmail Sağõr’õ sanõk kürsü-
süne çağõrdõ. Savcõ Nihat Taşkın’õn soru-
larõ üzerine İsmail Sağõr “Dini hassasiye-
tim yok. Osman Yıldırım ‘Azmettiricim
Muzaffer Tekin’ dedi. Ben Muzaffer Te-
kin’i tanımam” diye konuştu. Savcõ Taş-
kõn’õn “Alparslan Arslan, Tekin Irşi, Er-
han Timuroğlu ve Osman Yıldırım’ın di-
ni hassasiyetlerine ilişkin gözlemleri”
konusundaki sorusunu İsmail Sağõr, “Er-
han’ın öyle bir siyasi görüşü yok. Al-
parslan Arslan ile dini açıdan bir sohbe-
timiz olmadı. 5 vakit namaz kılan biri
gibi görünüyor ama ben namaz kıldığını
görmedim” diye yanõtladõ. Başkan Şen-
gün’ün söz verdiği Alparslan Arslan ise
“Burada yargılanan Ergenekon adı ve-
rilen, iddia edilen yapılanma ile şahsı-
mın alakası yok. Bu arkadaşları ise bu-
rada göz teması ile tanıdım” dedi.
Genel kurul hamamda yapıldı
İZMİR (AA) - Hamamda yapõlan İzmir
Hamamcõlar ve Banyocular Esnaf Odasõ Genel
Kurulu’nda Divan Kurulu peştamal giyerek
çalõştõ. İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odalarõ Bir-
liği Başkanõ Zekeriya Mutlu, sektörü canlõ tut-
mak amacõyla genel kurulu hamamda yaptõkla-
rõnõ, Türk hamam kültürünün yaşatõlmasõ ge-
rektiğini söyledi. 127 üyesi bulunan odanõn
başkanlõğõna, kullanõlan 55 oyun tamamõnõ
alan Nafi Karaca yeniden seçildi.
Devlet dairesinde ‘böcek’
BATMAN (AA) - Batman İl Sağlõk Mü-
dürlüğü’nün Satõn Alma Şubesi’nde bir odaya
yaklaşõk 15 gün önce taşõnan 3 memur, arõzala-
nan ampulü değiştirmek isterken duy içinde bir
cihaz gördüler. Durumun İl Sağlõk Müdürü Meh-
met Baş’a bildirilmesi üzerine “böcek” olduğu
iddia edilen cihaz incelenmek üzere Batman Em-
niyet Müdürlüğü’ne gönderildi. İl Sağlõk Müdür-
lüğü önünde bir araya gelen Sağlõk ve Sosyal
Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) ve Sağlõk
Sen üyesi bir grup, olaya tepki gösterdi.
Ahmet Vardar yaşamını yitirdi
İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Ahmet
Vardar, pankreas kanseri nedeniyle tedavi gördü-
ğü hastanede, 73 yaşõnda yaşamõnõ yitirdi. Birçok
gazete ve televizyonda çalõşan ve 2 yõl önce Va-
tan gazatesinde köşe yazarlõğõ yaparken emekli
olan Vardar’a yaklaşõk 4 ay önce pankreas kanse-
ri teşhisi kondu. Önceki gün evinde fenalaşan
Vardar hastaneye kaldõrõldõ. Vardar, dün akşam
saatlerinde yaşamõnõ yitirdi. Cenazesi, bugün Fa-
tih Camisi’nde öğle namazõnõ takiben kõlõnacak
cenaze namazõnõn ardõndan, Edirnekapõ’daki Sa-
kõzağacõ Şehitliği’nde toprağa verilecek.
Danıştay itirazı reddetti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõş-
tay İdari Dava Daireleri Kurulu, Adalet Bakanlõ-
ğõ Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin, Adalet Bakan-
lõğõ müfettişlerinin, hâkim ve savcõlar hakkõnda
dinleme ve teknik takip yapma kararõ aldõrmasõ-
na olanak tanõyan hükmünün yürütmesini dur-
durmasõna yapõlan itirazõ oybirliğiyle reddetti.
Eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağa-
oğlu, 24 Ocak 2007 tarihli Adalet Bakanlõğõ Tef-
tiş Kurulu Yönetmeliği’nin 98. maddesinin 1.
fõkrasõndaki, “İnceleme ve” ibaresinin, a bendin-
deki “inceleme ve” ibaresinin ve (ç) bendindeki
“haberleşmenin tespiti ve dinlenmesi gibi delil
toplama” ibaresinin iptali ve yürütmesinin dur-
durulmasõ istemiyle Danõştay’da dava açmõştõ.
Mahkemeden iptal kararı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi, doktor, diş hekimi, memur, avu-
kat, eczacõ, sendika kurucusu olabilmek için milli
savunmaya karşõ suçlar, devlet sõrlarõna karşõ suç-
lar ve casusluk, kamunun sağlõğõna karşõ suçlar-
dan hapis cezasõna mahkûm olmamak şartõnõ geti-
ren yasa hükmünü anayasaya aykõrõ bularak iptal
etti. CHP, Anayasa Mahkemesi’nde dava açmõştõ.