Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2009 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
DirenTürkiye
Karşınızda, sanırsınız ki “müthiş demokrat” bi-
ri var! Yerin 7 kat dibinde (yeni kongre salonu!)
uluslararası kuruluşların ve ülkelerin merkez ban-
kalarının yetkililerine nutuk çeker ve “dışarıya, sa-
lonun dışında yükselen protestolara kulak verin”
derken, Taksim’de cop ve sis bombalarının se-
si arş-ı âlâya -9 kat gökyüzüne- yükseliyordu!
Bütün Türkiye ve dünya dışarıdaki sese çok iyi
kulak verdi! Erdoğan iktidarının polisi, alışık ol-
duğu Taksim’de her zamanki gibi insafsız ve
amansız kafa göz yarıyordu!
Söz ve eylem!
Erdoğan, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, yer-
leşik deyimden haberdar olmaz mı!?
Metin yazarları konuşmasını süsleyip püslüyor,
büyük laflar ediyor, dünya karşısında caka satı-
yor, kafa tutuyor görünüyor, yoksulların sözde hak-
larını savunuyor, kapitalizmi eleştiriyor ve sermaye
insan içindir diye bağırıyor...
Sanırsınız ki “hessah”!
Taksim’de, söylediklerinin paralelinde gösteri ya-
panların kafalarına ise coplar iniyor!
Erdoğan dünyaya talkım veriyor.. Kendisi sal-
kım yiyor:
8 yıllık iktidarı döneminde, bizzat kendi kurumu
TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de uluslararası öl-
çeklere göre 7 milyon insan, yoksulluk sınırının al-
tında, “Afrikalı Türk!”, yaşıyor! Zengin yoksul
arasında makas açıldı!
Kürsüde dünyaya nağmeler okuyacağına, ne-
den 8 yıldır kendi ülkende yoksulluğu yok etme-
din a Başbakan!
İnsanların gözünü, sadaka dağıtarak boyama
yolunu seçtin!
Milyonlarca insanı işsiz bıraktın!
Kürsüden bol keseden atıp tutarken, IMF’ciler
bunları bilmiyorlar mıydı ve bıyık altından gül-
müyorlar mıydı?!
Başbakan’a bakıyorsunuz, Doğan Holding’i, Ay-
dın Doğan’ı gangstere benzetiyor!
Siz sanıyorsunuz ki “vergi dairesi ile Doğan
Grubu arasında bir anlaşmazlık, vergi kaçak-
çılığı” gibi bir mesele vardı!
Veya bazı saflar ve aptallar öyle sanıyordu!
Oysa iktidarın cinleri, amacın özgür medyayı çö-
kertmek olduğunu, iktidarın tamamen yandaş bir
medya yaratma yolunda dörtnala gittiğini biliyor,
yazıyor, çiziyor, hem de utanmadan, yüzü kızar-
madan!
Olaya şimdiden “iş bitmiş” gözüyle bakıyorlar!
Meselenin “mahkemelik” olduğunu mu sanı-
yorsunuz!
Diyor ki iktidarın başı, mahkeme var, gitsin iti-
raz etsin!
Ama kendisi kararını vermiş, onlar gangster, ka-
çakçı falan!
İpi çekmiş! Mahkeme ise, lafügüzaf!
Böylece davanın sahibi kendini dışa vuruyor! 100
mumluk ampul gibi, parıldıyor!
Bu nedenle de bir “hangi mahkeme” savaşı
manşetlere taşınıyor!
Çünkü iktidar, anlaşılan mahkemeleri de bitir-
miş!
Hakkını aramak için “düzgün mahkeme” arı-
yorsun!
Siyasal olarak satılmamış bir adalet peşindesin!
Bir sürü yalan dolan!
Uşaklar, akbabalar, soytarılar... Hepsi medya-
da, iktidar ve kurumlarında, iş dünyasında...
Türkiye bir yandan büyük bir can pazarına dö-
nüştü..
Türkiye, tarihinde görülmemiş bir biçimde, ha-
cimde yiyilip bitiriliyor...
Onuruyla, adaletiyle, kültürüyle, insanıyla, biri-
kimleriyle, geleceğiyle..
Direnİstanbul umudu çaktı! DirenTürkiye!
obursali@cumhuriyet.com.tr
Gül’den
Baykal’a cevap
İSTANBUL (AA) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Fransa Cumhurbaş-
kanõ Nikolas Sarkozy’nin
de aralarõnda bulunduğu
bazõ yetkililerle temaslar-
da bulunmak ve bazõ
programlara katõlmak
üzere Paris’e hareket etti.
Hareket öncesi Kendisini
Damat Ferit’le karşõlaştõ-
ran Baykal’a da cevap
veren Gül “Bugüne kadar
siyasetçilerle karşõlõklõ
bir polemiğe girmekten
itinayla kaçõndõm, ama
söylemediğim şeyleri
sanki söylemişim gibi
gösterip bunun üzerinden
bu denli ağõr eleştirilerde
bulunmak ne derece doğ-
rudur, sizlerin takdirinize
bõrakõyorum. Konuşma
metnim ortadadõr, merak
eden alõr baştan sona
okur” dedi.
Ergenekon
oyun olacak
Haber Merkezi -
NTV televizyonunda ya-
yõnlanan, Müjde Ar ve
Önder Açõkbaş’õn sundu-
ğu ‘Güzel Haberler’
programõna katõlan tiyat-
ro sanatçõsõ Müjdat Ge-
zen, Ergenekon davasõnõ
tiyatro sahnesine taşõya-
cağõnõ açõkladõ. Oyunun
adõnõn ‘Hergelekon Da-
vasõ’ olacağõnõ belirten
usta oyuncu, oyunu ekim
ayõna hazõrladõklarõnõ
söyledi. Ergenekon’un
Deniz Seki davasõyla
benzer sorunlar taşõdõğõnõ
iddia eden Gezen, “Yar-
gõya çõkma süresi çok
uzun. Bir tanesi neden
yargõlandõğõnõ bilmeden
öldü. Ergenekon’da öldü
adam. Hangi sebeple yat-
tõğõnõ bilmiyordu” dedi.
Kat mülkiyeti
açıklaması
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Ba-
yõndõrlõk ve İskân Bakanõ
Mustafa Demir, TBMM
Genel Kurulu’nda millet-
vekillerinin sözlü sorula-
rõnõ yanõtladõ. Türkiye ge-
nelinde yabancõ gerçek
kişiler adõna kayõtlõ 49
bin 338 kat mülkiyeti ta-
şõnmaz bulunduğunu be-
lirten Demir, “Doğu ve
Güneydoğu Anadolu ille-
rinde İsrail uyruklu ya-
bancõ gerçek kişilere ait
herhangi bir gayrimenkul
kaydõ bulunmamaktadõr”
dedi. İmar Kanunu reviz-
yonu çalõşmalarõnõn sür-
dürüldüğünü kaydeden
Demir, cemevlerinin
kentsel sosyal ve teknik
altyapõ tanõmõ içinde yer
almasõna ilişkin hususun,
çalõşmalar kapsamõnda
ayrõca değerlendirileceği-
ni kaydetti.
Patlayıcı davası
ertelendi
İstanbul Haber
Servisi - Şişli’de çanta-
sõnda patlayõcõyla yaka-
landõğõ iddia edilen Gö-
nül Erdoğan, Mehmet
Sõddõk Akõn, Mehmet
Vefa Yamalak, Mehmet
Necip Kurtcebe ve Tun-
cer Sağõnç’õn yargõlandõ-
ğõ davaya devam edildi.
Sanõklar suçlamalarõ ka-
bul etmezken, avukatlar
müvekillerinin serbest
bõrakõlmasõnõ istedi. Tah-
liye taleplerini reddeden
mahkeme heyeti duruş-
mayõ erteledi.
Şahin, Başbuğ’u
ziyaret etti
TBMM (AA) -
Cumhurbaşkanõ Vekili ve
TBMM Başkanõ Mehmet
Ali Şahin, Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ’a iadeyi ziyarette
bulundu. Genelkurmay
Karargâhõ’nda basõna ka-
palõ gerçekleşen ziyaret,
bir saat sürdü.
Ergenekon davasõnda suçlayanlar ile yargõlayanlarõn yemekte buluşmasõ tepki çekti
‘Böylesi görülmedi’ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ergenekon operasyonunu ger-
çekleştiren polis, iddianameyi ha-
zõrlayan savcõlar ve davaya bakan
mahkeme heyeti üyelerinin birlikte
Boğaz gezisi yapmasõ ve iftar ye-
meğinde bir araya gelmesi tepkile-
re neden oldu.
Türkiye Barolar Birliği (TBB)
Başkanõ Özdemir Özok, “Türki-
ye’de üzerinde bu kadar tartışılan,
kitaplar yazılan, sağır sultanın
dahi duyduğu hukuk dışılıkların
yaşandığı bir davayla ilgili böyle-
si bir yemeğin etik olduğunu kabul
etmek mümkün değil. 39 yıllık
meslek yaşamımda polisle, savcı ve
hâkimin bir araya geldiğini ilk
kez görüyorum. Bu görüntü hoş
değil, şık değil, kabul etmek müm-
kün değil” değerlendirmesini yaptõ.
YARSAV Başkanõ Ömer Fa-
ruk Eminağaoğlu, emniyetin dü-
zenlediği yemek ve geziye, görev-
li yargõçlarõn katõlmasõnõn meslek
kurallarõ ve yargõ etiği açõsõndan as-
la kabul edilemeyeceğini belirterek
“Adli konularda savcılığa bağlı
görev yapan birimin, birlikte ça-
lıştığı sınırlı sayıdaki savcılara ye-
mek vermesi ise, kimin kime bağ-
lı olduğunu, polisin hangi ola-
naklara nasıl sahip olduğunu ve
sahip olduğu bu olanakları ile sav-
cıları etkileyebildiği ve sistemin
nasıl işlediğini göstermesi yö-
nünden, adli sistemin sorgulan-
masını gerektirmektedir” dedi.
Soruşturmalarõ bizzat yürütmesi
gereken savcõlõk biriminin, kolluk-
la bu şekilde ilişki içinde olmasõnõn
kolluğu fiilen savcõlõğõn önünde
bir pozisyondaymõş gibi gösterdi-
ğine işaret eden Eminağaoğlu, şu
değerlendirmeyi yaptõ:
“Emniyetin herhangi bir birimi
değil de istihbarat biriminin or-
ganizasyonunda gerçekleşen bu
katılım, birlikte görev ifa etmek
nedeniyle söz konusu olduğuna
göre, artık kanıksanan iftar ye-
meklerinin de ötesinde, moral
yemeği niteliğinde yemekler ger-
çekleşebiliyorsa, bu yemekler de
istihbari faaliyetleri hukuksal ka-
lıplara sokarak ceza yargılama-
larına dahil etmek tartışmalarının
yoğun olarak yaşandığı bir dö-
nemde yapılıyorsa, konuya sıra-
dan bir birliktelik olarak yakla-
şılamaz. Yasal yönden suç önce-
si yani istihbari görevleri bulun-
mayan savcıların, sistem içinde
yürüttükleri görevler istihbari
birimlerle bu gibi birliktelikleri
ortaya çıkarabiliyorsa, mevcut
sistemin sorgulanması ve değiş-
tirilmesi gerekmektedir. Sıkıyö-
netim dönemlerinde sıkıyönetim
komutanlıklarının üstlendikleri
ve yürüttükleri görevler, bugün
emniyet istihbarat birimlerince
mi yürütülmektedir sorularının
sorulması anlamsız değildir. Kol-
luğun durması gereken yere çe-
kilmesi zorunludur.”
TBB BAŞKANI ÖZOK YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU
‘39 yıllık meslek
yaşamımda po-
lisle, savcı ve
hâkimin bir ara-
ya geldiğini ilk
kez görüyorum.
Bu görüntü hoş
değil, şık değil,
kabul etmek
mümkün değil.’
‘Emniyetin dü-
zenlediği yemek
ve geziye, görevli
yargıçların katıl-
ması meslek ku-
ralları ve yargı
etiği açısından
asla kabul edile-
mez. Sıkıyönetim
dönemi gibi.’
İstanbul Haber Servisi - Erge-
nekon davasõnõ yürüten mahkeme
üyeleri, aralarõnda savcõ Zekeriya
Öz’ün de bulunduğu dava savcõlarõ
ile soruşturmayõ yürüten polislerin
Ergenekon dava süreci başlamadan
kõsa bir süre önce iftar yemeğinde bir-
likte olmalarõnõn, “tarafsızlığı ihlal
edecek nitelikte olduğu” belirtil-
di.Prof. Ersan Şen savunmanõn, hâ-
kimi reddetme hakkõna sahip oldu-
ğunu söyledi. İstanbul Barosu Baş-
kanõ Muammer Aydın, soruştur-
mayõ yürüten polisler, soruşturmanõn
başõnda olan savcõlarla ve kararõ ve-
ren hâkimlerin bir arada bulunmasõ-
nõ, “kamuoyunda sıkıntıya neden
olacak bir durum” olarak değer-
lendirirken Prof. Süheyl Batum,
fotoğraflarõn “tarafsızlığı ihlal ede-
cek nitelikte bir görüntü olma
özelliği taşıdığına” dikkat çekti.
Aydõn, İstanbul Barosu’nun 4 Ey-
lül’deki adli yõl açõlõşõ için hazõrladõğõ
konuşmayõ anõmsatarak, şöyle devam
etti: “Adli yıl açı-
lışında bağımsız
yargı ile tarafsız
adalet ilkelerine
objektif ölçütle-
re aykırı durum-
ların kabul edile-
meyeceğinin altı-
nı çizmiştik. Yar-
gı reformunun
nasıl olması ge-
rektiğiyle ilgili konuşurken de
Yargıtay Ceza Kurulu’nun 20 Ka-
sım 2007 günkü kararında hâkim
ve savcılara verilen görev ile tanı-
nan yetkiler kullanılırken ulusal
hukuk normlarının yanı sıra ev-
resel hukuk normlarına da bağlı
olduklarını ve bunlara uyulması
gerektiğini belirtmiştik. Bangalor
Yargı Etiği İlkeleri ile savcılar
için etik ve davranış biçimlerine
ilişkin Avrupa esaslarını düzenle-
yen Budapeşte İlkeleri’ne tabi ola-
rak görev yapmaları gerektiğini ve
bu ilkeleri uygun bir şekilde yeri-
ne getirmeleri gerektiğine dikkat
çekmiştik. Bahsi geçen fotoğrafları
gördüğümde bu konuların yeniden
gündeme getirme ihtiyacı hissedi-
yorum.”
‘KUŞKULAR
KUVVETLENECEK’
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Dekanõ Prof. Batum da söz ko-
nusu buluşmanõn bazõ nedenlerle nes-
nel tarafsõzlõğa gölge düşüreceğini
belirterek, “Ancak yargının taraf-
sızlığı açısından öznel ve nesnel ta-
rafsızlık altında toplanan iki tür ol-
gu vardır. Öznel tarafsızlık mah-
keme üyesi yargıcın birey olarak bir
davadaki kişisel tarafsızlığına iliş-
kindir. Nesnel tarafsızlık ise bu
mahkemenin kurum olarak yargı-
lanan kişilere güven veren ya da on-
larda yerleşebilecek her türlü meş-
ru kaygı ve kor-
kuyu bertaraf ede-
cek bir görünüme
sahip olmasıdır.
Bu nedenle bahsi
geçen fotoğraf, fo-
toğrafta gördüğü-
müz kişilerin daha
sonra verdikleri
kararlarda kuşku
ve endişeye kanıt
olabilecek bir özellik taşımakta-
dır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkan Saylan ile Sabih Kana-
doğlu’nun evlerinin aranmasõnõn ar-
dõndan savcõlarõn kendilerine yönelti-
len eleştiriler üzerine “kararı polisin
verdiği” açõklamasõ yaptõklarõnõ anõm-
satan Batum, “Bu fotoğraf hukukun
en baştan beri zorlandığı izlenimi ve-
ren Ergenekon davasına yönelik
kuşkuları kuvvetlendirecek nite-
liktedir” dedi.
İÜ Ceza Hukuku Profesörü Ersan
Şen ise “Soruşturma ve kovuşturma
süreçlerinde üç ayrı makam ara-
sındaki ilişkilerin mesleki birlikte-
likler çerçevesinde olmasının kabul
edilebileceğini, ancak ortada so-
mut ve kamuoyuna mal olmuş bir
dosya varken adliye dışındaki me-
kânlarda bir araya gelinmesi hoş
karşılanmaz. Bu görüşülemez an-
lamına gelmese de dava açılıp mah-
kemeye iddianame takdim edildik-
ten sonra, yani dava süreci resmen
başladıktan sonda hâkimin taraflara
eşit mesafede kalması gerekiyor.
Müdafi de hâkimin tarafsızlığını
kaybettiğini düşünüyorsa, herhan-
gi somut deliller çıktığında hâkimi
reddedebilir” dedi.
Hukukçular ‘Ergenekon yemeğinin’ tarafsõzlõğõ ihlal edecek nitelikte olduğunu belirttiler
‘Müdafi hâkimi reddedebilir’
‘Ergenekon buluşmasõnõ’ Meclis’e taşõyacağõnõ belirten CHP’li Ersin: Adalet Bakanõ hesap vermeli
‘Silivri’de bir trajedi yaşanıyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Konya Milletvekili, TBMM Anayasa
Komisyonu Başkanõ Atilla Kart, Erge-
nekon davasõnõ yürüten mahkeme üyele-
rinin, dava savcõlarõ ve soruşturmayõ yü-
rüten polislerin iftar yemeğinde bir arada
göründüğü fotoğraflarla ilgili olarak
“Emniyetin, kolluk ve soruşturma gö-
revinin dışında yargılama sürecini de di-
zayn ettiğini gösteriyor. Bu zihniyet po-
lis devleti zihniyetidir” dedi.
Kart, fotoğraflarla, “Hazırlık soruş-
turmasının savcılık makamı yerine,
polisin inisiyatifinde sürdürüldüğünü
doğrulayan bir soruşturma tablosunun
ortaya çıktığını” bildirdi. 2. Ergenekon
davasõnõn 7 Eylül günü yapõlan duruş-
masõna katõldõğõnõ anõmsatan Kart, söz-
lerini şöyle sürdürdü: “Orada da bunu
doğrulayan bir tabloyu gözlemledim.
Bakıyorsunuz, savcılık makamı ha-
zırlık soruşturmasına hâkim değil. O
savcılık makamının iyi niyetli ya da ön-
yargılı olup olmamasını bir tarafa bı-
rakıyorum, ama savcılık makamı so-
ruşturma dosyasına hâkim değil. So-
ruşturma ağırlıklı olarak bizzat polis
tarafından yapılmış. Aynı tablonun
daha da vahimi, mahkeme heyeti için
de söz konusu. Böylesine ceza soruş-
turması kuralları dışında hazırlanan,
bu hacimdeki dosyaya hâkim olama-
manın getirdiği bir ezikliği, bir psiko-
lojiyi mahkeme heyetinde görüyoruz.
Silivri’de bir trajedi yaşanıyor. Türkiye
maalesef bunun bedelini ödeyecek.
Çarpıcı olan bir sonuç da şu: Tüm bu
ilişkiler emniyet- savcı-mahkeme heyeti
ilişkileri sadece kişisel, insani ilişki
olarak değerlendiremez. Tüm bu iliş-
kiler ve faaliyetler, bakıyorsunuz em-
niyetin 2008 yılı faaliyet raporunda da
mutat ve olağan çalışmalar gibi sunu-
luyor. Olay burada bitiyor. Böylesine
kritik yargılamalarda bile Emniyet’in
hâkim olması, hem hazırlık soruştur-
masına, hem de belli bir noktada yar-
gılamayı etkilemesi emniyetin mutad ve
olağan faaliyeti kabul ediliyor. Böyle
bir zihniyet Türkiye’yi yönetiyor. Bu
zihniyet polis devleti zihniyetir. Bu
fotoğrafın anlamı budur. O davadaki
insanların yüzde 85-90’ının masum
olduğuna inanıyorum, yüzde 5-10 se-
viyesinde suçlu konumda olan kişiler
var. Ancak onlar da yapılan vahim hu-
kuk ihlalleri nedeniyle nihai anlamda
hak ettikleri cezayı almayacaklardır.
Silivri dosyası dinamit gibi bir fonksi-
yonu üstlenmiş durumda. Toplumda
ayrışma oluyor.”
‘ORTAK OPERASYON
İÇİNDELER’
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin
de fotorafõn “çok can sıkıcı” bir görün-
tü olduğunu söyledi. Ersin, “Oysa siya-
si olduğu açık olan Ergenekon davası-
nın hâkim ve savcılarının, üstüne üst-
lük bir de polislerin buluşması, bu
davayı hukuk davası olmaktan çıkar-
mıştır” dedi.
Yargõnõn ve yargõlamanõn bu görüntü-
lerle derin bir yara aldõğõnõ kaydeden Er-
sin, konuyu soru önergesiyle Meclis
gündemine getireceğini belirterek “Ada-
let Bakanı, bu görüntülerin hesabını
vermelidir. Bu görüntü, savcıların,
yargıçların ve polislerin ortak ope-
rasyon içinde olduklarını gösteriyor”
diye konuştu.
AHMET ERSİN
‘Bu görüntü, savcõla-
rõn, yargõçlarõn ve
polislerin ortak ope-
rasyon içinde oldukla-
rõnõ gösteriyor.’
ATİLLA KART
‘Emniyetin kolluk ve
soruşturma görevinin
dõşõnda yargõlama sü-
recini de dizayn etti-
ğini gösteriyor.’
(sol baştan) Ergenekon davasına bakan Yargıç Şengün, emni-
yetçi Yılmazer, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Abdur-
rahmanoğlu, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Canak.
BATUM.AYDIN.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay
Hukuk Genel Kurulu, “Ergenekon” soruşturma-
sõnõ yürüten Cumhuriyet savcõlarõ aleyhinde açõ-
lan manevi tazminat davasõnõ “görev yönünden”
reddeden daire kararõnõn gerekçesini değiştirerek
onadõ. Savcõlar hakkõnda adliye mahkemelerinde
genel hükümlere göre dava açõlabilecek.
“Ergenekon” davasõnda yargõlanan tutuklu sa-
nõk Behiç Gürcihan’õn nişanlõsõ Fatma Sibel
Yüksek ve gazeteci Müyesser Uğur, Ergenekon
soruşturmasõnõ yürüten Cumhuriyet savcõlarõ Ze-
keriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taş-
kın aleyhinde ayrõ ayrõ manevi tazminat davasõ
açmõşlardõ. Davacõlar, “savcıların, özel sohbet
niteliğindeki telefon konuşmasını imha etme-
yip, iddianame ekine koyarak özel hayat ve ha-
berleşme hürriyetlerinin ihlal edildiğini” belirt-
mişlerdi. İlk derece mahkemesi sõfatõyla davalarõ
görüşen Yargõtay 4. Hukuk Dairesi, manevi taz-
minat davalarõnõ, “görev yönünden” reddetmişti.
Kararõn temyiz edilmesi üzerine dosyayõ görüşen
Yargõtay Hukuk Genel Kurulu, dairenin “görev
yönünden” ret kararõnõ, gerekçesini değiştirerek
oy çokluğuyla onadõ. Kurul’un gerekçesinde ana-
yasa ve Hâkimler ve Savcõlar Yasasõ’na göre, hâ-
kim ve savcõlarõn aynõ statüde olduğu, ancak Hu-
kuk Usulü Muhakemeleri Yasasõ’nõn 573. madde-
sinde yalnõzca hâkimlerin sorumlu olduğu halle-
rin belirlendiği, bu maddede savcõlara yer veril-
mediği vurgulandõ. Kurul, 4. Hukuk Dairesi’nin
kararõndaki “savcıların faaliyetinin yargısal de-
ğil, idari nitelik taşıdığı için davanın hâkimle-
rin hukuki sorumluğu kapsamında değerlendi-
rilemeyeceği” şeklindeki gerekçesine katõlmadõ.
Kurul, savcõlarõn faaliyetlerinin de “yargısal gö-
rev” kapsamõnda olduğuna karar verdi.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz (solda) ve davaya
bakan hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin gezi ve ye-
mek boyunca yan yana oldukları görülüyor.
GENEL HÜKÜMLERE GÖRE
Savcõlar hakkõnda
dava açõlabilecek