22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2009 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI DirenTürkiye Karşınızda, sanırsınız ki “müthiş demokrat” bi- ri var! Yerin 7 kat dibinde (yeni kongre salonu!) uluslararası kuruluşların ve ülkelerin merkez ban- kalarının yetkililerine nutuk çeker ve “dışarıya, sa- lonun dışında yükselen protestolara kulak verin” derken, Taksim’de cop ve sis bombalarının se- si arş-ı âlâya -9 kat gökyüzüne- yükseliyordu! Bütün Türkiye ve dünya dışarıdaki sese çok iyi kulak verdi! Erdoğan iktidarının polisi, alışık ol- duğu Taksim’de her zamanki gibi insafsız ve amansız kafa göz yarıyordu! Söz ve eylem! Erdoğan, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, yer- leşik deyimden haberdar olmaz mı!? Metin yazarları konuşmasını süsleyip püslüyor, büyük laflar ediyor, dünya karşısında caka satı- yor, kafa tutuyor görünüyor, yoksulların sözde hak- larını savunuyor, kapitalizmi eleştiriyor ve sermaye insan içindir diye bağırıyor... Sanırsınız ki “hessah”! Taksim’de, söylediklerinin paralelinde gösteri ya- panların kafalarına ise coplar iniyor! Erdoğan dünyaya talkım veriyor.. Kendisi sal- kım yiyor: 8 yıllık iktidarı döneminde, bizzat kendi kurumu TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de uluslararası öl- çeklere göre 7 milyon insan, yoksulluk sınırının al- tında, “Afrikalı Türk!”, yaşıyor! Zengin yoksul arasında makas açıldı! Kürsüde dünyaya nağmeler okuyacağına, ne- den 8 yıldır kendi ülkende yoksulluğu yok etme- din a Başbakan! İnsanların gözünü, sadaka dağıtarak boyama yolunu seçtin! Milyonlarca insanı işsiz bıraktın! Kürsüden bol keseden atıp tutarken, IMF’ciler bunları bilmiyorlar mıydı ve bıyık altından gül- müyorlar mıydı?! Başbakan’a bakıyorsunuz, Doğan Holding’i, Ay- dın Doğan’ı gangstere benzetiyor! Siz sanıyorsunuz ki “vergi dairesi ile Doğan Grubu arasında bir anlaşmazlık, vergi kaçak- çılığı” gibi bir mesele vardı! Veya bazı saflar ve aptallar öyle sanıyordu! Oysa iktidarın cinleri, amacın özgür medyayı çö- kertmek olduğunu, iktidarın tamamen yandaş bir medya yaratma yolunda dörtnala gittiğini biliyor, yazıyor, çiziyor, hem de utanmadan, yüzü kızar- madan! Olaya şimdiden “iş bitmiş” gözüyle bakıyorlar! Meselenin “mahkemelik” olduğunu mu sanı- yorsunuz! Diyor ki iktidarın başı, mahkeme var, gitsin iti- raz etsin! Ama kendisi kararını vermiş, onlar gangster, ka- çakçı falan! İpi çekmiş! Mahkeme ise, lafügüzaf! Böylece davanın sahibi kendini dışa vuruyor! 100 mumluk ampul gibi, parıldıyor! Bu nedenle de bir “hangi mahkeme” savaşı manşetlere taşınıyor! Çünkü iktidar, anlaşılan mahkemeleri de bitir- miş! Hakkını aramak için “düzgün mahkeme” arı- yorsun! Siyasal olarak satılmamış bir adalet peşindesin! Bir sürü yalan dolan! Uşaklar, akbabalar, soytarılar... Hepsi medya- da, iktidar ve kurumlarında, iş dünyasında... Türkiye bir yandan büyük bir can pazarına dö- nüştü.. Türkiye, tarihinde görülmemiş bir biçimde, ha- cimde yiyilip bitiriliyor... Onuruyla, adaletiyle, kültürüyle, insanıyla, biri- kimleriyle, geleceğiyle.. Direnİstanbul umudu çaktı! DirenTürkiye! obursali@cumhuriyet.com.tr Gül’den Baykal’a cevap İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Fransa Cumhurbaş- kanõ Nikolas Sarkozy’nin de aralarõnda bulunduğu bazõ yetkililerle temaslar- da bulunmak ve bazõ programlara katõlmak üzere Paris’e hareket etti. Hareket öncesi Kendisini Damat Ferit’le karşõlaştõ- ran Baykal’a da cevap veren Gül “Bugüne kadar siyasetçilerle karşõlõklõ bir polemiğe girmekten itinayla kaçõndõm, ama söylemediğim şeyleri sanki söylemişim gibi gösterip bunun üzerinden bu denli ağõr eleştirilerde bulunmak ne derece doğ- rudur, sizlerin takdirinize bõrakõyorum. Konuşma metnim ortadadõr, merak eden alõr baştan sona okur” dedi. Ergenekon oyun olacak Haber Merkezi - NTV televizyonunda ya- yõnlanan, Müjde Ar ve Önder Açõkbaş’õn sundu- ğu ‘Güzel Haberler’ programõna katõlan tiyat- ro sanatçõsõ Müjdat Ge- zen, Ergenekon davasõnõ tiyatro sahnesine taşõya- cağõnõ açõkladõ. Oyunun adõnõn ‘Hergelekon Da- vasõ’ olacağõnõ belirten usta oyuncu, oyunu ekim ayõna hazõrladõklarõnõ söyledi. Ergenekon’un Deniz Seki davasõyla benzer sorunlar taşõdõğõnõ iddia eden Gezen, “Yar- gõya çõkma süresi çok uzun. Bir tanesi neden yargõlandõğõnõ bilmeden öldü. Ergenekon’da öldü adam. Hangi sebeple yat- tõğõnõ bilmiyordu” dedi. Kat mülkiyeti açıklaması ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ba- yõndõrlõk ve İskân Bakanõ Mustafa Demir, TBMM Genel Kurulu’nda millet- vekillerinin sözlü sorula- rõnõ yanõtladõ. Türkiye ge- nelinde yabancõ gerçek kişiler adõna kayõtlõ 49 bin 338 kat mülkiyeti ta- şõnmaz bulunduğunu be- lirten Demir, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu ille- rinde İsrail uyruklu ya- bancõ gerçek kişilere ait herhangi bir gayrimenkul kaydõ bulunmamaktadõr” dedi. İmar Kanunu reviz- yonu çalõşmalarõnõn sür- dürüldüğünü kaydeden Demir, cemevlerinin kentsel sosyal ve teknik altyapõ tanõmõ içinde yer almasõna ilişkin hususun, çalõşmalar kapsamõnda ayrõca değerlendirileceği- ni kaydetti. Patlayıcı davası ertelendi İstanbul Haber Servisi - Şişli’de çanta- sõnda patlayõcõyla yaka- landõğõ iddia edilen Gö- nül Erdoğan, Mehmet Sõddõk Akõn, Mehmet Vefa Yamalak, Mehmet Necip Kurtcebe ve Tun- cer Sağõnç’õn yargõlandõ- ğõ davaya devam edildi. Sanõklar suçlamalarõ ka- bul etmezken, avukatlar müvekillerinin serbest bõrakõlmasõnõ istedi. Tah- liye taleplerini reddeden mahkeme heyeti duruş- mayõ erteledi. Şahin, Başbuğ’u ziyaret etti TBMM (AA) - Cumhurbaşkanõ Vekili ve TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a iadeyi ziyarette bulundu. Genelkurmay Karargâhõ’nda basõna ka- palõ gerçekleşen ziyaret, bir saat sürdü. Ergenekon davasõnda suçlayanlar ile yargõlayanlarõn yemekte buluşmasõ tepki çekti ‘Böylesi görülmedi’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ergenekon operasyonunu ger- çekleştiren polis, iddianameyi ha- zõrlayan savcõlar ve davaya bakan mahkeme heyeti üyelerinin birlikte Boğaz gezisi yapmasõ ve iftar ye- meğinde bir araya gelmesi tepkile- re neden oldu. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, “Türki- ye’de üzerinde bu kadar tartışılan, kitaplar yazılan, sağır sultanın dahi duyduğu hukuk dışılıkların yaşandığı bir davayla ilgili böyle- si bir yemeğin etik olduğunu kabul etmek mümkün değil. 39 yıllık meslek yaşamımda polisle, savcı ve hâkimin bir araya geldiğini ilk kez görüyorum. Bu görüntü hoş değil, şık değil, kabul etmek müm- kün değil” değerlendirmesini yaptõ. YARSAV Başkanõ Ömer Fa- ruk Eminağaoğlu, emniyetin dü- zenlediği yemek ve geziye, görev- li yargõçlarõn katõlmasõnõn meslek kurallarõ ve yargõ etiği açõsõndan as- la kabul edilemeyeceğini belirterek “Adli konularda savcılığa bağlı görev yapan birimin, birlikte ça- lıştığı sınırlı sayıdaki savcılara ye- mek vermesi ise, kimin kime bağ- lı olduğunu, polisin hangi ola- naklara nasıl sahip olduğunu ve sahip olduğu bu olanakları ile sav- cıları etkileyebildiği ve sistemin nasıl işlediğini göstermesi yö- nünden, adli sistemin sorgulan- masını gerektirmektedir” dedi. Soruşturmalarõ bizzat yürütmesi gereken savcõlõk biriminin, kolluk- la bu şekilde ilişki içinde olmasõnõn kolluğu fiilen savcõlõğõn önünde bir pozisyondaymõş gibi gösterdi- ğine işaret eden Eminağaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Emniyetin herhangi bir birimi değil de istihbarat biriminin or- ganizasyonunda gerçekleşen bu katılım, birlikte görev ifa etmek nedeniyle söz konusu olduğuna göre, artık kanıksanan iftar ye- meklerinin de ötesinde, moral yemeği niteliğinde yemekler ger- çekleşebiliyorsa, bu yemekler de istihbari faaliyetleri hukuksal ka- lıplara sokarak ceza yargılama- larına dahil etmek tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı bir dö- nemde yapılıyorsa, konuya sıra- dan bir birliktelik olarak yakla- şılamaz. Yasal yönden suç önce- si yani istihbari görevleri bulun- mayan savcıların, sistem içinde yürüttükleri görevler istihbari birimlerle bu gibi birliktelikleri ortaya çıkarabiliyorsa, mevcut sistemin sorgulanması ve değiş- tirilmesi gerekmektedir. Sıkıyö- netim dönemlerinde sıkıyönetim komutanlıklarının üstlendikleri ve yürüttükleri görevler, bugün emniyet istihbarat birimlerince mi yürütülmektedir sorularının sorulması anlamsız değildir. Kol- luğun durması gereken yere çe- kilmesi zorunludur.” TBB BAŞKANI ÖZOK YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU ‘39 yıllık meslek yaşamımda po- lisle, savcı ve hâkimin bir ara- ya geldiğini ilk kez görüyorum. Bu görüntü hoş değil, şık değil, kabul etmek mümkün değil.’ ‘Emniyetin dü- zenlediği yemek ve geziye, görevli yargıçların katıl- ması meslek ku- ralları ve yargı etiği açısından asla kabul edile- mez. Sıkıyönetim dönemi gibi.’ İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon davasõnõ yürüten mahkeme üyeleri, aralarõnda savcõ Zekeriya Öz’ün de bulunduğu dava savcõlarõ ile soruşturmayõ yürüten polislerin Ergenekon dava süreci başlamadan kõsa bir süre önce iftar yemeğinde bir- likte olmalarõnõn, “tarafsızlığı ihlal edecek nitelikte olduğu” belirtil- di.Prof. Ersan Şen savunmanõn, hâ- kimi reddetme hakkõna sahip oldu- ğunu söyledi. İstanbul Barosu Baş- kanõ Muammer Aydın, soruştur- mayõ yürüten polisler, soruşturmanõn başõnda olan savcõlarla ve kararõ ve- ren hâkimlerin bir arada bulunmasõ- nõ, “kamuoyunda sıkıntıya neden olacak bir durum” olarak değer- lendirirken Prof. Süheyl Batum, fotoğraflarõn “tarafsızlığı ihlal ede- cek nitelikte bir görüntü olma özelliği taşıdığına” dikkat çekti. Aydõn, İstanbul Barosu’nun 4 Ey- lül’deki adli yõl açõlõşõ için hazõrladõğõ konuşmayõ anõmsatarak, şöyle devam etti: “Adli yıl açı- lışında bağımsız yargı ile tarafsız adalet ilkelerine objektif ölçütle- re aykırı durum- ların kabul edile- meyeceğinin altı- nı çizmiştik. Yar- gı reformunun nasıl olması ge- rektiğiyle ilgili konuşurken de Yargıtay Ceza Kurulu’nun 20 Ka- sım 2007 günkü kararında hâkim ve savcılara verilen görev ile tanı- nan yetkiler kullanılırken ulusal hukuk normlarının yanı sıra ev- resel hukuk normlarına da bağlı olduklarını ve bunlara uyulması gerektiğini belirtmiştik. Bangalor Yargı Etiği İlkeleri ile savcılar için etik ve davranış biçimlerine ilişkin Avrupa esaslarını düzenle- yen Budapeşte İlkeleri’ne tabi ola- rak görev yapmaları gerektiğini ve bu ilkeleri uygun bir şekilde yeri- ne getirmeleri gerektiğine dikkat çekmiştik. Bahsi geçen fotoğrafları gördüğümde bu konuların yeniden gündeme getirme ihtiyacı hissedi- yorum.” ‘KUŞKULAR KUVVETLENECEK’ Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi Dekanõ Prof. Batum da söz ko- nusu buluşmanõn bazõ nedenlerle nes- nel tarafsõzlõğa gölge düşüreceğini belirterek, “Ancak yargının taraf- sızlığı açısından öznel ve nesnel ta- rafsızlık altında toplanan iki tür ol- gu vardır. Öznel tarafsızlık mah- keme üyesi yargıcın birey olarak bir davadaki kişisel tarafsızlığına iliş- kindir. Nesnel tarafsızlık ise bu mahkemenin kurum olarak yargı- lanan kişilere güven veren ya da on- larda yerleşebilecek her türlü meş- ru kaygı ve kor- kuyu bertaraf ede- cek bir görünüme sahip olmasıdır. Bu nedenle bahsi geçen fotoğraf, fo- toğrafta gördüğü- müz kişilerin daha sonra verdikleri kararlarda kuşku ve endişeye kanıt olabilecek bir özellik taşımakta- dır” değerlendirmesinde bulundu. Türkan Saylan ile Sabih Kana- doğlu’nun evlerinin aranmasõnõn ar- dõndan savcõlarõn kendilerine yönelti- len eleştiriler üzerine “kararı polisin verdiği” açõklamasõ yaptõklarõnõ anõm- satan Batum, “Bu fotoğraf hukukun en baştan beri zorlandığı izlenimi ve- ren Ergenekon davasına yönelik kuşkuları kuvvetlendirecek nite- liktedir” dedi. İÜ Ceza Hukuku Profesörü Ersan Şen ise “Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde üç ayrı makam ara- sındaki ilişkilerin mesleki birlikte- likler çerçevesinde olmasının kabul edilebileceğini, ancak ortada so- mut ve kamuoyuna mal olmuş bir dosya varken adliye dışındaki me- kânlarda bir araya gelinmesi hoş karşılanmaz. Bu görüşülemez an- lamına gelmese de dava açılıp mah- kemeye iddianame takdim edildik- ten sonra, yani dava süreci resmen başladıktan sonda hâkimin taraflara eşit mesafede kalması gerekiyor. Müdafi de hâkimin tarafsızlığını kaybettiğini düşünüyorsa, herhan- gi somut deliller çıktığında hâkimi reddedebilir” dedi. Hukukçular ‘Ergenekon yemeğinin’ tarafsõzlõğõ ihlal edecek nitelikte olduğunu belirttiler ‘Müdafi hâkimi reddedebilir’ ‘Ergenekon buluşmasõnõ’ Meclis’e taşõyacağõnõ belirten CHP’li Ersin: Adalet Bakanõ hesap vermeli ‘Silivri’de bir trajedi yaşanıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Atilla Kart, Erge- nekon davasõnõ yürüten mahkeme üyele- rinin, dava savcõlarõ ve soruşturmayõ yü- rüten polislerin iftar yemeğinde bir arada göründüğü fotoğraflarla ilgili olarak “Emniyetin, kolluk ve soruşturma gö- revinin dışında yargılama sürecini de di- zayn ettiğini gösteriyor. Bu zihniyet po- lis devleti zihniyetidir” dedi. Kart, fotoğraflarla, “Hazırlık soruş- turmasının savcılık makamı yerine, polisin inisiyatifinde sürdürüldüğünü doğrulayan bir soruşturma tablosunun ortaya çıktığını” bildirdi. 2. Ergenekon davasõnõn 7 Eylül günü yapõlan duruş- masõna katõldõğõnõ anõmsatan Kart, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Orada da bunu doğrulayan bir tabloyu gözlemledim. Bakıyorsunuz, savcılık makamı ha- zırlık soruşturmasına hâkim değil. O savcılık makamının iyi niyetli ya da ön- yargılı olup olmamasını bir tarafa bı- rakıyorum, ama savcılık makamı so- ruşturma dosyasına hâkim değil. So- ruşturma ağırlıklı olarak bizzat polis tarafından yapılmış. Aynı tablonun daha da vahimi, mahkeme heyeti için de söz konusu. Böylesine ceza soruş- turması kuralları dışında hazırlanan, bu hacimdeki dosyaya hâkim olama- manın getirdiği bir ezikliği, bir psiko- lojiyi mahkeme heyetinde görüyoruz. Silivri’de bir trajedi yaşanıyor. Türkiye maalesef bunun bedelini ödeyecek. Çarpıcı olan bir sonuç da şu: Tüm bu ilişkiler emniyet- savcı-mahkeme heyeti ilişkileri sadece kişisel, insani ilişki olarak değerlendiremez. Tüm bu iliş- kiler ve faaliyetler, bakıyorsunuz em- niyetin 2008 yılı faaliyet raporunda da mutat ve olağan çalışmalar gibi sunu- luyor. Olay burada bitiyor. Böylesine kritik yargılamalarda bile Emniyet’in hâkim olması, hem hazırlık soruştur- masına, hem de belli bir noktada yar- gılamayı etkilemesi emniyetin mutad ve olağan faaliyeti kabul ediliyor. Böyle bir zihniyet Türkiye’yi yönetiyor. Bu zihniyet polis devleti zihniyetir. Bu fotoğrafın anlamı budur. O davadaki insanların yüzde 85-90’ının masum olduğuna inanıyorum, yüzde 5-10 se- viyesinde suçlu konumda olan kişiler var. Ancak onlar da yapılan vahim hu- kuk ihlalleri nedeniyle nihai anlamda hak ettikleri cezayı almayacaklardır. Silivri dosyası dinamit gibi bir fonksi- yonu üstlenmiş durumda. Toplumda ayrışma oluyor.” ‘ORTAK OPERASYON İÇİNDELER’ CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de fotorafõn “çok can sıkıcı” bir görün- tü olduğunu söyledi. Ersin, “Oysa siya- si olduğu açık olan Ergenekon davası- nın hâkim ve savcılarının, üstüne üst- lük bir de polislerin buluşması, bu davayı hukuk davası olmaktan çıkar- mıştır” dedi. Yargõnõn ve yargõlamanõn bu görüntü- lerle derin bir yara aldõğõnõ kaydeden Er- sin, konuyu soru önergesiyle Meclis gündemine getireceğini belirterek “Ada- let Bakanı, bu görüntülerin hesabını vermelidir. Bu görüntü, savcıların, yargıçların ve polislerin ortak ope- rasyon içinde olduklarını gösteriyor” diye konuştu. AHMET ERSİN ‘Bu görüntü, savcõla- rõn, yargõçlarõn ve polislerin ortak ope- rasyon içinde oldukla- rõnõ gösteriyor.’ ATİLLA KART ‘Emniyetin kolluk ve soruşturma görevinin dõşõnda yargõlama sü- recini de dizayn etti- ğini gösteriyor.’ (sol baştan) Ergenekon davasına bakan Yargıç Şengün, emni- yetçi Yılmazer, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Abdur- rahmanoğlu, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Canak. BATUM.AYDIN. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Hukuk Genel Kurulu, “Ergenekon” soruşturma- sõnõ yürüten Cumhuriyet savcõlarõ aleyhinde açõ- lan manevi tazminat davasõnõ “görev yönünden” reddeden daire kararõnõn gerekçesini değiştirerek onadõ. Savcõlar hakkõnda adliye mahkemelerinde genel hükümlere göre dava açõlabilecek. “Ergenekon” davasõnda yargõlanan tutuklu sa- nõk Behiç Gürcihan’õn nişanlõsõ Fatma Sibel Yüksek ve gazeteci Müyesser Uğur, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten Cumhuriyet savcõlarõ Ze- keriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taş- kın aleyhinde ayrõ ayrõ manevi tazminat davasõ açmõşlardõ. Davacõlar, “savcıların, özel sohbet niteliğindeki telefon konuşmasını imha etme- yip, iddianame ekine koyarak özel hayat ve ha- berleşme hürriyetlerinin ihlal edildiğini” belirt- mişlerdi. İlk derece mahkemesi sõfatõyla davalarõ görüşen Yargõtay 4. Hukuk Dairesi, manevi taz- minat davalarõnõ, “görev yönünden” reddetmişti. Kararõn temyiz edilmesi üzerine dosyayõ görüşen Yargõtay Hukuk Genel Kurulu, dairenin “görev yönünden” ret kararõnõ, gerekçesini değiştirerek oy çokluğuyla onadõ. Kurul’un gerekçesinde ana- yasa ve Hâkimler ve Savcõlar Yasasõ’na göre, hâ- kim ve savcõlarõn aynõ statüde olduğu, ancak Hu- kuk Usulü Muhakemeleri Yasasõ’nõn 573. madde- sinde yalnõzca hâkimlerin sorumlu olduğu halle- rin belirlendiği, bu maddede savcõlara yer veril- mediği vurgulandõ. Kurul, 4. Hukuk Dairesi’nin kararõndaki “savcıların faaliyetinin yargısal de- ğil, idari nitelik taşıdığı için davanın hâkimle- rin hukuki sorumluğu kapsamında değerlendi- rilemeyeceği” şeklindeki gerekçesine katõlmadõ. Kurul, savcõlarõn faaliyetlerinin de “yargısal gö- rev” kapsamõnda olduğuna karar verdi. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz (solda) ve davaya bakan hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin gezi ve ye- mek boyunca yan yana oldukları görülüyor. GENEL HÜKÜMLERE GÖRE Savcõlar hakkõnda dava açõlabilecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle