21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 8 EKİM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Uluslararasõ Para Fonu ile aylardõr devam eden ve toplantõlar sõrasõnda ara verilen görüşmelere hemen başlanacak Sõra geldi IMF ile son raunda Ekonomi Servisi - Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn önceki günkü otu- rumdan sonra Türkiye’nin IMF ile gö- rüşmelerini, IMF-Dünya Bankasõ top- lantõlarõ bitince sonuçlandõrmak iste- diklerini söylemesinin ardõndan Dev- let Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan’dan da “teknik müzake- relerin devam edeceği” yolunda açõklama geldi. TRT-2’de açõklamalarda bulunan Babacan, Türkiye ile IMF’nin teknik bazda istişareleri ve müzakerelerinin devam edeceğini belirterek “Yetkisiz ya da işin içinde olmayan kişilerden gelecek açıklamalara kesinlikle iti- bar etmemek lazım” dedi. Babacan daha önce IMF ve Dünya Bankasõ Ortak Toplantõlarõ boyunca görüşmelere ara verileceğini açõklamõş, Başbakan Erdoğan önceki gün gaze- tecilerin sorularõnõ yanõtlarken “Şu an- da IMF-Türkiye ilişkileri konu- sunda konuşmak için doğru bir zaman değil. Bu toplantılar biter bitmez bu işi sonlandırmak istiyo- ruz” demiş. Bu arada IMF’nin 45-50 milyar dolarlõk bir desteğe hazõr ol- duğunu bildirdiği yolundaki haberler basõnda yer almõştõ. TRT 2’de katõldõğõ bir programda, IMF-Dünya Bankasõ yõllõk toplantõ- larõndaki görüşmelerine ve toplantõ- larda alõnan kararlara ilişkin bilgi ve- ren Babacan, özetle şunlarõ söyledi: “IMF ile görüşmelerin nerede ol- duğu bellidir. Bu görüşmeleri ben yürütüyorum. Görüşmelerin hangi noktada nasıl olduğunu bilen bizim taraftaki kişi sayısı çok çok az. Ya- ni işin içinde olmayanların söylediği şeyleri tamamen iskonto etmemiz gerekiyor. Burada önemli olan şu- dur. Bu toplantılar bittikten sonra Türkiye ile IMF’nin teknik bazda istişareleri, müzakereleri devam edecektir. Herhangi bir gelişme ol- duğu zaman da bununla alakalı açıklamayı yetkili kişiler yapacak- tır. Yetkisiz ya da işin içinde olma- yan kişilerden gelecek açıklamala- ra da kesinlikle itibar etmemek la- zım.” Babacan bu arada, yaşanmakta olan krizin Türkiye’nin dõşõnda geliştiği ko- nusundaki görüşlerini yineleyerek “Son krizi değerlendirin. Türki- ye’nin herhangi bir kabahati, eksi- ği var mı? Yok. Türkiye gibi pek çok gelişmekte olan ülkelerin de hiç- bir kabahati, kusuru yok. Bu ta- mamen gelişmiş bazı ülkelerde ya- pılan hataların sonucunu kendi ül- kemizde yaşıyoruz ve bir bedel ödüyoruz. Bunu ödememek, bun- dan sonra bu hataların tekrar edil- memesi için alınacak kararlarda bizlerin de söz sahibi olması büyük önem taşıyor” dedi. IMF-Dünya Bankası toplantıları çerçevesinde ev sahibi ülke re- sepsiyonu, önceki gece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ka- tılımıyla İstanbul Kongre Merkezi terasında gerçekleştirildi. Resepsiyonda, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Er- doğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eşi Zeynep Babacan da hazır bulundu. IMF Bi- rinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve çok sayıda davetlinin katıl- dığı resepsiyonun sonunda, Anadolu Ateşi dans grubu bir gösteri sundu. (Fotoğraf: Pelin ÜNKER) Başbakan Erdoğan’dan sonra Bakan Babacan da “teknik müzakerelerin devam edeceğini” açõkladõ. Yaklaşõk 50 milyar dolarlõk IMF desteği haberleri piyasalarõ coşturdu. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Ali Babacan, TRT-2’deki programda Türkiye’nin 2011 yõlõnõn sonunda 2008 sonundaki milli geliri ancak yakalayabileceğini, krizin Tür- kiye’ye 3 yõla mal olacağõnõ söyledi. Babacan, “2008 sonundaki milli ge- lirimizden bu sene yüzde 6 aşağõya ineceğiz. Gelecek sene o indiğimiz noktadan 3.5, daha sonra 4... Bir bakõma 2011’in sonunda 2008 so- nundaki milli geliri ancak yakalaya- cağõz. 3 yõla mal olacak bu kriz bize. Yani bir bakõma 3 yõl sonra başladõ- ğõmõz noktaya geri dönebileceğiz” dedi. Ekonomideki yavaşlamaya kar- şõn nüfus artõşõnõn sürdüğüne de dik- ket çeken Babacan, geçen yõl yüzde 11 olan işsizliği 2012’de de yüzde 13.5 olarak tahmin ettiklerini belirtti. TT teknolojisi Avrupa’da sergileniyor Ekonomi Servisi - Türk Tele- kom, dünyanõn en köklü ve etkili telekomünikasyon kuruluşlarõn- dan Uluslararasõ Telekomünikas- yon Birliği (ITU) tarafõndan Ce- nevre’de 5-9 Ekim tarihlerinde düzenlenen ITU Telecom World 2009’da Türk Telekom Gru- bu’ndaki teknoloji şirketleri ile Türkiye’yi temsil ediyor. “Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile Ekonomik İyileşme ve Sür- dürülebilir Gelişme” başlõğõyla düzenlenen etkinlik kapsamõnda düzenlenecek “Talebi Yönetmek – Benimsenmeyi Hızlandırmak” konulu panelde Türk Telekom Genel Müdürü Dr. Paul Doany konuşmacõ olarak yer alõyor. Pa- nelde bilgi ve iletişim teknolojileri ve geniş bant kullanõmõnda birey- lerin kararlarõnõ etkileyen faktör- lerin ve kullanõm oranlarõnõn iyi- leştirilebilmesi için yapõlabile- cekler ele alõnõyor. CeBIT, teknoloji meraklılarını bekliyor Ekonomi Servisi - CeBIT Bili- şim Fuarõ, dün, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün katõlõmõyla 10. kez ziyaretçilerine kapõlarõnõ açtõ. Son olarak geçen yõl 21 ülkeden 971 katõlõmcõsõ ile 70 ülkeden 159 bin 302 ziyaretçisini bir ticaret si- nerjisi içinde buluşturan CeBIT Bi- lişim Eurasia bu yõl farklõlaştõrõlan yapõsõ ile daha verimli iş görüş- melerine zemin hazõrlõyor. Fuar ay- rõca, yerli ve yabancõ iş heyetleri- ni en yeni bilişim teknolojileri ile tanõştõracak. Beylikdüzü Tüyap Fuar Merkezi’nde düzenlenen fu- arda, onlarca ülkeden yabancõ markalarõn aralarõnda olduğu bini aşkõn şirket, yeni teknolojileri zi- yaretçilerle buluşturuyor. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Türkiye’nin bilişim alanõnda büyük bir hõzla geliştiğini ve dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmadõ- ğõnõ söyledi. Gül, açõlõş töreninde yaptõğõ konuşmada çağõ takip eden, onun heyecanõnõ duyan kişilerin, bu toplantõda duyacaklarõ heyeca- nõn farklõ olacağõnõ belirterek, bi- lişim teknolojisiyle sõnõrlarõn na- sõl yok edildiğinin, ambargolarõn, sõnõrlamalarõn, izolasyonlarõn na- sõl anlamsõz hale geldiğinin gö- rüldüğünü söyledi. Hediyelik eşya muafiyeti 430 Avro YKB Akademi açıldı, sıra üniversitede 15 milyon liraya mal olan kurum, tüm sektörün yararlanacağõ bir kampus olacak Ekonomi Servisi - Kocaeli’nin Çayõrova ilçesinde yapõmõ tamamlanan Yapõ Kredi Bankacõlõk Akademisi, Koç Holding Yö- netim Kurulu Başkanõ Mustafa Koç, Koç Holding CEO Vekili Turgay Durak, Ya- põ Kredi Yönetim Kurulu Başkanõ Tayfun Bayazıt, Yapõ Kredi Murahhas Aza ve Genel Müdürü Faik Açıkalın ve UniCredit Group CEO’su Alessandro Profumo’nun da katõldõğõ törenle açõldõ. 15 milyon liraya mal olan akademide ban- kacõlõk, liderlik ve kişisel gelişim dersleri ve- rilecek. Yõllõk 1200 kişinin eğitim görece- ği akademide önümüzdeki dönemlerde di- ğer banka çalõşanlarõ için de eğitim verile- cek. Bankacõlõk Akademisi’nin birkaç yõla kadar kurumsal üniversite haline getirilmesi hedefleniyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Mustafa Koç, “Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insana yatırımın önemi öncelikli yerini koruyor. Çünkü teknolojiyi ve ya- tırımları üretime dönüştüren insan bey- ni ve gücüdür. Bankacılık Akademisi li- der bankacılar yetiştirecek” dedi. Bayazıt da akademinin tüm bankacõlõk sektörünün ya- rarlanacağõ bir kampus olaca- ğõnõ dile getirdi. Koç, ilk muharip gemisini kızağa koydu Ekonomi Servisi - Koç Holding’in gemi inşa şirketi RMK Marine tersanesinde yapõlan sahil güvenlik arama kurtarma gemisi ‘Dost’ törenle kõzağa kondu. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Mustafa Koç, bu geminin, inşa ettikleri diğer gemilerden farklõ olduğunu, özel sektörün yapmakta olduğu en büyük ve ilk muharip gemiyi kõzağa koyduklarõnõ söyledi. Savunma sanayisinin, Koç Topluluğu olarak üzerinde itina ile durduklarõ ve fevkalade önemsedikleri bir alan olduğunu dile getiren Koç, bu projelerin Türkiye’nin savunmasõna olan katkõsõnõn kendilerini motive ettiğini vurguladõ. Koç, gemiyi Mayõs 2010’da denize indirmeyi ve 2011 sonunda da teslim etmeyi hedeflediklerini, RMK Marine’nin, Aselsan ve Fincantieri gibi yüklenicilerle bu hedefleri başarõyla gerçekleştireceğine inandõklarõnõ belirtti. Koç Holding Savunma Sanayisi ve diğer Otomotiv Grubu Başkanõ Kudret Önen de, “Güven, Umut ve Yaşam” gemilerinin de 2012’de teslim edileceğini söyledi. Önen, daha büyük savaş gemisi ve dizaynõnõ yapmayõ hedeflediklerini de dile getirdi. ANKARA (AA) - Gümrük Ka- nunu’nun bazõ maddelerinin uygu- lanmasõ hakkõndaki karar ile yolcu beraberindeki hediyelik eşya mua- fiyet limiti 300 Avro’dan, 430 Av- ro’ya yükseltildi. Bakanlar Kurulu’nun, 4458 Sayõlõ Gümrük Kanunu’nun Bazõ Madde- lerinin Uygulanmasõ Hakkõnda Ka- rarõ, Resmi Gazete’nin dünkü sayõ- sõnda yayõmlanarak, yürürlüğe gir- di. Karar ile 27 Ekim 1999 tarihli Gümrük Kanunu’nun bazõ madde- lerinin uygulanmasõna ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Değişiklik- ler şöyle: Yolcu beraberindeki hediyelik eşya muafiyet limiti 300 Avro’dan, 430 Avro’ya yükseltildi. Bedelsiz ithalatta, kara nakil va- sõtalarõ ile sõnõrlõ tutulan muafiyet hakkõ tüm nakil vasõtalarõna tanõn- dõ. TÜBİTAK tarafõndan destekle- nen AR-GE faaliyetleri kapsamõn- da getirilen eşyaya muafiyet tanõ- nõrken muafiyet ticari amaç güdül- meksizin faaliyetin amacõna uygun miktarõ aşmayan eşya için uygula- nacak. 1500 Avro’yu geçmemek üze- re, 430 Avro’dan fazla kõymetteki eşyadan alõnan tek ve maktu vergi oranõ yüzde 10’dan eşyanõn AB üye ülkelerinden doğrudan gelme- si durumunda yüzde 18’e, diğer ülkelerden gelmesi durumunda ise yüzde 20’ye çõkarõldõ. Geçici ithalat rejiminde sözlü beyana tabi tutulan eşyadan da te- minat alõnmayacak. Yapõlan düzenlemeyle yolcu be- raberi kişisel eşya listesindeki mik- tarlar da düşürüldü. Zati eşya mua- fiyet listesi ile hediyelik eşya liste- si birleştirildi. Buna göre, bir yolcu Türkiye’ye girişte en fazla 2 karton sigara, 50 adet puro, 3 litre alkollü ürün, 120 mililitrelik şişeler içinde 5 adet kozmetik ürünü getirebilecek. Türkiye’deki bir kişiye posta ya da hõzla kargo taşõmacõlõğõ yoluyla gelen, gümrük kõymeti gönderim ba- şõna toplam 150 Avro’yu geçmeyen, ticari miktar ve mahiyette olmayan eşyaya da muafiyet tanõnacak. Yurt- dõşõnda en az 24 ay ikamet ettikten sonra Türkiye’ye yerleşen gerçek ki- şilerin, kullanõlmõş motorlu veya motorsuz özel araçlarõnõ, gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşõma sokmalarõna izin verilecek. Bu kişilerin muafiyetten istifade edebilmeleri için, motorlu veya motorsuz özel nakil araçlarõnõn, ki- şilerin Türkiye’ye son giriş tarihin- den en az 6 ay öncesinde yurtdõşõnda bulunduklarõ ülkede adlarõna kayõtlõ olmasõ, kaydõn yapõldõğõ yõl itibarõyla kayõt ve model yõlõ dahil 3 yõldan es- ki olmamasõ gerekecek. [email protected] Çocuklarımızı korumaya yönelik, izlemesi sakıncalı yaş sınırlarını bildiren duyurular var ya.. pek de bir işe yaramıyor. Üzerine yasak uyarısı konulamayacak olanı; haberler, tartışma programları ne zamandır en sakıncalı yayınların başını çekiyorlar... Bir gazetecinin haberlere, sansür konması türünden bir düşüncesi, önerisi olabilemez... İşim gereği sizlerden çok daha fazla, ne kadar çok olursa satır aralarından gerçekleri daha fazla okuyabilme, sizlerle paylaşabilme umuduyla haber, tartışma izliyor ve okuyorum. Gelin görün ki torunum yanımda olduğu saatlerde görevi- min gereğiyle, sağlıklı çocuk yetiştirme sorumluluk- larım arasındaki bir çatışmayı yaşıyorum. Erdem’in kendi oyunlarına, dünyasına daldığını um- duğum kimi zaman dilimlerinde haber kanallarına ka- çamak bakış atmaya kalkıştığımda, en zararlı yayın- lardan daha zararlı bir gerçekle yüz yüze geliyorum. En çok da Erdem’in daldığı oyundan hemen vazge- çip, haberlerdeki kanlı çatışma sahneleri, acıklı cina- yet öykülerine çocukların o çok yüksek öğrenme, al- gılama isteğiyle dikkat kesilmesinden ürküyor, alacağım bilgi benim için ne kadar işlevsel, önemli olursa olsun ekranı karartmak zorunda kalıyorum... Irak, Afganistan’dan kanlı çatışma, terör eylemi gö- rüntüleri azaldığında durumun göreceli düzelebileceğini umuyordum ki.. haberler, tartışma programları gide- rek daha vahşi, çatışmacı, sadece çocuklar için de- ğil, büyükler için şiddet aşılayıcı hallere büründü. Dün sabah haberlerinin bütününde öylesine bir doruk nok- ta söz konusuydu ki, uyarıcı anlamda sınırsız kırmızı noktalar da bir işe yaramazdı... Haberci arkadaşlarımız, haberin kaçınılmaz çekiciliği içinde, biraz sansasyon yaratma ve çarpık gazeteci- lik güdüsünün de etkisi altında, aslında olup bitenle- ri özetliyor, yakalanmış görüntüleri veriyorlardı.. F Ti- pi polis, 1 Mayıs’larda, başka toplumsal muhalefet ey- lemlerinde olduğu üzere orantısız güç kullanmada yi- ne ipin ucunu kaçırmıştı. Dünya Bankası, IMF top- lantılarına ulaşmak isteyen protestocu grupları dur- durma amacının çok ötesinde, kitleleri, sıradan va- tandaşı da hedef alan, herkesi mağdur eden çok ağır şiddet ve güç kullanmaktan kaçınmıyordu. Acısını, atı- lan kimyasal bombalardan payını alanlar, nefesleri ke- silen, canı yananlar, binlerce İstanbullu tattı. Bir haber; bu orantısız, insafsız, haksız polis gücü kullanılmasının kanıtlarını, görüntülerini verirken aynı karelere karışmış olarak, çok haklı çok demokratik bir konuda protesto eylemi gerçekleştirenlerin şiddet do- lu karşı tepkileri geliyordu. Uzmanlar şiddete, şiddet refleksi açıklamasını yapsalar da, insan hakkı, de- mokratik hak kullanımına karışan şiddet öğesi top- lumda çok daha kolay tepki üretici idi. Bir anlamda pro- testo eylemlerinin vermek istediği mesajları görünmez kılıyor, cam çerçeve indirme, şiddet öğelerinin artması ile öfke toplar oluyordu... Üstüne eylemcileri durdurma gerekçeli, sözde es- nafın kendini koruma refleksi ile gündeme gelen şid- det sahneleri vardı ki.. Sınırlı haber kanallarınca ya- kalanabilmiş sahnelerle esnafın kendini savunma refleksinin çok ötesinde mafyavari bir örgütlenme içe- riğini çok çıplak yansıtıyordu. Esnafın kendisine za- rar verenlere öfkesi, refleksi ile ilgisi olmayan bir çe- te oluşturulmuş, camları kıran, taş atanlar ayırımı ya- pılmaksızın eylemcileri yok edilecek düşman olarak gören, yakalayabildiklerinin üstüne acımasız çullanan bir güruh infaz yapıyordu... Hangisi daha ağır insanlıktan çıkma halidir, hangi- si diğer kötüyü üretmede daha etkindir? Yanıtı olsa da, bu saatten sonra ne kadarı ile önemli, anlamlı? Zaten bu olup bitenlerin en çıplak yanıtı, protesto- ların odağındaki Dünya Bankası, IMF toplantılarının gerçeklerinin içinde değil mi? Bugüne kadar biyad edil- miş, kuralsızlıklarına boyun eğilmiş piyasalar düzeni- nin, milyarlarca dünyalının insan haklarını gasp etmesi, çoğunluğun yaşam, çalışma, eğitim, sağlık haklarının yok edilmesi, büyük yoksullaşma, yoksunlaşma.. vicdansız vicdanını imana getirmemişti... Kendi krizi ile öylesine çarpıldı ki.. ABD öncülüğünde emperyal çıkarların sürdürülebilmesi adına, terör bahane edilerek petrol bölgelerine, dünya kaynaklarını daha çıplak ele geçirmeye yönelik savaşlar, böl-parçala politikaları, işgaller de sistemi kurtarmaya yetmedi.. Çaresiz emperyal gücün daha çok elde paylaşılması, G7’ler yerine G20’lere, kimi gelişmekte olan ülkele- rin toparlanması reçetelerine sarılınıyor. Yine de kri- zin en acımasız sonucu 4-5 puan artan işsizliğin ge- lecek on yıl için kader olduğu, işsizlik, yoksulluk, yok- sunluk patlamasının ise kaçınılmaz dünya barışı için tehdit oluşturduğu gerçeğinin altı çiziliyor... İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER En Sakıncalısı Haberler... Finans çalõşanlarõna liderlik, bankacõlõk ve kişisel gelişim eğitimleri verilmek üzere kurulan Yapõ Kredi Bankacõlõk Akademisi’nin birkaç yõla kadar kurumsal bir üniversiteye dönüştürülmesi hedefleniyor. Gümrük Kanunu’nun bazõ maddelerinin uygulanmasõ hakkõndaki karar ile gümrük muafiyeti için belirlenen alt limit de 100 Avro’dan 150 Avro’ya çõkarõldõ. Yolcu beraberinde hediyelik eşya muafiyet limiti de yeniden düzenlenerek 300 Avro’nun üzerine yükseltildi. KRİZ TÜRKİYE’NİN ÜÇ YILINI GÖTÜRDÜ Leydi’ler resepsiyonda Faik Açıkalın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle