22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
L IM Pİ Y A T Cumhurh Süreyya: 70 milyon sırtımda koşuyorum Süreyya Ayhan Antalya çalışmalannı tamamladı. G ÜRS U KUNT Ji tinaOlimpıyatha- £jk zırlıklarınınAntal- £ I ya bölümünü ta- mamlayan Süreyya Ayhan. olimpıyatlardan madalyay/a dönme konusunda kararlı. Ya- şadığı tatsız olaylara karşın, kararlılıkla çalışmalarına de- vam edeceğini ifade eden Ay- han, tüm sporcuların motivas- yona ıhtiyacı olduğunu vurgu- ladı. Atletizmin, kafa, kalp ve sonra bacaklayapıldığını rfade edenUlusalAtlet, "Antreman- Iarda8saatçalışıyorum, yorul- muyorum. Çevremde gelışen olumsuzluklar, basında çıkan haberler, benidaha çokyoru- yor. Ofimpiyatiara katılacak tüm at/etler için sadece 3 aylık bir süre kaldı ve ülkemize başarı getirebilmek için hepimizin motivasyona ihtiyacı var" diye konuştu. Antalya'daki çalışma programını tamamlayarak te- davi için Alrman- ya'ya giden Ay- han, döndükten sonra madalya için Kayseri'de koşmayadevam edecek. Sıfır ra- kımlı Antal- ya'dan, 2 bin 220 rakımlı Erciyes'e tırmanacak ulu- sal atlet, çaJışma programı için de 'Sırtımda 70mil- yonla koşuyo- rum" yorumunu yaptı. Türkiye'nın atletizmdeson4 yılda önemlı ad/mlar attığını ıfade eden Ay- han, "Olimpiyat öncesi 70milyo- nusırtımaaldım. Ağır bir yük ve sorumlulukla ça- lışıyorum. Yarış- ta, sırtımdakilen etrafıma dizip, beklentilerıni karşılamak için hızlı koşaca- ğım ki; çabuk bitsin" diye ko- nuştu. Tüm sporcuların genel hedefinin olimpiyatlar olduğu- nu ifade eden Ayhan, "Benim için de hedef olimpiyat. Dün- yanın en zor sporlanndan bin olarak bilinen atletizmde elde edilecek başan, hem benim için, hem ülkem için önemli" dedi. Türkiye'nin atletizmde bir türlü başanyı yakalayamadığı- na, ancak son 4 yıl içinde cid- di adırnların atıldığına dikkat çeken Ayhan, "Türkiye, tari- hinde ilk kez olimpiyata 11 ki- şiyle gidiyor. Bu çok önemli. Katılan sporcuların hepsinin de iddialan var" dedi. Bir sporcunun uluslara- rası arenada ısmınden söz et- tirebilmesı için en az 7-8 yıl ça- lışması gerektiğini, kendisinin 12 yılını verdiğını vurgulayan Ayhan şöyle konuştu: "Güzel bir altyapım ol- duğunu bilıyordum. Ama ba- şan için küçük kıvılcımlar ge- rekir. Federasyon Başkanlı- ğı'na Mehmet Yurdadön'ün gelmesıyle birlikte biz bu kü- çük kıvılcımları yakaiadık ve çaJışmalanmızıpatlama nokta- sına getırerek, başanyı ortaya çıkardık. Bu konuda federas- yon başkanının değışmesinin büyük katkılan oldu. O yıllara kadar derece yapamıyorduk. Benden sonrakiler, benim ya- şadığım sıkıntılan yaşamaya- cağı için mutluyum. Yoksaza- ten atletizmı bırakıhardı ve Tür- kiye'nin atletizmde elde ede- ceğibaşanlanyakalamasızor- laşırdı." Olimpiyat öncesi yarışla- ra katılmadığı konusundaki eleştirilere de yanıt veren Ay- han, "Benim yarış hedefim, olimpiyatlar. Yaniyanş koşma- dan, hedef yanş ıçın koşuyo- rum. Kim dı- ğer yanşlar- dan elde edeceği ba- şanyı ve pa- rayı birkena- ra bırakır ki? Cebimi dü- şünseydim, yanşlardako- şardım ve ka- zanırdım. Olimpiyattan alacağım ma- dalya ulkem için ve benim için çok daha önemli. Her yanş, çok bü- yük nsk. Kım ne derse de- sin, olimpiyat öncesi yanş- lardakoşma- yacağım" de- di. Hedef yanş olarak adlandırdığı olimpiyat öncesi çalışmalarda, tüm detaylann en ince ayrıntısına kadardüşü- nüldüğünü ve çalışma progra- mının bu şekilde yürütüldüğü- nü vurgulayan Ayhan, "Orada karşılaşabileceğim en ınce ay- nntılan hesaplayarakçalışıyo- ruz. Yanşın modelini antren- manda uyguluyoruz" diye ko- nuştu. Antrenörü Yücel Kop da antrenmanlann planlandığı şe- kilde yürüdüğünü vurgulaya- rak, Antalya'dan sonra28 gün- lük Kayseri kampı olduğunu, ar- dındanyinesrfır rakımlı biryer- de çalışmaya devam edilece- ğıni açıkladı. Antalya'daki 100. Yıl Tesisleri'nde yaşanan sıkın- tılann aşıldığını da ıfade eden Kop, "Ça/ışmalarımız tama- men planlandığı gıbi gidiyor" dedi. Süreyya ve antrenör eşi. Olimpiyatın babası Coubertin'in düş kırıklığı / Ik kez 1889'da olimpiyat t sözcüğünügündemege- I tirmişti. Çalışmış çabala- mış, kırk kapının ipini çekmış, so- nunda 1896'da muradına ermişti: İlk Olimpyiat Oyunları'nın Atına'da yapılması karara bağlamıştı. Artık bu büyük işi başarmış olmanın hu- zurunu ve gururunu yaşayabilirdi... Oysa hiç de öyle olmadı. 1900'de ve 1904'te iki kez daha olimpiyat düzenlenecekti ama ya- pılanlar Coubertin'in ıdeallerine uygun değildi. 1896 oyunlarının ilk pürüzü olimpiyata davet edilecek ulusla- nn vesporculann çağnsındaki güç- lükle başladı. Davet kime yapılacak- tû Coubertin'in planına göre her ül- kede bir olimpiyat temsilcısi kurul bulunmalı ve davet o kurula yapıl- malıydı. lyı ama başta Amerıka ve Ingiltere gıbi 'sporcu ülke'\erin ne böyle bir kuruliarı vardı ne de hü- kümetler sporla ilgileniyordu. Öte yandan Coubertin'in kendi çevre- sinde kurulu olan komitenin üye- lerinden bile çoğu, kendi ülkelerin- de sporda sözü geçen kişiler de- ğildi. Ayrıca Almanlar da Couber- tin'in kişiliğini ve yetkısini kabul- lenmiyorlardı: Daveti ancak Yunan Hükümeti yapabilirdı, Almanlar'a göre. Neyse ki Yunan Kralı Alman Imparatoru'nun akrabasıydı daAl- manlar yumuşadı. Gene de çağn mektuplan ya- zıldı. Ne var ki ingiltere'de ve ABD'de ünıversiteler tatıle girmış- lerdi. Sporcular da genellıkle üni- versitelilerdi... Her şeye karşın bu iki ülke- den haberi duyan kımı gençlerçe- şitli yerlerden parasal yardım sağ- layarak Atina'ya geldıler. O sırada Londra'da bulunan Edwin Flack adındaAvustralyalı bir genç de tu- rist olarak gelip Atina'da 800 ve 1500 metre yarışlannı kazanacak, aynca Maratona da girecek fakat bu yarışı bitiremeyecekti. Atina'da oyunlara 245 kişi katılacaktı ama bunların 150'den fazlası Yunan'dı. O kadar ki o sırada Atina'da bulu- nan Ingiliz turistlerden engelli ya- rışına biri Ingiliz, biri ABD'li iki at- let katılmıştı. Olay, Coubertin'in düşündü- ğü gibı gerçek bir uluslararası spor şöleni olmaktan uzaktı. iş bunun- la da kalmayacak Yunanlar olim- piyata öylesine sahıp çıkacaklardı ki oyunlar başlamadan önce Ati- na'ya gelmiş olan Coubertın 'ya- bancı bir gazeteci' sıfatı verılerek karşılanacaktı. Eyvaah! kı olimpiyat yoksa doğmadan ölüyor muydu? • • • Yunanlar olimpiyatların her dört yılda bir Atina'da yapılmasın- da ısrar edıyorlardı. 1896'da katı- lanların çoğu bu isteğı destekledik- lerıni açıklayarak ımza da vermiş- lerdi. Oysa Coubertın için olımpiya- atı bir ülkenin tekelıne bırakmak olacak şey değildi. Dört yıl sonra- sı için Paris'i duşünüyordu. 1900'de, yirmincı yüzyıl adına Parıs'te yapı- lacak büyük fuarın da etkısiyle olimpiyatın daha da ilgi kazanaca- ğını hesap edıyordu. Paris kesınleştikten sonra acı acı gördü kı fuar olimpiyata ılginin çoğalması yerıne, olimpiyatı ikincı plana atacaktı. Fuan organize eden- lerin sporla hiçbir ilgileri yoktu ve olimpiyatı "GörkemliFuann içinde bir gösteri" gibi kabul etmişlerdi. Afişler, broşürler, tüm tanıtıcı ola- naklar, olimpiyatı fuarın bir parça- sı olarak gösteriyordu. Üstelık olim- piyat tasarlandığı gibi 15 gün için- de değil, fuar süresince (20 Mayıs- 28 Ekim) devam edecekti. Birçok yanş stadyumda değil, ormanda ye- şil çimler üzerinde yapıldı. Antik oyunlarda olduğu gibi kadınların katılmaması inancını taşıyan Co- ubertin bu konuda da yenildi: Te- nis, golf, eskrim gibi dallarda ka- dınlararasında karşılaşmalar yapıl- dı. 1896'da Atina'da dizginleri elinden kaçırmış olan ve doğduğu kent Paris'te fuarın da yardımı ile işe çeki düzen vereceğini uman Coubertin, bir kez daha düş kırık- lığına uğramıştı. • • • Atina'da ilk olmanın acemili- ğine Yunanların herşeyi sahiplen- mesi gibi bir de tatsızlık eklenmiş, IVIodem Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu amacına ulaşabilmek için yedi yıl çabalamıştı. Ama onun çilesi bitmeyecekti. 1896'dan ancak 12 yıl sonra Londra'da Olimpiyat Oyunlan sırasında huzura kavuştu. Olimpiyat ancak 1908'de kimliğini ve kişiliğini bulmuştu. Paris'te herşey fuarın elinde oyun- cak olmuştu. Coubertin artık kesin bir çıkışyolu aramaya girişti: Olim- piyatı ideal koşullar içinde tanrt- mak ve gelenekleştirmek,.. Daha olimpiyat idealine bağ- lanmadan önce gidip gördüğü ve hayran olduğu 'sporcuülke'ABD'yi kurtarıcı olarak seçti. Ama hangi kent? New York mu? Daha önce gidip tanıdığı Chicago mu? Bunun araştırmasını, danışmalan yaparken birden karşısına çok güçlü biradam çıktı: ABD'de "Okul dışı amatör spor yönetimi"nln başındaki Ja- mes Sullivan açıktan açığa mey- dan okudu: "Coubertin ve çevre- sindeki üç beş adamın, olimpiya- tı neredeyapacaklanna karar ve- receği dönem geçmiştir." ABD Olimpiyat Organizasyon Komitesi'nin başına da Sullivan getirildi. Onun çabasıyla mı yoksa ST. Louis kentının etkisıyle mı bı- linmez, Başkan Theodor Roouse- wett, St Louis kararını verdi. 1904 yılı Fransızlann ABD topraklan içe- risindeki büyük bir bölgeyiABD'ye satışının 100. yıl dönümüydü. Coubertin bir kez daha bir bayrama, büyük bir dünya fuanna toslamıştı. Olimpiyata sporla ilgisi olma- yan branşlarda eklendi. Olimpiyat tıpkı Paris'te olduğu gibi şenlikle- rin arasında kayboldu. Çok uzun bir süreye yayıldı (1 Temmuz- 23 Kasım). Fuara 66 ülke katılmıştı. Olimpiyata ise ABD dışında sade- ce 12 ülke... Bu olimpiyatta 280 ma- dalya dağıtıldı. Bunun 255'i ABD'li- ler tarafından toplandı. Coubertin daha işin başında neler olabileceğini kestimniş ve ST. Louis'e gitmemişti bile. Olimpiya- tın geleceği pamuk ipliğine bağlıy- dı. Ya hepten bitecek ya da kişıli- ği belirsiz bir panayıra dönüşecek- ti. Coubertin yaratıcı ve inatçı bir adamdı. Olimpiyata inanıyor- du, kaybolup gitmesine dayana- mazdı. • • • "Acaba, Yunanlann herolim piyat Atina'dayapmakönerisinika bul etmemekle hata mı etmişti? Yunanlann birde başkaönerisi var dı: "Eğer hep Atina olamayacak sa, bir 'ara olimpiyat' düşünelim vt buAtina'dayapılsın."Coubertin bı kez de bu öneriye sanldı. Oldukça iyi bir hazırlık yapıl- dı bu 'ara olimpiyat' için. 24 ülke- den 884 sporcunun katılması sağ- landı. Oyunlar 15 gün içerisine sığ- dınldı. Hatalar ve eksiklikler vardı ama yıne de "Olimpiyat gibi bir olimpiyaf düzenlenmiş oldu. Res- mi açılışta ilk kez sporcular ulusal bayraklarıylatörene katıldılar. ABD ilk kez resmen seçilmış bir ulusal takımla geldı. 1906 denemesi Coubertin'in başarısı oldu. Kurallaryerieşti. Oli- mpiyat düzeni ortaya çıktı. 1908'de normal olimpiyat dü- zenlenırken Ingilizlerin iyi niyeti vı, çabasıyla kurallar daha da kesın- leşti. Coubertın de kadın sporcu- lar konusunda yumuşadı: 36 kadın sporcu Londra'da resmen oyunla- ra katıldı. • • • Yıllarca çabalamış 1896'da olimpıyatlann düzenlenmesini sağ- lamış ama 12 yıl içinde düzenlenen üç olimpiyatta düş kınklıklanna uğ- ramıştı. Ancak o olimpiyat ıdeali- ne inanıyordu ve kendisine güve- niyordu. 1925 yılına kadar IOC (Ulus- lararası Olimpıyat Komıtesı) başkan- lığını yaptı. Ondan sonra da 'olim- piyatın kunjcusu'na 1937'de Ce- nevre'de ölünceye kadar 'olimpi- yatın şeref başkanı' dendi. ,.! j Olimpiyat ! Meşalesi'ni ] Semih j Saygıner, Azra Akın, Tan Sagtürfc gibi ünlüler taşıyacak. Olimpiyat ateşi IstanbuPu ısıtacak O limpiyatlar dört yılda bir düzenlenen ve tüm dünyanın ilgiyle, heyecanla takip ettiği bir sportif etkinlik. Ancak, olimpiyat sportif bir etkinlik olmanın ötesinde barışı, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği simgeleyen bir felsefe aynı zamanda. Bu anlayışın en somut göstergelerinden biri ise tarih öncesi çağlardan bugüne kadar sönmeden ulaşan oJim piyat meşalesi. Anlaşıldığı gibi salt bir 'ateş' değil, yandıkça insanlık için banşı, dostluğu, kardeşliği simgeleyen bir sembol, bir imge aslında.2004 Atina Olimpiyatlan öncesi Olimpiyat MeşaJesi Koşusu'nun Istanbul'da da gerçekleştirilecek olması, bu yıl meşalenin bizim için daha ayrı bir önem taşımasınt sağlayacak. Coca-Cola ve Samsung Electronics sponsorluğunda gerçekleştirilecek koşunun Istanbul ayağı 6 Temmuz 2004'te kent halkına olimpiyat coşkusunu yaşatacak. 50 kilometrelik bir yol katedecek koşu Ataköy Olimpiyatevi önünden başlayarak Sultanahmet, Boğaz Köprüsü, Bağdat Caddesi, Kadıköy, Üsküdar, Mecidiyeköy, Şişli ve Taksim'i dolaşacak. Koşu Dolmabahçe meydanındaki kutlamalar ile sona erecek. Meşale ulusal sporculardan iş adamlanna, ünlü oyunculardan gazetecilere kadar yaptıklan işterie olimpiyat ruhunu yansrtan isimlerin yanı sıra koşunun sponsorlan aracılığıyla belirlenen kritertere uyan haJk arasından seçilen toplam 125 kişi tarafından taşınacak. Küresel Olimpiyat Meşalesi koşusu Atina 2004 Olimpiyat Meşalesi Koşusu, gerçek anlamda ilk küresel Olimpiyat Meşalesi Koşusu olma özelliğine de sahip. 26 yüzyıl öncesinden bugüne kadar taşınan geleneksel koşu, Olimpiyat Halkalan'nın temsil ettiği beş kıtayı birleştiriyor ve ev sahibi Yunanistan da dahil olmak üzere beş krtadaki 26 ülkede toplam 33 kenti ziyaret ediyor. Koşu 2012 yılında yapılacak Olimpiyat Oyunlan'nın aday kentlerinden biri olan Istanbul için de önemli bir fırsat anlamına geliyor. Dünyanın gözünün Türkiye'ye çevrildiği saatlerde geleneksel Olimpiyat Ateşi'nin Istanbul'un tanrtımına katkıda bulunması için meşalenin güzergahı belirierinken Sultanahmet Meydanı, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi, Boğaz Köprüsü gibi tarihi ve kültürel mekanlar da parkura dahil edildi. 19MAYIS2004 SAYIİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle