25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 8 EKİM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Politik oyunlarõn harman yeri Ortadoğu’da bir hanedanõn, ihanet, sadakat, kan, yaşam ve ölümle iç içe geçen öyküsü Kral eski Adana valisinin torunu H er halkõn, her ülkenin bir öyküsü olduğu gibi her hanedanõn da bir öyküsü var. Kõsa geçmişi incelendiğin- de Ürdün Hanedanõ, tarihinin en ilginç dönemlerini şimdiki Kral 2. Abdullah’õn babasõ Kral Hüseyin’in iktidarõnda yaşadõğõ görülür. Kral Hüseyin... Haşimi Hane- danõ’ndaki adõyla Melik Hüse- yin Bin Tallal ya da popüler adõyla “Küçük Kral”... O, politik oyunlarõn harman yeri Ortadoğu’da entrikayla iha- netin, ölümle yaşamõn, ihanetle sadakatin sarmalõnda yaşanan, en sancõlõ, en çalkantõlõ, en kanlõ dö- nemde 46 yõl iktidarda kalmayõ başardõ. Eğitimini yarõm bõrakõp İsviçre’den gelerek Haşimi Ha- nedanlõğõ’nõn tahtõna oturdu- ğunda henüz 18 yaşõndaydõ. 16- 17 yaşlarõndayken dedesinin öl- dürülmesine tanõk oldu, kendisi de ölümden kõl payõ kurtuldu. Müslümanlarõn Kudüs’teki kut- sal mekânõ El Aksa Camisi’nin önünde, dedesi Melik Abdullah uğradõğõ suikast sonucu öldürü- lürken o da kurşunlara hedef oldu. Tipik bir öykü, bilindik bir tema, ama onu o suikastta ger- çekten göğsündeki madalya kur- tardõ. Yaklaşõk bir yõl sonra ise ruh sağlõğõ bozulduğu için taht- tan indirilen babasõnõn yerine geçti. Eski Adana Valisi’nin torunu Küçük kral tahta otururken annesi Zeyn de babasõ Tallal’õ kendi yurduna, İstanbul’da Or- taköy’deki bir hastaneye götür- dü tedavi ettirmeye. Ana Kraliçe Zeyn, eski Adana valilerinden Şakir Paşa’nõn to- runuydu. Sadrazam Kõbrõslõ Kâ- mil Paşa’nõn kardeşi olan Şakir Paşa, iki eşten sekiz çocuk ba- basõydõ. Şakir Paşa’nõn “Saray- lı Hanım” diye de bilinen Gül- feşan Hanõm’dan doğan kõzõ Vicdan Hanõm, Ürdün tahtõnõn hanedanõ Şerif ailesinden Cemil Bey’le evlenmişti. Bu evlilikten doğan Zeyn ise Ürdün’ün ikin- ci kralõ Tallal’la evlenerek “Ana Kraliçe” oldu. Bu yönü dolayõsõyla anne ta- rafõndan Türk olduğu söylene- bilecek Kral Hüseyin, 46 yõl sü- recek iktidarõnda ülkesini adeta yeniden kurdu. Ürdün, her ne denli, ABD, AB ve Suudilerin desteğiyle kurulsa da, Kral Hü- seyin, yõllarca ülkesini esenliğe çõkarmak için birçok tehlikeye bizzat göğüs gerdiği için halkõ ta- rafõndan kahraman anlamõna ge- len “Geda” diye anõlarak ödül- lendirildi. Ölünceye dek süren iktidarõ boyunca gerek bölge ülkeleriy- le gerekse bölgede yaşanan sa- vaşlardan ülkesinin en az zarar- la çõkmasõnõ sağlayacak biçimde akõlcõ ve esnek bir politika sür- dürmeyi başardõ. Ortadoğu barõş sürecinin en önemli isimlerinden biriydi. Bu niteliğini gerek uyguladõğõ di- yaloğa bağlõ esnek politika, ge- rekse önce İsrail, ardõndan Mõ- sõr’la imzaladõğõ barõş anlaşma- sõyla kazandõ. Kendisinden 7 yaş büyük Şe- rife Dina Abdülhamid ile ev- lendiğinde henüz 20 yaşõndaydõ. Alia adlõ kõzõ dünyaya geldikten sonra eşinden ayrõldõ. Kral Hüseyin’in kuzeni Irak Kralõ Faysal, 1958 Şubatõ’nda Ürdün’le Irak krallõklarõnõn bir- leşmesinden 5 ay sonra Bağ- dat’ta düzenlenen darbe sonucu öldürüldü. Bu olaydan bir süre sonra Kral Hüseyin İsviçre’ye gi- derken uçağõ Suriye jetlerince ta- ciz edildi. Bu olayla bağlantõlõ olarak Ürdün Genelkurmay Baş- kanõ Tuğgeneral Sadık Şera, kralõ devirmeye çalõşmak su- çundan ölüm cezasõna çarptõrõl- dõ. 2-2.5 yõl sonra ise arkasõnda Suriye’nin olduğu belirtilen bir suikast girişimi ortaya çõkarõldõ, saray personelinden 2 kişi Hü- seyin’i zehirleyerek öldürmeyi planladõklarõnõ itiraf etti. Kral Hüseyin bu süreçte (1966), krallõk yerine sosyalist bir cumhuriyet kurmak isteyenlerle de mücadele etti. Bu süreçte Ürdün BAAS’õnõn hazõrladõğõ komplo ortaya çõkarõlõnca yüz- lerce muhalif tutuklandõ. Aynõ yõl Suudi A r a b i s - tan’la askeri işbirliğine gidilmesi, bir yõl sonra ABD’den as- keri yardõm alõnmasõ gibi girişimlerin ya- nõ sõra daha Ba- tõcõ bir siyaset izlemeye başla- dõ. Onun Anglo- saksonlarla bu aşõrõ içli dõşlõ politika izlemesi ba- zõ Arap ülkelerinin tepkisine yol açtõ. Hüseyin, kelle koltukta yaşa- dõğõ bu dönemde, 1961’de bir İn- giliz ordu subayõnõn kõzõ olan Antoinette Gardner ile evlen- di. Bu evlilik de 11 yõl sonra so- na erdi. Kralõn bu evliliğinden şimdiki Kral 2. Abdullah, Fay- sal, Zeyn ve Ayşe isimli kõzlarõ oldu. Ürdün, Haziran 1967’de ya- põlan Arap-İsrail savaşõnda İsrail karşõsõnda kesin bir yenilgi aldõ. Batõ Şeria, İsrail tarafõndan bu sa- vaşta işgal edildi. Ürdün’e yapõlan yoğun Filis- tinli göçü bu savaş sürecinde meydana geldi; tam 800 bin Fi- listinli Ürdün topraklarõna göç- mek zorunda kaldõ. Yoğun Filistinli göçü, bir dizi sorunu da beraberinde getirdi. Bunlarõn başõnda Filistin Kurtu- luş Örgütü (FKÖ) ile Ürdün arasõnda yaşanan gerginlik oldu. Filistinli gerillalarõn 3 İngiliz uçağõnõ kaçõrmasõ üzerine Ürdün, Kral Hüseyin’in emriyle FKÖ kamplarõna saldõrõ düzenledi. 1970’te Ürdün güvenlik güçle- riyle Filistinliler arasõnda bir iç savaş yaşandõ. 1971’de ise Ürdün ordusu Filistin gerilla kamplarõ- na saldõrdõ. Bu saldõrõlarõn so- nucunda gerillalar kesin yenil- giye uğratõldõ. Arap aydõnlarõ bugün, bu saldõrõlar sõrasõnda İsrail’in Ürdün’ün verdiği istih- baratla Filistin kamplarõnõ, köy- lerini, yerleşimlerini vurduğunu anlatõyor. Federasyon sadece hayallerde kaldı Kral Hüseyin, 1972’de Gazze Şeridi’nde “Birleşik Arap Kral- lığı” adõ altõnda federe bir devlet kurulmasõnõ istediyse de bu ne Arap ülkeleri ne de İsrail tara- fõndan uygun görüldü. Dördüncü Arap-İsrail savaşõn- da Suriye cephesine asker gön- deren Ürdün, yaklaşõk bir yõl sonra FKÖ’yü Filistin halkõnõn tek temsilcisi olarak tanõdõğõnõ açõkladõ. Genel olarak Ortadoğu’da ço- ğu ülkede görüleceği gibi prag- matik bir politika izleyen Kral Hüseyin, İran-Irak savaşõnda (1980) Irak’õ destekleyince ABD ile ilişkileri bozulma sürecine girdi. 1990’da başlayan Körfez krizi sõrasõnda da Irak’a yakõn bir tutum izledi. Konuştuğumuz Iraklõlara göre Irak’õn Kuveyt’i işgali üzerine yaklaşõk 500 bin kişi Kuveyt ve Körfez ülkelerinden kaçarak Ür- dün’e sõğõndõ. Takvimler 1992’yi gösterdi- ğinde Ürdün’ün küçük kralõ lenf kanseri olmuştu. Tedavi için ABD’ye gidip geldiği süreçte (1994) İsrail’le 46 yõllõk savaş du- rumunu sona erdiren barõş an- laşmasõnõ imzaladõ. 5 Şubat 1999’da yaşamõnõ yi- tiren Kral Hüseyin, ölümünden bir ay önce kesin biçimde sağlõ- ğõna kavuştuğunu öne sürüp Ür- dün’e döndü ve Veliaht Prens Hasan’õ görevden alarak yerine büyük oğlu Prens Abdullah’õ (Şimdiki Kral 2. Abdullah) atadõ. Küçük kralõn 34 yõl gibi bir süre tahtõn vârisi kimliğini taşõyan kardeşi Prens Hasan’õ veliahtlõk- tan azlederek yerine Abdullah’õ atamasõnõn en büyük nedeni, ölü- münden sonra ülkesinin dõş etki- lerle bir iktidar mücadelesine sü- rüklenerek Batõ dünyasõndan uzaklaşõp Arap milliyetçiliği ek- senine girmesi kaygõsõydõ. Abdullah’õn eğitimini İngilte- re ve ABD’de yapmasõ, eşinin Fi- listinli olmasõ bir başka artõ ola- rak gösteriliyordu. Kral 2. Abdullah billboardda. Beyaz taş duvarlõ evler diyarõ Amman’da Ölü Deniz kõyõsõndan turkuvaz ritminde geçerek vardõğõmõz, beyaz taş duvarlõ binalar diyarõ Am- man’õn bende uyandõrdõğõ ilk duygu huzur oldu... Apartmanlarõn, binalarõn dõş yüzeyi krem rengine çalsa da ilk andan itibaren insanda beyazmõş duy- gusu yaratõyordu... Amman’daki bütün binalarõn dõş duvarlarõ, bir başmimarõn gözetiminde taş usta- larõ tarafõndan taşçõ kalemi ve çekiçle düzeltilerek özenle biçimlendirilmiş izlenimi veriyordu... Son- radan öğrendim ki, varlõklõlarõn evleri gerçekten sö- zünü ettiğim taşlardan yapõlõrken olanağõ kõsõtlõ halk da dõş yüzeyi taş izlenimi veren kaplama biri- ketle örüyormuş evinin dõş duvarõnõ... Amman’da ilk durak Kültür Bakanõ Sabri Erba- hat’õn makamõydõ... Sabri Bey’le Cumhuriyet okurlarõ için bir de özel söyleşi olanağõ bulduğum görüşmeden sonra Ürdün Yazarlar Birliği’ni ziya- ret ettik... İçinde çalõşma odalarõ, aygõtlarõ, kütüphane bulu- nan çevresi, bahçesi çiçeklerle bezeli, arka bahçe- sinde havuz olan iki katlõ binayõ görünce koca Tür- kiye’deki yazar örgütlerinin genel merkezlerini dü- şündüm, içim sõzlayarak... Ertesi gün Şiir Evi’ne ziyaret vardõ... Şiirin kut- sandõğõ bir dünyaya bu “ev” yakõşõyordu, ama be- nim de yüreğimi bir kõskançlõk dalgasõ sarõyordu. Nâzõm, orada ileride dirseğiyle sol kolundan destek alarak sağ elini çenesine dayamõş gülümseyerek bakõyor gibiydi... Şiir Evi, daha 1920’lerde Prens Nayif tarafõndan yaptõrõlmõştõ. Roma döneminden kalma amfitiyatronun üstündeki tepeye kondurul- muştu... Ortadoğu için kayõp oldu Ürdün, ihanetin ödülü bir ülke A mman’da konuştuğumuz Arap ay- dõnlar, Ürdün’ün İsrail’i korumak, çevresinde güvenlik çemberi oluş- turmak için; İsrail’inse Osmanlõ’nõn yõkõmõ pahasõna kurulduğunu söylediler... Elbette Batõ tarafõndan... Ürdün’ün kuruluşuyla il- gili öykülerdeki ortak görüş Batõ tarafõndan 1. Dünya (Paylaşõm) Savaşõ sonunda ku- rulduğudur. Bunu Türkler de yadsõmaz an- cak farklõ bir temaya yaslanarak kabul ederler bunu... 1. Dünya Savaşõ’nda, İslam dünyasõnõn en kutsal mekânõ Hicaz, inanõlmaz olanaksõz- lõklarõna karşõn Osmanlõ askerleri tarafõndan can pahasõna savunuluyordu. Osmanlõ as- kerleri bu savaşta, savunduğu kentin Arap Emiri tarafõndan arkadan vuruldu. İngiliz- lerle gizlice anlaşan Hicaz Emiri Şerif Hü- seyin Bin Ali’nin ihaneti sonucu Osmanlõ askerleri Hicaz’da şehit düştü. Hz. Mu- hammet’in soyundan gelen bu Hicaz Emi- ri, anne tarafõndan Türklerle akraba olan Kral Hüseyin’in baba tarafõndan akrabasõydõ. ABD, İngiltere ve Fransa’nõn başõnõ çek- tiği emperyalist Batõ, 1. Dünya Savaşõ son- rasõnda Ürdün’ü kurmaya karar verdiklerinde Ortadoğu’nun bu yeni ülkesinin tahtõnõ, eski dostuna ihanet eden Hicaz Emiri Şerif Hüseyin Bin Ali ve ailesine bir ödül gibi sun- muşlardõ. Suyu da yok, petrolü de Ürdün, Ortadoğu denilince akla gelen tek zenginlik imgesi açõsõndan paradoksal bir ko- numda... Dünya petrolünün yüzde 68’inin, doğalgaz kaynaklarõnõn yüzde 41’inin bu- lunduğu, çevresindeki ülkelerin çoğu petrol zengini olan Ürdün’de bir damla petrol yok denilse yeri. Ürdün’ün petrolle ilişkisi sanõrõm sadece yakõnda işletime açõlacak Mõ- sõr-Ceyhan boru hattõyla ilgili. Mõsõr do- ğalgazõnõn Ceyhan’a naklini öngören bu hat- tõn güzergâhõ Ürdün ve Suriye üzerinden Ceyhan’la buluşacak. Yõllõk kapasitesi 4 mil- yon ton olan hattõn Ürdün kõsmõ bitmiş, Su- riye kõsmõnõn yapõmõ sürüyor. Ürdün’ün bu hattõn işletiminden önemli beklentisi var. Ür- dün’de petrolün durumu böyle... Ortadoğu için stratejik sayõlan öbür ürün, su da yok Ür- dün’de... Gezimiz boyunca yeşil boyalõ birçok tanker gördük su taşõyan... İki stratejik üründen de yoksun olan Ür- dün, öbür yeraltõ zenginlikleri, madenler açõ- sõndan da inanõlmaz yoksul... Ölü Deniz (Lut gölü) ile Amman’õn kuzeyindeki Resayfe’de potas, Aceun’da demir, Fenan ve vadi Da- na’da bakõr varsa da tatmin edici olmaktan uzak. Petrol yoksunluğunun yanõ sõra, ender ya- ğõş aldõğõ için Ortadoğu’nun ortak kaderi olan susuzluğu da yoğun biçimde yaşõ- yor... Dünyada yabani arpanõn, çift sõralõ buğ- dayõn üretildiği bu topraklarda bugün yapõlan tarõm yer yer modern teknolojiyle gerçek- leştirilse de çoğu yerde görece geridir. Bu- na karşõn, Ürdün vadisinin nemli bir sõcak- lõk sunan bazõ bölümlerinde yõlda iki ürün alõnabiliyor... Bu bölgelerde yaygõn olarak muz ve turunçgil bahçeleri dikkat çekerken ülke genelinde zeytin bağlarõ ekonomik verimlilik açõsõndan ilk sõrayõ alõyor... Tarõm yapõlabilen yerlerde buğday, arpa, mõsõr, be- zelye, mercimek, fasulye üretiliyor... Ölü de- niz kõyõsõndaki bembeyaz tuzlu topraklarda bile damlama yöntemiyle Ürdünlü çiftçile- rin üretim yaptõğõnõ, narenciye ve muz bah- çeleri yetiştirdiğini gördük... Doğu Ürdün’de göçebe yaşam süren bedeviler hayvancõlõkla geçinirken ülke genelinde sanayi faaliyetinin pek geliş- mediğini öğrendik... Beyin ve emek göçü Bütün bunlarõn yanõ sõra eğitimli, nitelikli insan yetiştirmeyi başaran Ürdün, başta çevredeki Arap ülkeleri olmak üzere dün- yanõn hemen her yerine çalõşmaya giden mü- hendis, teknisyen gibi elemanlarla yapõlan beyin göçü, emek göçü sayesinde büyük dö- viz girdileri sağlõyor. Buna karşõn, büyük bir işsizlik sorunu ya- şanõyor Ürdün’de. Şu anda işsizlik oranõ yüz- de 14 dolayõnda. Hepsi genç, hepsi de eği- timli olan işsizlerin yaş grubu 18-35 arasõ... İş bulan şanslõ gençlerin büyük bölümü ise ancak geçici iş bulabiliyor. Önümüzdeki 20 yõlda Yakõndoğu ile Ortadoğu’da işsiz sa- yõsõnõn 90 milyonu bulacağõ, şu anda sürekli iş bulmaktan yoksun gençlerin oranõnõn Mõsõr’da yüzde 90’larõ bulduğu bildiriliyor. K ral Hüseyin’in, devlet adamlõğõ için erken ve olgunluk çağõnda diye değerlendirilmesi gereken ölümü, Ortadoğu barõş süreci için kayõp olarak nitelendiril- mişti. Güçlü bir devlet adamõ, yetenekli bir diplomat kimli- ğiyle üstlendiği “uzlaştırma- cı” misyonuyla Ortadoğu için önemli bir isimdi o... Ülkesi- ni Batõ’ya açmak istediği için Batõ’yla iyi ilişkiler kurmaya çok özen gösteriyordu. Barõşçõ, uzlaşmacõ, müza- kereci bir diplomat, o ölçü- de kararlõ ve mücadeleci olan Kral Hüseyin, Ürdün’ü çevresindeki ülkelere ege- men olan tutucu ve bağnaz yapõdan uzak bir noktaya götürüp çağdaşlaştõrarak bir istikrar ve denge unsuruna dönüştürmüştü... Onun 46 yõllõk iktidarõ dö- neminde Ürdün’ün savaş mağ- duru göçmenlerin sõğõnağõ ol- masõ, bunun bir başka göster- gesiydi. Yüz binlerce, mil- yonlarca Filistinli, Kuveytli, Iraklõ canõnõ kurtarmak için kaçõp Ürdün’e geldi... İlk sa- vaş mağduru göçmenler Çer- kezlerle Çeçenlerdi... Onlarõn açtõğõ yol, Ürdün’ü bir göçmen sõğõnağõ ülke konumuna ge- tirdi... Bir bakõma Ürdün Ha- nedanõ da göçmendi... Am- man’a bir-iki bin km. uzak- lõktaki Mekke’den, Hicaz’dan gelmişti Haşimiler... Küçük kralõn tahtõ bõraktõğõ 2. Abdullah, tahta oturalõ 10 yõl oluyor. İngiliz Sandhurst Askeri Akademisi mezunu olan Abdullah da bir bakõma babasõyla ortak kaderi yaşõyor. Babasõ gibi o da ülkesinin ve Ortadoğu’nun sancõlõ bir dö- neminde iktidara geldi. Doğal zenginliklerden yoksun olan ülkesi, babasõ zamanõnda yar- dõmlarla ayakta durabiliyordu. Şimdi o eski yardõmlarõn azal- dõğõ bildiriliyor. Buna karşõn o yine de, ba- basõ Kral Hüseyin’in açtõğõ yolda yürüyerek Ürdün’ün Batõ’ya dönük, laik, aydõnlõk yüzünü yarõnlara taşõmaya ça- lõşõyor. Giyimiyle, edasõyla Türkiye de dahil, çevre ülke- lerin birçoğunun lider eşinden farklõ, aydõnlõk noktada duran eşi Rania ise çağdaş kadõn kimliğiyle en büyük yardõm- cõsõ. Ürdün yönetiminin kadõ- na yeni haklar tanõyan son düzenlemesinin de en büyük savunucusu... Geçen ağustos- ta ülkeyi karõştõran söz konu- su düzenlemeyle “Kadının yeri evi ve eşinin yanı” gö- rüşünü savunan dinci grupla- rõn, özellikle MK’nin muha- lefetine karşõn, kralõn yasayõ onaylamasõ her ne denli BM Sözleşmesi gereği olsa da Ra- nia’nõn mücadelesinin bir par- çasõ olarak değerlendiriliyor. Kadõnlarla ilgili son düzenle- me, Ürdün’ün “Kadın Sal- man Rüşdi’si” diye tanõmla- nan gazeteci Tucan Faysal’õn MK ve köktendinci İslam kar- şõtõ mücadelesinin başarõsõ olarak da görülüyor. Bakalõm, peçe, burka, kara çarşaf, pantolon, eşarp ve ba- şõ açõk kadõnlarõn dansõnda Ürdün nereye yürüyecek... Kral 2. Abdullah, bunun dõşõnda özellikle dõş ilişkiler- de baba mirasõ politikayõ bi- linçle sürdürüyor. Bu yanõ dolayõsõyla babasõ gibi güve- nilir, birleştirici, ülkesinin çõ- karõ konusunda pragmatik di- ye tanõmlanõyor... SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle