18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAYB 2004 ÇARŞAMBA CUMHURfYET SAYFA [email protected] 15 feonya Gandi, partisinin Hindistan seçimlerinde elde ettiği başanya karşın görevi üstlenmedi JBaşbakanıpiyasalar seçti AÇIKÇA Gandi'nin, başbakanlık için, reformlann miman olarak bilinen Singh'i desteklediği bildirildi. Bu karann "piyasalann endişesini" gidermek üzere alındığı yonımu 3'apılıyor. Gandi, karannı açıkladığı konuşmasında amacının her zaman "Hindistan'ın laik temellerini korumak olduğunu" da vurguladı. Dış Haberler Senisi -Hindistan 'da eçımı kazanan Kongre Partisinin deri Sonya Gamfi'nin hükümet kur- ıasıyla ilgili belirsizliğin krize ne- en olmasının ardından Gandi dün aşbakan olmayacağını açıkladı. ndi 'nin, geçen haftaki seçimler- e elde ettiği başannın ardından ni- in bu karan verdiği bilinmiyor, an- ak "piyasalann" seçim sonuçlann- an tedırgin olduğu biliniyor. Gandi, partisinin milletvekilleriy- yaptığı toplantıda, "Bugörevite- azu göstererek reddetmek zorun- aynn" dedi. Hislenni ve vicdanıru inleyerek bu yönde bir karar ver- İiğini söyleyen Gandi, "Sizden ka- rarnnı kabul etmenizi ve bunu değiş- tirmeyecegimi bihnenizi istiyonım" diye konuştu. Gandi. kendisinin hıç- bir yerden tehdit almadığını belirte- rek amacının her zaman "Hîndis- tan'ın laik temeUerini korumak ol- duğunu" söyledi ve ülkenin güçlü ve istikrarlı bir hükümete kavuşması gerektiğini vurguladı. ND televizyonu, dün Devlet Baş- kanı Abdül Kelam ile görüşen Gan- di'nin, başbakan adayı olarak Kong- re Partisi yetkililerinden, eski Mali- ye Bakanı Manmohan Singh'i des- tekledığini duyurdu. Bu karann eko- nomik reformlann sürmeyeceği en- dişelerini gidermek üzere alındığı Yoksullar Sonya Gandi'nin partisine oy vermişti Oylarliberalizmetepkiydi Sonya Gandi, Hindistan seçimlerinde elde ettiği zafere karşın başbakan olmuyor. Kararda piyasalann etkili olduğu kaydediliyor. Ülkede geçen hafta yapılan seçimleri Kongre Partisi'nin kazanmasmda en büyük etkenin ise, 10 yıldır uygulanan, özelleştirme ve enformasyon teknolojisi yatınmlanna dayanan ekonomik reformlardan geniş kitlelerin yararlanamaması olduğu belirtıliyordu. Hindistan'ın nüfusu yüz milyonJarla ifade edilen köylü yoksullan ekonomik büyüme, ucuz kredi ve itha] mallann bolluğuna yol açan liberalleştirilmiş ekonomiden yararlanmıyor. Yüz milyonlarca köylü için temız içme suyu, sağlık hizmetleri, elektrik, iş ve hatta yeterli beslenme imkânı bugün de ulaşüamaz durumda. Ülkede 340 milyon insanın ayda 30 milyon lirayla yaşamaya çalışhğı kaydediliyor. Tony Blair Hindistan'da seçimi kaybetti Ingiliz The Guardian gazetesi de, Batı yanhsı serbest piyasa politikalannın en kararlı uygulayıcısı olan Andra Pradeş eyaletinin başbakanının seçim yenilgisini ele aldı. George Monbtot ımzalı değerlendirmede, "Tony Blair'inseçimi kaybettiğp yazıldı ve Batı'nin "gözde HinÜia'' olarak ünlenen eyalet Başbakanı Chandrababu Naidu'nun büyük şirketlerin desteğinde uyguladığı ekonomik programın iflas ettiği belirtildi. Naidu'nun Şili'nin 1980'lerdeuyguladığına benzer bir serbest piyasa reform programını yürürlüğe koyduğu, sonucun ise büyük iş çevreleri için bir muz cumhuriyeti yaratmaktan ibaret olduğu vurgulandı. Borçlar, işsizlik, evsizler ve sefaletin yükselişine paralel olarak eyalet halkının da yönetime tepkisinin arttığı kaydedildi. Eyalette geçen yıl, devlet hastanelerinin yetersizliği yüzünden yüzlerce çocuğun öldüğü belirtiliyor. Resmi rakamlara göre, nüfusun yüzde 77'si sefalet sınınnın altında yaşıyor. yorumu yapıhyor. Singh, ülkedeki ekonomik reformlann miman ola- rak biliniyor. Haberin piyasaya yan- sımasıyla birlikte borsanın dün yük- selişe geçtiği bildirildi. Güvenfik endişesi de gundemde Italyan asıllı Gandi'nin başbakan- hk görevini üstlenmemesinde gü- venlik konusundaki endişelerin de rol oynamış olabileceği belirtiliyor. Kongre Partisi'nin seçimleri ka- zanmasının ardından çoğunluğu sağ- lamak üzere komünist partilerin des- teğini alacağının açıklanması, "piya- salarda" kurulacak hükümetin eko- nomik reform programını yavaşlata- bileceği kaygılanna neden olmuştu. Hükümetin oluşması sürecindeki be- lirsizlik ve "reform'' programından vazgeçileceği kaygılan mali piyasa- lan sarstı. Yabancı fonlann ülkeden çekileceği söylentileri arasında Bom- bay Borsası önceki gün kapanışında 129 yıllık tarihinin en büyük günlük düşüşünü gösterdi. Düşüşünyatınm- cılar açısından toplam 40 milyar do- larlık bir kayıp anlamına geldiği be- lirtiliyor. Borsanın düşüşünde, ko- münist partilerin desteklediği hükü- metin ekonomik reformlar ve özelleş- tirme programını ağırdan alacağı en- dişesinin etkili olduğu kaydediliyor. Hindistan Komünist Partisi-Mark- sist ve Hindistan Komünist Partisi li- derleri, önceki gün yaptıklan açıkla- mada, koalisyon ortağı olmak iste- mediklerini. ancak Gandi'nin hükü- metine dışandan destek verecekleri- ni açıkiamışlardı. Liderler, amaçlannm "sağ kanada çok fazia teslinı obnaya zorianmamak" olduğunu belirttiler. ÖzeUeştirmeve eleştiri Seçimlerde, 32'si HKP'nin olmak üzere 62 sandalye kazanan sol parti- ler, eski Başbakan Atal Bihari Vajpa- yii'nin uyguladığı ekonomik polih- kalara karşı çıkıyorlar. HKP, kârlı dev- let işletmelerinin satışına karşı olduk- lannı ve işçilere bu konularda daha faz- la danışılması gerektiğini savunuyor. Ülkede Gandi'nin yandaşlan ve kar- şıtlan gösteriler düzenlerken medya- da, Gandi'nin ttalyan olmasını protes- to eden Hınt milliyetçilerin tepkileri- ne genış yer verildi. Gandi'nin binler- ce yandaşı ise dün evinın önünde top- Ianarak başbakan olması için kendi- sine destek verdi. "Sonya Gandi yok- sa hükümet de yok" diye sloganlar atan göstenciler arasında, başbakan ol- maması durumunda intihar edecekle- rini söyleyenler bile oldu. DIŞİŞLERİ HABERLERİ YALANLADI { IsraiPle ilişkilerde • değişiklik yok t ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Dışişleri Bakanlığı, Tür- kiye-Israil ilişkilerinin yapısın- da ve içeriğinde herhangi bir de- gişikliğin söz konusu olmadığı- pı bildirdi. Dışişleri Bakanlığı lözcüsü Namık Tan, ( Lübnan basınında yer alan "Türldye'nin Is- rafl'le iBşkUerini göz- dengeçirdigivvbuçer- çevede tsrail ile imza- lanıış olduğu savun- ma sanayii projelerini jptal etme karan aldığT haber- ienni yalanladı. r Gazetecilerinsorulanüzerine açıklama yapan Tan, Türkiye- israil ilişkilerinin iki ülkenin çı- • Ortak savunma projeleri yürürlükte. karlanna ve bölge banşının ya- ranna olacak şekilde seyrini sür- dürdüğünü vurguladı. îsraü'le sürdürülen projelerin yürürlükte olduğunu belirten Na- mık Tan, hükümetin birçok ül- kenin ilgi gösterdiği ihalelerle ilgili değer- lendirmelerinın, bu projelerle kanştınl- maması gerektiğini kaydetti. Tan aynca, Dışişlen Bakanı Ab- duBahGül'ün5-6Ma- r yıs'ta Dublüı'de düzenlenen Eu- romed toplantısı sırasında Isra- il Dışişleri Bakanı Silvan Şalom ile yararlı bir görüşme yaptıgı- nı da anımsattı. 'OPERASYOIVDA' 20 FİLİSTÎNLİ ÖLDÜ Refah mülteci kampı kan göliine döndü tsrail, "gökkuşağı" adını verdiği operasyonun amacı- nın Mısır'dan rüneflerie yapdan silah kaçakçınğını durdurmak olduğunu bfldiriyor. (Fotoğraf: AP) Dış Haberler Servisi - tsrail or- dusuna bağlı onlarca tank ve yüz- lerce askerin, Gazze'deki Refah mülteci kampına dün düzenledik- leri saldınlarda, aralannda 2 kar- deşin de bulunduğu en az 20 Fi- lisnnli öldü, 30'dan faz- lası yaralandı. Görgü tanıklan. ge- ce yansından sonra Tel Sultan semtı dışındaki bir cami etrafinda top- lananlara yönelik füze saldınsında, 6 Filistin- — linın öldüğünü söylediler. Bir diğer saldındaysa, 4'ü si- vil 8 kişi öldü. Siviller arasında, Tel Sultan'daki evlerinde oyun oynarken başlanndan vurularak • Israil ordusuna ait onlarca tank kampa girdi. öldürülen 15 yaşındaki Esma el Muğayir ile 11 yaşındaki Ahmed Muhammed'in de bulunduğu be- lirtildi. Ölen diğer Filistinlilerin, Hamas ve Islami Cihad üyesi ol- duklan açıklandı. _ „ , , , . . . Israil operasyonun süreceğini belirtirken Uluslararası Af Örgü- tü, Israil'den saldınla- nnı durdurmasını is- tedi. Örgüt. Filistinli- lere ait evlerin "genel- likle Yahudi verleşim birimlerinin yasadışı yayılmasını kolaylaşürmak anıacıvla yıkıldı- ğuıa" dikkat çekti. Refah'taki sal- dında evleri yıkılan 45 Filistinli ise tsrail aleyhine dava açtı. ATATÜRKÜN GENÇLİĞE HİTABESİ ^v Turk grnçliğı! Bırmct vazıfen, l'urk ısüklâhnı, Turk Cumhumch'm, tleUbtl, muhafa^a ve mııdafau etmrktır. Mei'cıuiıyetmm ;* istMahmtı vtgâne tenttU bvd Bu temtl. senm, en /ttym/Uı hannendtr. /tfkb dahı, sent bu haanedtH mahrum elmek dahdi ve hann bedhahi/ırm olacaklır. tig ıstiklâl ve LUinhurryetı mudafüa mecburtyttme' duşenen, i'aztfeye attbnak ıçn, ıçtruif buhınacğ vazıyelln ıvtkân ve jfraüını düju>ı»u^(ekiin!t ımkan ve şeratt, çok nûmılvul bir mahhettf tezahüf edebıhr. Istıklâi ı« cumhıırtytme fuıstedetel' diışmanlar. butun dûnyada enısalı eörulmfTm.) gahbtyettn mumesulı âabtlırter. Cebn» ve hüe ık azız vattınm, butun kaUlrri zapledılım.j. btiltin tersanelerme gırünnş, bııtuiı orduları dûğitılimş ıv mrmlduttn her koşesi büfttl ışgal edılmts oUitniir. Butun bu şeraıUtn daha elhn fe daha ıw>ım olmak tizere, memleketm dahüıruU, ıktidaıa s<ıhıp olanlar gofUl vt dalâlet ve hattâ hmmi ıçtnde bulunabtMn. Hatta bu üdtdar mhıpleri j<jAn mtnfaatUnnı, mMstnitUrtn srtasî emetlmfU trvhtt edebilırUr. Mület, fakr ü zarurel içinde harap ve bitap düşmuj olabdir. Ey Turk tstıkbalinin etiâiı.' /f*r, bu ahval ve şermt ıçınde dahı, va^en; Turk tsttklâl ı<e cumhurrteüm kurUırvuıkltr1 Muhtaç olduğun kudret. damarianndakt astl kanda, nmtnttur! M.K. ATATÜRK 20 Ehim 1927 ANKARA ÜNiVERSiTESi ÖGRENCi KONSEYi, ADT'leri ve ADD'nin ÇAĞRISIYLA YASASIN BAGIMSIZ TURKiYE YAŞASIN CUMHURİYET ÜNiVERSiTELERi ! FATtH 1. AİLE MAHKEMESİ'NDEN 2003 328 Davacı Nurcihan Eren vekili Av. Ferda Dursunoğlu tarafindan davalı Abdurrahman Mahdum aleyhıne açılan boşanma da- vasında: Davalı Abdurrahman Mahdum'ım Zıya Gökalp Mah. 39'7 Sok. Özgür Apt. D. 1 Zeytinburnu ve Ziya Gökalp Mah. No: 45/4 Zeytınburnu adreslerine tebligat yapılamamış, zabıta marifetiyle de yıne adreslerinin tespiti mümkün olamamış, bu nedenle davalı Abdurrahman Mahdum'a dava dilekçesinin ilanen tebliğıne. yargılamanın 17.9.2004 günü saat 10.00'da ya- pılmasına karar venlmış bulunduğundan muhatabın bizzat mahkemeraızde hazır bulunması \eya kendisıni kanuni bir vekil ile temsıl ettırmesi, gelmedıği ve kendısinı bir vekil ile temsil ettirmediğı takdirde yargılamanın gıyabında devam olunacağı, dava dilekçesinin ve duruşma gününün teblıği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 17.5.2004. Basuı: 22928 PROGRAM 19 MAYIS 2004 SAAT: 12.00 A.Ü. DTCF BAHCESi SAAT: 15.00 ANITKABiR YÜRÜYÜSÜ HER iLDEN OTOBÜS KALKACAKTIR 0212 293 53 23 GİN ŞÜKRÜ SİNA GÜREL 'Tarih' Verecekler mi? AB ile 1963'ten beri ortaklık ilişkimiz var. 1995'ten beri AB tarihinin en "partak" örneğini vererek, tam üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren tek ülke olmuş ve AB'nin dış ticaret açığının kapatılması için büyük özverilerde bulunmuşuz. AB üyelerinin belli başlıla- nyla yarım yüzyıtdır ittifak bağımız var, askeri alanda işbiriiğimız tamam. Aynı devletlerle 1949'dan bu ya- na siyasal ve ekonomik işbiriiği içindeyiz: Avrupa Konseyi ve OECD'nin kuruculanndan olmasak bile ılk üyelerindeniz. 1999'dan bu yana ise AB'ye nes- men aday kabul edilmişiz. Biz 15 üyeli birliğe aday olmuşuz, şimdi 25 üyeli bir AB'ye girebılmeyi umu- yoruz. Ve bütün bekiediğimiz bir "tarih 1 Üyelik için mi? Hayır, yalnızca üyelik görüşmelerini başiatmak için... Yıllarca sürebilecek ve her adımında biz- den üyelik için değil, "üyeliğeyaklaşabilmek için" yeni ödünlerin, "reform'lann isteneceği belli olan bir süreç. Hakemliğini karşı takımın 25 oyuncusu- nun birlikte ve tek tek yapacaklan bir karşılaşmaya çıkabilmek için düdük çalmalannı bekliyoruz... Tayyip Erdoğan ın, AKP'nin neden 2002 Kasm'ın- dan beri "tarih almak" sözünü dillerinden düşürme- dikleri; neden AB tarafindan bir istek öne sürülme- den "yenireform paketleri hazıriıyoruz" diye işe ko- yulduklan; neden koskoca bir ulusal davayı, Kıbns'ı, gönül rahatlığıyla pazariık masasına bırakıvendikleri belli: Onlann meşruiyet ve iktidar sigortası formü- lü bunu gerektiriyor. Bu yüzden, aralık ayındaki AB doruk toplantısı, onlar için yaşamsal öneme sahip. Peki, gerçekten Türkiye için "tarih almak"bu ka- dar önemli mi? Nesnel verilerle yapılacak bir değer- lendirme, bu soruya olumsuz yanıt verdirecektir. Çün- kü, üyelik görüşmelerinın başlaması, içeriye yapıla- cak "siyasal satış"\r\ getirisinden başka birşey sağ- lamayıp, tersine çok şeyi de "götürebilir". Birincısi, "tarih" alıp, görüşmelere 2005 yılında başlayabilsek de, bu görüşmelerin en erken sonuç- lanacağı tarih, 2013 yılıdır. AB, 2004 genişlemesin- den sonra, 2007'de Romanya ve Bulgaristan'ı ala- cağını, bunun ardından 2013 yılına kadar yeni üye kabul etmeyecegini geçen yıl karara bağlamıştır. Üs- telik, Romanya ve Bulgaristan'ın ardından Hırvatis- tan, Sırbistan-Karadağ, Bosna-Hersek, Makedonya ve hattaAmavutluk'un üye yapılabiteceğine ilişkin üs- tü kapalı bir oydaşma AB içinde oluşmaktadır. Hat- ta son günlerde Moldova ve Ukrayna'nın da bu ye- ni oluşacak listeye konmasından söz edilmektedir. Yani, genişleme sürecinde Türkiye'nin önüne, Tür- kiye'den sonra aday olan hatta henüz olmayan ül- kelerin geçmesi olasılığı çok yüksektir. Zaten, Türki- ye ile üyelik görüşmelerinin yirmı yıl bile sürdürüle- bileceği söylenmiyor mu? Biz 15 üyeli bir AB'ye aday olmuşken, bundan yıllar sonra 35 üyeli ve nitelik değiştirmiş bir AB'nin kapısında beklerken bulabiliriz kendimi- zi. AB, bu arada mutlaka nitelik değiştirmiş ve mer- kezde "çekirdek" üyelenn, dışanya doğru genişle- yen halkalarda da giderek "sulanan" üyelıklerin yer aldığı "gevşek" bir yapıya ulaşmış olacaktır. Bir baş- ka olasılık da, bizimle görüşmeler başlatıldıktan son- ra -hele, ömeğin Alman Hıristiyan Demokratlan ül- kelennde iktidar olunca- AB'nin bize dönüp, "gerçi sizinle tam üyelik için başlattıkbu görüşmeleri ama, gelin artık tam üyeliğinizi değil, 'özel statü'nüzû ko- nuşalım" diyebilecektir. Aslında "tarih" verecekleri de kesin değil. Yu- nanistan Ege'yi öne çıkarmadan görüşmelerin baş- latılmasına engel olmamaya karar vermiş diye sevi- niliyor. Ama pek doğru görünmüyor: Yunanistan'ın içinden, "Neden kozumuzu elimizden çıkartalım ki?" itirazları yükselmeye başladı bile. Kaldı ki, Karaman- lis hükümetı, herhalde Türkiye'ye karşı mızıkçılık yapma konusunda şimdi Kıbns Rum Yönetimi ile görev paylaşımı yapıyor. Papadoputos'un özellikle aralık ayına doğru AB içinde yeniden Kıbns konusu- nu alevlendirmeye niyetli olduğu bir sır değil. Biz ise AB içinde ABD'nin "Truva atı" olarak görülen, ikti- sadi ve siyasal açıdan Avrupalı gibi değil, "Atlantik- li" gibi davranan Ingıtere'ye mi güveneceğiz? Zaten Blair'in son Ankara gezisi de AB odaklı olmaktan çok, Irak ve Büyük Ortadoğu Projesi odaklı olmadı mı? Blair, herhalde hazırandaki NATO toplantısı önce- sinde, Türk tutumunu Anglo-Amerikan görüşlerine göre akort etmeye geldi! Peki Fransa bize "tarih" verecek mi? Ülkesinde la- iklikten ödün vermeye niyetli olmayan, üstelik ken- di yapısı için en büyük tehdidi köktenci Islamcı akım- larda gören Fransız hükümet çevrelerinde, son YÖK ve imam hatıp tartışmalan nasıl bir yankı bulmuştur dersiniz? 2002 yılı içinde belirlenen polrtika izlenebilse ve "tarih alma" işi her şeyin önüne çıkanlıp, bu ka- dar hevesli görünülmese ryi olurdu. O zaman, "ulusal programımız tamamlandığı halde bizimle görüşmelere başlamazsanız, biz de Gümrük Biriiği dahil, varolan ilişkilerçerçevemizi gözden geçiririz" demiştik... Şimdi belki "tarih" verirter. Ama kimse, kimseye "te- rih bilinci" veremez... Bu bilinç olmadıkça da temel dış politika kararian değil, olsa olsa küçük "satış" ka- rarlan alınabilir. ssinagurel@cumhuriyet com.tr TURK 6BHÇÜGHE HİZMETUAKH Yüce Atatürk'ün Biz Türk Gençliğine emanet ettiği demokratik, laik ve tam bağımsız Cumhuriyetimizi her 19 Mayıs'ta olduğu gibi bugün de devrimlerimizin çağdaş, uygar aydınlığında "ilelebet" koruyacağımıza and içiyoruz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle