25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2010 CUMARTESİ 8 HABERLER Esrar satın aldığı gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra 2 kez ifade veren Onur Yaser Can’ın emniyette işkence gördüğü iddia ediliyor Alevilerden özür diledi Haber Merkezi Samsung Electronics, firmalarına ait cep telefonlarında kullanılan sözlük uygulamasında yer alan “Kızılbaş” tabiriyle ilgili yaptığı açıklamada “Bu yanlışlıktan dolayı istemeden kırdıklarımızdan özür dileriz” ifadesine yer verdi. Açıklamada “Söz konusu tanımın en kısa sürede kaldırılması adına gerekli önlemleri almak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” denildi. Onur Yaser Can Gözaltına alınınca yaşamına son verdi ise aradan 5 ayı aşkın bir süre geçtiği halde sonuçlanmadı. Arkadaşları, Onur’un gözaltına alındıktan sonra yemeden içmeden kesildiğine, ürkek, tedirgin bir halde olduğuna, psikolojisinin bozulduğuna tanık oldu. Arkadaşlarına, “Çırılçıplak uzun süre bekletildim. O şekilde sorgulama yaptılar, küfrettiler” dedi. Başka birileri hakkında ifade vermeye zorlandığını anlattı. Babası ise Yaser’in, ikinci kez ifadeye çağrıldığında loş bir ortama götürüldüğünü, orada acele ettirilerek, korkutularak bütün evrakların yeniden imzalatıldığını söylüyor. “Benim oğlumun bu suç nedeniyle yakalanmasına kadar hiçbir sıkıntısı yoktu. Hayatında polis tarafından sorgulanmamış bir çocuktu” diyen baba, Onur’un üçüncü kez emniyete gitmekten korktuğuna işaret ediyor. Yaser, Kasım 2009’da çalışmak için İstanbul’a geldi. Üç dil biliyordu, müzisyendi ve resim yapıyordu... ‘İnsan ticaretine’ darbe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yurtdışından getirdikleri kaçakları Türkiye üzerinden Yunanistan ve Bulgaristan’a para karşılığı götürdükleri belirlenen bir şebeke çökertildi. Dört ilde eşzamanlı yapılan operasyonda, insan kaçakçılığı yaptığı iddia edilen 26 kişiyle birlikte 163 kaçak yakalandı. Çetenin elemanlarından olduğu ileri sürülen Bingöl Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde görevli bir memurun kaçak göçmenleri sporcu gibi göstererek belgeler düzenlediği ifade edildi. HİLAL KÖSE HAŞİM KILIÇ ‘30 yıl sonra afedersin denmez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yargı reformunun şart olduğunu belirterek, zamanaşımından düşen eski DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler davasına atıfta bulundu. Kılıç, “Hukuk devleti niteliğini taşıyorsanız, 30 yıl devam eden bir yargılama sonunda davacıya ‘kusura bakmayın zamanaşımına uğradı’ demek, insan onurunu yok etmek anlamına gelen bir sonuçtur” dedi. Anayasa Mahkemesi, Anadolu Üniversitesi ve Türkiye Adalet Akademisi’nin düzenlediği “AİHM ve Türkiye” konulu uluslararası sempozyum, Anayasa Mahkemesi Konferans Salonu’nda başladı. Açılış konuşmasını yapan Kılıç, özgürlüklerin ve hakların sadece anayasalarda yazılmış olmasının fazla bir şey ifade etmediğini belirterek, uygulamada hakların kullanılmasının önemine işaret etti. Yargı sorunlarının çözümü için bir yargı reformu çıkarılamadığını belirten Kılıç, “Yargımızın iş yükü, zamanaşımındaki olumsuz sonuçlar gerçekten üzüntü verici hale gelmiştir” diye konuştu. Sempozyumda “AİHM ve Türkiye: Süregiden Sorunlara Yeni Cevaplar” başlıklı sunum yapan AİHM yargıcı Prof. Dr. Işıl Karakaş da Türk yargısının en büyük problemlerinden birisinin uzun süren davalar ve tutukluluk süreleri olduğunu ifade ederek “Ergenekon ile ilgili AİHM’ye çok sayıda dava geldi ve gelmeye devam ediyor. Tutuklama sürelerinde AİHM’nin içtihatları çok açık. Uzun süreli tutuklamalar tazminata gerekçe yapılmıştır. Bu nedenle tutuklama sürelerine ilişkin açılan davalar bizim için basit davalar, içtihatlarımız var” dedi. Genç mimar Onur Yaser Can, 24 Haziran 2010’da yaşamına son verdiğinde henüz 28 yaşındaydı. Resimle, müzikle yakından ilgilenen, hayat dolu bir gencin, kendi elleriyle ölümü tercih etmesi çevresindeki herkesi yıkıma uğrattı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) 2009’da mezun olan Onur’ın yaşamını erken ölümle noktalayan süreç, esrar satın aldığı gerekçesiyle 2 Haziran 2010’da Harbiye’de gözaltına alınmasıyla başladı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Onur, arkadaşlarına anlattığına göre, emniyette çırılçıplak soyuldu, yüzü duvara dönük uzun süre bekletildi, yere çökertildi, öksürtüldü. Tokatlandı, hakarete uğradı. Ağlama, çığlık sesleri, polislere yalvaran birileri dinletildi. Serbest bırakıldıktan sonra, telefonla aranarak, ikinci kez emniyete çağrıldı. Telefondaki polis, ilk ifadesinde tarih hatasının olduğunu söylemişti. Onur, 4 Haziran günü ikinci kez emniyette gitti. Bu kez ifadesine bazı eklemeler yapıldı. Emniyet için muhbirlik yapması istendi. Onur, artık bir avukat tutmaya, olanları ailesine anlatmaya karar vermişti. İkinci ifade nedeniyle başının derde gireceğini düşünüyordu. Avukatı, Yaser Onur’un verdiği ifadeyi almaya gittiğinde zorluk yaşadı. Avukata, Onur’ın yeniden ifadesinin alınacağı söylendi. Onur Yaser Can, üçüncü kez ifadeye gideceği günün akşamında, çırılçıplak bir halde, kendisini oturduğu evin balkonundan attı. O Torba yasaya protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DİSK’e bağlı belediye işçileri, TBMM gündeminde bulunan “torba” yasa tasarısını Kızılay’da protesto etti. Genelİş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekici, tek bir madde ile yaklaşık 50 bin belediye işçisinin belediyedeki işlerinden edilerek, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatında iradeleri dışında hizmetli olarak çalıştırılmaya zorlanacağını söyledi. Olanları ağlayarak anlattı Ölümünden 1 gün önce konuştuğu arkadaşı ise şunları söylüyor: “Bana anlattığına göre 2 hafta kadar önce uyuşturucu ile yakalanmış. Gözaltında çırılçıplak soyulmuş, duvara yaslanması söylenmiş. Bir süre çömeltilerek bekletilmiş. Bu süreçte sözlü olarak aşağılanmış. Polislerin ne söylediğini anlatmadı. Serbest kaldıktan sonra ifadesini alan polislerden biri Yaser’i geri çağırmış. Önceki ifadesinden farklı bir ifade getirilip imzalattırılmış. Muhbirlik yapması söylenmiş. Benimle konuşurken zorlanıyordu, ağlıyordu. Söyledikleri zor anlaşılıyordu. İfadeyi imzalaması konusunda tehdit edildiğini söyledi.” sırada evde arkadaşları da vardı. Onur’un düştüğünü ikinci kattaki bir komşusunun down sendromlu çocuğu gördü. Onur ile son konuşan kişiler Ankara’da yaşayan anne ve babası oldu. Babasını saat 20.24 sıralarında arayan Onur, “Başımda adli sıkıntı var. Telefonda konuşamam” dedi. Annesinden de İstanbul’a gelmelerini istedi. Can ailesi yoldayken, Onur’un balkondan düştüğü, hastanede ameliyata alındığı haberi geldi. Aile saat 03.00 sıralarında İstanbul’a ulaştığında ise Onur vefat etmişti. Can ailesi savcılığa başvurarak, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence, görevi kötüye kullanma, cinsel saldırı” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma ‘KIZLARLA YEMEĞE ÇIKTIN’ DAYAĞI ŞANLIURFA (Cumhuri rsiive yet) Şanlıurfa Harran Ün a ksekokulu’nd tesi Sağlık Yü E. okuyan Rıdvan K, MehmetB, han B, Serhat G. ve Ümmü de staj gördükleri tıp merkezin ean yemeği beğenm öğlen çık ti. Dıyince birlikte lokantaya git arkaeği yiyen 4 şarıda öğle yem merdaş geri döndüklerinde, tıp netive yö kezi personel müdürü eğe cileri tarafından kızlarla yemnıp, gerekçesiyle azarla çıktıkları ı söystajlarının geçersiz olacağ nel rine Perso lendi. Bunun üze ’la Müdürü Mehmet Gülaslan zintışan öğrenciler, tıp merke tar inin de çalışan yaklaşık 10 kiş ının a uğradı. Vücutlar saldırısın öğçeşitli yerlerinden yaralanan ına alındı. renciler tedavi alt ‘Bu dil için buradayız’ Meclis’te önceki gün yaptığı Kürtçe konuşmanın tutanaklara bilinmeyen bir dil olarak geçmesine tepki gösteren BDP Milletvekili Hasip Kaplan, dün de Meclis Genel Kurulu’nda tutanakları göstererek, “Bu ayıptır. İnsan haklarının en büyük ayıbıdır” dedi. Kaplan, şair Ciğerhun’un “Robson” adlı Kürtçe şiirinin “yalnız siyahlar baskı altında kalmadı, biz beyazız, biz de baskı altındayız” dizelerini Kürtçe sonra Türkçe okuduğu sırada Meclis Televizyonu’nun ses yayını yine kesildi. BDP Milletvekili Sırrı Sakık’ın itirazı üzerine TBMM Başkanvekili Meral Akşener, birleşime ara verdi. Kaplan’dan sonra Genel Kurul’da söz alan Sakık da Kürtçe konuştu. Sakık, “Hangi güç bizim dilimize gem vurabilir. Kürtçe yayına sansür koyabilir. Ne anayasa ne yasa ne Lozan’daki anlaşma dilime, kimliğime gem vuramaz. Biz bu dil için buradayız” dedi. Fotoğraf: AA Erdoğan 1 koli incir aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını kıldığı Hisarcıklıoğlu Beştepe Camisi’nden çıkarken Tayfur Dağıstan adlı öğrencinin yanına giderek sattığı incirlerden bir koli aldı. Erdoğan’ın incir aldığı öğrenci, gazetecilerin sorusunu, “150 lira para verdi. İncirlerin TSE standartlarına uygun olduğunu söyledim. Tadına baktı, hoşuna gitti, aldı. Normalinde 10 liraya satıyoruz, koli içinde 12 tane var. Öğrenciyiz, harçlık verdi. Normalinde 120 TL, 150 TL verdi” diyerek yanıtladı. MEZAR AYIBI Bakan özür diledi NURPERİ DEĞİRMENCİ Bir gecede 4 ayrı patlama İstanbul Haber Servisi Beyoğlu, Şişli, Esenyurt ve Başakşehir’de önceki gece kısa aralıklarla meydana gelen dört patlama büyük panik yarattı. İlk belirlemelerde patlamalara ses bombalarının neden olduğu belirtilirken olaylarda ölen ya da yaralanan olmadı. Polis, patlamalara neden olan ses bombalarını koyanları yakalamak için geniş çapta araştırma başlattı. TÜRKİYE’DE EN ÇOK İHLAL EDİLEN İNSAN HAKKI ‘ÖZGÜRLÜĞÜN KORUNMASI’ HAKKI BODRUM 6 yıl Bodrum’da kaldıktan sonra 20 Ekim 2010’da yaşamını yitiren ve vasiyeti doğrultusunda Torba Mezarlığı’nda toprağa verilen Alman asıllı Kanadalı emekli diplomat Hans Himmelbach’ın mezarı yerinin Hıristiyan olduğu gerekçesiyle değiştirilmesi tepki çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Himmelbach’ın eşi İlknur Himmelbach’ı arayarak yaşananlardan dolayı özür diledi. Himmelbach, “Sayın Günay, tüm dinlerin kültürlerin kardeş olduğunu söyleyerek çok çok özür diledi. Duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ayrıca konuyu Bodrum Belediye Başkanı ile görüşeceğini söyledi” dedi. Özgürlükler ipotek altında İstanbul Haber Servisi Sivil toplum örgütleri, Türkiye’de 50’ye yakın gazeteci ve yazarın, ifade özgürlüğüne ilişkin davalar ve soruşturmalar nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakları sınırlandırılmış olarak tutulduğunu ve adil yargılama hakkının evrensel olarak kabul gören ilkelerine aykırı yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarla sindirildiklerine dikkat çekti. Türkiye’de en çok ihlal edilen temel insan hakkının “özgürlüğün korunması hakkı” olduğu vurgulandı. Gazetecilere Özgürlük Platformu’ndan yapılan açıklamada, gazetecilerin eşi görülmemiş ağırlıkta vergi cezaları ile sindirildiğine dikkat çekilerek “Biz, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 62. yılında, bütün hakların omurgası olan ifade özgürlüğünün ülkemizde ulaştığı standartların utanç verici olduğunu düşünüyoruz. Dünya İnsan Hakları Günü’nde düşünürlerin, yazarların ve gazetecilerin, bu faaliyetleri dolayısıyla özel yetkili mahkemelerde, terörle mücadeleye ilişkin yasalar kapsamında yargılanmalarına şiddetle karşı çıkıyoruz. Ayrıca açılan binlerce ceza ve hukuk davasının kamuoyunun bilgi edinme hakkına hizmet eden medyaya ve gazetecilere, taşıyamayacakları bir yük yüklediğini düşünüyoruz. İnsan haklarının günümüzde ulaştığı en üst seviyenin ülkemizde de hayata geçebilmesi için, öncelikle ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bunun sorumluluğunu da iktidarın taşıdığını bir kez daha vurguluyoruz” denildi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, açıklamasında Türkiye’de bir yandan demokratik bir Türkiye özlemini dile getirmek isteyen gençlerin polis şiddetine Yaşama ve siyasi şiddete mahakkı ruz kaldığı, tasarı Özgürlük ve kişi halindeki torba yasa ile emekçilerin gegüvenliği hakkı leceklerinin çalın İfade özgürlüğü hakkı mak istendiğini Eğitim hakkı anımsatarak “Tür Adil olarak yargılanma hakkı kiye’de insanlarımıza yaşatılanlar Özel yaşama ve İnsan Hakları Evaileye saygı hakkı rensel Bildirgesi’nde yer alan tüm maddelerin açık ihlalidir” dedi. Çelebi, “Türkiye’de somut karşılıklarını yaratmak ve eşit, özgür, demokratik, sosyal, barışçıl ve laik bir Türkiye ve dünya yaratmak için mücadelemize devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. Tacize makaleli savunma ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya’da barda eğlenen, araştırma görevlisi H.E. ve arkadaşları D.C. ve E.Y’ye cinsel taciz ve hakarette bulunduğu iddia edilen Serdar E’nin yargılanmasına başlandı. Sanık avukatları araştırma görevlisi H.E’nin cinsel taciz ve travma konusunda daha önce yazdığı eleştirel makaleyi mahkemeye sunarak, “davacının yeni makalesi için malzeme aradığını” iddia etti. Mahkeme, sanığı tahliye ederken, H.E’nin bilimsel yazılarına ilişkin bilgi istedi. Yasalar korumalı İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) de, “Ne yazık ki günümüzde en temel insan haklarından olan özgürlüğün korunması hakkı ihlal edilmektedir. Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır” değerlendirmesi yapıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV), maddi imkânsızlıklar gerekçe gösterilerek iki çalışanın işine son vermesi, vakfın İstanbul Temsilciliği önünde protesto edildi. Grup, tüm işçi mücadelesi ve insan hakları savunucularını işe geri alınmaması durumunda vakıf önünde kuracağı dayanışma çadırına destek vermeye çağırdı. Yasal değil Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilcisi avukat Cavidan Karaöz Özyiğit de fiziksel bir gerekçe olmadığı sürece yapılanların yasal olmadığını vurgulayarak “Böyle bir keyfi uygulama olamaz” dedi. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ise “Bu haber maksatlı, bu olayı niye bu kadar abartmışlar anlayamadım. Hıristiyan olmasının verdiği bir rahatsızlık söz konusu değil” dedi. Olayın yaşanmasından büyük üzüntü duyduklarını belirten yurttaşlar Himmelbach’ın mezarına çiçekler koydu. Yeni başkan Uzun ANKARA (Cumhuriyet) Balyoz davası sanıkları arasında yer alan ve önümüzdeki günlerde MHP’ye katılması beklenen emekli Korgeneral Engin Alan’ın istifası üzerine boşalan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı Başkanlığı’na emekli Korgeneral Hayrettin Uzun getirildi. Uzun, bir sempozyumda, Türkiye’deki yabancı misyon şeflerinin “sömürge valisi” gibi davrandığını belirtirken “Elçilere, hataları söylenmeli” demişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle