22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAY1S «004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZt Ibrahim Kaypakkaya tutukluyken yazdığı şiirlerinden birinde o günlerdeki ruh halini şu dizelerle anlatır 'Hmcumzderyagibikabarmakta' tıt l mrn "»••^ roleter Devrimci Aydınlık (PDA) t j dergısi taraftarlannın bu dönem ça- m lışma alanı özellikle tanm üreticile- -X. ri ve ışçılerdir. Muzaffer Oruçoğ- tu, 1970 Şubat ayının son haftasında Tekir- dağ'a bağlı Kasıkçı köyüne giderek çalışma- larda bulunan İbrahim Kaypakkaya, yeni Sen- dikalar Kanunu Tasansı'na karşı Istanbul, îz- mit, Gebze bölgelerinde meydana gelen işçi olaylannın birinci günü olan 15 Haziran 1970 Pazartesi günü. Ankara'dadır. 15 Haziran Pazartesi günü gecesi Anka- ra'dan hareket ederek sabaha karşı tstanbul'a gelen tbrahım Kaypakkaya ve bırkaç arkada- şı, 16 Haziran'da Topkapı'da başlayan yürüyüş koluna Divanyolu'ndakı Türk Solu bürosun- dan katılır. 15-16 Hazıran olaylanndan sonra PDA çev- resınde ne kadar kadro varsa hepsi, sonbahar- da yapılması düşünülen "Sosyalist Kunıltay " için değışik bölgelerdeki önder kadrolan saf- lara çekmek, illegal partinin yaygınlaştınlma- sı amacıyla köylere gönderilir. îbrahim Kaypakkaya, MehmetAltunve Adfl Ovalıoğlu, Çorum'a gider. Daha sonra Karaka- ya köyünde arkadaşlanyla buluşan AHMercan da, Çorum'daki çahşmalara katılır. Yaklaşık iki ay kadar Çorum ve cıvannda yaptıklan çalış- ma sonunda derledikleri bılgiler, "Çorum Üin- de Suuflann Tahlili" başlığı altında Proleter Devrimci Aydınlık dergisinde yayımlanır. Köy çalışmalanndan dönen tbrahim Kaypak- kaya, tstanbul'da işçi bölgelerinde çahşmala- nna kaldığı yerden devam eder. Hindistan, çin ve Vietnam örnekleri Diger sol hareketlerde olduğu gibi PDA ta- raftarlan arasında da tam bir görüş bırhğı yok- tur. Çünkü, her şey çok yenidir ve yaşanarak öğrenilmektedir. Tartışmalarda kendinı ifade edecek teorik dayanaklar yaratılamazsa, dün- yada zaten var olan ve kendisine en yakın gö- rülen düşünceler sahiplenilerek savunulmaya çalışılır. Diğer sol hareketlerde olduğu gibi PDA çev- resinde de tartışmalar, farklılıklar özellikle 15- 16 Haziran 1970 olaylanndan sonra daha da belırginleşır. 1960"lı yıllann başlangıcında Che Gueva- ra'nın etkılemediği solcu genç yoktur. Her- kes. Che gibi olmaya özenmektedir. Che'nin öldürülmesi bütün gençleri etkilemiş, silahlı mü- cadele anlayışı romantik bir duygudan çıkmış düşünce haline gelmiştır. Bu nedenle. Çin, La- tin Amerika, Hindistan, Vietnam deneyimini kendme amaç edinen MDD'ci gençlerin kafa- sında silahlı mücadele anlayışı baştan itibaren vardır. Mao Zedung'un "Seçme Eserleri" ile Vietnamlı komutan Giap'ın "Halk Savaşı Halk Ordusu" kitaplannın yayımlanmasıyla bir kı- sım PDA"cı gençlerin kafasında silahlı müca- dele netleşir. tbo. silahlı mücadele konusunda Çin'i örnek almıştır. îbrahim Kaypakkaya ile MuzafFer Oruçoğ- lu'nun, bu dönem hareket felsefesı şöyledır. "Kırlar, esasür. Savaşın kırlardan başlaülması gerekir. Bir kmlcını tüm bir bozkın tutuşturur. Her şey yoktan varedilmelive kendi gücüneda- yanmandır. Asıl olan halk sa\ aşı teorisidir. Bu amaçla pratikte adını atılmasını istiyoruz. Şe- hirlerdeki kadrolann kırlara çekümesini talep ediyoruz. Buna engel olan her şey aşümah. Ge- rekirse yayın organlan bfle kapatılmahdır." Kendi içlerinde yaşadıklan teorik sorunla- ra çözüm bulmak amacıyla, Işçi-Köylü gaze- tesi ve Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) der- gisinde yayımlanan yazılara yönelik eleştıri- ler, PDA dergisinde "Tarüşma" başlığı altın- da yayımlanmaya başlar. Teorik sorunlara çö- züm yolu bulmak amacıyla, aynca eğitim ça- hşmalan düzenlenir. Bu dönem. özellikle Boğaziçi Üniversite- si'ndeki Proleter De\Tİmci Aydınlık (PDA) ta- raftarlan arasında Çaru Mazumdar tarafin- dan öne sürülen fikirlerin etkisi fazladır. Çaru Mazumdar. Hindistan Komünist Parri- si Marksist-Leninist'in (HKP M-L) önderidir. Sosyalist Kurultay PDA çe\Tesi, 1970 yılı sonbahannda, "Sos- yalistKurultay'' kampanyası açar. Fakat bu yol- la parti yaratma fikri başansızlığa uğrar. Birleşik bir sosyalist parti kurulamaz ama za- ten kurulmuş olan bir parti ıki yıldan ben fa- aliyettedır. Türkiye thtilalci tşçi Köylü Partisi'nin (Tî- İKP) kuruluş tanhı, 21 Mayıs 1969'dur. Doğu Perinçek başkanlığında oluşturulan çekirdek, 1970 Ocak ayında toplanarak bir merkez ko- mitesi meydana getinr. Türkiye thtilalci işçi Köylü Partisi'nin (Tl- ÎKP) ilk Merkez Komitesi şöyledir: Doğu Pe- rinçek, Vecdi Özgüner, Hasan Yalçın. Ömer Ozerturgut,Gün Zileü, Mehmet Altun ve Oral Çahşlar. Merkez Komitesi Yedek Üyelerise Bo- ra Gözen, Ferit Üsever, HaHl Berktay ve İbra- him Kaypakkaya'dır. İstanbul, Ankara, Izmır ve diğer bazı iller- den gelen y aklaşık 30 kadar TlİKP önderi, ba- zı konulan görüşmek, konuşmak, tartışmak ve karara bağlamak amacıyla, 10-12 Nisan 1971 günleri Ankara Cniversitesi Hukuk Fa- kültesi'nde bir araya gelir. Toplantıda, aralannda İbrahim Kaypakka- ya'nın da bulunduğu 6 kişi özetle şunu sa\oı- nur: "İşçi-Köylü gazetesini kapatalım. Yayın- cılık yapmak ve işçi sınıfi içinde çalışmak reviz- yonizmdir. Köylere gidelim. Silahlı mücadele- yebaşlayalım.'' Bu toplantıda yapılan tartışmalardan sonra PDA çe\Tesı tarafından. "Birinci tasfiyeciler'* ve "Troçldstgrup" adı verilen Garbis Aranoğ- lu,Mehmet Adıl Ovalıoğlu,ZeynelAlündağ ve bir grup arkadaşı, PDA hareketinden aynlır. Gı- yabi tevkif karanyla aranmaya başlayan İbra- him Kaypakkaya da, politik mücadelesını sür- dürmek amacıyla Doğu bölgesine gider. 1971 Eylül ayı ıkınci haftasında TİİKP Mer- kez Komitesi Ankara'da bir toplantı yapar. Toplantıya Merkez Komitesi yedek üyesı İb- rahim Kaypakkaya katılmaz \ e toplantıya, 29 Ağustos 1971 tarihli, "Yoldaşlar" başlıklı ya- zısım gönderir. Mekrup özetle şöyledir: "Mao Z*dung çiz- gisi, bugün, bizinı şartlanmızda. silahlı halk savaşı çizgisidir. Ve meselenin esası budur. Pe- ki biz halk savaşını neyle ve nasıl yürütmeyi düşünüyorduk? Yaa kurullanyla mı? İşçi-Köy- lü çalışma komiteleriyle mi? Yoksa hâkim sı- nıflann istediği zaman kapatabileceği gazete- de attığınu/ sloganlaıia mı? Bu sloganlar ne gi- bi bir örgütlenmeyle ve pratik çalışmayla ha- yata uygulanacakn? Ben, böyle bir örgütienme ve böyle bir pratik faaliyet bttmiyorum, bilen arkadaşlar söylesinler! Ayıbımızı örtrnek için atüğunız parlak ve keskin sloganlar bizi, 'de- diğı başka. yaptığı başka' bir grup haline ge- tirnıekten başka bir işe yaramadı. Ve halk kit- leleriyle birleşmek ve kaynaşmak kesinlikle münıkün olmadı." 1971 Eylül ayında. TİÎKP Merkez Komite- si ikinci bir toplantı daha yapar. Bu toplantıda İbrahim Kaypakkaya, kendi- sine yapılan eleştirileri haklı bulur. Muzaffer Oruçoğlu, bu arada Filistin'e gönderilir. Ürdün'e giden v e Sur-Sayda kamplarında bir ay kalan Muzaffer Oruçoğlu, Türkıye'ye geri döner. Füistin'den geldıkten sonra. İbrahim Kaypak- kaya ve Kabil Kocatürk ile Siverek'te bir top- lantı yapan Muzaffer Oruçoğlu. Filistin'de gör- dükJerini ve yaşadıklannı arkadaşlanna anla- tır ve şunlan söyler: "Lübnan'da bulunan kamptarda arkadaşlar eğitim görüyorlar ama silah bile vermiyorlar. Silah eğitimi olarak sadece silahlann sökulüp takılması ve kullanılnıası konusunda eğitim gö- rüyorlar. Orada verilen eğitim spor çalışması gibi. Filistin'de bulunan kamplar burada da kurulabilir ve askeri eğitim de yapürabinnz." İbrahim. "Askeri kanadı olmay an örgüt ol- maz. Silahlı çekirdekler kurabfliriz. Nerede bir bölge komitesi varsa, nerede bir parti örgütü varsa, 3-5 kişi de olsa, bunun bir bölümünün murtaka silahlı gücü de olnıası gerekir. Parti- nin örgürünün olduğu her yerde bir silahlı çe- kirdek kurulnıalı. DiyeJim Siverek'te beş kişi- yiz. Bunun iki kişisinin partinin askeri kolu ol- ması lazun. Bu şekilde örgütienmeliyiz. Bu ne- denle çok çabuk bir şekilde askeri bir üs kur- mamız lazım. Mücadele içinde partiye üye y a- panz, dediğuniz bu gençleri o zaman bu şekil- de değerlendirebüir. parthe kanalize edebfliriz. Oluşturacağıımz silahlı çekirdek gruplarına dahil edetim. Böyiece, partinin askeri kanadı da olur", diyerek düşündüklennı belırtır. Muzaffer Oruçoğlu, şu öneriyi getirir, "Bu- lacağanızisim lİİKPterimineyakınolmaİLÇün- kü. bu. partinin askeri kanadı olacak. Asker- lik, ölümüne fedailik demektir. İşçive köyiünün kurtuluşu için çahştığımız için Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Fedaileri olabilir." Muzaffer Oruçoğlu"nun önerisinı. İbrahim Kaypakkaya ile Kabil Kocatürk de olumlu bu- lur. Böylece, Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Fe- daileri (TİKKF), kurulmuş olur. Malatya, Gaziantep, Si\erek bölgelerinde yapılan çahşmalardan sonra Tunceli'de de par- ti çalışması başlatılır. Sürekli köy çahşmala- nndadırlar. Bir gün bir köyde, köylünün biri çıkar ve tbo'ya şunu sorar: "Tamam güzel konuşuyorsunuz. Size de gü- venehm ama partinian ismi nedir, başkanınız \ TuncelVye yerleşme kararı İbrahim Kaypakkaya, 1971 yüı so- nunda, TİÎKP Merkez Komitesine bir mektup gönderir. Mektupta, kong- re hazırlığından bahsedilir. TİİKP Merkez Komitesi, kongre- nin Aralık 1971 'de yapılmasını, îb- rahim Kaypakkaya ise 1-15 Ocak 1972 tarihleri arasında yapılmasını teklifetmektedir. Yapılmasını istediği kongrenin ta- rihine uygun olarak îbrahim Kaypak- kaya, 1971 yılı sonlannda, TÎÎKP'in militan kadrolannı etrafina toplamak için çalışmalar yapar. Sırasıyla peş pe- şe dört yazı kaleme alır ve bu yazıla- n, ortak bir karara dönüştürür. Bora Sabri Gözen, bu kararlar ile 1972 Şu- bat ayı ortalannda, Avşar' a gider. par- ti yöneticilerine, "İbrahim Kaypak- kayaileMuzafferOruçoğhı'nun par- tiyi reddertiklerini" anlatır. Bunun ardından, İbrahim Kaypak- kaya ile Muzaffer Oruçoğlu, 26 Mart 1972 Pazar günü, Ege'nin Beşpar- mak dağlannda Doğu Perinçek ile görüşür. Doğu ile başbaşa yaptığı tar- tışmada tbo, yazdığı yazılar temelın- de iddialannı tekrar eder ve "Ben, Parti'den aynhyonım" der. Ege'nin Beşparmak dağlarından doğruca Malatya'nın Akçadağ ilçe- si Kürecik(Kepez) bucağında Meh- met Ali Özdoğan'ın evine gelen Mu- zaffer Oruçoğlu ile îbrahim Kaypak- kaya, kimlerle neler yapılacağını ko- nuşur, tartışır. Var olan ilişkileri yü- rütmek amacıyla bir "Koordinasyon Konütes" oluşturulmasına karar ve- rilir. Bu nedenle çok yakın gördük- leri kişilerle görüşme yapma karan ah- nır. Muzaffer Oruçoğlu ile îbrahim Kaypakkaya, 24 Nisan 1972'de al- dıklan karara göre, "Daimi KomHe" olarak bütün işleri üstlenecektir. Tes- pit edilen isimlere alınan kararlar uy- gun bir dille açıklanacak. kabul eden- ler, "Koordinasyon komitea^ne alı- nacaktır. Koordinasyon Komitesi, birinci kongreyi hazırlayacak, prog- ram, tüzük hazırlanırken "Halk Sa- vaşı" adlı bir yayın organı çıkarnla- cak, Tunceli, Malatya ve Diyarba- kır'da gerilla savaşı örgütlenecek, "Daimi Komite" Tunceli'ye yerleşe- cektir. Idm?" İllegal çalışılan bir dönemdir. Partinin ismi öne çıkartılarak değil Şafak'm propagandası yapıldığı için, İbo. "Partiismi kesinleşmemiş- rir. Kongre toptandıktan sora kesinleşecek. Ba- zı isimler var. TİİKP, TKP(ML) gibi. Ben, TKP(ML) olarakönereceğim. Partininbaşka- nı Doğu Perinçek'tir" diyerek, karşılık verir. Mustafa Mordeniz öldürülüyor THKO'lular, 1971 Ma>ıs ayında bölgedeol- duklan zaman, tanıdık ve güvendikleri köylü- lerden destek görürler, aynca Mustafa Morde- niz'in evine de zaman zaman uğrayıp konak- layıp ekmek gibi ihtiyaçlannı da giderirler. Bir iddiaya göre, "Muhtar Mustafa Morde- niz, Akçadağ'da üraş olurken, berbere, 'Dağ- da gençler var. Ekmek götürdük", gibi şeyler söyler. Bunu duyan birisi ihbar ediyor. Sonuç- ta Sınan Cemgıl ve iki arkadaşı, 31 Mayıs 1971 Pazartesi günü, çıkan çaüşmada öldürülüyor." Bunu ihbar diye nitelendiren İbrahim Kay- pakkaya, muhtar Mustafa Mordeniz'i 18 Ma- yıs 1972 Perşembe akşamı, tabancasıyla vu- rarak öldürür. Bu olaydan sonra, değişik bölgelerde bazı ki- şilerle yapılan görüşmelerden sonra tbrahim Kaypakkaya, 1972 yılının Kasım sonu Aralık ayı başında Istanbul'a gider ve örgütün Istan- bul sorumlulan ile bir toplantı yapar. tbrahim Kaypakkaya, i 972 sonu ve 1973 ba- şında, özellikle kış boyunca, dağdaki faalıyet- lerden daha çok yerleşik bir faaliyette buluna- rak teorik çahşmalara ağırlık \ereceğini söyler; bunun için özellikle kitapçılardan ve arkadaş- lanndan. Türk Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet De\Tİmi ve Kemalizm hakkında lehte, aleyh- te ne kadar kitap varsa toplanır. Kitaplar, dik- kat çekmesin diye çuvallara yerleştirilir. İbrahim, otobüsle îstanbul'dan yola çıkar ve 1972 Aralık ayı sonunda uzun bir yolculuktan sonra Tunceli'ye vanr. İbo yakalanıyor İbrahim Kaypakkaya, Muzaffer Oruçoğlu ve Nazimiyeli Hüseyin Bozkurt, 24 Ocak 1973 Çarşamba günü, Tunceli 'nin Haydaran bölge- si Munzur dağlannın kolu üzerinde bulunan Se- yithan ile Gökçek köylerine yakın Vartinik mezrasındaki evdedir. Jandarma. evi kuşatır ve "TesKm ol" çağn- sı yapar. İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşlan, bir ta- raftan bulunduklan yerden uzaklaşmaya çalı- şırken bir taraftan da kendilerinden daha aşa- ğıda bir yerde olanjandarmalann üzerine pat- layıcı madde atar ve ateş eder. Kaçmaya çalışanlardan önce AH Haydar Yıl- dız, sonra tbrahim Kaypakkaya, vurulur. tbra- him Kaypakkaya, jandarmalar bakmaya ge- lince ölü numarası yapar. Başından kan aktı- ğını gören ve öldü sananjandarmalar, yakala- mak amacıyla kaçanlann peşine düşer. Muzaf- fer Oruçoğlu, kendini uçurumdan aşağı atar. Karlar içinde dereye kadar iner. Askerlerin ateşı ve bombalan altmda iki saat kadar uçu- rumun altındaki dere yatağının içinde kalan Mu- zaffer Oruçoğlu ile Hüseyin Bozkurt, sonun- da oradan kurtulur. Dedesi 1938'deki Dersim İsyanı'nda Haydaran bölgesinin lideri olan Ali Haydar Yıldız ölmüştür. Yaralı olan İbrahim Kaypakkaya, fırsattan istifade ederek çatışma bölgesinden uzaklaşır. Ev de yapılan aramada tüfek, boş ve dolu fi- şekler, mermiler, çeşitli yapıda bombalar, bom- ba yapmaya yarar malzeme, kitaplar ve örgüt yayınlan bulunur. Vartinik mezrasındaki olay yerinden başın- da bir kurşun, sırtmda kırk-elli saçma yarası ile aynlan ibrahim Kaypakkaya, Bankbaşı kö- yünden Hüseyin Sankaya'nın e\ ine uğrar, bir- kaç saat burada dinlenır. Daha sonra Varti- nik'e doğru yola koyulur. Tunceli bölgesini yeterince bilmeyen İbra- him, dondurucu soğukta Bankbaşı'mn Mirik mezrasına gelir ve tanımadığı bir eve gider. Hüseyin Güngör admdaki köylü. 29 Ocak 1973 Pazartesi günü sabahı, Gökçek Karako- luna gider ve, "Yaralı anarşistin Bankbaşı kö- yü Bankbaşı Mirik mezrasına gekh'ğini ve bir tanıdıgının evinde oldugunu" söyler. Hüseyin Güngör, 28 Eylül 1977 tarihınde öl- dürülmüştür. Ayaklan donmuş vaziyette, 29 Ocak 1973 Pa- zartesi günü, Bankbaşı Köyü Mirik mezrasın- da bulunduğu evde, yakalanan İbrahim Kay- pakkaya, 1 Şubat 1973 Perşembe günü Tun- celi'den Diyarbakır'a götürülerek, Diyarba- kır-Siirt İlleri Sıkıyönetım Komutanlığı aske- ri makamlanna teslim edilir. Hastaneden kaçma teşebbüsü İbrahim Kaypakkaya, 20 Şubat 1973 Salı günü, Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde ayak- lanndan ameliyat edilir. Hastaneden cezaevi- ne nakil tarihi, 17 Nisan 1973'tür. İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde 56 gün kalmıştır. Hastanede bulunduğu süre içinde birisiyle bağlantı kurup, dışardaki arkadaşlanna ulaş- maya çalışan İbrahim Kaypakkaya, Diyarba- kır Askeri Hastanesi'nde tedavi görmekte iken Asteğmen Ünal Bayramoglu ile tanışır. Bu ta- mşma sonrasmda, Hasan Rıfla YürekH'ye 28 Şubat 1973 Çarşamba günü, bir mektup yazar. Hasan Rıfkı Yüreklı, 1968-1969 eğitim-öğ- retim döneminde İstanbul Cniversitesi Fen Fa- kültesi öğrenci temsilciliği yapanlardan biri- sidir. İbrahim' in yazdığı bu mektup, Sıkryönetim yetkililerinin eline geçer. İTÜ'de asistan olan Hasan Rıfkı Yürekli, 16 Mart 1973-31 Mart 1973 tarihleri arasında emniyet mensuplan tarafından gözaltında tu- tulmuştur. Devrim için ölecekler her zaman bulunur İbrahim Kaypakkaya, 19 Nisan 1973 Perşem- be günü hastaneden alınarak Diyarbakır As- keri Cezaevi'nin yanında, TÎKKO davasından yargılanacak olan arkadaşlanmn da bulundu- ğu ayn bir binadaki üç No'lu hücreye tek ba- şına konur. Burada bazı istekleri karşılamr, kendisine defter ve kalem verihr. Sorgunun bittiğini, ar- tık bundan sonra mahkemenin başlayacağmı düşünerek sa%oınma hazırlığına girişir. İbrahim Kaypakkaya'nın, savunma amacıy- la notlar yazdığı defterinde üç tane şiir bulun- maktadır. "De\Tim için her zaman ölecekler bulunur" başlıklı şiiri şöyledir: "•..gjder^gider, nice koçyiğitler gider Senin de içinde bir oğulun varsa çok değil- dir, Ey mavi gök! Ey yağız yer bilesin ki, Yüreğûniz kabına sıgmamakta Örsle çekiç arasında yoğrulduk Huıcımız derya gibi kabarmakta." Sıkıyönetim ilgilileri tarafından, 17 Mayıs 1973 Perşembe günü, İbrahim Kaypakkaya'nın öldüğü açıklanır. Alf Kaypakkaya, 19 Mayıs 1973 Cumartesi günü Diyarbakır'a gider. Oğlunun naaşını alan Ali Kaypakkaya, 21 Mayıs 1973 Pazartesi gü- nü, îbrahim Kaypakkaya'yı, doğduğu köy olan Karakaya'da toprağa verir. Bitti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle