19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 15 Köprünün yapımı başlamadı ama güzergâhtaki orman alanı ve askeri araziler konut bölgesi ilan edildi ve yapılaşmaya açıldı YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Üçüncü Rant Köprüsü İstanbul Anakent Belediyesi 3. köprü güzergâhında iki ‘orman’ alanını yapılaşmaya açtı. 50 hektarlık bir alan da TOKİ’ye devredilecek. Ayrıca güzergâh üzerindeki yapılaşma Bakanlar Kurulu kararıyla İzmit’e de sıçradı. MURAT KIŞLALI CHP’den Beklentiler Yaşamı boyunca hiçbir siyasal örgüte üye olmamış; Mülkiye’li ve Maliye Bakanlığı Hesap uzmanı kökenliler dışında herhangi bir sivil toplum örgütü ile de ilişkisi bulunmayan, ancak bir seçim dışında 1957’den beri sürekli olarak CHP’ye oy vermiş; 1950 seçim yenilgisinden sonra Ankara Halkevi’nde toplanan CHP Kurultayı’nı izlemiş, İsmet Paşa’yı o kurultayda dinlemiş bir vatandaş olarak CHP’den Türkiye ve toplum için bazı beklentilerim var. Bu beklentileri CHP’nin tabanının istekleri olarak da sunmuyorum. En azından yakın bir çevrenin beklentilerini yansıtıyorum diye düşünüyorum. On beşinci kurultayda yapılan seçime ilişkin tartışmaları gereksiz, zaman yitirici olarak buluyorum. PM’ye seçilenlerin önemli bir bölümünü ismen dahi tanımıyorum. Uygulamaları, yaklaşımları, başarımı izleyelim; önyargılı olmayalım. Kişiler üzerinde tartışmalar gerçekten rahatsız edici; bundan gerçek CHP’lilerin hoşnut olmadığını da gözlüyorum. Bir idealiniz varsa, o ideale katkı için ille de milletvekili, parti meclisi üyesi, belediye başkanı olmanıza gerek yok. En azından oyla da destek verebilirsiniz. Ayrıca çevrenizi oy konusunda iknaya da çalışabilirsiniz. Vatandaşla birebir karşılıklı temas, yalnız parti yöneticilerinin görevi değildir. Parti ilkelerine inanmış herkes, farklı düşüncede olan vatandaşlarla da temas kurmalı, anlamaya ve anlatmaya çalışmalıdır. Parti adına açıklamalar, partinin temel ilkeleri ile tutarlı olmalıdır. Uzun vadede ancak tutarlı, düşünce dürüstlüğü de olanların ayakta kaldığı unutulmamalıdır. Partinin temel ilkeleri, altı okla özümlenmiş, özetlenmiştir. Sosyal demokratlık ayrı bir ilke değildir. Halkçılık, devletçilik ve devrimciliğin bir uyarlamasıdır. Eklenmesi önerilen bütün oklar, biraz geniş düşünüldüğünde altı okta mevcuttur. Okları azaltalım, kıralım, özür dilerim densizliğine hiçbir gerçek CHP’linin hoşgörüyle bakması beklenmemelidir. CHP çeşitli badirelere, baskılara, iç ve dış ayak oyunlarına karşı ayakta kalmış, yaşamını sürdürmüş ise, bu Cumhuriyete inanmış benimsemiş ailelerin varlığı sayesinde olmuştur. “Dünya değişiyor, CHP de değişime ayak uydursun” sloganına kapılmamak gerek. Yaşanan ekonomik krizler, gelir dağılımında bozulma, emperyalizmin oyunları herkesin gözünü açmalıdır. WikiLeaks yayınlarının, notlarının bir konuda en azından uyarıcı bir etkisi olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehlike, din istismarı da yapılarak tek adam yönetimine gidişin hızlanması, Cumhuriyeti, demokrasiyi tümüyle bir kabuğa dönüştürme eğilimi ve isteğinin güçlenmesidir. CHP, Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmalı, ilk önceliği, tek adam yönetimine gidişi önlemeye vermelidir. Bu konuda Cumhuriyeti benimsemiş partilerle, kişilerle, bir amaç koalisyonu, terim yerindeyse gerçek demokrasi platformu oluşturmalıdır. Cumhuriyetin kazanımlarının yok edilmesine göz yumulmamalı, en ciddi savaşım bu alanda verilmelidir. CHP bağımsızlık savaşının ürünüdür. Kökeni Kuvayı Milliye’ye uzanır. Bağımsızlık, özgürlük savaşımı temeldir. Atatürk’ün “Biz kayıtsız şartsız varlığımızı bir yabancı eline bırakamayız. Türkiye’nin böyle yanlış yollarda dağılma ve yok olma uçurumuna sürekleyenlerin elinden kurtulması gerekir” görüşü özellikle ABD ve AB ile ilişkilerde dikkate alınmalı; emperyal güçlere karşı en azından mesafeli davranılmalıdır. CHP, bazı kesimlere hoş görünmek için, devletçilikten, planlamadan ödün vermemelidir. Hem ödün verdiği kesimin oyunu alamaz, hem de CHP’yi sol bir parti olarak destekleyenlerin oyunu yitirir. CHP, üniter devlet yapısını her koşulda savunmalı, vatandaşları arasında ayrıma kesinlikle karşı çıkmalıdır. Tarihi eserler, doğa nasıl korunuyorsa, diller ve kültürler de koruma altına alınmalıdır. Bu bağlamda yalnız Kürt kültürü değil, Çerkez, Laz vb. dil ve kültürler de koruma altına alınmalıdır. TC vatandaşlığı gönüllü olarak benimsenmelidir. Kamu yönetimi, liyakat bir yana itilerek tarikat, partizanlık, yalakalık gibi ölçütlerle görev alanlardan temizlenmelidir. Kamu yönetiminde partizanlık değil, liyakat ve tarafsızlık esas alınmalıdır. Eğitime özellikle bilinçli, kişilikli, düşünen, inanaçları doğrultusunda savaşım verebilecek gençliğin yetiştirilmesine öncelik verilmelidir. Burs, yurt, fırsat eşitliği, eğitim kalitesi, harç gibi sorunlara çözüm önerileri getirilmelidir. Vergi yasalarında yapılacak değişiklikle kamu harcamalarında savurganlığı, yolsuzluğu azaltarak, kamu fonlarından yalaka beslemeye son verilerek, gerekli kaynaklar yaratılabilir. CHP bu konuda da açık ve net olmalıdır. Devlet halka hizmet götürmeli, baskı aracı olmamalı; yasalar tüm vatandaşlara eşit şekilde uygulanmalı, gönüllü TC vatandaşlığı benimsenmelidir. CHP’ye dertleri onarmada büyük görev düşmektedir. ANKARA İstanbul Anakent Belediyesi, daha 3. köprünün yapımı başlamadan güzergâh üzerindeki iki önemli “orman” alanını konut bölgesi ilan ederek yapılaşmaya açtı. 50 hektarlık bir askeri alan da TOKİ’ye devredilecek. Güzergâh üzerindeki rantlaşma İstanbul’u da aştı ve İzmit’te, köprü güzergâhında kalan 500 hektarlık bir alan da Bakanlar Kurulu kararıyla TOKİ’ye devredilmek üzere “Dönüşüm Alanı” ilan edildi. Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Tarık Şengül “Ne yazık ki daha 3. köprü inşaatı başlamadan güzergâh üzerindeki alanlarda plan değişiklikleri yapılmaya başladı. Bu alanlar İstanbul’un soluk aldığı noktalar” dedi. Plan deği 3. Köprü zmit’e ulaşıyor: Köprü güzergâhının etkisi stanbul ile sınırlı da değil. Bakanlar Kurulu’nun 06.12.2010 tarihli kararnamesi ile Kocaeli ili, zmit ilçesi, Sekbanlı ve Sepetçi kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. 500 hektar (1 kilometreye 5 kilometre) büyüklüğündeki alanın en önemli özelliği 3. köprü güzergâhı üzerinde kalması. Burada da TOK ’nin yüksek yoğunluklu konut gelişmesi öngören bir plan hazırlayacağı anlaşılıyor. şikliklerini raporlaştıran Toplum İçin Şehircilik Platformu da, duyarlı yurttaşları bugün Kadıköy’de gerçekleştirecekleri 3. Köprü Eylemi’ne çağırdı. Toplum İçin Şehircilik Platformu’nun Raporu, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 3. köprü güzergâhı üzerinde orman alanları ve su havzalarını tehdit edici nitelikte plan değişikliklerinin yapılmaya başlandığını ortaya koydu. Platform’un “İstanbul’u Köprüye Getirmek” başlıklı raporunda “Bazı çevrelerin İstanbul’un anayasası olarak nitelendirdiği 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Pla nı’nın onaylanışının üzerinden henüz 2 yıl bile geçmeden bir dizi değişiklik Büyükşehir Belediye Meclisi’nden peş peşe geçmeye başladı. Yapılan değişikliklerin hemen tamamı rant amaçlı” denilerek şu değişikliklere dikkat çekildi: Güzergâh üzerinde villalı orman alanı: Sarıyer, Uskumruköy’de 3. köprü güzergâhının tam ortasında kalan ve 1/100.000 ve 1/ 25.000 ölçekli planlarda orman alanı olarak görünen bir alan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 16.07.2010 onay tarihli plan değişikliğiyle konut gelişimine açıldı. (Haritada 2 No’lu İşaretlenmiş Alan). Bu alanın içinde villalardan oluşan bir site de bulunması soru işaretleri yarattı. İktidarın oy deposunda değişiklik: Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 02.12.2009’da “orman alanı” tespiti yaptığı ve bu doğrultuda 1/25.000 planda orman alanı olarak belirlenen Sultanbeyli’deki bir alan yine 16.07.2010’da yapılan değişiklikle yapılaşmaya açıldı. (Haritada 3. No’lu İşaretlenmiş Alan). Askeri alanlar da hedefte: Hadımköy Yeşilbayır Bölgesi tarım alanlarının ortasında kalan askeri alanın TOKİ’ye devredilmesi yönünde çalışmalar sürdürülüyor. 50 hektar (500 metreye 1.000 metre) gibi ciddi büyüklükteki bu alan köprünün Avrupa Yakası’ndaki en önemli bağlantı yolunun üzerinde. (Haritada 1. No’lu İşaretlenmiş Alan). Şu anda devre ilişkin kurum görüşleri alınıyor. Yol İş: Üretimden gelen gücümüzü kullanırız MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türkiye Yolİş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar, Meclis’te görüşülen ‘Torba Tasarı’nın yasalaşması halinde il özel idarelerinde çalışan 20 bin işçinin Milli Eğitim ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatlarına dağıtılacağını söyledi. Ağar, yasadan vazgeçilmemesi durumunda üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını belirtti. Ağar, Köy Hizmetleri’nin 2005’te kapatıldığını, kendilerinin o dönemde bu kararın yanlış olduğunu söylediklerini anımsattı. Köy Hizmetleri’nin kapatılmasının ardından burada çalışan işçilerin il özel idareleri ve belediyelere dağıtıldığını belirten Ağar, başta sorunlar yaşandığını, ancak zamanla aşıldığını bildirdi. Torba tasarı ile huzurun yine bozulduğunu dile getiren Ağar, “Milli Eğitim Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatlarında görevlendirilecek olan çalışanların sosyal hakları nasıl olacak? Bu aynı 4/C’ye benziyor” dedi. Türkİş olarak Başbakan Erdoğan’dan randevu istedikleri ni dile getiren Ağar, “Başbakan’a sesleniyoruz; yanlıştan dönmek de erdemdir” dedi. Yasanın çıkması halinde Türkiye genelinde üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını belirten Ağar, “Umarız bizi sokağa dökmeden aklın yoluna uyarlar. Başbakan’la görüşmemizden bir sonuç elde edemezsek Başkanlar Kurulu’nu beklemeden hemen eylemlere başlarız. 50 bin üyemiz var” dedi. ENGELL YE YEN Ş KAPISI AÇILIYORMUŞ! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, AKP’nin görme engelli milletvekili Lokman Ayva’nın, Bakan Ömer Dinçer’in partiden ihracını istemesine neden olan engelli düzenlemesini savunurken, “Bazı kişilerce ileri sürüldüğü gibi yeni düzenleme özürlü çalıştırma yükümlülüğünü daraltmamakta, aksine özürlülerimize yeni iş kapıları açmaktadır” açıklamasını yaptı. Bakanlığın, düzenlemenin aleyhinde propaganda yapan kişi ve kuruluşların, engellilerin istismarını amaçladığını vurgulaması da dikkat çekti. Alkollü yakalanan sürücüye 590 lira ceza Ekonomi Servisi Trafik cezalarına yeni yıldan itibaren yüzde 7.7 zam yapılacak. 1 Ocak 2011’den itibaren en düşük trafik cezası 53 TL, en yüksek ceza 15 bin 640 TL olacak. Kırmızı ışık ihlali yapanlara 140 TL ceza uygulanacak. Alkollü araç kullananlar ilk kez yakalanmaları durumunda 590 TL, 2. kez 739 TL, 3 ve üçten sonra da 1185 lira ceza ödeyecekler. Hız sınırlarını yüzde 10’dan yüzde 30’a kadar aşanlara 140, yüzde 30’dan fazla aşanlara da 290 lira ceza verilecek. Alkollü araç kullanan sürücülerin geriye doğru 5 yıl içinde; ilkinde 6 ay, ikincisinde 2 yıl, 3 ve fazlasında ise 5 yıl ehliyetlerine el konulacak. Gerekli yerlerde hızını azaltmayan, öndeki aracı güvenli bir mesafeden takip etmeyen, sağa, sola dönüş kurallarına uymayan ve emniyet kemeri takmayan sürücüler 66 TL para cezasıyla karşılaşacak. Ölümlü veya yaralanmalı kazalarda izin almadan ayrılan 290 TL ceza ödeyecek. Geçme kurallarına riayet etmeyen ya da geçmenin yasak olduğu yerlerde sollama yapanlara 140 TL ceza verilecek. Yasak yere park etme, tramvay ve taksi duraklarında duraklamak, gece sis ışıklarının sisli, karlı ve sağanak yağmurlu havalar dışında diğer farlarla birlikte yakmak, emniyet kemeri bulundurulması zorunluluğu olan araçlarda emniyet kemeri bulundurmamak ve kullanmamak, araçlardan bir şey atmak veya dökmek, seyir halinde cep veya araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanmak gibi trafik kurallarını ihlal eden sürücülere 66 TL ceza kesilecek. Ayrıca karşıya geçişlerde işaretlere uymayan, yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde; taşıt yolunda trafiği tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunan yayalara 66 TL ceza kesilecek. Salça kırmızı eti bile solladı TGDF Başkanı Kopuz, bu yıl gıdada en fazla fiyat artışının salçada yaşandığını söyledi. Kopuz, girdi maliyetlerinin arttığı sürece, gıda fiyatlarının yükselişini sürdüreceğini de dile getirdi. Ekonomi Servisi Gıda sektöründe fiyatı en çok artan ürün salça oldu. Kilogram fiyatı Aralık 2010’da bir önceki yıla göre yüzde 51 civarında artarak 3.24 liradan 4.89 liraya çıkan salça, artış oranında son dönemin ‘ünlü’ ürünü kırmızı eti bile geride bıraktı. Gazetecilerle bir araya gelen Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, 2010’u değerlendirdi. Bu yılın en çok zamlanan ürünlerini de açıklayan Kopuz, hem dünyada hem de Türkiye’de tarım ve gıdanın gelecekte stratejik sektörler olduğunu dile getirdi. Önümüzdeki dönemde sektörün yatırım ikliminin etkileneceğinin altını çizen Kopuz, Türkiye’de yatırımı düşünen yatırımcının başka ülkelere yönlenebileceğini dile getirdi. Plansız üretim, entegrasyonun sağlanamaması ve gerçekçi olmayan teşvik ve desteklemelerin; hammadde temini, üretim ve fiyat konularını da olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Kopuz, şöyle devam etti: “Diğer yandan tarımsal emtia fiyatlarının tüm dünyada istikrarlı yükselişine devam etmesi, mevzuattan kaynaklanan sıkıntılar, yurtiçinden kaliteli ve sürekli hammadde elde edemeyişimiz ve girdi maliyetlerinin yüksekliği, gıda ve içecek ürünlerimiz üzerinde giderek artan bir fiyat baskısı oluşturmaktadır. Bu durumun böyle devam etmesi halinde önümüzdeki yıl ürün fiyatlarına makul seviyede bir artışın gelmesi de muhtemeldir.” Şemsi Kopuz EMO, 56 yıldır muhalefetin odağında Ekonomi Servisi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, kuruluşlarının 56. yılını mesleki ve toplumsal mücadelesini sürdürme kararlılığı içinde kutladıklarını, toplumsal muhalefetin odağında yer alarak onurlu yürüyüşlerine ve dik duruşlarına devam edeceklerini açıkladı. EMO Yönetim Kurulu adına odanın 56’ncı kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, EMO’nun ülke, meslek ve meslektaş sorunlarından hareketi kendisine temel ilke edindiği, odanın gücünü üyesinden ve onun örgütlü gücünden aldığı vurgulandı. Çaykur’da yetki Tek Gıdaİş’te RİZE (Cumuhuriyet) Çaykur’daki yetki yarışında Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı onaylandı. Yargıtay’ın Çaykur’da Tek Gıdaİş Sendikası lehine olan yerel mahkeme kararını bozarak, davanın Rize İş Mahkemesi’nde görülmesine karar vermesinin ardından Rize’de 19 Temmuz’da görülen mahkemede Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Çaykur’da yaklaşık 14 bin işçinin temsil hakkını Tek Gıdaİş Sendikası’na vermişti. Kararın ardından Hakİş’e bağlı Öz Gıdaİş Sendikası, kararı temyiz mahkemesine götürmüştü. Yargıtay, Öz Gıdaİş Sendikası’nın itirazını reddederek, Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını onayladı. Eker, et fiyatlarında perakendeyi suçladı Eker, et fiyatlarının yükselmediğini aksine düştüğünü, et fiyatları geçen aylarla kıyaslandığında, arada ciddi farklar olduğunu belirtti. Ekonomi Servisi Sektöründeki gelişmeleri ve bundan sonra nelerin yapılacağına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, şu an Et ve Balık Kurumu’nda kıymanın 16 liradan satıldığını söyledi. Et fiyatlarının düştüğünü belirten Eker şöyle dedi: “Dün itibarıyla toptan ette 13 vilayet için kesilen hayvanların ortalaması kilogram başına 14.5 lira, bir önceki gün 15 liraydı, bu rakam geçen aylarda 17, 18 liraya kadar yükselmişti. 26 Nisan’da ithalat kararı almıştık, etin fiyatı o dönemde 17, 18 lirayken şimdi 14.5 lirayı gördük.” Ayrıca Türkiye genelinde 9 zincir marketin reyonlarındaki et ürünlerinin fiyatlarını takip ettiklerini belirten Eker, yerli eti 14.5, 15 liraya alıp 25 liraya satarak fahiş kâr yapan bir iki market olduğunu aktardı. Eker ayrıca 18.90 liraya kuşbaşı satan marketin olduğunu ve etin de gayet sağlıklı olduğunu söyledi. Ayrıca Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 2010 yılı icraatlarını aktaran Mehdi Eker, Türkiye’de tarım sektörünü geliştirmek kapsamında Tohum Gen Bankası’nı ve Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı’nı kurduklarını ve bunların tarım sektörü için önemli gelişmeler olduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle