25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Erdem Öztopun söyleşilerinden derlediği bir seckh 'Kalemler Konuşunca1 Yazı kanında vaıi Altı yılda 200'ü aşkın söyleşi, yüzlerce kitap ve yazar... Yazı ile içli dışlı olacağı, bu yola baş koyacağı daha ilkokulda dergi çıkardığı günlerden bel- liydi aslında. Yazı kanında vardı bir kere. Büyükbabası, amcası da yazıyla birebir ilgili insanlardı. Gülen gözleriyle, hoşsohbetiyle insanları ko- nuşturmaya devam eden bu kişiyi özellikle siz Cumhuriyet Kitap okurları yakından tanı- yorsunuz; Erdem öztop. Evet, Erdem öztop'un Cumhuriyet Kitap'ta yayımlanan çalışma- larından bir seçki niteliğinde- ki îlk kitabı "Kalemler Konu- şunca" sözün konusu. Erdem ile 5 yılı aşkın bir dostluğu- muz var. Kitap Ekimizin edi- törü Turhan Cünay'ın başının iki tatlı belasıyız diyebilirim. Söyleşiler konusunda bize olan güvenini hep diri tut- muştur sağolsun Turhan Ağa- bey. Biz de onun bu güvenin- den cesaretle Erdem'in deyi- şiyle "bir dünya" söyleşiyi dur duraksız yığmışızdır başına. Arada kafa kafaya geldiğimiz de olmuştur Erdem'le... Nasıl mı? Mesela aynı söyleşileri iki- miz birden mi yapmamışızdır ya da birimizin yapmayı çok istediği bir söyleşiyi digerimiz mi bilmeden yapmıştır, aynı yazarla söyleşi için aynı me- kânda mı karşılaşmamışız- dır... Daha neler neler... Tatlı anılardır hepsi de. "Kalemler Konuşunca" ilk kitabı Er- dem'in. Edebiyattan araştır- maya, incelemeden eleştiriye ye anıya kadar pek çok kitap üzerine, yazar ve sanatçılarla yaptığı söyleşilerden oluşan kitabı için bakın önsözüne de imzasını atan Turhan Ağabey neler diyor: "Yazarlarımızın yapıtları üzerine görüşleri, edebiyata bakışları, yaklaşım- ları bu söyleşilerde dile getiri- liyor. ilk ağızdan kaynak olma niteliği taşıyan bu kitap, okurlar ve araştırmacılar için temel bir kaynak olacaktır." Erdem öztop ile "Kalemler Konuşunca'nın arka planını ta çocukluğundan, aydın aile yaşamından başlayarak ko- nuştuk. Kimi ciddi, kimi gırgır şamata söyleştik. Bütün ka- lıpları yerle bir ederek... Mey- dan bizim diyerek... Birazdan okuyacağınız "Söyleşi yapa- nın söyleşi yapanla söyleşi yapması'dır. Bu tekerlemeye can veren Erdem ile baş koy- duğumuz yoldur. SAYFA 16 • Camze AKDEMİR aber Erdem? - îyiyim teşekkür- ler. Sen? - îyidir sağol... Şimdi bu söyleşiyi okuyan kimileri dostlar birbirini ağırladı diyebilir... - Desinler ne yapalım? - Kim demiş söyleşiler yapan bi- ri, söyleşiler yapan bir başkasıyla söyleşi yapamaz diye zaten. Tekerlcme gibi ol- du (...) (gülüyoruz) - Ya ne diyeceğim ben şimdi? - Sen sorarken iyi değil mi? (gülüyo- ruz) - Klasik mi başlasak konuşmaya... - Danışıkh dövüş yani... - Yok öyle değil de ne bileyim? (gülü- yoruz) - Şaka, şaka.. Peki klasik olsun. Söyle- şi nasıl başladı ilk? - Feridun Andaç'm yönlendirmesiyle oldu. Ankara'da üniversitede öğrenciy- ken Ankara Öykü Günlerini her yıl ta- kip ediyordum. 2005'teki öykü günle- rinde Andaç ile tanıştım. Tanışmamızın hemen ertesinde Vüsat O Bener'e gidi- yormuş, sen de gel tanıştırayım dedi. Benim için büyük bir şanstı, büyük bir heyecandı. Gittim, ayrılırken Vüsat Bey bize söyleşiler yapsana dedi, o da o sıra- da Dünya Kitaplarını yönetiyordu. On- dan sonra ben ilk Erhan Bener ile öykü kitabı üzerine söyleşi yaptım. Ondan sonra söyleşilerin devamı geldi, beraber karar veriyorduk isimlere. îlk söyleşim yazılıydı, Emin Özdemir ile yaptığun söyleşi yüz yüze oldu, yine Feridun An- daç istedi. - Nasıl bir bisti? - Çok heyecanlıydım, bir dil ustasıyla söyleşi yapmak. - Hadi bu soru en çok öğrencilere git- sin... Nasıl hazırlanırsm? - Mümkün olduğunca tabi teknolojiyi kullanarak, internetten bir dünya arama yapmak zorundayız. Son dönem söyle- dikleri tabi bizim için önemli oluyor, onların üzerinden açılımlar yapmamız gerekiyor. Tüm kitaplarını okuyorum, inceliyorum yazarlarm. Hepsinin so- nunda notları ortaya koyarak, soruları çıkartıp yazara gidiyoruz ve tabii o so- rularla da kalmıyoruz, konuştukça laf lafı açıyor, sıklıkla doğaçlama şekilde de sürdürüyoruz konuşmaları. İLK SÖYLEŞİSİ FERİDUN ANDAÇ'TI - "Kalemler Konu- şunca "da yer alan söyleşilerinde bir yelpaze söz konu- su... Öncelikli ala- nın edebiyat peki sonraki alanların ne- ler olarak sıralanma- h? - Hatta okul bit- medi edebiyat yü- zünden, kaydı sildir- dim, îstanbul'a gel- mek istiyordum, Is- tanbul bu işin mer- keziydi. Sonraki alan tabii ki siyaset. Işte Mustafa Balbay söy- leşisi var, çok çok önemliydi benim için. Sonra resim, müzik diye devam ediyor söyleşilerim... "Kalemler Konuşun- ca"da bu anlamda Cumhuriyet Kitap'ta yayımlanan çalışmalarımdan bir seçki niteliğinde. Bir de seçkiyi hem eserin hem yazarın-sanatçının tanıtılmasına yardımcı olan sorularm yer aldığı söyle- şilerden oluşturmaya çalıştım. - îlk yazın ne zaman yayımlandı? - 2002 yılında Ahmet Âltan'ın "Kris- tal Denizaltı" adlı deneme kitabı üzeri- ne Cumhuriyet Kitap'ta Kısa Kısa da yayımlanan yazıydı. ilk söyleşi de Hür- riyet Gösteri'de yayımlandı, Feridun Andaç söyleşimdi. Cumhuriyet Ki- tap'taki ilk söyleşim de Zeynep Altıok ile babasını anlatan kitabı üzerineydi. AYDIN BİR AİLE - Yazı, söyleşi kanında da var, ben bunu biliyorum. Okurlar da bilsin, an- latır mısm, büyükbaban ve amcan öze- linde edebiyatla, yazı ile bu sıkı ilişki- yi... - Büyükbabam 1913'te doğmuş, Ata- türk hayranı, Cumhuriyet'in kurulduğu günden bu yana Cumhuriyet Gazete- si'ni takip eden, müthiş aydmlanmacı bir bireydi. Sürekli kitap okurdu, bizi dil öğrenmeye özellilde Ingilizce öğret- meye teşvik ederdi. Büyükbabam Tür- kiye'de birinci gelen 10 bin kitap oku- muş, beş bin kitap okumuş şeklinde ko- nuşmalarla bizi kitap okumaya motive ederdi. Hatta kimi zaman yeter performans gösteremediğimizi düşündüğünde hiç değilse saz çalmayı öğrenin derdi. Saz çalmayı öğrenemedik tabii. Şimdi keşke hayatta olsaydı da bu kitabı görebilsey- di. Amcam Şener Öztop da bu ortamda yetişmişti. Amcam, Ömer Bedrettin Uşaklı biyografisini yazarken Milli Eği- tim Bakanlığı Yayınları'ndan çıkan, be- nim kitapla olan ilgimi gördükçe çağı- rırdı yanma, nüshalarını verirdi, oku ba- kalım derdi. Ben okurdum, o daktiloya geçerdi, kitap çıkınca da bana bu kitap- ta senin emeğin çok geçti diye teşekkür etmesini unutamam. Çok mutlu olmuş- tum. Sonra Cumhuriyet Kitap'a söyleşi- ler gönderirdi, bakardım her çıktığında bir heyecan, bir tutku tabii taşradan bu işleri yapmak çok da zor. Sonra bana gösterirdi, yazdıklarını göndermeden okuturdu bana. Sanırım kanmıda da vardı yazı dediğin gibi. Sonra bir gün ben de odaya kapandım ben de yazayım Erdem öztop İle Camze Akdemlr "Kalemler Konuşunca' nın arka planını ta çocukluğundan. aydın alle yaşamından başlayarak konuştu. bakalım yapabilecek miyim diye dene- meye başladım. Bunu kimseye söyleme- dim, amcamın da haberi yoktu. Tabi 1.5 ay sonra çıkınca çok mutlu olduk. - Peki çocukluğundan itibaren yazı çi- zi nasıl gösterdi kendini? - llkokuldayken "Olacak O Kadar" dan etkilenerek "Bizden Bu Ka- dar" adlı bir çocuk dergisi çıkarırdım. Hâlâ da durur. - Aaa süper... - Babam idareciydi, daktilo kursları vardı, dersleri olmadığı zaman gider- dim, daktilo da yazardım, karbon kâğıt- lan koyarak da çoğaltırdım. Once yarım sayfa reklamını hazırlardım ve bütün mahalleye dağıtırdım. Sonra dergiyi ha- zırlardım, özel poşetlere koyup içine de çikleder atar ve dağıtırdım. Promosyon da yaptım yani.. - llgi nasıldı? • Artık dergimin içeriğinden mi yoksa promosyondan mı tam bilemiyorum ama iyi ilgi görmüştü. - Hepsinin yeri ayrıdır ama hani en faydak söyleşin diye sorayım hangisiy- di? - Edebiyat içinde Adnan Binyazar, di- ğer alanlarda da Mustafa Balbay'dır özellikle. Ikisi de benim için çok önem- li, tanışmak, konuşmak istediğim başlı- ca isimlerdi. Ayaklarım titreye titreye gitmişimdir onlara ama inanılmaz bir yakmîıkla karşıladılar beni. Abi-kardeş muhabbeti şeklinde gelişti söyleşileri- miz. Mustafa Balbay'm iş disiplini, atak- lığı ve disiplini tam bir örnekti. Adnan Binyazar'ın da dile olan titizliğinden çok etkilendim. Onu zaman zaman arar, söyleşilerde bazı takıldığım yerleri söy- lerim, danışırım. Beni de bazen uyarır mesela şu kelime yerine şunu kullansan diye önerilerde bulunur, mutlu olurum. - Toplam kaç söyleşi yaptm? - 200'ü geçti. - Yeni bir kitap hazırlığm var mı? - Önemli bir emekli yargı adamıyla il- gili nehir söyleşi tasarısı var. - Ismini söylemesek de bence herkes tahmin etti.. - Olsun gene de şimdilik ismini ver- meyelim. - Peki, nasıl tepkiler geldi "Kalemler Konuşunca "ya? - Bu çevreden tanıdıklarım, söyleşi yaptığım kişiler ve çeşidi okurlar bu söyleşileri toplu olarak okumak istedik- lerine ilişkin görüşlerini dile getiriyor- lardı sık sık. Sonra özellikle Marmara Üniversitesi'nde söyleşilerimi takip eden öğrenciler vardı aynı beklentiyi dile getiren. Umarım iyi bir örnek bulabilmişimdir. Son dönemde sa- B2 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 2 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle