23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sağlık Yaşa bağlı maküla dejeneresansı ve güncel tedavisi lleri yaşlarda körlüğün en önemli ve en sık nedeni olan yaşa bağlı maküla dejeneresansı, kro- nik seyirli ve ilerleyici bir hastalık. Maküla, ayrıntılı, net ve keskin görmeyi sağlayan, gözün ar- ka duvarı olan retina tabakasında yer alan bir bölgedir. Dr. Faİk BankemğlU, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Göz Hastalıklan Bölümü, Oftalmoloji Uzmanı B u bölge halk arasında sarı nokta olarak bilinir ve gör- tne hücreleri en yoğun olarak burada hulunur. Renkli görmcmizi de sağlar. Ayrıca görme merkezi de (Fovea Sentralis) bu bölgenin ortasındadır. Genellikle çift taraflı bir hastalıktır. Günümüzde ortalama yaşam süresi arttığı için, Batı ülkelerinde bu hastalık 65 yaşın üzerinde oluşan kör- lüklerin 1. nedenidir. Risk faktörleri neler? Yaşa bağlı maküla dejeneresansı- nın (YBKD) gerçek nedeni tam olarak bilinmiyor. Hastalığın birden çok nedeni olduğu düşünülüyor. 65-74 yaşlan arasında görülme sıklığı %15; 75 yaşın üzerinde ise bu oran %25'e yük- seliyor. Dolayısıyle en yok suçlanan nedenlerin başında yaş geliyor. Araştırmalar, yaşa bağlı maküla dejeneresansı ile il- gili olarak, sigara kullanımı, aile hikâyesi (genetik faktör- ler), hipertansiyon, kalp ve damar hastalıklan ile yüksek ko- lesterol düzeyi, güneş ışığına maruz kalına, yüksek miyopi gi- bi birçok risk faktörünü ortaya koyuyor. Aynca beslenme şek- li de, hastalığın oluşumu ve hızlı ilerlemesinde önemli bir risk faktörü. Lutein, antioksidan ve çeşitli vitaminler (A, C ve E) yetersiz alınmasının da, hastalığın ilerlcmesinı hız- landırdtğı belirtilmekte. Hastalık nasıl oluşuyor? Maküla dejeneresansıntn olu- şumu ile ilgili çnk sayıda bilimsel çalışma var. En çok kabul gören ise hemodinamik teori ve retina hücrelerinde oluşan oksidatif stres teorileridir. Hemodinamik teoriye göre, yaşın ilerlemesiyle diğer or- ganlarda olduğu gibi gözün retina dış katları ve damar du- varlarına lipoit madde (yağ depozitleri) birikmektedir. YBMD'unu haşlatan tetik mekanizma bu gösteriliyor. Hastalığın oluşmasında, retinanın altında yer alan ve re- tinanın beslenmesinde önemli rol oynayan koroid tahaka- sındaki damarlarda bu lipoit madde birikimi, kan akımın- da azalmaya neden oluyor. Retina dış tabakasında (retina pigment epiteli) metaholizma bozulmakta, dejenerasynn ve atrofi dediğimiz hasar oluşmakta. Ayrıca yeteri kadar oksi- jen alamayan retina hücreleri iyi beslenemediği için, vücut, anjiogenesis mekanizması ile maküla altına doğru anormal yapıda yeni daınarlar oluşturmakta. Bu anormal damar ağı, bir süre sonra makülada kanama ve damar sızıntısına yol aça- rak görmeyi bulandırır ve çarpıklaştırır. Oksidatif stres teorisine göre ise hücrelerde hasara yol açan birtakım meditörler (ROM reaktif oksijen mediatör- leri) oluşuyor. Retina'da oksijen tüketimi diğer bütün do- kulardan fazla olması, aynca retinanın yüksek oranda ışın- lanmaya (UV ışınlan) maruz kalması nedeniyle, ROM me- diatörlerinin retinada yüksek oranda oluştuğu sanılıyor. YBMD iki ana grupta ele alınır. Atrofik veya kuru tip dediğimiz, anormal damarlar göstermeyen, kanamasız, görmeyi çok aşırı bozmayan ve ya- vaş ilerleyen türüdür. (Olguların %90'ı.) Exudatif veya ıslak tip dehilen ikinci grup ise kanama- lı ve ödemli türüdür. Olguların %10'dur. Ancak burada gör- me kaybı hızlı seyrcder. Bu olgular, görme kayıplarının %90'ından sorumludur. Maküla Dejeneresans'ında Belirtilen • Hastalar, görme azalması, okuyamama ve bulanık görmeden şikâyet edcr. •Renk görmede azalma, renkleri donuk ve soluk görme. •Çizgileri dalgalı, kırık veya silik görme. *Görüş alanının ortasında bakılan hedefin önünde siyah lekeler tarif eder- ler. Tam: Bu hastalıkta erken tanı çok önemli. Görme kay- bı yaşayan hastalar hızlı bir şekilde körlüğe yaklaşabilir. Basit bir kareli kâğıt testi ile (amsler grid testi) ilk belirtilen er- ken dönemde saptamak mümkün. Detaylı bir göz dibi mua- yenesi ile maküla bölgesindeki hasarın tespitinden sonra has- talığın tipini tayin etmek için göz-anjiyosu (FFA) uygula- nır. Bu, retina hastalıklarının tanısında kullanılan altın stan- darttır. Kol damanndan boyalı bir ilaç verilerek yapılır. Retina damarlarına gelen ilacın kılcal damarlardan ve doku kat- larından bir kaçak olup olmadığı dijital ortamda tespit edi- lir. Gözde hiçbir yan etki yaratmaz. Diğer tanı yöntemi OCT (göz tomografisi) ise retinanın morfolojik yapısını yüksek çözünürlükte kesitsel olarak bi- ze sunar. İlaç verilmeksizin yapılan ve çok kısa süren bu yön- tem ile maküla da ve altında eksudasyon veya kanama var- lığını kantitatif olarak tayin etmek mümkün. OCT, hasta- lığın tanısında önemli olduğu kadar takibinde de çok önemlidir. Ozellikle yeni tedavi seçeneklerinden olan ve göz- içi enjeksiyon tedavilerinin tekranna devam edip etmeye- ceğimizin belirlenmesinde anahtar rol oynar. Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansını Nasıl Tedavi Etmekteyiz? Geçmiş yıllarda, hastalığın önlenınesi ya da te- davi edilmesine yönelik yaklaşımlar çok sınırlıydı. Son 5- 6 yılan beri hastalığın ktiyonunu durdunnaya yönelik başarı oranı yüksek tedavi seçenekleri kullanıına girdi. (Ozellikle Exudatif- islak Tip) Kuru tip maküla dejeneresansının spesifık bir tedavisi yok. Ancak yavaş seyretmesi nedeniyle yine sık kontrollere git- meliyiz. Çünkü kuru tip maküla dejeneresansı vakalarının da % 20'si bir süre sonra yaş tipe dönü- şehiliyur. Kuru tip M.D tedavisinde yüksek doz antioksi- dan vitamin terapisi (Vitamin C ve E), antioksidan ele- mentlerden çinko oksit ve bakır oksit, lutein ve zeaksantin gibi karotenoitlerin alınması hastalığın gelişmcsini önlemek açısından oldukça önemlidir. Beslenme ile M.D arasında yakın bir ilgi olduğu da bil- diriliyor. Vücut için gerekli besin destek- lerinin istenilen oranda alınmasının (Mikronutrisyon) önemi vurgulanıyor. Antioksidanlar, vitamiftler ve omega-3 gibi maddeler vü- cudun oksidatif hasara karşı zayıflayan savunma sistemleri- ni güçlendirir. Exudatif Tip (Yaş Tip) MD.'nin Güncel Tedavisi: Yaş tip maküle dejeneresansının ilerlemesini durdurmaya yönelik çeşitli tedavi seçenekleri var. Geçmiş yıllarda sırasıyla kul- landığımız argon laser tedavisi ve totodinamik terapi (ilaç- lı laser) yöntemlerini de günümüzde sınırlı olarak kullanı- yoruz. Bu yöntemlerin görme kaybını durdurucu etkisinin yetersiz olması ve hastalığın tekrarını önleyememeleri, kullanım alanlarını kısıtlamıştır. Son birkaç yıldan beri göz-içi enjeksiyon tedavileri uy- gulamyor. Normalde göz içinde bulunan VEGF denilen da- mar büyüme faktörünün miktarının yüksek olduğu saptan- dı. VEGF damarların oluşmasında ve büyümesinde gerek- lidir. Normalde vücudun çeşitli yerlerinde ve gözde bulunan bu faktörün, bu hastalıkta aşırı miktarda varlığı, retinada ka- namaya yol açan anormal datnarları üretiyor. tşte bu maddeyi engelleyen anti-VEGF denilen antikor yapımındaki çeşitli ilaçlar, göz-içine enjekte ediliyor. 3 ay boyunca ayda 1 kez yapılan enjeksiyonlar, YBMD'nin dur- durulmasında çok önemli bir etkiye sahip. 3 aydan sonra- ki dönemde de gerektikçe bu tedaviye haşvuruluyor. Kliniğimizde yapılan uygulanıalarda, hastaların( Xı90'ın- da görme kaybının durduğu vc enjeksiyonlar erken safha- da yapıldığında, küçük lezyonlarda görmc keskinliğinin 2- 3 sıra arttığı saptandı. Marie Curie'den Dersler (Tıpkıbasım) Türkiye Bilimler Akademisi'nin başlattığı Bilim Eğitimi Dizisi'nin ilk kitabı Marie Curie'den Dersler (Tıpkıbasım) oldu. Akademi, dünyada bilim akademile- rinin en önemli görevlerinden birinin eğitim etkinliği ol- duğu görüşünden hareketle, bu bagiamda Akademi için- de gönüllülerden oluşan çalışma gurupları kurmakta. Akademi, ozellikle yaparak öğrenme ve sorgulayıcı eği- tim, bilime ve bilgiye meraklı gençler yetiştirme konu- sunda uzun bir süredir çalışmalar yürütmekte. 2007 yı- lında başlattığı Bilim Eğitim Projesi çerçevesinde şim- di bir kitap yayımladı: Marie Curie'den Dersler. Kitap bir tıpkıbasım. Fransızcadan. Mucizevi biçimde birtavan arasında bulunmuş sıradışı bir belge. İçinde Marie Curie'nin 1907de kendi kızı Irene'e ve meslek- taşlarının çocuklarına bir "eğitim kooperatifi" çerçeve- sinde verdiği temel fizik derslerinin notları yer alıyor. Notlar, Marie Curie'nin derslerini izleyen çocuklardan biri olan Isabelle Chavannestarafından kaleme alınmış ve elinizdeki kitapta eksiksiz kopya edilmiş. On yaşlarını süren çocuklara yönelik bu dersleri, Marie Curie bizzat hazırlamıştı. Anlaşılır, yaratıcı ve eğ- lenceli bir dille anlatılan dersler, sorulara ve deneyle- re dayanmakta. Yüzyıl önceki tazeliklerini ve netlikleri- ni koruyan bu dersler, anne babaları, öğretmenleri ve her yaştan meraklısını büyüleyecek. Akademi Başkanı ve TÜBA Bilim Eğitimi Proje yü- rütücüsü Prof. Dr. Yücel Kanpolat, geçen ocak ayında Feyziye Mektepleri Vakfı Özel Işık llköğretim Okulu Sacit Öncel Konferans Salonunda, yine bu proje kapsamında, 2 Nobel Ödiillü bilim insanı Marie Curie'nin hayatını, bilime yak- laşımını ve bilime olan önemli katkılarını anlatan bir konfe- rans vermişti. FMV llköğretim Okulu tara- fından düzenlenen konferansa, FMV ve Şişli MEB okul- larından ilkokul ve lise seviyesinde 43 öğrenci, 45 öğ- retmen ve yönetici katılmış ve katılımcılara, Marie Curie'den Dersler kitabı dağıtılmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle